generique colchicine lopinavir ritonavir ivermectine generique luvox kaletra voltaren votum plus votum vytorin wellbutrin sr xatral xeloda xenical xylocaine yasmin yasminelle yaz zanaflex zantac zantic zebeta zeffix zenegra zentel zestoretic zestril zetia ziac ziagen zilutrol zinacef zinat zithromax dispersible zithromax zocor zofran zoloft zorotop zovirax zurcal zyloprim zyprexa zyrtec zyvox zyvoxid
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Evde ya da okulda islam'a hizmet icin pek cok sey yapabilirsiniz

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 4 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Ônder23 su an offline Ônder23  
Evde ya da okulda islam'a hizmet icin pek cok sey yapabilirsiniz

569 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.10.2006
En Son On: 17.11.2016 - 14:20
Cinsiyeti: Erkek 
slam ahlakının yaşanması için hizmet eden kitapların daha fazla insan tarafından okunmasına yardımcı olmak için çok uzun zaman harcamanıza, çok büyük fedakarlıklarda bulunmanıza gerek yok. Evinizde, okulunuzda, arkadaşlarınızla otururken ya da ders çalışırken de yapabileceğiniz çok fazla şey var. Gün içinde birkaç dakika ayırarak birçok insanın İslam ahlakı hakkında bilgi sahibi olmalarına vesile olabilirsiniz:

- Eğer öğrenci iseniz;

- Okul servislerinde vaktin daha iyi geçmesi için İslam ahlakının ya da Kuran mucizelerinin anlatıldığı ses kasetlerinin dinlenilmesini teşvik edebilirsiniz. Ya da siz çevrenizdeki kişilerin dikkatini çekecek iman hakikatlerini okuyup, ertesi gün servisinizde anlatabilirsiniz.

- Konusu sizin isteğinize bırakılan ödevlerde Harun Yahya eserlerinden bilimsel ödevler hazırlayabilir, böylece yararlı bir çalışma yapabilirsiniz.

- Boş vakitlerinizde evinizde arkadaşlarınızı toplayıp, Harun Yahya’nın eserlerinden hazırlanan belgeselleri izleyebilirsiniz.

- Tenefüs aralarında arkadaşlarınıza Harun Yahya kitaplarından öğrendiğiniz iman hakikatlerini anlatabilirsiniz. Hatta bunu sürekli bir uygulama haline getirebilirsiniz. Herkes evinde 5 iman hakikati öğrenir, ertesi gün gelip birbirine anlatır. Bu şekilde 5 kişi birbirine anlatsa, herkes günde 25 tane iman hakikati öğrenir. Böylece kısa sürede kendinizi çok geliştirebilir, İslam ahlakını anlatırken faydalanabileceğiniz çok güzel bir bilgi dağarcığı oluşturabilirsiniz.

- İslam dinine daha iyi hizmet edebilmek için kendinizi her yönden sürekli geliştirebilirsiniz. Kitap okuyup, bilgisayar kullanmayı, internette araştırma yapmayı, internet sitesi hazırlamayı öğrenebilirsiniz. Yabancı dilinizi geliştirip, kültürünüzü sürekli artırabilirsiniz. Böylece İslam dininin yaygınlaşması için çok değerli çalışmalar yapabilirsiniz.

- Arkadaşlarınıza okuduğunuz bir Harun Yahya kitabını hediye edebilir, ancak okuduktan sonra mutlaka başka bir kişiye daha vermesini tembihleyebilirsiniz.

- Okulda duvar panosu-gazetesi hazırlayabilir, bu panoya her hafta yeni düşündürücü iman hakikatleri, Kuran mucizeleri, güzel ahlak örnekleri yazabilirsiniz.

- Tüm arkadaşlarınıza Harun Yahya'nın eserlerinden hazırlanan internet sitelerini tavsiye edebilir, bu sitelere üye olunmasını teşvik edebilirsiniz.


Ev hanımı iseniz;

- Komşularınızı ve arkadaşlarınızı sohbet etmek için eve çağırdığınızda belgesel izlettirebilir, İslam ahlakını ya da Allah'ın yaratma sanatını anlatan kitaplardan öğrendiklerinizi onlara anlatabilirsiniz.

- Çocuklarınıza İslam ahlakını, Allah’ın evrendeki yaratış delillerini Harun Yahya’nın çocuklar için hazırlanmış eserlerinden faydalanarak anlatabilirsiniz. Onlara Harun Yahya belgesellerini izlettirebilir, çocuk kitapları ile öğrenirken aynı zamanda eğlenmelerini de sağlayabilirsiniz. Çocukların bu ahlakla yetiştirilmeleri, onların ilerleyen yaşlarında milli ve manevi değerlerine bağlı, hayırlı kimseler olmalarına vesile olabilir.

