0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Allah’ın övdüğü faziletli mü’minler...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Ukab su an offline Ukab  
Allah’ın övdüğü faziletli mü’minler...

575 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.01.2007
En Son On: 05.02.2010 - 15:42
Cinsiyeti: Erkek 
Rahmete erip, cennetin anahtarını alan mü'minler takva sahibi olan mü'minlerdir. Bir insan ne yaparsa, takva sahibi olur ve rahmete mazhar olur? Onu da Rabbimiz bildiriyor. O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.


Övülmek, sevilmek insan nefsinin sevdiği bir hâdisedir. İnsan yoktur ki, nefsi sevilmeyi, övülmeyi, beğenilmeyi sevmesin. Bir insanı kim severse, beğenirse insanın hoşuna gider? Hiç şüphesiz bir insanı, kendisinden üstü makamda bulunan biri severse, daha güzel olur. Bir memuru âmiri, bir komutanı daha üst rütbedeki bir komutanı, bir veziri kral ya da padişah sever ve beğenirse, kişinin mutluluğu çok daha fazla olur.
Bir kul, kulu sevip beğenince hâl böyle oluyorsa, bir insanı, onu yoktan var eden yaratıcısı severse, beğenirse ve överse, durum nice olur. Bu öyle bir sevgidir, öyle bir övgüdür ki, mu-hatapları bunu bir bilebilseler, Mevlâ'-mızın sevgisi için bütün dünyayı feda ederlerdi.
Rabbimizin sevgisi ve övgüsü insan için en büyük rahmettir. Kim rahmete kavuşmak isterse Rabbinin sesine kulak versin. Rahmet çok ama çok ya-kınımızda bulunmaktadır. Kim bu rahmete kavuşmayı istemez? Rabbimiz buyuruyor ki:
"Allah'a ve Resûl'üne itaat edin ki, rahmete kavuşturulasınız." Âl–i İmrân–132)
Rahmete ermenin, kavuşmanın anahtarı; Allah'a ve Resûl'üne itaat etmektedir. Rahmet anahtarını eline geçiren mü'minlere müjde vardır. Allah'a ve Resûl'üne itaat edin, Kur'an'ı ve Sünnet'i uygulayın ki, Allah'ın rahmet ve merhametine mazhar olasınız:
"Rabbinizin bağışına ve takva sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun." (Âl–i İmrân–133)
Rahmete erip, cennetin anahtarını alan mü'minler takva sahibi olan mü'minlerdir. Bir insan ne yaparsa, takva sahibi olur ve rahmete mazhar olur. Onu da Rabbimiz şöyle bildiriyor:
"O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever." (Âl–i İmrân–134)
Âyet–i kerime mü'minin vasıflarını sayıyor. Allah'ın sevdiği ve methettiği takva sahiplerinin özelliklerini.
O takva sahipleri ki; bollukta, rahat zamanlarında Allah için harcama yaparlar. Sadece bolluk ve rahatlık zamanlarında değil, darlık, sıkıntı ve meşakkatli zamanlarında da ellerindeki imkânları Allah için harcarlar.
Bir hadis–i şerifte Kâinatın Efendisi buyurdular ki:
"Cömert insan, Allah'a yakın-dır, insanlara yakındır, cennete yakındır. Fakat cehenneme u-zaktır."
Efendimiz; Allah için vermekten, tasadduk etmekten haber veriyordu. Sohbeti dinleyenlerden her biri gücü ölçüsünde malından veriyordu. O sırada dinleyenlerden biri ayağa kalkarak dedi ki:
"Ya Resûlullah! Benim verecek hiçbir şeyim yok. Ben de Rabbim için şerefimi tasadduk ediyorum. Bundan sonra bana kim ne yaparsa yapsın, Rabbim için hiçbirine karşılık vermeyeceğim." Aradan biraz zaman geçmişti ki, şerefini tasadduk eden adamın kabilesinden bir grup Efendimizi ziyarete gelmişti. Efendimiz bu gelenlere:
"Sizden bir adam bir sadaka verdi ki, Allah onun tasaddukunu kabul etti. O şerefini tasadduk etmişti." buyurdu.
O takva sahipleri ki; öfkelendiklerinde, öfkelerini yutarlar, güç ve kuvvet ellerinde bulunduğu hâlde, ne kendilerinden güçlü olanlara ne de kendilerinden zayıf olanlara karşı şiddet uygularlar. Öfkelerini sabırla ye-nerler.
Bir hadis–i şerifte Kâinatın Efendisi buyurdular ki:
"Öfkesinin gereğini yerine getirebilecek güçte olduğu hâlde öfkesini yutan kimsenin kalbini, Allah güven ve iman doldurur."
O takva sahipleri ki; insanları affederler. Kendilerine karşı bir kötülük, haksızlık ya da suç işleyenleri bağışlarlar. Çok büyük haksızlığa uğrasalar da, yine affederler.
Bu hususta Fudayl Rahmetullahi Aleyh şöyle der:
"İyiliğe karşılık iyilik, mükâfattır. İyiliğe karşılık kötülük, cezalandırmadır. Kötülüğe karşı-lık iyilik, cömertlik ve ikramdır. İyiliğe karşılık kötülük ise, alçaklık ve kötülüktür."
