0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » ~~~ RaMaZaN-I ŞERiF ~~~ » Ramazan ve Ramazana Girerken Oruç Adabı...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Ukab su an offline Ukab  
Ramazan ve Ramazana Girerken Oruç Adabı...

575 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.01.2007
En Son On: 05.02.2010 - 15:42
Cinsiyeti: Erkek 
Başı Rahmet, ortası Mağfiret, sonu ise cehennemden kur-tuluş olan mübarek ramazan ayına gireceğiz inşaAllah...
Bu ayda insanlar ikiye ayrılacak!
Nefislerini yemliyenler...
Nefislerini gemliyenler...

Rabbım bizleri nefislerini gem-liyenlerden eylesin. Âmin!
Bu ayda cennet kapıları ardına dek açılır. Cehennem kapıları sımsıkı kapatılır. Başımızın belâsı şeytanlar da zincirlenir. Yâni hiç kimse Ramazan Ayı’nda günah iş-leyipte “beni şeytan kandırdı” diyemeyecek. Neden?
Çünkü şeytanlar bağlanmış, zin-cirlenmiş olduğu Hadis-i Şerif’le beyan olunmuştur.
Bundan başka bir düşmanı-mız daha var ki, o da Nefis’tir. Nefsinde hakkından gelen oruç-tur, açlıktır. Demek oruçlarda tu-tuldumu nefiste açlıkla bağlanmış olacak. Böylece bizleri günaha sü-rükleyen, ibâdet etmemize mâni o-lan ebedî saâdetimize kastedip, a-hiretimizi cehenneme çevirmeye ça-lışan iki düşman; Şeytan ve Nefis’ ten bu ayda bir nebze kurtulmuş sayılırız...
Elhamdülillah Ramazan-ı Şe-rif’in hürmetine, şeytandan kurtarmamızın sebebiyle câmiler dopdolu. Teravihler, Hatimler, Oruçlar... Gece kâim, gündüz sâim. Ne olurdu tüm senemiz Ramazan ayı gibi olsa. Câmiler cemeatle dolsa. Kur’-an’lar okunsa, hatimler, vaazlar, ha-ramdan sakınmalar...
Ne güzel, ne hoş.
Herkes âhirete hazırlık yapan birer Âbid gibi...
Ramazan ayının geldiğine sizlerin ne kadar sevinç duyduğunu-za hüsnü zannım var. Bu ayın gel-diğine sevinenlere bakın ne müjde var.
Rasûlüllah (s.a.v) buyuruyor ki:
-“Kim Ramazan ayının geldi-ğine sevinirse Cennet o’na vâcip olur”.
Maalesef herkes sizin gibi se-vinemiyor. Sevinemiyor adam; ye-mek yiyecek lokanta bulamamaktan şikâyetçi olanlar var. Câmilerin hınca hınç dolmasından rahatsız o-lanlar var. Rabbım onları ıslâh ey-lesin! Âmin!
Olabilir, adam inanmıyordur ve oruç tutmuyordur. Boşuna ne-den aç kalsın. Yesin karnını doyursun. Lâkin bunu yaparken % 99’u müslüman olan ve çoğunluğunun oruç tuttuğu bir memlekette her-kesin gözü önünde, inadına yapar-casına yemek yemek, sigarasını tüt-türe tüttüre yolda yürümek oruç tutanlara karşı ne büyük saygısız-lıktır. Böylelerini görünce ister is-temez aklıma Nasreddin Hoca’nın fıkrası geliyor:
Hoca Merhum,
Ramazan ayında iftarda yemek üzere kasaptan ciğer alıyor ve mutfağa koyuyor. Fakat bir kedi geliyor, ciğeri kaptığı gibi kaçmaya başlıyor. Ciğerin gittiğini gören Nasreddin Hoca kedinin peşinden kovalıyor. Zira ciğer tehlikede...
Neyse bu durumu gören komşular:
-“Hoca Efendi ne yapıyorsun, bir kg’lık ciğer için koşturuyorsun” derler.
Hoca hiç bozuntuya vermeden:
-“Mesele ciğer değil, baksanıza oruç tutmuyor” deyince komşular diyor ki:
- “Hoca Efendi bilmezsin ki hayvanlar oruç tutmaz!”.
Oruç; olgun şahıs olmanın tezgâhı, hayırhak kişi olmanın po-tasıdır. Oruçlunun ağız kokusu Mev-lâ’ya (c.c) misk kokusundan daha sevimlidir. Mevlâ (c.c) “Oruç benim içindir” buyuruyor. Öyle ya Allah (c.c)’dan başkası için aç durulur mu? Yemek yasak, herkes oruç tutsun dense, evde yersin yine oruç tutmazsın. Ama Allah oruç tutun dedi emretti. Bizler tutuyoruz. Allah (c.c) için aç kalıyoruz.
Marketler dolu, evde her şey var. Yemeğinden, meyvesinden tu-tun da içeceğine kadar. Karnında aç olmasına rağmen yine de yemiyorsun, içmiyorsun. Hattâ iftar saatine 1 saat kalmış, önünde çorba-nın dumanı tütüyorken, senin aç-lıktan karnın gurulduyor, yine de yemiyorsun..!



