*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Allah Allah, muhte$em bir KUL

önceki konu sonraki konu

Bu konuda 3 mesaj mevcut

Sayfa (1): (1)

Ekleyen

Mesaj

	derinsular_1

		Allah Allah, muhte$em bir KUL

73 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.07.2007

En Son On: 03.08.2008 - 16:30

Cinsiyeti: -----

Allah Allah, YÜCE ALLAH BiR KULUNU BU KADARMI SEVERMi$ ?:

(buyazinin bölünmesini istemedim yoksa kisa kisa ekliyecektim)
habibullah (s.a.v)

1 ? Mahlûklar içinde ilk olarak Muhammed aleyhisselâmin ruhu yaratilmistir.

2 - ALLAHü teâlâ, Onun ismini Arsa, Cennetlere ve yedi kat göklere yazmistir.

3 - Hindistânda yetisen bir gülün yapraklarinda, (Lâ ilâhe illALLAH Muhammedün resûlullah) yazilidir.

4 - Basra sehrine yakin bir nehrde tutulan baligin sag tarafinda ALLAH, sol tarafinda Muhammed yazili görülmüstür. Bunlara benzeyen vak'alar çoktur.

5 - Muhammed aleyhisselâmin ismini söylemekten baska vazîfesi olmiyan melekler vardir.

6 - Meleklerin Âdem aleyhisselâma karsi secde etmeleri emrolunmasi, alninda Muhammed aleyhisselâmin nûru bulundugu için idi.

7 - Âdem aleyhisselâm zamaninda namaz için okunan ezanda, Muhammed aleyhisselâmin ismi de söylenirdi.

8 - ALLAHü teâlâ bütün Peygamberlere emretti ki, Muhammed aleyhisselâm sizin zamaninizda Peygamber olursa, ona îman etmelerini ümmetlerinize de emrediniz!

9 - Tevrâtta, Incîlde ve Zebûrda Muhammed aleyhisselâm ve dört halîfesi ve eshâbi ve ümmetinden bazilari, güzel sifatlarla bildirilmis ve medh olunmuslardir. ALLAHü teâlâ, kendinin Mahmûd isminden Muhammed kelimesini çikararak Habîbine ism koymustur. ALLAHü teâlâ, kendi ismlerinden Raûf ve Rahîm ismlerini Habîbine de vermistir.

10 - Dünyaya geldigi zaman, melekler tarafindan sünnet edilmistir.

11 - Dünyaya gelecegi zaman, çok büyük alâmetler görülmüstür. Tarih ve mevlid kitaplarinda yazilidir.

12 - Dünyaya gelince, seytanlar göke çikamaz, meleklerden haber alamaz oldular.

13 - Dünyaya geldigi zaman, yeryüzündeki bütün putlar, tapinilan heykeller yüzüstü devrildiler.

14 - Besigini melekler sallardi.

15 - Besikte iken gökteki ay ile konusurdu. Mübârek parmagi ile isaret ettigi tarafa meyl ederdi.

16 - Besikte iken konusmaya basladi.

17 - Çocuk iken, açiklarda gezerken, basi hizâsinda bir bulut da birlikte hareket ederek gölge yapardi. Bu hâl, Peygamberligi baslayincaya kadar devam etti.

18 - Üç yasinda iken ve kirk yasinda Peygamberligi bildirildigi vakit ve elliiki yasinda mîraca götürülürken, melekler gögsünü yardi. Cennetten getirdikleri legen içinde Cennet suyu ile kalbini yikadilar.

19 - Her Peygamberin sag eli üstünde nübüvvet mührü vardi. Muhammed aleyhisselâmin ise, sol kürekteki deri üzerinde, kalbi hizâsinda idi. Cebrâîl aleyhisselâm kalbini yikayip, gögsünü kapadigi zaman, Cennetten getirdigi mühr ile sirtini mührlemisti.

20 - Önünden gördügü gibi, arkasindan da görürdü.

21 - Aydinlikta gördügü gibi, karalikta da görürdü.

22 - Sevr [öküz] burcunun yaninda bulunan (Süreyyâ) denilen yildiz kümesindeki yedi yildizi gözleriyle görüp sayisini bildirmisti. Bu yildiz kümesine Pervin ve Ülker de denilmektedir.