Rivayet edildiğine göre, Efendi-mizin dünyalar güzeli torunu Hazreti Hasan Radıyallahu Anh, misafirleri ile birlikte, yemek sofrasına oturmuştur. O sırada hizmetçisi de yemekleri sofraya taşımaktadır. Tam Hazreti Ha-san'ın yanından geçerken, dikkatsizce davranır ve yemek dolu kap, Hazreti Hasan'ın başından aşağı dökülür. Bu durum karşısında hizmetçi hem panik-ler hem de korkar. Korku ve panik hâlinde iken şu âyet–i kerimeyi okur:
"…öfkelerini yutarlar ve insanları affederler…"
Âyet–ı kerimeyi dinleyen Hasan hizmetçisine:
"Seni Affettim" der. Bu defa da hizmetçi âyet–i kerimenin devamını da okur:
"…Allah da güzel davranışta bulunanları sever."
Bunun üzerine Hazreti Hasan hizmetçisine döner ve der ki:
"Bundan sonra özgürsün, seni serbest bırakıyorum."
Rabbimiz sevdiği, rahmet ettiği kullarının özelliklerini saydı. Bu özellikleri üzerinde taşıyanlara ne mutlu ki, Rablerini onlardan hoşnut olmuştur. Bu âyet–i kerimenin ardından gelen âyet–i kerimede, yine Allah Celle Celâluhu'nun sevdiği ve müjdelediği bir başka taifeden haber verilmektedir:
"Yine onlar ki, bir kötülük yaptıklarında ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayıp, günahlarından dolayı he-men tövbe–istiğfarlar ederler. Za-ten günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki? Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler.” (Âl–i İmrân–135)
O güzel kullar ki; bir kötülük, bir günah işlediklerinde, bir yasağı çiğne-diklerinde pişman olurlar, Rablerin-den af dilerler. Yaptıkları kötülükler, velev ki ikinci, üçüncü şahısları da kapsasa, eğer hulûs–i kalp ile tövbe edip pişmanlık duyarlarsa, ne mutlu onlara! Onlar büyük bir rahmete kavuşmuşlardır.
O güzel kullar ki; kendi nefislerine zulmedip, yani ikinci, üçüncü şahısları ilgilendirmeyen, sadece kendi nefisleri ile alâkalı günahlar işlediklerinde de, pişman olurlar ve Rablerinden bağış-lanma isterler. Temiz bir kalple bağış-lanma isteyen bu kullar ne güzel kullardır.
Her iki hâlde de günahları bağışla-yan Allah'tır. O güzel kullar, günah işlediklerinde akıllarına Allah gelir, üzülürler, ağlarlar ve "Biz ne yaptık? Rabbimize nasıl isyan ettik? Biz ne kadar kötü bir iş yaptık!" diyerek pişmanlık içinde Rablerinden af dilerler. Rableri de onların bu taleplerini yerine getirir ve onları affeder.
Affeder, ancak affetmenin şartı âyet–i kerimenin sonunda gelmektedir. Şart şudur:
Yapılan kötülülüklerde, günahlarda ısrar etmemek, yani tekrarından kaçınmak gerekir.
Bu âyet–i kerimelere mazhar olan mü'minlere büyük müjde bir sonraki âyet–i kerimede verilmektedir.
"İşte onların mükâfatı, Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlerdir. Böyle amel edenlerin mükâfatı ne güzel-dir. (Âl–i İmrân–136)
Rabbimizin övgüsüne mazhar olmuş olan bu kulların mükâfatı, altlarından ırmaklar akan cennetlerdir ve bu cennetlerde ebedî kalınacaktır.
Yukarıda bahsi geçen âyet–i kerimelere muhatap olmanın yolu şöyle çizilmiştir.
Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular ki:
"Kul, kendisiyle münasebeti kesen akrabalarına sıla–yı rahim yapmadıkça, kendisine zulmedeni affetmedikçe ve kendisine vermeyene vermedikçe fazilet sahibi bir kimse olamaz." Rivayet edildiğine göre; İsa Aleyhisselâm da şöyle buyurmuştur:
"İyilik, sana iyilik edene iyilik etmen değildir. Bu bir karşılıktır. İyilik, sana kötülük edene iyilik etmendir."...


EsSelam Aleykum...

Ekleme Tarihi: 30.08.2007 - 01:09
Bu mesajı bildir   Ukab üyenin diğer mesajları Ukab`in Profili Ukab Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1834 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
burcunur (42), jihad soldat (43), alpakman (34), kerbela_34 (41), SpedeR (47), eminilhan (47), Glkc (36), mujdatciftci (35), aklima gelmedi (34), meraladem (39), heval yunus (34), muhammet ali (38), sosyolog983 (41), agus (44), müslüman cocuk (37), nakirev (42), enime (42), furkan_^^ (49), guller (44), sahdamar (41), metin uzun (42), abdulsamet (55), negative (39), homurhomur (51), snibsirm (44), husamaygor (37), estor (63), caykarali61 (43), aLi_osman (36), Avci_55 (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.22105 saniyede açıldı