0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » *-İSLAM, HEM DİN HEM DE DEVLETTİR-*

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
*-İSLAM, HEM DİN HEM DE DEVLETTİR-*

1420 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 21.04.2006
En Son On: 07.04.2013 - 10:54
Cinsiyeti: Bayan 
İSLAM, HEM DİN HEM DE DEVLETTİR


İslâm, soyut inançlardan oluşan bir din değildir. O, hem din, hem de
devlettir. Bir devlete sahip olmak, İslâm'ın tabiatının gereğidir. Daha önce
ele almış olduğumuz ve Allah'ın indirdikleriyle hüküm vermeyi farz kılan
nasları bir tarafa bıraksak bile, İslâm Yönetimi'nin ve İslâm Devleti'nin
var olmasını gerektiren İslâm'ın tabiatında en ufak bir değişiklik ortaya
çıkmaz.


Kur'ân ve Sünnetteki her bir hükmün uygulanabilmesi için, islâmî bir
yönetimin ve İslâm Devleti'nin var olması gerekir. Çünkü arı bir İslâmî
Yönetim ve Allah'ın emrettiği esaslara göre kurulmuş bir İslâm Devleti
olmadan bu hükümlerin gereği gibi uygulanabileceklerine güven beslenemez.
Allah'ın çizdiği sınırlar içerisinde ve Rasûlullah'ın açıkladığı bir şekilde
İslâm'ın bizzat ayakta durabilmesi için de, sınırları belirlenmiş İslâm'ı
ayakta tutacak İslâmî bir devletin varlığı gerekmektedir.


Bu, doğruyu kabul etmeyi bir türlü kibrine yediremeyen kişilerin
dışındakilerin red edemeyeceği bir mantıktır. Çünkü, İslâm'ın uygulanmasına
önem vermeyen, eksilmesinden zarar görmeyen, onu askıya almaktan veya ondan
uzaklaşmaktan kendisini hiçbirşeyin alıkoyamadığı, İslâmî olmayan bir
devlette, İslâm'ın dosdoğru şekliyle uygulanması veya ayakta durabilmesi
mümkün değildir. İslâm, dosdoğru şekliyle ancak İslâm'ın esasları üzerine
yükselen ve onun sınırlarına bağlı kalan bir devletin gölgesinde varlığını
sürdürebilir.


Diğer taraftan İslâm'ın getirdiği hükümlerin büyük bir kısmının uygulanması,
yalnızca bireylerin sınırları içerisinde kalmaya bağlı değildir. Aksine bu
hükümlerin çoğunun uygulanması, yönetimleri ilgilendirir. Tek başına bu
bile, devlet yönetiminin İslâm'ın yapısının bir gereği olduğunu ve İslâm'ın
aynı zamanda hem din ve hem de devlet olduğunu kesin olarak ortaya koymak
için yeterlidir.


İslâm, pekçok davranışın haram olduğunu bildirmiş ve bunların yapılmasını,
cezalandırılması gerekli olan bir suç olarak değerlendirmiş, bu suçlar için
birtakım cezalar belirlemiştir. Bu tür suçlardan biri kasti olarak
öldürmektir. Bunun cezası da kısastır :


"Ey îmân edenler, öldürülenler hakkında size kısas (misilleme) farz yazıldı"
(Bakara/178)


Hırsızlık da böyle. Cezası ise elin kesilmesidir :


"Erkek hırsız île dişi hırsızın ellerini kesiniz." (Mâide/ 38)


Suçsuzlara zina isnadı da böyle bir suçtur. Bunun cezası ise, değnektir:


"Suçsuz kadınlara (zina isnâd ederek) iftirada bulunduktan sonra dört şahit
getirmeyenlere gelince, onlara seksen değnek vurun." (Nûr/4)


Birtakım işleri haram kılmanın, bunları suç olarak değerlendirmenin ve
bunlar için birtakım cezalar öngörmenin, yönetimi ilgilendiren sorunlar
olduğunda ve bunların devletin ele aldığı en önemli konulardan olduğunda her
hangi bir tartışma yoktur. İslâm, aynı zamanda hem din, hem de devlet
olmasaydı, hiç böyle bir yol izler miydi?