23 - Tükrügü aci sulari tatli yapti. Hastalara sifâ verdi. Bebeklere süt gibi gidâ oldu.

24 - Gözleri uyurken, mübârek kalbi uyanik olurdu. Bütün Peygamberler de böyle idi.

25 - Ömründe hiç esnemedi. Bütün Peygamberler de böyle idi.

26 - Teri gül gibi güzel kokardi. Bir fakir kimse, kizini evlendirirken, kendisinden yardim istemisti. O ânda verecek seyi yoktu. Küçük bir siseye terinden koydurup verdi. O kiz, yüzüne, basina sürünce, evi misk gibi kokardi. Evi (güzel kokulu ev) adi ile meshûr oldu.

27 - Orta boylu oldugu hâlde, uzun kimselerin yaninda iken, onlardan yüksek görünürdü.

28 - Günes ve ay isiginda yürüyünce, gölgesi yere düsmezdi.

29 - Bedenine ve elbisesine sinek, sivri sinek ve baska böcekler konmazdi.

30 - Çamasirlarini ne kadar çok giyse, hiç kirlenmezdi.

31 - Her yürüdügü zaman, arkasindan melekler gelirdi. Bunun için, Eshâbini önünden yürütür, arkami meleklere birakin derdi.

32 - Tas üstüne basinca, tasta ayaginin izi kalirdi. Kum üstünde giderken hiç iz birakmazdi. Açikta abdest bozdugu zaman, yer yarilip bevl ve benzerleri toprak içinde kalirdi. Oradan etrâfa güzel kokular yayilirdi. Bütün Peygamberler de böyle idi.

33 - Hacâmat kanindan içenler oldu. Bunu isitince, (Cehennem atesi onu yakmaz) buyurdu.

34 - Büyük bir mucizesi de, mîraca götürülmesidir. Burak denilen Cennet hayvani ile Mekkeden Kudüse götürüldü. Oradan göklere ve Arsa götürüldü. Kendisine acâib seyler gösterildi. ALLAHü teâlâyi bas gözü ile bilinmeyen bir sekilde gördü. [Fakat bu görmesi, madde âleminin disinda yâni âhiret âleminde oldu.] Bir ânda tekrar evine getirildi. Mîraç mucizesi, baska hiçbir Peygambere verilmedi.

35 - Ona ömrlerinde bir kere salât ve selâm okumalari ümmetine farz oldu. ALLAHü teâlâ ve melekler de, Ona salât ve selâm etmektedir.

36 - insanlar ve melekler içinde, en çok ilim Ona verildi. Ümmî oldugu hâlde, yâni kimseden birsey ögrenmemis iken, ALLAHü teâlâ Ona herseyi bildirmistir. Âdem aleyhisselâma herseyin ismi bildirildigi gibi, Ona da herseyin ismi ve ilmi bildirilmistir.

37 - Ümmetinin ismleri ve aralarinda olacak seylerin hepsi kendisine bildirildi.

38 - Akli, bütün insanlarin aklindan daha çoktur.

39 - insanlarda bulunabilecek bütün iyi huylarin hepsi Ona ihsân olundu. Büyük sair Ömer bin Fârida, (Resûlullahi niçin medh etmedin) dediklerinde, Onu medh etmeye gücüm yetmiyecegini anladim. Onu medh edecek kelime bulamadim demistir.

40 - Kelime-i sehâdette, ezanda, ikâmette, namazdaki tesehhüdde, birçok duâlarda, bazi ibâdetlerde ve hutbelerde, nasihat yapmakta, sikintili zamanlarda, kabirde, mahserde, Cennette ve her mahlûkun lisaninda ALLAHü teâlâ, Onun ismini kendi isminin yanina koymustur.

41 - Üstünlüklerinin en üstünü, Habîbullah olmasidir. ALLAHü teâlâ, Onu kendisine sevgili, dost yapmistir. Onu herkesten, her melekten daha çok sevmistir. ALLAHü teâlâ, hadis-i kudsîde, (Ibrâhîmi Halîl yaptim ise, seni kendime Habîb yaptim) buyurmustur.

