0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » DINLER ARASINDA DİYALOG NE DEMEKTIR

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Bergamali su an offline Bergamali  
DINLER ARASINDA DİYALOG NE DEMEKTIR

18 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.02.2008
En Son On: 05.03.2008 - 13:20
Cinsiyeti: ----- 
BENIM HİİİÇ KABULLENEMEDIĞIM ŞEYLERDEAN BİRİDA BENİM PEYGAMBERIMİ KABUL ETMEYEN DİNİMİ KABUL ETMEYAN EHLİ KİTABIN SAPMIŞLARİ İLE DİYALOG YALANİDIR. ZATEN BUNİ ÇİKARANLARDA MÜSLÜMANLAR DEĞİLDIR.AŞAĞİDA VERDIĞIM YAZİ BUNİ ÇOK DAHA İYİ ANLATACAK SIZE.OYLE SANİYİM.

Alıntı
KÜFRÜ HOŞ GÖREN,
DİNİNE VE VATANINA İHANET EDEN
SAHTE KAHRAMANLAR

Ey hoşgörücüler! Bu alçakları kabul ettirebilmek, hoş gösterebilmek için
her türlü küfrü icat ettiniz, Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif'leri inkâr ettiniz, kendinizi onlardan kabul ettiniz.
Şimdi anlaşılmış oldu ki siz de bu alçaklığa ortaksınız.
Bunların kalleşliğinin zararını yine kendileri görecek. Bu millet aptal değil!





Yukarıdaki izahlar ve ifşaatlar göstermektedir ki bugünkü kilise Hazret-i İsa ve onun getirdiği hak din ile hiç bir alakası olmayan, kendi kurumunu ve din adamlarını putlaştırmış, insanlığa vahşet ve kötülük taşıyan bir kurumdur.

Halbuki İsa Aleyhisselâm Allah-u Teâlâ'nın dinini, hak din "İslâm"ı tebliğ etmişti. Bu din Adem Aleyhisselâm'dan beri bütün peygamberlerin tebliğ ettiği dindir.

İslâm'ı bilmeyen kimselerin İsa Aleyhisselâm'ın "Hıristiyanlık" adı altında ayrı bir din getirdiğini zannetmeleri kesinlikle doğru değildir.

İslâm bütün peygamberlerin dinidir.

"'Dine bağlı kalın ve dinde ayrılığa düşmeyin.' diye Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya, İsa'ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı." (Şûrâ: 13)

Nitekim Kur'an-ı kerim'de bütün peygamberlerin ümmetleri "Müslüman" ismi ile vasıflandırılmışlardır.

"İbrahim ne yahudi ne de hıristiyandı. Fakat o Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı." (Âl-i imran: 67)

Musa Aleyhisselâm kavmine şöyle söylemişti:

"Ey kavmim! Eğer siz gerçekten Allah'a inanıyorsanız ve O'na teslim olmuş müslümanlar iseniz, O'na güvenin." (Yunus: 84)

İsa Aleyhisselâm İslâm peygamberidir, ümmeti de müslümandır. Nitekim Havariler de İsa Aleyhisselâm'a şöyle söylemişlerdi:

"Biziz Allah'ın yardımcıları, Allah'a inandık, (sen de ey İsa!) şahit ol ki biz müslümanlarız." (Âl-i imran: 52)

İsa Aleyhisselâm bugünkü hıristiyanların değil, müslümanların peygamberidir. Nitekim Rahip Bahira, Selman-ı Farisî gibi onun samimi takipçileri Resulullah Aleyhisselâm'ı beklemişler. Zaman-ı saâdete erişenler ise iman etmişlerdir.

Diğer bir husus da bugünkü "Hıristiyan" ismini Allah-u Teâlâ vermemiştir. Bu ismi İsa Aleyhisselâm da vermiş değildir. Bu ismi onlar kendi kendilerine takmıştır:

"'Biz Hıristiyanız' diyenlerden de söz almıştık." (Mâide: 14)

Bu ilâhi beyanda: "Hıristiyanlardan" ifadesi yerine: "Biz hıristiyanız diyenlerden." ifadesinin kullanılmasının sebebi; bu ismi onların kendi kendilerine verdiklerine işaret etmek içindir.