- Eğer çocuklarınızın yaşları küçük ise çocuk kitaplarından alıp onlara geceleri uykudan önce birkaç sayfa okuyabilirsiniz. Onlara uyumadan önce Allah’ı tesbih etmelerini ve O'na dua etmelerini hatırlatıp teşvik edebilirsiniz.

- Çocuklarınızı kötü akımlardan ve zararlı gruplardan korumak için onları bilgilendirmelisiniz. Harun Yahya'nın Satanizm Tehlikesi gibi zararlı akımları anlatan eserleri öncelikle okumalarını sağlayarak bu tehlikenin ne olduğunu anlamalarını sağlayabilirsiniz.

- Çocuklarınıza ve arkadaşlarına iman hakikatlerini, İslam ahlakını, peygamberlerin hayatlarını anlatan belgeselleri izleyebilecekleri ortamlar hazırlayabilirsiniz. Hafta sonları çay saati yapıp, güzel yiyecekler hazırlayıp, belgeselleri izlettirebilirsiniz.

- Evinizde bilgisayar varsa ve internete girme imkanınız varsa, evinize gelenlere İslam ahlakının, Kuran mucizelerinin ve Allah’ın yaratış delillerinin anlatıldığı internet sitelerini, kitapları vs gösterebilirsiniz.

- Tanıdığınız yaşlı kimselere, onlarla yaşayan anneanne, babaanne veya dedelere İslam ahlakını anlatan ses kasetlerini dinleyecekleri ortamlar oluşturabilirsiniz.

- Evinizde bir kütüphane oluşturup, Harun Yahya külliyatını sergileyebilir, misafirlerinize kitapları gösterip incelemelerini sağlayabilirsiniz.

- Yakınınızdaki okulların kütüphanelerine okuduğunuz kitapları ve belgeselleri hediye edebilirsiniz.

- Yakınınızdaki yaşlılar yurduna, çocuk esirgeme kurumlarına gidip kitap okuyabilir, film izlettirebilirsiniz. Birkaç saatinizi böyle bir hizmete ayırarak onlarca insanı Allah’ı düşünmeye teşvik edebilirsiniz.

- Evde israf olmamasına dikkat edip, paranın boşa harcanmamasını sağlayabilirsiniz. Gereksiz harcamalardan kaçınırsınız, tasarrufunuzla İslam ahlakının anlatıldığı kitaplar ve dergiler alabilirsiniz.

- Yemek yaparken Harun Yahya’nın kitaplarının ses kasetlerini dinleyebilir, sonra onları arkadaşlarınıza anlatır, dinlemeleri için onlara verebilirsiniz.

- Özel günlerde hediye alırken, çocuk veya yetişkin her yaştan insana uygun kitaplar veya VCD'ler, ses kasetleri tercih edebilirsiniz. Bu hediyeler sayesinde yakınlarınızın, dostlarınızın Allah’a imanlarının güçlenmelerine vesile olabilirsiniz.

- Tanıdıklarınıza misafirliğe giderken çiçek, kek vs. yerine kitap alabilirsiniz. Bu alışkanlığın mantığını tüm arkadaşlarınıza ve yakınlarınıza da anlatır, aynısını onların da uygulamalarını sağlayabilirsiniz.

- Harun Yahya’nın makalelerinin çıktığı gazeteleri elden ele dolaştırarak, çok fazla kişinin okumasını teşvik edebiliriz.



SADECE BENIM CABAMLA NE OLACAK DIYE DUSUNMEYIN

insanların birbirlerine nasıl zulmettiklerini gören, her gün çevresinde ahlaksızlığın, acımasızlığın, imansızlığın işaretlerini fark eden ve bunlardan dolayı rahatsızlık duyarak, barış, sevgi ve huzur dolu bir toplum isteyen bir insanın olup bitenlere duyarsız kalması büyük bir hata olur. Her insan, az ya da çok, gücünün yettiğinin en fazlasıyla kötülüklerin tek çözümü olan Kuran ahlakının yaşanmasına ve yaşatılmasına katkıda bulunmalı, iyilik ve güzellik yolunda çaba göstermelidir.

Günümüzde Müslümanların, insanların rızalarını gözetmeden, kim ne der diyerek düşünmeden Kuran ahlakını insanlara anlatmaları, Peygamberimiz (sav)'in sünnetine uyarak "kınayanın kınamasından korkmamaları" gerekir. Bu, Allah'ın razı olacağı ve cenneti ile müjdelediği bir ahlak ve takva alametidir. Peygamber Efendimiz, Müslümanlara bu sünnetine uymalarını şöyle bildirmiştir:

"Benim tebliğ ettiklerimi, beni görenler (şahid olanlar) görmeyenlere tebliğ etsin, duyursun."