Yesene Mübârek!
Yiyemem vakit gelmedi diyorsun.
NİÇİN? ALLAH(c.c) İÇİN!
İşte sana bunu yaptıran, seni tutan, engelleyen, dakikası dakika-sına hareket ettiren İMAN’dır. Allah (c.c)’a inancındır.
İyi düşünürsek, ne büyük bir olaydır. Ne ulvî bir hâdisedir. Hele iftara saniyeler varken bir sofranın başında oturmuş, iftar topunu, eza-nın sesini bekliyen bir aile, beni her zaman duygulandırmıştır.
“Oruç benim içindir, mükâfâ-tını da ben vereceğim” buyuruyor Rabbimiz.
Hangi ibadeti yapsanız, riyâ ta-rafına kaçabilmek sözkonusudur. Mesela namaz kılarken tadili erkâna daha bir dikkatle secdelerde, rü-kularda, kıyamda dururken birile-ri bakıyor olup ona riya yapılabilir, ne güzel kılıyor diye düşünülebilir. Zekâtını verirken, Hac’da tavaf eder-ken gösterişe kaçabilme imkânı ve ihtimali vardır. Amma oruçta bu mümkün değildir. Açlığın riyası mı olur. Biri tok, biri aç iki adam yan-yana görsen, belki de anlamazsın hangisi açtır, hangisi oruçludur diye.
İşte Mevlâ (c.c) oruç için, “mükâ-fâtını ben vereceğim” buyurmuştur.
Tabi ki oruç insanlara takvâ ka-zandırmalıdır. Oruçlu ağızla dedi-kodu, gıybet, yalan seyledin ise bu oruç takvâ kazandırır mı?
Kazandırmaz.
Orucunu yırtmış olursun. Ahirette seni koruyacak olan oruç kalkanını delmiş olursun. Delik kalkan ise insanı muhafaza eder mi?
Bir de Allah için tuttuğun bu o-rucun, açlığın verdiği stresi sıkıntıyı diğer insanlardan çıkarmamak gerekir. Çoğu kez duyarız, biri di-ğerine bağırarak:
-“Sen nasıl bana böyle mua-mele edersin, ben oruçluyum, boz-ma oruç kafamı, yoksa çok fena yaparım” diye haykırıyor.
Adam oruçlu diye milletin ba-şının etini yiyor.
Bu olur mu?
Hâlbuki oruç; bu psikolojileri törpülemek için emrolunmuştur. An-cak edebiyle, sukûnetle tutulan oruç-lar kabûle karindirler.
Rasûlullah (s.a.v) konuyla alâ-kalı bir Hadisi Şerif’lerinde:
-“Herhangi biriniz oruç günü olduğu zaman artık o kimse kötü söz ve fiil yapmasın, düşmanlık (veya bağırma) da yapmasın. Eğer bir kimse ona söver veya onunla dövüşürse, derhâl: Ben oruçlu bir kimseyim desin...”buyurmuşlar-dır.(Buhâri, Savm:9,2/228) (Müslim, Sıyam:164)
Demek ki oruçlu iken başka-sına sataşmak bir kenara, başkası sana sataşsa bile bundan kaçınmak gerekiyor.
-Her kim Ramazan orucunu, inanarak ve mükâfâtını yalnız Al-lah (c.c)’dan umarak tutarsa, kendisi için geçmiş günahları mağfiret olunur.(Buhari, İman:28, 1/15 Savm:6, Müslim, Sıyam:3,20)
Bu Hadis-i Şerif’te de beyan o-lunduğu üzere Allah (c.c) için tutulan oruç, yani perhiz niyetiyle, za-yıflamak amacıyla, rejim yapmak kastı ile değilde; Rabbim emretti diye tutulan oruç, geçmiş günah-ların bağışlanmasına vesile oluyor.
Rabbimiz bizleri rızasına uy-gun şekilde oruç tutarak geçmiş günahları af olunanlardan eylesin! Âmin!
Bazıları da Ramazan ayında o-ruca niyet etmiyor.
Niçin?