42 - (Sana, râzi oluncaya kadar, [yeter deyinceye kadar] her diledigini verecegim) meâlindeki Duhâ sûresinin 5. âyet-i kerimesi, ALLAHü teâlânin, Peygamberine bütün ilimleri, bütün üstünlükleri, ahkâm-i islâmiyyeyi, düsmanlarina karsi yardim ve galebe ve ümmetine fethler, zaferler ve kiyâmette her türlü sefaat ve tecellîler ihsân edecegini vaat etmektedir. Bu âyet-i kerime nâzil oldugu [geldigi] zaman, Cebrâîl aleyhisselâma bakarak, (Ümmetimden birinin Cehennemde kalmasina râzi olmam) buyurdu.

43 - Gece, uyanik iken, uykuda iken, yalniz iken, çoklukta iken, yolculukta iken, evde iken, harbde iken, gülerken, aglarken, mübârek kalbi hep ALLAHü teâlâ ile idi. Bazi zamanlarda ise, yalniz ALLAHü teâlâ ile idi. Dünyadaki vazîfelerini yapabilmek ve mübârek kalbini beseriyyet âlemine döndürmek için, zevcesi hz Âisenin yanina gelip, (Ey Âise! Birâz benimle konus [da kendime geleyim]) buyurur, ondan sonra Eshâbina nasihat ve irsâd etmeye giderdi. Sabah namazinin sünnetini evinde kilip,hz Âise ile bir miktâr konustuktan sonra Eshâbina farzi kildirmak için mescîde giderdi. Bu hal hasâis-i peygamberîdir. Âise ile konusmadan disari çiksa idi, ilâhî tecellîlerden ve nûrlardan dolayi, yüzüne kimse bakamazdi.

44 - ALLAHü teâlâ, Kur'an-i kerimde, her Peygamberi ismi ile bildirmistir. Muhammed aleyhisselâmi ise, (ey Resûlüm, ey Peygamberim) diyerek Onu yücelten vasflari ile bildirmistir.

45 - Gayet açik, kolay anlasilir olarak konusurdu. Arabî lisaninin her lehçesi ile konusurdu. Çesidli yerlerden gelip soranlara onlarin lügati ile cevap verirdi. Isitenler hayrân olurlardi. (ALLAHü teâlâ, beni çok güzel yetistirdi) buyurdu.

46 - Az kelime ile çok sey anlatirdi. Yüz binden ziyâde hadis-i serifi, Onun (Cevâmi-ul-kelîm) oldugunu göstermektedir. Bazi âlimler dediler ki, Muhammed aleyhisselâm, islâm dîninin dört temelini, dört hadis-i serifle bildirmistir. Bunlar:

(Ameller niyetlere göre degerlendirilir) ve,

(Helâl meydandadir, haram meydandadir) ve,

(Davâcinin sâhit göstermesi ve davâlinin yemin etmesi lâzimdir) ve,

(Bir kimse, kendine istedigini, din kardesi için de istemedikce, îmani kâmil olmaz).

Bu dört hadis-i seriften birincisi, ibâdet bilgilerinin, ikincisi, muâmelât bilgilerinin, üçüncüsü, husûmât, yâni adalet islerinin ve siyâset bilgilerinin, dördüncüsü de, âdâb ve ahlâk bilgilerinin temelidir.

47 - Muhammed aleyhisselâm mâsum idi. Bilerek ve bilmiyerek büyük ve küçük, kirk yasindan evvel ve sonra, hiçbir günah islememistir. Çirkin hiçbir hareketi görülmemistir.

48 - Müslümanlarin namazda otururken, (Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullâhi) okuyarak, Muhammed aleyhisselâma selâm vermeleri emrolundu. Namazda, baska bir Peygambere ve meleklere karsi söylemek câiz olmadi.

49 - Rütbeyi, saltanati istememis, Peygamberligi, fakirligi dilemistir. Bir sabah, Cebrâîl aleyhisselâm ile konusurken bu gece evimizde yiyecek bir lokmamiz yoktu buyurdu. O anda, Isrâfîl aleyhisselâm gelip, (ALLAHü teâlâ söyledigini isitti ve beni gönderdi. Istersen her elini sürdügün tas altun olsun, gümüs olsun, zümrüt olsun. Istersen melek olarak peygamberlik yap) dedi. Resûlullah üç kere (Kul olarak Peygamberlik istiyorum) dedi.