Ancak, şeytan iyilik yönünde davranmaya niyet eden her insana mutlaka musallat olacak ve onları bu kararlarından vazgeçirmeye çalışacaktır. Şeytanın hayır için çaba sarf eden insanlara verebileceği kuruntulardan biri de, "Benim yaptığımdan ne çıkar?" mantığı olabilir. İnsan, tüm dünyaya yayılmış olan kötülüğü, zulmü, savaşları, katliamları düşündüğünde kendisini çok zayıf ve hiçbir şeye güç yetiremez bir kimse olarak görebilir. Oysa işin özü bambaşkadır. Herşeyden önce dünyaya barışı, güvenliği, huzuru, sevgiyi, merhameti, hoşgörüyü, insancıllığı, dostluğu ve anlayışı hiçbir insan hakim edemez. Bunu ne bir insan, ne bir topluluk, ne de başka herhangi bir güç sağlayamaz. Bunu gerçekleştirecek olan, herşeye güç yetiren, sonsuz kudret sahibi, herkesin kalbinden, düşündüklerinden, söylediklerinden haberdar olan Rabbimiz'dir.

İman edenlerin bu yolda çabalaması ise onların salih ve temiz niyetlerinin bir göstergesidir. Belki birinin söylediği güzel bir söz, bir diğerinin hoşgörülü tavrı, bir başkasının sabrı ve azmi diğerlerine örnek olacak ve onların kalbini Kuran ahlakının güzelliğine ısındıracak ve iyilerin sayısı böylece artacaktır. Bunlar iman edenlerin Rabbimiz'e olan kulluk vazifelerini yerine getirmek için harcadıkları çabanın parçalarıdır. Ancak unutulmamalıdır ki iyileri güçlendirecek, yeryüzüne güzelliği hakim kılacak olan Allah'tır. Bu nedenle "Benim çabamdan ne olur?" demek şeytanın bir vesvesesidir ve bu sese uyanlar sorumluluktan kaçmış olurlar.

Her insanın güzel ahlaklı ve vicdanlı bir insan olduğu sürece iyilik ve hayır adına yapabileceği pek çok güzel şey vardır. Örneğin çok ağır bir yük kaldırılacağı zaman, yükün etrafında bulunan on beş kişiden sadece dördü yükün altına girseler ve diğerleri "biz zaten zayıf, çelimsiz kimseleriz, bizim yardımımızdan ne olur" diye kenarda dursalar bunun isabetli bir karar olmayacağı bellidir. Ancak on beş kişinin on beşi de yükün altına girse ve her biri gücünün yettiği oranda yükü kaldırsa o dört kişinin omzundaki ağırlık çok hafifleyecektir. Kimin neyi ne kadar yaptığı değil, gücünü ne kadar kullandığı önemlidir.

Allah Kuran'da hiç kimseye gücünün üzerinde bir yük yüklenmeyeceğini bildirerek, zaten her iyi insan için bir kolaylık kılmıştır:

İşte onlar, hayırlarda yarışmaktadırlar ve onlar bundan dolayı öne geçmektedirler. Hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz; elimizde hakkı söylemekte olan bir kitap vardır ve onlar hiçbir haksızlığa uğratılmazlar. (Müminun Suresi, 61-62)


HIZMET ETMEK iCiN HiC BiR iMKANIM YOK DiYE DUSUNMEYiN

Bu sitenin hazırlanma amacı Allah’ın dinini insanlar arasında yaygınlaştırmak ve İslam ahlakını dünya üzerinde hakim kılmak isteyen insanlara yol göstermektir. Çünkü her insan büyük ya da küçük, az ya da çok çeşitli imkanlara sahiptir. Biri maddi imkanlara sahipken, bir diğeri maddi imkana sahip olmasa da, bilgi birikimini İslam'a hizmet yolunda kullanabilir. Allah'ın tüm insanlara rahmet olarak gönderdiği Peygamber Efendimizin, diğer kutlu peygamberlerin, sahabelerin ve tarih boyunca yaşamış salih Müslümanların hayatları bu konudaki örneklerle doludur. İman edenler Allah'ın hoşnut olacağını umdukları güzel ahlakı insanlara anlatmak için imkanlarını seferber etmişlerdir.