Allah-u Teâlâ "Allah'ın yardımcıları" mânâsına gelen "Nasârâ" (hıristiyan) ismini vermemiş; onlar bu iddiada bulunarak kendilerine "Nasârâ" (hıristiyan) demişlerdir. İslâm çizgisinden ayrılmışlar kendilerine ayrı bir isim yakıştırmışlardır. Resullullah'a iman etmedikleri için de küfürde kalmışlardır.

Nasıl ki bugünkü İslâm dininin bölücüleri ayrı bir isimle ortaya çıkmışlarsa, İsâ Aleyhisselâm'ın yolundan çıkanlar da kendilerine ayrı bir isim yakıştırmışlardır.

Binaenaleyh İsa Aleyhisselâm müslümandır. İndiği zaman müslümanların arasına inecek ve hıristiyanların küfrü ile mücadele edecektir.

Görüldüğü gibi bu papazlar yeni bir din kurdular, sahte bir yol edindiler, Hazret-i Allah'a şirk koştular, ona oğul isnad ettiler, böylece kâfir oldular.

Bu yüzden Allah-u Teâlâ dinini yenileyecek bir peygamber, son peygamber Muhammed Aleyhisselâm'ı gönderdi. O, İsa aleyhisselâm'ın Allah katındaki değerini inananlara duyurdu, insanlara bütün peygamberlerin dini olan İslâm'ı tebliğ etti.

Ne var ki insanlar kiliselerin yaptığı gibi hak dinden saparak fırkalara ayrıldılar.

"Doğrusu kitaplılar kendi dinlerinde yetmişiki fırkaya ayrıldılar. Bu ümmet ise yetmişüç fırkaya bölünecektir. Biri hariç diğerleri cehennemliktir." (Ahmed bin Hanbel)

Bu Hadis-i şerif delilince hak dinden sapan fırkalar yahudilerde, hıristiyanlarda olduğu gibi ümmet-i Muhammed içerisinde de türedi. Yahudilerin ve hıristiyanların sırat-ı müstakim üzere olan inananları zaten son peygamberi bekliyorlardı. Geldiğini görünce iman ettiler. Yahudi alimi Abdullah bin Selâm ya da hıristiyan rahiplerin işaretleri ile Medine'ye gelen Selman-ı Fârisi Hazretleri gibi. Diğer fırkalar Resulullah Aleyhisselâm'a iman etmediler. Küfrü imana tercih ettiler.

"De ki: "Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda eşit bir kelimeye geliniz. Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım. Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın." Eğer onlar yine yüz çevirirlerse: "Şâhit olun ki, biz müslümanlarız." deyin." (Âl-i imran: 64)

Hıristiyanların büyük kısmı Âyet-i kerime'deki davete icabet etmeyerek, şirk ve küfürde kaldılar, Allah-u Teâlâ'nın davetinden yüz çevirdiler.

Bugünkü Hıristiyanların hak din ile hiçbir alakası yoktur.

İsa Aleyhisselâm ümmeti arasında olduğu gibi; İslâm dininde, Resulullah Aleyhisselâm'ın ümmetinde de İslâm dininden ayrılan fırkalar türedi.

Bu "Küfrü hoşgörücüler", bu izah ettiğimiz hakikatleri, Âyet-i kerime'leri, Hadis-i şerif'leri, 1400 yıldır gelen İslâm âlimlerinin öğretilerini hiçe saydılar. Hıristiyan ve yahudilerin küfrünü hoş gördüler. "Onlar da hak din" demeye başladılar.

Böylece bugünkü vahşet ve dalaletin mücessem bir temsilcisi olan kilisenin, vatikanın, papanın ayağına gidip "Sizin misyonunuzun bir parçası olmak için geldim" diyerek bu küfür ve insanlık suçlularının önderlerinin eteklerine yüz sürdüler.