Suçlarla ilgili birtakım nasları Kurân'ın boş yere ortaya koymadığında
herhangi bir kuşku yoktur. İslâm bu nasları, uygulansınlar ve yerlerine
getirilsinler diye ortaya koymuş bulunuyor. Kurân, müslümanlara bu nasların
gereğinin yerine getirilip uygulanmalarını farz kıldığına göre, bu nasları
uygulamak için gecesini gündüzüne katacak, bunların uygulanmasını
görevlerinin bir bölümü olarak değerlendirecek bir devlet ve bir hükümetin
kurulmasını da onlara farz kılmış demektir.


İslâm, insanların eşit olarak ele alınmasını, Allah'ın şu buyruğuyla farz
kılmaktadır :


"Ey insanlar, gerçekten bizler sizi, bir erkekten ve bir dişiden yarattık ve
sizleri birbirinizle tanışmanız için de büyük topluluklara ve kabilelere
ayırdık. Muhakkak sizlerin Allah katında en değerli olanınız, en
takvalınızdır." (el-Hucurât/13)


Rasûlullah (s.a.v) şu buyruğuyla da aynı hüküm dile getirilmektedir :


"İnsanlar, tek bir tarağın dişleri gibi biribirine eşittir. Arab'ın Arap
olmayana takvadan başka birşeyle herhangi bir üstünlüğü yoktur."


İnsanları eşit olarak ele almak ise, yönetimlerin ilgi alanı içerisindedir,
bireylerin değil Kur'ân, hüküm verildiği vakit, adaleti farz kılmıştır :


"Ve insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman adaletle hüküm veriniz."
(Nisâ/135)


Hüküm verirken adaletli olmak da yönetimlerin ve devletlerin ilgi alanına
giren en özel konulardandır.İslâm, ihtikârı (pahalılaşsın diye piyasadan mâl
çekmeyi), Rasûlullah'ın şu buyruğuyla haram kılmaktadır :


"Günaha düşkün olan kimsenin dışında ihtikâr yapan olmaz."


Allah, şu buyruğunda faizi haram kılmaktadır: "Allah, alış verişi helâl,
faizi de haram kılmıştır." (Bakara/275)


Nüfuzu kötüye kullanmayı ve rüşvet almayı da Allah şu buyruğu ile haram
kılmıştır:


"Mallarınızı kendi aranızda bâtıl yollarla yemeyin ve sizler bilip dururken
insanların mallarından bir kısmını günahla yemek için onları hâkimlere
aktarma yapmayın."
(Bakara/ 188)


İhtikârın, faizin, nüfuzu kötüye kullanmanın ve rüşvetin haram kılınması
ise, sâlih yönetimlerin kendisi için çalıştığı ve ilgi alanları içerisine
giren en önemli hususlardandır.


İslâm, mallardan belirli miktarların alınmasını da farz kılmıştır :


"Onların mallarından kendilerini temizleyecek ve onunla kendilerini tezkiye
edecek bir sadaka (zekât) al. (Tevbe/ 103)


Zenginlerin mallarında birtakım haklar belirler :


"Bir de onların mallarında dilenen ve yoksul olan için belirli bir hak
vardır." (Meâric/24).


Servetlere; Allah yolunda ve —mal ile ilgili bölümde gördüğümüz şekilde—
ihtiyaç sahiplerine harcanmak, ellerinde mal bulunduranları çeşitli
sınırlarla sınırlandırmak için birtakım kayıtlar getirmiştir. İşte bütün
bunlar, en eski zamanlardan en modern dönemlere kadar yönetimlerin en özel
işlerinden, hatta hükümetleri getiren ve hükümetleri düşüren en önemli
işlerdendir.


İslâm, yönetimin Şura ile olmasını, şanı yüce Allah'ın şu buyrukları ile
farz kılmaktadır :


"Ki, onların işleri kendi aralarında şûra iledir." (Şûrâ/ 38)


"İş hususunda da onlarla müşavere et." (Âl-i İmrân/159)


Şûra hükmünün yerine getirilmesi, İslâmî bir yönetimin ve İslâmî bir
devletin varlığını gerektirmektedir. İslâm, aynı zamanda hem bir din, hem de
bir devlet olmasaydı, hükümet şeklini ele almaz ve türünü belirlemezdi.