Peygamberimiz (sav) büyük bir kararlılıkla Allah'ın dinini tebliğ etmiş ve insanları Kuran ahlakını anlatarak eğitmiştir. Onun bu azminin, başarısının ve cesaretinin temelinde Allah'a olan güçlü imanı, tevekkülü ve teslimiyeti yatmaktadır. Peygamberimiz (sav), her durumda Allah'ın kendisi ile birlikte olduğunu bilmiş, her olayı Allah'ın yarattığına ve Rabbimizin herşeyi en güzel ve en hayırlı şekli ile sonuçlandıracağına iman etmiştir. Peygamberimiz (sav)'in şu hadis-i şerifi onun herşeyde hayır gören tevekkülüne bir örnektir:

"Mümin kişinin durumu ne kadar şaşırtıcıdır. Zira her işi onun için bir hayırdır. Bu durum, sadece mümine hastır, başkasına değil: Ona memnun olacağı bir şey gelse şükreder, bu ise hayırdır; bir zarar gelse sabreder, bu da hayırdır.”

Bir insanın imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle ye’se düşmesi büyük bir yanılgı olur. Önemli olan kişinin ihlasla, samimiyetle, karşılığı sadece Allah’tan umarak hizmette bulunmasıdır. Yapılan işin büyük ya da küçük, verilen sadakanın az ya da çok olması önemli değildir. Önemli olan samimiyettir, sadece Allah için çaba göstermektir.

Örneğin bir insan maddi olarak hiçbir imkana sahip olmayabilir. Hastalıkları nedeniyle yatağından kalkamıyor olabilir. Ya da gözleri görmüyor, kulakları duymuyor, felç geçirdiği için elleri tutmuyor olabilir. Yürüyemiyor, konuşamıyor ya da yazamıyor olabilir. Ama bu kişi de içinde bulunduğu durumu Allah’tan bir nimet, bir hayır olarak görmeli ve sahip olduğu imkanları iyi kullanmalıdır. Yatağında kaldığı süre boyunca Allah yolunda fikri mücadele yürüten insanlar için dua ederek, Allah’a imanda derinleşmek için tefekkür ederek, yakınlarındaki insanlara Allah’ın ayetlerini hatırlatarak, fikirler üreterek, eğer yapabiliyorsa kitap okuyarak, yazı yazarak da İslam dininin yaygınlaşmasında çok büyük faydası dokunabileceğini hiç aklından çıkarmamalıdır.

İnsanın iyi ya da kötü, olumlu ya da olumsuz gibi görünen tüm olayları her ne olursa olsun mutlaka hayra yorması, Allah'a olan samimi imandan kaynaklanan önemli bir ahlak özelliği ve yine imanın getirdiği bir yaşam şeklidir. Ve bu gerçeğin farkına varmak da insana dünyada ve ahirette tüm nimetlerin kapısını açan, kişinin hayatına huzur ve esenlik getiren önemli bir konudur.

Gün içinde müminin hiçbir şeye üzülüp karamsar olmaması, imanı doğru anladığının bir göstergesidir. Karşılaşılan olayları hayır gözüyle değerlendirememek, sürekli tedirgin ve ümitsiz bir ruh hali içinde yaşamak, aksilik beklentisi içinde olmak ve hüzünlenme ise, tertemiz, açık bir imanı puslu anlamanın alametleridir. Bu pus hemen kaldırılmalı, kesintisiz iman neşesi sabit hayat özelliği haline getirilmelidir. Allah'a iman eden bir insan terslik veya hata gibi görünen bir olayla karşılaştığında, aslında bunun kendisi için mutlaka en hayırlısı olduğunu bilmelidir. "Aksilik", "terslik", "keşke" gibi kelimeleri ise ancak ders almak, ibret çıkarmak amacıyla kullanmalıdır. Yani, "bu olay hikmetli ve hayırlı, fakat bir dahaki sefer de aynı hatayı yapmayayım, şu an öğrendiğim şekilde doğrusunu yapayım" şeklinde bir bakış açısı içinde olmalıdır. Tekrar aynı zorlukla karşılaşırsa veya aynı hataya düşerse, yine herşeyin hayır ve hikmetle yaratıldığını aklından asla çıkarmamalı ve "bir dahaki sefere doğrusunu yapayım" diye niyet etmelidir. Hatta aynı olay defalarca da tekrarlansa, yine de Müslüman için bu durumun da bir hayır olduğunu bilmelidir; çünkü bu, Allah'ın kanunudur ve Allah'ın kanunu asla bozulmaz.

Bir insanın nefsinin mutmain, dengeli hale gelmesi ise Allah'tan gelen hayır ve hikmetin kesintisiz devam ettiğini bilmesi ile olur. Bu hakikati kavramak dünyada mümin için büyük bir nimettir. Din ahlakından uzak, inkar içindeki insan kesintisiz azap içindedir; her olayı kendi aleyhinde yorumlar. Ve bundan dolayı da sürekli sıkıntı içindedir. Mümin ise olayların hikmet ve hayır yönlerini görebilmenin sevincini yaşar.