İşte bunların hıristiyanlardan hiç bir farkı yoktur. İyi bilin ki ha papa, ha bu hoşgörücü! Hiç bir fark yoktur. Zaten hemen her konuşmasında aramızda bir fark yok diye ilan etmektedirler. Bu durumdan gocundukları da yoktur.

Bunların durumunu biz biliyoruz. Siz de bilin diye bu izahları yapıyoruz.

Bu sahte kahramanlara, bu sahte kahramanların yolundan giden Avrupa sevdalılarına, Papa ülkemize gelsin diye sevindirik olan emanet sahiplerine aldanmayın.

Bunlar bu küfürde ortaktır.

Siz bu küfre ortak olmayın.



Bu küfrün ortaklarının içyüzünü anlattığımız Mart 2006 tarihli dergimizde yayınlanan hakikatleri teberrüken buraya alıyoruz:

Allah-u Teâlâ Resulullah Aleyhisselâm hakkında Âyet-i kerime'sinde:

"Allah'a çağıran (Muhammed'e) uyun ve ona iman edin ki Allah da sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi can yakıcı azaptan korusun." (Ahkâf: 31)

Buyuruyor.

Fetullah Gülen şöyle söylüyor:

"Herkes kelime-i tevhidi esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslâh etmelidir. Hatta kelime-i tevhidin ikinci bölümünü yani Muhammed Allah'ın resulüdür kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır." (Küresel Barışa Doğru: 131. sh)

Bu söz küfürdür. Peygamber Aleyhisselâm Efendimiz'i inkârdır.

Oysa insan Allah-u Teâlâ'ya iman edip Resulullah Aleyhisselâm'a iman etmedikçe hiçbir zaman iman sahibi olmaz.

"Kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hüküm vermezse işte onlar kâfirlerdir." (Mâide: 44)

Bunlara bu nazarla bakın!



Allah-u Teâlâ Resulullah Aleyhisselâm hakkında Âyet-i kerime'sinde:

"Allah'a çağıran Muhammed'e uymayan kimse bilsin ki, Allah'ı yeryüzünde âciz bırakamaz. Kendisinin O'ndan başka dostları da bulunmaz. İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler." (Ahkâf: 32)

Buyuruyor.

O ise yahudi ve hıristiyanlar hakkında inen 87 kadar Âyet-i kerime'yi inkâr ediyor ve şöyle söylüyor:

"Yahudi ve hıristiyanları kınayan ve azarlayan âyetler ya Muhammed A.S döneminde yaşayan ya da kendi peygamberleri döneminde yaşayan bazı yahudi ve hıristiyanlar hakkındadır." (Küresel Barışa Doğru: 45. sh)

İşte görüyorsunuz ya, Âyet-i kerime'nin hükmünü kaldırmaya çalışıyor.

"Onlara: "Allah'ın indirdiği Kur'an'a ve Peygamber'e gelin!" denildiği zaman, münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün." (Nisâ: 61)

Bunlara bu nazarla bakın!



Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'lerinde:

"Sizin dostunuz ancak Allah'tır, O'nun Peygamber'idir. Bir de, Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazlarını kılan, zekâtlarını veren müminlerdir." (Mâide: 55)

"Eğer tövbe ederler, namazı kılarlar, zekat verirlerse artık onlar dinde sizin kardeşlerinizdir." (Tevbe: 11)

Buyuruyor.

Fetullah Gülen de Papa'ya gönderdiği mektubunda şöyle söylüyor:

"Amacımız bu üç büyük dinin inananları arasında hoşgörü ve anlayış yoluyla bir kardeşlik tesis etmektir." (9 Şubat 1998, bkz. Aksiyon, 167. sayı)

Hazret-i Allah'ın kâfir dediği insanlarla hoşgörü ve anlayış adı altında kardeşlik kurmak istiyor.

Bu sözüyle bu Âyet-i kerime'leri alenen inkâr etmiştir.

"Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zâlimlerdir."_(Tevbe: 23)

Bunlara bu nazarla bakın!



Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde:

"Hidayet kendisine apaçık belli olduktan sonra, Peygamber'e muhalefet edip inananların yolundan başkasına uyan kimseyi döndüğü o yolda bırakırız. Ahirette de kendisini cehenneme sokarız. Ne kötü bir dönüş yeridir orası!" (Nisâ: 115)

Buyuruyor.

O ise Vatikan'a Papa'yı ziyaret etmek için gittiğinde şöyle söylüyor:

"Papa 6. Paul cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazı yardımlarımızı sunmak için size geldik." (9 Şubat 1998, bkz. Aksiyon, 167. sayı)

Papalık misyonu diyalog ve hoşgörü adı altında müslümanların hıristiyanlaştırılmasıdır.

"Dinlerarası diyalog, Kilise'nin bütün insanları Kilise'ye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır." (Jean Paul II. Redemptoris Missio Roma: 1991)

Bir parçası olmak istediği misyon işte bu!

Bunların "Kiliseye döndürme" misyonunun parçası olduklarını öğreniyoruz.

"Onlardan bir çoğunu, kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendileri için öne sürdüğü şey ne kötüdür! Allah onlara gazap etmiştir ve onlar azap içinde ebedî kalacaklardır." (Mâide: 80)

Bunlara bu nazarla bakın!



Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde:

"Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse o onlardandır." (Mâide: 51)

Buyuruyor.

Bu küfrü hoş gören ve hoş göstermeye çalışan ise şöyle söylüyor:

"Gerekirse bu mevzuda her köşe başında bir hoşgörü vakfı kurulmalı, herkes hoşgörü soluklamalı." (30 Eylül 1996 Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın 'Mutlu Yarınlar İçin Elele' programında yaptığı konuşma)

Hıristiyan Haçlılar ve yahudilerin İslâm'ı ve müslümanları yok etmek için taarruz etmeleri, Peygamberimiz Aleyhisselâm'a büyük hakaretlerde bulunmalarından sonra bu sözleri ile ortada kalakaldılar!

"Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin; babaları, oğulları, kardeşleri veya akrabaları da olsa, Allah'a ve Peygamber'ine muhalefet eden kimselere sevgi beslediklerini göremezsin." (Mücâdele: 22)

Gerçek iman budur! Bunların bu Âyet-i kerime'lere inanmadığı apaçık ortadadır.

Bunlara daima bu nazarla bakın!



Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde:

"Resul'üm! Mümin kadınlara da söyle. Gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar, ızlarını namuslarını korusunlar. Ziynet yerlerini açıp göstermesinler. Ancak bunlardan görünmesi zaruri olan (yüz ve eller) müstesnâdır. Başörtülerini (göğüs ve boyunları görünmeyecek şekilde) yakalarının üstüne koyup örtsünler." (Nûr: 31)

Buyuruyor.

Bu adam ise:

"Kadınların başlarını örtmesi iman meselesi ölçüsünde önem arzetmez. Allah'a karşı kulluk, umumi manada kulluk ölçüsünde önem arzetmez bunlar. Teferruata ait meseledir. ... Temel meseleler varken, teferruatla (furuatla) uğraşılmamalı." diyor, Allah-u Teâlâ'nın emriyle alay ediyor. (Bkz. Hürriyet, 23-28 Ocak 1995; Sabah, 23-30 Ocak 1995 tarihli röportajlar)

Her türlü ilâhi hükmü hafife aldığı, önemsemediği iyice anlaşılmış oldu.

"Bu hükümler Allah'ın hudutlarıdır. Kim Allah'ın hudutlarını aşarsa kendisine yazık etmiş olur." (Talâk: 1)

Buna daima bu nazarla bakın!



Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde:

"Ey Peygamber! Kâfirlerle ve münafıklarla cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer ne kötüdür." (Tevbe: 73)

Buyuruyor.

