0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » SEVMEYİ BİLMEYENE ....

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 4 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
serzen su an offline serzen  
SEVMEYİ BİLMEYENE ....

231 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.06.2007
En Son On: 18.08.2007 - 16:11
Cinsiyeti: ----- 
“Sevmeyi bilmeyene bilmeyi sevmek ne ki?” diye soruyor İskender Pala.* Ne kadar haklı! Ormanın nerede olduğunu bildiğin halde, ormana yürüyecek heyecanın yoksa, vurdumduymazlığın kor ateşlerinde bütün ormanları yakmışsın demektir.
Çiçeklerin taç yapraklarını sayıp sayıp da, bir çiçek yüzünü yüzündeki sevince katıştıramayacağın bir sevdiğin yoksa, çiçek çiçek aşkları doğramışsın, nice demektir. Bülbüller gül yapraklarının kızıllığının kromotografik analizini yapmazlar, yapamazlar. Seslerini güllerin yaprağına doladıkça, sabahı da, gülü de, kendilerini de yeniden kıymetlendiren ve eşsiz bir değere eriştiren bir simya ustası oluverirler. Severler, sevmesini bilirler.

Bilgi yarışması değildir yaşamak; sevgi yoğrulmasıdır. Bilmek, sadece saymadır, sadece ölçmedir, sadece tartmadır. Bakırcılar meselâ... Bakırı sadece tartarlar. Onlar için bakır sadece kalıbıyla vardır. Bakışları bakırın kalbine değmez. Bakırın yüzüne kazınmış on bin yıllık mühür onları ilgilendirmez. Oysa, antikacı bakırın kalıbına değil kalbine bakar. Kalbiyle tartar onu. Antikacı ile bakır fısıldaşırlar birbirlerine. Aralarında hiçbir ölçüye gelmeyen, hiçbir terazi kefesine sığmayan, hiçbir sayıyla hesaplanamayan bir bağ kurulur. Toprağını üzerinden atmış bakır ilk defa konuşur. Bin yılların suskunluğunu/beklemişliğini antikacının heyecanla inip çıkan göğsünde çağıltılı bir nutka dönüştürür. Yüreği kıpır kıpır atar gibidir kıymetinin bilindiği avuçlarda. Bundan böyle kapladığı yer kadar değildir “o bakır”ın hacmi. Bağlı olduğu zamanların habercisi olduğu için önemlidir. Sanatkârına bizi bağladığı için eşsizdir.

Sevmek bağlanmak demektir. Âşık olmak, sarmaş dolaş olmak demeye gelir. Bak ki; aşk bile sarmaşıktan ödünç almıştır anlamını. Sarmaşık döner, dolanır, kıvranır, ama hep bağlıdır, her daim sarıp sarmalar, bağlanır..

Diyeceğim o ki...

Dinin bilgisi, seni Allah’a bağlamayabilir. Hatta aşırı bilgi zorlaması hazır bağlarını çözebilir bile... Allah’ın bir olduğunu bilmen ve bildiğini bildirmen, O’nun katında biricik olduğunu hissetmenin garantisi değildir. Sözgelimi, otuz iki farzı eksiksiz yazabilsen sınav kâğıdına, “dinci” seni başarılı sayacaktır. Örneğin, “Aşağıdakilerden hangisi Hz. Muhammed’in katıldığı savaşlardan değildir?” sorusunun doğru seçeneğini kalbinden vursan kurşun kaleminle, sana puan verilecek...

Sadece bilmeni ölçüyor sınavlar. Bilmeyi sevmeni umuyorlar sınav koçları. Sevmesen de bilmeni istiyorlar. Sevmeye sevmeye bilmeni bile alkışlıyorlar. Seni hiç yokken sevip, özene bezene var eden Yaradan’ını, ışığı yüzüne dokunmayan, sıcağı tenine dokunmayan uzak bir yıldız gibi tarif ediyor kimi vaazlar. Sana şah damarından bile yakın olduğunu fısıldayan Rabbin ile sıcacık ve içten bir bağ kurmaya ayarlı değil din bilgisi kitapları. Seni hiçlikten çıkarıp “gözde”si eyleyen, kendi kutlu ve müşfik sözüne muhatap eden Rabbini sözel kalabalıklar arasında kuru bir bilgi olarak sunuyorlar sana. Bilmeni istiyorlar sadece... Saymanı, yazmanı, işaretlemeni... Kılına zarar gelmesin diye üzerine tir tir titreyen “ana yürekli” Peygamberin -ne hikmetse- çoğu kez savaşlarını saydırıyorlar sana. Sarmaş dolaş olamıyorsun O’nunla da... Sınav kaygısıyla terlemiş ellerini O’nun ellerinin serinliğine bırakacak o bağlılığı hissetmene fırsat verilmiyor gibi... İbadetleri de sanki Allah’a “sus payı” vermek diye bellemişsindir Allah bilir. “Tamam, tamam; namaz kılacağım Allah’ım, cehenneme atma yeter ki... Bak, oruç da tutuyorum; kızmayasın sakın!” der gibi içinin içi. Sana o güzel yüzü veren, sana o eşsiz gözleri bağışlayan Rabbin, sana niye sevemediğin ibadetleri, niye zoraki yapacağın meşguliyetleri emrediyor olsun ki? Yüzünü güzel eyleyenin dini de güzel değil midir?