İşte bu yüzden ortalı bir tavır içinde olmak, karşılaştığı olayları hem hayra hem şerre yorarak azap içinde kalmak iman eden bir insana ahirette büyük utanç verebilir. Bu kadar açık ve kolay olan bir gerçeği tembellik ve gafletle anlamazlıktan gelmek, vicdana ve akla tam kabul ettirmemek ahirette ve dünyada azap içinde yaşamaya sebep olabilir. Bilinmelidir ki, Allah'ın hazırladığı kader bütün olarak kusursuz yaratılmıştır. Milyonlarca olaydan oluşan bu bütünde, hayır gözüyle bakan insan için sadece güzellikler, hayırlar ve hikmetler vardır. İmanlı bir mümin irade ve akıl ile gün içinde hiçbir olayda şeytanın tuzağına düşmez. Olayın şekli, kişileri, günü, yeri ne olursa olsun hayır olduğunu asla unutmaz. Kendisi o an bu hayrı göremiyor olabilir, ama önemli olan herşeyin hayırla yaratıldığına kesin olarak inanmaktır.

İslam dinine hizmet etmek isteyen insanlar da maddi ve manevi eksikliklerle, zorluk ve sıkıntılarla karşı karşıya olabilirler. Ancak tüm bu eksiklikleri ve zorlukları yaratan da alemlerin Rabbi olan Allah’tır. Ve insan bu şartlar altında nasıl bir ahlak göstereceği ile denenmektedir. Önemli olan yazı boyunca da vurguladığımız gibi herşeyin hayır yönünü görmek ve eldeki tüm imkanlarla Allah’ın dininin yayılması için gayret göstermektir.

Aşağıda imkanlarının kısıtlı olduğunu, zaman bulamadıklarını, fiziksel eksiklikleri nedeniyle hizmet edemediklerini düşünen insanlara bazı yollar gösterilmekte, tavsiyelerde bulunulmaktadır:


Zamanım yok diye düşünüyorsanız;

- Televizyon karşısında geçirdiğiniz boş saatlerden vakit tasarrufu yapabilir, bu vakitleri çevrenizdekilere Kuran ahlakını anlatmak için kullanabilirsiniz.

- Size fayda vermeyecek dizilerden, magazin programlarından uzak durabilir, bu vakitleri İslam ahlakını anlatan eserleri okumak, siteleri incelemek için harcayabilirsiniz.

- Boş ve gereksiz sohbetlerden kendinizi uzak tutarak vakit kazanabilirsiniz.

- Okuyana fayda vermeyecek içeriklerdeki dergi ve gazetelerden uzak durabilirsiniz.


Maddi imkanlarınızın kısıtlı olduğunu düşünüyorsanız;

- Size fayda vermeyecek dergilerden, gazetelerden almayıp, bunların yerine Mercek gibi her sayfasında çok derin bilgiler barındıran dergilerden alabilirsiniz. Daha sonra bu dergileri arkadaşlarınız arasında dolaştırıp, çevrenizdeki kişilere de fayda verirsiniz.

- Okuduğunuz gazetelerdeki, dergilerdeki ilginç haberleri toplayıp, kitaplarda kullanılmak üzere yayınevine yollayabilirsiniz.

- Eğer tek kişi maddi imkanınız yoksa arkadaşlarınızla birleşip bir kitap alıp, birlikte okuyabilirsiniz. Daha sonra bu kitapları arkadaşlarınız arasında dolaştırabilirsiniz.

- Eğer tek kişi maddi imkanınız yoksa, mahallenizde oturan dostlarınızla konuşup bir kişinin evinde bir kütüphane oluşturabilirsiniz. Aldığınız kitapları bu kütüphaneye koyup birçok kişinin istifade etmesini sağlayabilirsiniz.

- Eski müzik kasetlerini toplayıp, bunların üzerine Harun Yahya ses kasetlerini doldurabilir, bu kasetleri yakınlarınıza, arkadaşlarınıza dinlemeleri için verebilirsiniz.

- Eğer CD alıp, kitapları çoğaltmak sizin bütçenize yüksek geliyorsa, 10 tane disket satın alırsınız. İslam ahlakını anlatan internet sitelerinden çeşitli kitap ve makaleleri kaydedip, arkadaşlarınıza hediye edebilirsiniz. Onları da disketleri kullandıktan sonra başkalarına vermeleri için teşvik edebilirsiniz.