O ise şöyle söylüyor:

"Kimse kimseye inancından dolayı ithamda bulunmayacak, yine kimse kimseye dininden ya da dinsizliğinden dolayı taanda bulunmayacak. ... Vahşi insanlar (bağışlayın bu tabirimden dolayı) vuruşa vuruşa, dövüşe dövüşe bir şey gerçekleştirirler. Medeni ve aydın ruhlar düşüne düşüne, konuşa konuşa bu hedefi gerçekleştireceklerine inanırlar. Vahşet dönemini çok gerilerde bıraktığımız kanaatini taşıyorum." (Bkz. http://tr.fgulen.com)

Resulullah Aleyhisselâm'dan bu zamana kadar bütün ehl-i İslâm'ın savaş meydanlarında yaptığı cihad'a hangi müslüman "Vahşet" diyebilir. Bunları tanıyın. Afganistan'da, Irak'ta ve daha pek çok yerde vahşet, zulüm ve işkenceler sergileyen "Medeniler(!)"e sığındığına göre bunun gerçek yüzünü görün!

"Oysa onlar Rabb'iniz olan Allah'a inandığınızdan dolayı Peygamber'i ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer sizler benim yolumda savaşmak ve hoşnutluğumu kazanmak için çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösterirsiniz? Ben sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. İçinizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur." (Mümtehine: 1)

Bunlar "doğru yoldan sapmış" kimselerdir. Bunlara bu nazarla bakın!



Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde:

"İşte onlar Allah'ın hizbi (partisi)'dir. İyi bilin ki kurtuluşa ulaşacak olanlar Allah'ın hizbi (partisi)'dir." (Mücadele: 22)

Buyuruyor.

Bu ise Hazret-i Allah'ın vahiy elçisi olan Cebrail Aleyhisselâm hakkında şöyle söylüyor;

"Farz-ı muhal, o bile gelse Türkiye'de bir parti kursa, onun partisini bile destelemem..." (23.11.1995, Savaş Ay ile Röportaj)

"Cebrâil Aleyhisselâm'ı desteklemem" demek "Allah-u Teâlâ'nın vahyini kabul etmiyorum" demektir.

"aglaCebrail dedi ki): "Biz ancak Rabb'inin emri ile ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunların arasında bulunan her şey O'nundur." (Meryem: 64)

"Kim Cebrâil'e düşman olursa, iyi bilsin ki bu Kur'an'ı Allah'ın izniyle senin kalbine o indirmiştir." (Bakara: 97)

Bunların durumu budur. Bunlara bu nazarla bakın!



Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde:

"Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyunuz. Onlar doğru yoldadırlar." (Yâsin: 21)

Buyuruyor.

Bu ise gerek himmet geceleri, gerek iftar ziyafetleri ile trilyonlarca lira para toplattırıp Hazret-i Allah'ın emrine karşı geliyor.

"Allah'ın âyetlerini az bir dünya menfaati karşılığında sattılar da insanları O'nun yolundan alıkoydular. Onların yaptıkları gerçekten ne kötüdür!" (Tevbe: 9)

Buna bu nazarla bakın!



Allah-u Teâlâ Ferman-ı ilahi'sinde:

"Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran." (Tahrim: 9)

"Allah onun yerine ileride öyle bir millet getirir ki; Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler. Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı başları dik ve güçlüdürler. Allah yolunda cihad ederler. Hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah'ın öyle bir lütfu ihsanıdır ki, onu dilediğine verir." (Mâide: 54)

"Allah yolunda nasıl cihad etmek gerekiyorsa öylece hakkıyla cihad edin." (Hac: 78)

Buyuruyor.

O ise bunca Âyet-i kerime'yi inkâr edip, "Küfrü hoşgörü cihadı ilan etmeli" diyor:

"Toplum hoşgörüye sahip çıkmalı. Hiçbir şeye karşı cihat ilan etmese de, ama mümkünse hoşgörü için cihat ilan etmeli." (Fethullah Gülen'le New York Sohbeti, Nevval Sevindi, sh: 27)

"Kim Allah'ın indirdiği hükümlerle hüküm vermezse işte onlar zâlimlerdir." (Mâide: 45)

Bunlara bu nazarla bakın!



Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'lerinde:

"Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır." (Mâide: 51)

"Sen onların dinine uymadıkça ne yahudiler ne de hıristiyanlar senden aslâ hoşnut olmazlar." (Bakara: 120)

Buyuruyor.

Bu ise şöyle söylüyor:

"Şöyle veya böyle Amerika ile dostça geçinmeden destek almak değil, dostça geçinmeden, Amerikalılar istemezlerse, kimseye dünyanın değişik yerlerinde hiçbir iş yaptırmazlar. ... Amerika, hâlâ bu dünya gemisinin dümeninde oturan bir milletin adıdır. ... Bu realite kabul edilmeli. Amerika göz ardı edilerek şurada burada bir iş yapılmaya kalkılmamalı. Rusya destekleyebilir bir işi, fakat Amerika ile iyi geçinmezseniz, işinizi bozarlar. ... Amerika'daki ahengin devam ve temadisini ister. Ve ben bunu çok yadırgamam." (Nevval Sevindi, Yeni Yüzyıl, 23.07.1997)

Amerika hesabına çalıştığı kendi ifadesi ile ortaya çıkıyor. Amerikan ajanlarının yapamadığını yapıyor.

O kadar senedir Amerika'da. Niye dönmüyor?

"Şüphesiz ki Allah hâinlik yapanları sevmez." (Enfâl: 58)

Buna bu nazarla bakın.

(Bu mevzunun daha tafsilatlı izahı için bakınız: Hakikat Dergisi, Mart 2006, sayı: 150)



Vatikan, Medeniyetlerin
Buluşacağı(!) Noktayı Açıklıyor:

Vatikan yönetimi, yayınladığı "Kateşizm kitabı"nda medeniyetleri buluşturmak istediği noktayı şöyle açıklıyor:

"Bu diyaloğun tek amacı İncil'i tanıtmaktır. Muhâtaplar ikinci Âdem'i, yâni İsâ'yı (-hâşâ-) Tanrı olarak kabul etmek zorundadırlar ki, Birinci Âdem'i de yaratan odur." (Kateşizm kitabı.)

Oysa Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor;

"'Allah Meryem oğlu Mesih'tir!' diyenler andolsun ki kâfir olmuşlardır!.." (Mâide: 17)

Dileyen dilediğini seçsin!

İster nârı, isterse nûru!...



"Dinlerarası Diyalog"
"Kilise Misyonu"nun Bir Parçasıdır!

1984 yılından beri "Hıristiyan Olmayanlar Sekreteryası"nın başkanlığını yapan Kardinal Francis Arinze, Vatikan'ın yayın organı olan "Bulletin"de, "Dinlerarası diyalog" denilen şeyin kilisenin yeni bir misyonu olduğunu açıkça ifâde etmiştir:

"Papa VI. Paul'ün vizyonu gerçekleşmektedir. Çünkü 'Dinlerarası diyalog', 'Kilise misyonu'nun normal bir parçası olarak görülmektedir" (Bulletin, 59/XX - 2, 1985, 124).

--------------------------------------------------------------------------------

| Hakikat'te Bu Ay | Diğer Sayılar | Ana Sayfa |


Ekleme Tarihi: 04.03.2008 - 11:03
Bu mesajı bildir   Bergamali üyenin diğer mesajları Bergamali`in Profili zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1959 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
burcunur (42), jihad soldat (43), alpakman (34), kerbela_34 (41), SpedeR (47), eminilhan (47), Glkc (36), mujdatciftci (35), aklima gelmedi (34), meraladem (39), heval yunus (34), muhammet ali (38), sosyolog983 (41), agus (44), müslüman cocuk (37), nakirev (42), enime (42), furkan_^^ (49), guller (44), sahdamar (41), metin uzun (42), abdulsamet (55), negative (39), homurhomur (51), snibsirm (44), husamaygor (37), estor (63), caykarali61 (43), aLi_osman (36), Avci_55 (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.98718 saniyede açıldı