Rabbini bilmek, seni O’nu sevmeye vardırmıyorsa, nasıl bilmek bu? Peygamberinin hayatının detaylarını bilmekle, sevildiğini, sevdiğini, sevindirildiğini hissedemiyorsan, nice bilmektir bu?
Ekleme Tarihi: 07.08.2007 - 10:08
Bu mesajı bildir   serzen üyenin diğer mesajları serzen`in Profili serzen Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
KaRaGuL su an offline KaRaGuL  

Moderator
548 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.07.2003
En Son On: 30.11.2019 - 13:49
Cinsiyeti: Bayan 
ne güzel anlatılmış...

paylaşımın için yüreğine, diline, ellerine sağlık serzen kardeşim...

Yazının gerçekten hakkını vermek gerekir

Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır...

Her ne kadar görünen güzellikten nasibimizi almamışsakta, bakmayı biliyoruz.
aynaya baktığımda gördüğüm işlevini yerine getiren iki göz.
Konuşmamı derdimi anlatmamı sağlayan bir ağız. Burnum kulaklarım mükemmel. Ne güzel değil mi Kaşlarım gözlerimin üzerinde
Ne güzel değil mi Burnum gözlerimle dudaklarımın arasında ve inanılmaz koku alıyor.

Kulaklarım iki tane ve başımın iki tarafında en ufak bir fısıltıyı dahi duyabiliyor.
Rabbim ne güzel yaratmışsın beni diyorum. Gerçekten överek, özenerek yaratmışsın. Buğulu gözlerle bir tebessüm ediyorum. Ve O eşsiz Varlığı kalbimde hissediyorum, Elhamdulillah...

Efendimizden bahsedildiğinde sadece savaşları gelmiyor aklıma, onunla cephede beraber çarpışıyorum. Önüne set olayım diyorum, kılına zarar gelmesin nidaları altında...

Çocuk oluyorum başımı okşasın diyorum. Anne olayım onun saçlarını okşayayım.
Baba olup sahipligini yapayım diyorum ve buğulu gözlerle sadece Habibullah'a tebessüm ediyorum, O'da bana gülümsüyor üzülme diyor, Elhamdulillah...

Bir sarmaşık oluyorum, hayata sarılıyorum ama köklerimin ebedi kalmayacağını biliyorum.
Hayatı seviyorum, insanları seviyorum, doğayı kuşları böcekleri ve çocukları seviyorum.

Sevmek kadar güzel birşey var mı ki?
Kimi, neyi niçin seviyoruz,
Sevilmek güzeldir elbette ama en güzeli karşılık beklemeden sevmek...

Bende Mecnundan öte aşıklık istinadı var,
Aşık-ı maşuk benim, Mecnunun ancak adı var....

selam ve dua ile...
Ekleme Tarihi: 07.08.2007 - 10:37
Bu mesajı bildir   KaRaGuL üyenin diğer mesajları KaRaGuL`in Profili KaRaGuL Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
serzen su an offline serzen  

231 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.06.2007
En Son On: 18.08.2007 - 16:11
Cinsiyeti: ----- 
Karagul bu yazında cok guzel olmus Allah sendende razı olsun..
Ekleme Tarihi: 07.08.2007 - 10:40
Bu mesajı bildir   serzen üyenin diğer mesajları serzen`in Profili serzen Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
KaRaGuL su an offline KaRaGuL  

Moderator
548 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.07.2003
En Son On: 30.11.2019 - 13:49
Cinsiyeti: Bayan 
Rabbim senden de razı olsun kardeşim

Bazen küçük bir söz dokunuyor insanın yüreğine.

Ve kelimeler dökülüyor dilimizden...

Normalde konuş deseler susarım sadece...

ama işte bazende böyle yüreğimize engel olamıyoruz...
Ekleme Tarihi: 07.08.2007 - 10:42
Bu mesajı bildir   KaRaGuL üyenin diğer mesajları KaRaGuL`in Profili KaRaGuL Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1681 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
33mya (63), turkishdanger (36), LeeNa (56), avara (34), @KIN (43), Sedat KAYHAN (61), burcuburcu (49), emelim (52), yahia (49), huzur (52), nazarboncuð.. (44), fettah (42), asafusta (41), Selim54 (35), excelleron (53), SeHZaDeM (34), sofiumit (41), remzi82 (54), iskender_1 (44), Ibrahim_Kerim (43), ÝSU (31), sadozaydin (38)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.76404 saniyede açıldı