ugün dünya üzerinde zulüm gören, açlık çeken, baskı altında yaşayan, şiddete maruz kalan, ezilen insanların varlığından herkes haberdardır. Gazetelerde, televizyonlarda bu sahipsiz ve muhtaç insanların görüntülerine hemen herkes rastlamaktadır. Çoğu kimse bu insanların içinde bulundukları durumu görünce onlara karşı içinde bir teessür hissi duyar. Ancak genelde zihninlerinde onları kurtarmak için bir girişimde bulunma düşüncesi yoktur. Bunu hep başkalarının sorumluluğu olarak görürler. İnsanların bir kısmı da birşeyler yapmak istemelerine rağmen bir yandan da "tek başıma benim elimden ne gelir“ şeklinde bir düşünceye saplanıp kalırlar. Oysa bu çok yanlış bir düşünce şeklidir. Çünkü, dünya üzerinde yaşanan tüm acıların, savaşların ve kargaşanın temelinde insanların din ahlakından uzaklaşmaları ve din ahlakı ile bağdaşmayan ideolojileri benimsemeleri yatar. Dolayısıyla tüm sorunların ortak ve köklü çözümü din ahlakına uygun olmayan bu ideolojilerle fikri alanda mücadele etmek ve insanlara Allah’ın insanlar için seçip beğendiği İslam ahlakını anlatmaktır.

Din ahlakına uygun olmayan ideolojilerle mücadeleden kastedilen, bu doğrultudaki fikir akımlarının savundukları iddiaların bilimsel delillerle çürütülmesi ve geçersizliklerinin ortaya konmasıdır. Bu fikir mücadelesinde ise her insanın yapabileceği bir iş, üstlenebileceği bir sorumluluk mutlaka vardır. İçinde bulundukları şartlarda hiçbir şeye imkan bulamayanlar, bu önemli mücadeleyi kendisine dava edinmiş kimselere yardımcı ve destekçi olabilirler. Örneğin din ahlakına karşı olan ideolojilerle mücadele amacıyla yazılmış kitaplarda anlatılan gerçekleri çok iyi öğrenerek bunları herkese anlatabilir, çevrelerini bu gerçeklerden haberdar edebilirler. Yine insanlara Allah'ın varlığını anlatmak, Allah korkusunu öğretmek, hesap gününde yaşanacakları, cennetin ve cehennemin varlığını hatırlatmak ve dünyada bulunuş amacımızı tebliğ etmek, zulmün son bulması için önemli faaliyetlerdir. Bunun aksi, yani türlü mazeretlerle çekimser kalmak ise istemeden de olsa dinden uzak fikirlere destek olmak olacaktır. Halbuki dünya üzerinde Müslümanlar Allah'a iman ettikleri, hayatlarını Allah’ın emir ve yasaklarına uygun şekilde geçirmek istedikleri için baskı ve şiddete maruz kalırlarken, bir Müslümanın bahaneler öne sürerek İslam’a hizmetten çekimser kalması, kendi rahatını düşünmesi, boş işlerle vakit geçirmesi vicdanına sığmaz. Çünkü Müslüman dünya üzerinde yaşanan tüm sorunların en temel çözüm yolunu bilmektedir. Bu çözüm; din ahlakının insanlara anlatılması, öğretilmesidir. Bu gerçeği bilmek ona çok önemli bir sorumluluk yüklemiştir. Bu sorumluluk tüm dünyaya Allah’ın dinini ve din ahlakının getirdiği güzellikleri anlatmak, insanları bu ahlakı yaşamaları için bilgilendirip teşvik etmek ve din ahlakına karşı çıkan akımlara karşı mutlaka fikri mücadele yürütmektir.

Bugün ne yakın çevremizdeki ne de dünyadaki koşullar, ağır ve pasif davranmaya, boş işlerle oyalanmaya, rehavete, gevşekliğe ve dünyevi menfaatlerin ardı sıra gitmeye elverişli değildir. Sayıları milyonları bulan Müslümanlar büyük bir baskı ve zulüm altındayken bu insanların kurtuluşu için gayret göstermemek hiçbir Müslümanın hamiyet-i İslamiyesine sığmamalıdır. Zayıf bırakılmış insanlara yaşatılan haksızlıkların sürekli gözler önüne serilerek, gündemde tutulması son derece önemlidir. Ancak Allah’ın Kuran’da emrettiği adalet, yardımlaşma, merhamet, sevgi, şefkat, fedakarlık, affedicilik gibi özellikler yeryüzüne hakim olursa, bunun sonucunda adaletli, barış dolu ve güvenli bir ortam oluşacağının insanlara vakit kaybetmeden anlatılması gerekir. Bunun yanısıra Allah’a iman edenlerin Allah’ın yardımı ve vaatleriyle müjdelenmeleri ve insanlara zulmedenlerin de Allah’tan alacakları karşılık ile uyarılıp korkutulmaları da son derece önemlidir. Allah’ın "Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır." (Al-i İmran Suresi, 104) ayetiyle bildirdiği gibi insanları hakka yöneltmek de yine Müslümanlara düşen bir sorumluluktur. Başka ayetlerde ise Allah müslümanların bu özelliklerini şöyle bildirmektedir:

Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlar; sen (bütün) mü'minleri müjdele. (Tevbe Suresi, 112)

Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi?... (Hud Suresi, 116)

Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında ise, Biz de kötülükten sakındıranları kurtardık... (Araf Suresi, 165)

Samimi Müslümanlar zulmün ve haksızlıkların sona ermesi, güzel ahlakın insanlar üzerinde hakim olması ve İslam dininin aslına uygun olarak yaşanması için ciddi çaba gösterirler. Rabbimize büyük bir teslimiyetle bağlanır, O'nun rızasını kazanacak iyi işler yapma konusunda hiçbir şeyi kendileri için engel olarak görmezler. Büyük bir dikkat ve titizlikle Allah'ın rızasına, rahmetine ve Müslümanlar için hazırladığı cennetine layık bir insan olmak için gayret gösterirler. Allah onların süreklilik içindeki bu samimi çabalarını şöyle bildirmektedir:
Ey insan, gerçekten sen, hiç durmaksızın Rabbine doğru bir çaba harcayıp durmaktasın; sonunda O'na varacaksın. (İnşikak Suresi, 6)

Allah’a kesin olarak inanan bir insan Allah'ın hoşnutluğunu, rahmetini ve cennetini kazanmak için elinden gelenin en fazlasını yapmak ister. Bir işi bitirip diğer hayırlı bir işe geçer, olabilecek en süratli, en kapsamlı şekilde dine hizmet eder. Allah’a olan bağlılığını, yaşamına olabilecek en hayırlı hizmetleri sığdırarak göstermek için ciddi bir çaba harcar. Daima İslam'ın, Müslümanların yararına düşünür, tüm insanların barış, dostluk, güven ve huzur içinde yaşamaları için üzerine düşeni yapmaya çalışır. Allah rızası için yapılan hizmetlerdeki bu şevk ve istek gerçek dindarlığın da alametlerinden biridir.

Ancak imanı zayıf bazı kimseler, müminler teşvik edip destek olmadıkça hayırlı bir hizmet girişiminde bulunmazlar. Kalplerinde onları karşılıksız hizmete yöneltecek güçte bir Allah sevgisi ve korkusu olmadığı için çalışıp çabalamak, iyilik yapmak, fedakarlıkta bulunmak ağırlarına gider. Ancak bunun yanında kendilerini çevrelerine dindar gösterecek kadar hizmet eder, en az çaba sarf ederek hayatlarını sürdürmek isterler. Allah'ın rızasının en büyük kazanç olduğunu göz ardı ettikleri için bu konuda üzerlerinde daima bir ağırlık olur. Dünyevi bir çıkar elde etme ihtimali olan işler için gece gündüz çalışmayı, uykusuz kalmayı, yorulmayı kısaca her türlü fedakarlığı göze alırken, İslamın menfaati için yapılacak bir hizmeti yük olarak görür ve yaptıkları her işte müminleri minnet altında bırakmak isterler.

Samimi Müslümanlar ise, "Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et. Ve yalnızca Rabbine rağbet et" (İnşirah Suresi, 7-8) ayeti gereği Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanacak olmanın umudu ve sevinci ile, her anlarında çok şevkli, canlı, çalışkandırlar. Nitekim Allah Bakara Suresi’nin 148. ayetinde müminlere “hayırlarda yarışmalarını” emreder. Bu ayetlere uyan müminler, bir an dahi boş kalmadan, hayır işlemek ve iyilik yapmak konusunda birbirleriyle yarış içindedirler. Her an bir ecir kazanmak için fırsat kollar, hiçbir zaman üşenmeden, başkasına bırakmadan, ertelemeden önlerine çıkan her fırsatı değerlendirirler. Yaptıklarından dolayı ise hiçkimseyi minnet altında bırakmaz, kimseye iyilik yapıyormuş edasıyla işlerini yapmazlar. Aksine Allah'a, Allah'ın rızasına ve rahmetine ve ölmeden önce toplayacakları ecirlere muhtaç olduklarını bilerek, tevazu ve kanaatkarlık içinde, hiç kimseden tek bir teşekkür dahi beklemeden İslam’a hizmette bulunurlar.

Vicdana uyularak yalnızca Rabbimizin rızası için yapılan hizmet en zor ortamda bile mümine neşe ve sevinç verir. Her samimi çabanın sonucunda bir güzellik ve huzur, dünyada şerefli bir hayat vardır. Ahirette ise sonsuz sevinç ve neşeyi yalnızca müminler yaşayacaktır. İşte tüm bunları bilen ve kavrayan bir mümin yaptığı işlerde tek bir teşekkür dahi olsa dünyevi bir karşılık beklemenin kendisi için Allah’ın huzurunda ne kadar utanç verici olduğunu bilir. Dünya hayatında ve ahirette yaşayacağı büyük kaybı bilir ve bundan çok korkar. Zira Allah’ın rızasını, sonsuz rahmetini ve cennetini unutarak dünyevi beklentiler içinde olmak bir insanın hem dünyada hem ahirette hüsrana uğramasına neden olur. Allah bir ayetinde müminlerin bu samimiyetini şöyle bildirir:

... Şerri (kötülüğü) yaygın olan bir günden korkarlar. Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler.