İmtihanı varmış, yok efendim maçı varmış, kendine göre baha-nelerle niyet etmiyor, o gün orucu da tutmuyor. Ve diyor ki:
“Niyyet etmeyene keffaret yokmuş”.
Peki niye keffaret yok. Çünkü kişi niyet etse, dayanamasa da oru-cunu bozsa keffaret var. Bunu 60 gün temizler. Ama niyet etmeyen ö-mür boyu tutsa onu ödeyemez. Zira adam niyetine bile gir-memiş, yan dönüp bile bakmamış. Mevlâ (c.c)’nın emrini bir kenara bırakıp, eften püften bahanelerle o-ruç yemiş.
Ayıp değil mi? Bak deprem felaketinde enka-zın altında, ne iftar, ne sahur, günlerce aç kalan insanlar kurtarıldı-lar ve yaşıyorlar. Kimse korkmasın oruç tuttu diye açlıktan ölmez.
Rasulullah (s.a.v) oruca niyet etmeyip yiyenlerle alâkalı ne buyuruyor:
-“Her kim ruhsatsız ve has-talıksız olarak Ramazan’dan bir günün orucunu yerse, bütün bir ömür oruç tutsa da onu ödemiş olmaz!”(Tirmîzi, savm:27,3/92 No:723- Ebu Davud, Savm:38)
Ramazan ayı dendiğinde akla-oruç geldiği için oruçtan bahsettik. Ramazan ayında sadece oruç değil, İslam’ın temel şartlarından dört tanesinin îfa edildiği bir aydır. Hac ibadeti, mevsimi gelince hac ayında yapılır. Diğerleri Kelime-i Şehâdet ki îmanın ilk şartı. Zaten her zaman ve her an îmanlıyız Elhamdülillah.
Namaz;
Günde beş vakit borcumuz do-layısı ile Ramazan ayında da de-vam ediyor.
Oruç;
Farziyeti ancak bu aydadır. Diğer aylarda tutayım da rama-zan ayı gelince ona sayarım diyemezsin. Olmaz.
Çünkü Mevlâ (c.c) Bakara Sû-resi 185. âyetinde:
-”İçinizden kim o ayda hazır olur (o aya ulaşır) ise onu (orucunu) tutsun”. buyurmuştur.
Zekât ise;
Üzerinden bir sene geçmiş, ni-sab miktarı zekât malına sahip o-lan kimseler tarafından verilir. Senenin her ayında verilebilir. Lâkin genel olarak insanımız ramazan ayında zekâtını vermektedir.
Zira bu ayda bir farz, 70 farz, bir nafile bir farz sevabını kazan-dırıyor. Böyle olunca elbette bu kâr kaçırılmaz.
Bu ay tüm ibadetleride böy-lece cem eden bir aydır.
Milyonlarca insan bu ayda af olacak, kurtuluşa erecektir. Mevla (c.c) affetmek için bahâne arıyor. Tevbe eden, kendisine yönelen; ne olur beni de! diyen herkese af var.
Ramazan ayı nasıl geçerse kos-koca sene öyle geçer.
Hazır şeytanlar bağlı iken, Rab-bimize yönelelim. Kötü huylara ve-da edelim, çirkin işlerimizi bıraka-lım. Kuruluşlar, hattâ devletler na-sıl proğramlarını yapıyorsa, aynı titizlikle proğramımızı yapalım. Şâyet biz bu ayda nefsin ve şeytanın kafasını kıramazsak, on-bir ay ondan çekeceğimiz var de-mektir.
Mevla (c.c) bu ayda rızâsına uygun ve muvafık ameller yapmayı nasib ederek af olunanlar zümresine cümlemizi ilhak eylesin...
Âmin!


EsSelam Aleykum...

Ekleme Tarihi: 11.09.2007 - 21:59
Bu mesajı bildir   Ukab üyenin diğer mesajları Ukab`in Profili Ukab Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1288 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.60514 saniyede açıldı