Bütün bunlardan ayrı olarak İslâm, kolay kolay sınırlandırılmayan,
bireylerin yönetimlerle, yönetimlerin bireylerle olan ilişkilerini,
alış-veriş, icar, hibe, vasiyyet, evlenme, boşanma, v.b. tasarruf ve
ilişkileri, yönetim ve ekonomiyi düzenleyen; iç karışıklıklar ile devletler
arası anlaşmazlıkları, barışı, savaşı, anlaşma ve antlaşmaları ele alan,
bireylerin ve toplumların her türlü durumlarını düzenleyen, toplumu eşitlik,
dayanışma, sosyal tekâfül (dayanışma) esasları üzerinde kuracak sayısız
hükümler ortaya koymuştur. Bütün bu nasların toplamı, şimdiye kadar bilinen,
insanlar tarafından ortaya konulmuş her anayasayı geride bırakan
hususlardır. Bununla İslâm, şimdiye kadar bilinegelen yasamaların, bütün
ilişkileri ele alan, onlarla ilgili hüküm koyan şerîatlerin en yücesi olmuş
oluyor.


îşte bütün bunları ancak hükümetler ve devletler ele alabilir, bunların
altından ancak onlar kalkabilir. İslâm, hükümetle gelmiş ve devletin
kurulmasını vâcib kılmıştır. Bu konuda aklı olan hiçbir kimse tartışma
yapmaz ve hiç bir akıl da zaten bu gerçekten başkasını uygun görmez.


Bizler, «İslâm, aynı zamanda hem din ve hem devlettir» dediğimiz zaman bazı
kimseler, İslâm'ın din ile devleti birbirinden ayırdığını sanabilir. Bu ise
yanlış bir sanıdır. Çünkü İslâm, dinle devleti içice ele almıştır. Öyle ki,
bunların birini diğerinden ayırmak mümkün değildir.


İslâm'da devlet, dinin kendisi, din de İslâm'ın kendisi olmuştur.


İslâm, dünya ile ilgili bütün işleri, dinin temeli üzerinde yükseltmiş
bulunuyor. İslâm, devlet için dinden destek alır, yönetim durumlarını
sağlama almak ve yönetilenleri de yönetenleri de yöneltmek için araç olarak
dini kullanır.


İslâm'a göre ideal devlet, dünya işlerini dinin emirleriyle düzelten,
halkını Allah'ın emirlerine bağlayan ve Allah'ın yasaklarından uzaklaştıran
devlettir :


"Onlar (öyle müminlerdir) ki, biz kendilerine yeryüzünde bir iktidar mevkii
verdiğimiz takdirde, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, mârufu emr
eder, münkerden sakındırırlar." (Hacc/41)


İslâm'da din, devlet için zorunludur. Devlet de dinin zorunlu kıldığı bir
husustur. Devlet olmadan din uygulanamaz. Devlet de din olmadan asla
düzelemez.


ABDULKADİR UDEH**

Ekleme Tarihi: 20.11.2007 - 11:44
Bu mesajı bildir   **Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
rifat56 su an offline rifat56  

5108 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 31.05.2005
En Son On: 21.01.2023 - 23:33
Cinsiyeti: ----- 
Allah razı olsun...
Paylaşım için teşekkürler...
Rabbim idrak edenlerden eylesin...

İslamiyet temiz insanın kanında mevcuttur...
Temiz insan islamiyeti yaşayandır.
Ekleme Tarihi: 20.11.2007 - 12:08
Bu mesajı bildir   rifat56 üyenin diğer mesajları rifat56`in Profili rifat56 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
rifat56 su an offline rifat56  

5108 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 31.05.2005
En Son On: 21.01.2023 - 23:33
Cinsiyeti: ----- 

"Din ile Devlet ikizdir. Bunlardan birisinin kalkması; diğerinin de kalkması demektir. Kökü olmayan yıkılmaya mahküm olduğu gibi bekçisi olmayan temel de yıkılır, yok olur."



{İsmail Hakkı Bursevî Rh.a.}
Ekleme Tarihi: 20.11.2007 - 12:42
Bu mesajı bildir   rifat56 üyenin diğer mesajları rifat56`in Profili rifat56 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1778 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
selaattin (63), didabra (41), cem_80 (44), nadim (57), Ramazanoglu (55), hilal_celik (36), fehmi84 (40), Feyza (40), maleman (43), _berzah_ (39), Süley (44), tevatur (53), fendülüs (49), bilal1 (52), Suvarîi (55), enes8386 (42), NUHYILDIZ (49), Esra_01 (41)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.03122 saniyede açıldı