"Biz size, ancak Allah'ın yüzü (rızası) için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık istiyoruz, ne bir teşekkür. Çünkü biz, asık suratlı, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimizden korkuyoruz."

Artık Allah, onları böyle bir günün şerrinden korumuş ve onlara parıltılı bir aydınlık ve bir sevinç vermiştir.

Ve sabretmeleri dolayısıyla cennetle ve ipekle ödüllendirmiştir. (İnsan Suresi, 7-12)
Ekleme Tarihi: 06.08.2007 - 16:34
Bu mesajı bildir   Ônder23 üyenin diğer mesajları Ônder23`in Profili Ônder23 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
dilfiruze su an offline dilfiruze  

79 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.06.2007
En Son On: 20.08.2009 - 23:31
Cinsiyeti: Bayan 
okulda bir grup arkadaşlarla elimizden geldiğince tebliğ yapmaya çalışıyoruz.
İNŞALLAHUTEALA RABBİM İNSANLARIN HİDAYETE ERMELERİ İÇİN BİZİ VESİLE KILAR.
AMİN...
Ekleme Tarihi: 08.08.2007 - 19:31
Bu mesajı bildir   dilfiruze üyenin diğer mesajları dilfiruze`in Profili dilfiruze Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
mübarek neden hep ayni eserler

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 23:25
Cinsiyeti: ----- 
ne güzel tavsiyeleriniz var
ama harun yahyanin eserlerini tesvik yapilan vazifeden daha öne gecmis
ticari daha önde bu yazida
ben mi yanlis anliyorum


okumak deyince yüzlerce faideli eserler de var
tesekkür ederim
belki de konu harun yahyadir bilemiyorum
yanlissam düzeltin

Ekleme Tarihi: 08.08.2007 - 19:53
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Ônder23 su an offline Ônder23  

569 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.10.2006
En Son On: 17.11.2016 - 14:20
Cinsiyeti: Erkek 
Selam un Alekum

Yazdigim bu Eser bir alintidir????

Amacim yanlizca birseyler ögretmek, zahmet etip okuyanlara hizmet etmektir amacimiz.

Arti bu eserin benim oldugunuda soylemiyorum???

Ravda net sitesine binlerce uyemiz var, elimden geldigi kadariyla bu kardeslerimin yazdiklarini okumaya calisiyorum. Ama cogunlukla hepside Alinti yani baska yazarlarimiza ayitdirler.

Evet haklisiniz normalde yazdigimiz eserlerin hanki yazar tarafindan yazilmis'sa o yazarin ismini yazmamiz lazim...

Selam ve Duaile
Ekleme Tarihi: 10.08.2007 - 20:19
Bu mesajı bildir   Ônder23 üyenin diğer mesajları Ônder23`in Profili Ônder23 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1357 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
44ilhandemirci (54), IsmailG (39), musab66 (43), *nimet* (43), OmeR (39), xHasanx (44), yusuf3672 (44), ummah (39), humustek25 (42), nubak (48), uzunoglu (47), nurulhuda (56), yediiklim (46), selahaddin71 (40), evladi_Fatihan (49), rosegarden34 (45), fthdrmsrsdyly (39), uzuncell58 (39), kelkor (55), Nihal1983 (41), rübeyda (40), kkuzeyy (50), acohsny (46), islamkosesi (42), yigido (39), Med__Cezir (47), ehli_kuran (39), baron60 (51), ebii (41), senel yusuf (48), mevlüt26 (46), muzaffer1972 (52), Karanfil61 (35), tucem (47), nihal22 (41), mücahit67 (37), tugba67 (36), nikon (47), Neslisah (40), nevzat44 (53), ömer|_yigit (44), esenfad dil (42), mstdmr (46), cagri68 (56), alparslan (37), guclu1453 (36), oztrkhakan (44), Goekhan00 (44), gazikentli (46), HALÝD_B&.. (43), Seyyid_han (46), kadirhana (32), Betül111 (41), bozkandakli70 n.. (55), mesela (37), Atesdagli77 (47), emir_malik (22), Iso68 (39), isimsiz (47), GonlumunGulu (41), gunaysp (45), Ottomaan (38), huzeyfexx (46)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.58828 saniyede açıldı