50 - Baska Peygamberler belli bir zamanda, belli bir memlekette Peygamberlik yapti. Muhammed aleyhisselâm ise, yer yüzündeki bütün insanlara ve cinne kiyâmete kadar Peygamber olarak gönderilmistir.Meleklerin de, hayvanlarin da, nebâtlarin da, cansizlarin da, kisaca bütün mahlûklarin Peygamberi oldugunu bildiren âlimler de vardir.

51 - Bütün varliklara rahmeti, faydasi yayilmistir.Mü'minlere faydasi meydandadir. Baska Peygamberlerin zamanindaki kâfirlere, dünyada azâblar yapilir, yok edilirlerdi. Ona îman etmiyenlere dünyada azâb yapilmadi. Birgün, Cebrâîl aleyhisselâma, (ALLAHü teâlâ benim âlemlere rahmet oldugumu bildirdi.Benim rahmetimden sana da nasip oldu mu?) buyurdu. Cebrâîl de, (ALLAHin büyüklügü, dehseti karsisinda, sonumun nasil olacagindan hep korku içindeydim. Emîn oldugumu bildiren âyetleri [Tekvîr sûresindeki 20 ve 21. âyetleri] getirince, bu medh ile müdhis korkudan kurtuldum, emîn oldum. Bundan büyük rahmet olur mu?) dedi.

52 - ALLAHü teâlâ, Muhammed aleyhisselâmin râzi olmasini istemistir. [42. fazîlette bildirdigimiz gibi, ALLAHü teâlâ O râzi oluncaya kadar istedigini verecektir. Bu husûs, Duhâ sûresinde bildirilmistir.]

53 - Baska Peygamberler, kâfirlerin iftirâlarina kendileri cevap vermistir. Muhammed aleyhisselâma yapilan iftirâlara ise, ALLAHü teâlâ cevap vererek, Onun müdâfe'asini yapmistir.

54 - Muhammed aleyhisselâmin ümmetinin sayisi, baska Peygamberlerin ümmetlerinin sayilari toplamindan daha çoktur. Onlardan daha üstün ve daha sereflidirler. Cennete gireceklerin üçte ikisinin bu ümmetten olacagi, hadis-i seriflerde bildirilmistir.

55 - (Mevâhib-i ledünniyye)de diyor ki, (Ümmetimin dalâlet üzerinde birlesmemelerini Rabbimden diledim. Kabûl eyledi) hadisi meshûrdur. Baska bir hadis-i serifte, (ALLAHü teâlâ sizi üç seyden korumustur. Bunlardan biri, dalâlet üzerinde birlesmekten korumustur. Ikincisi, sârî [bulasici] hastaliktan ölen, sehit sevabina kavusur. Üçüncüsü, iki sâlih müslüman, bir müslüman için, hayrlidir [iyi biliriz] diyerek sâhit olursa, o müslüman Cennete gider) buyurdu. Bir hadis-i serifte, (Eshâbimin ihtilâfi, sizin için rahmettir) ve (Ümmetimin ihtilâfi, [amelde mezheplere ayrilmasi], rahmettir) buyurdu. Onun ümmeti hakki, dogruyu bulmak için çalisirlarken, ihtilâfa düserler. Bu çalismalari ise, rahmete sebep olur.Bu hadis-i serifi iki kimse inkâr etmistir:Biri mâcin, ikincisi mülhiddir.Mâcin, dîni dünya kazancina âlet eden hîlecidir.Mülhid de, âyet-i kerimelere dünya çikarlarina göre mâna vererek kâfir olan sapiktir.Yahyâ bin Sa'îd diyor ki, Islâm âlimleri kolaylastiricidirlar.Bir ise, birisi helâl demis, baskasi haram demistir. Sâlih insanlar için helâl dediklerine, fesat zamaninda haram demislerdir.

Yukaridaki hadis-i serifler gösteriyor ki, (Icmâ-i ümmet) yâni, müctehid denilen âlimlerin sözbirligi, (Edille-i ser'iyye)dendir. Yâni, din bilgilerinin dört kaynagindan birisidir ve dört mezhep haktir. Mezhepler, müslümanlar için ALLAHü teâlânin rahmetidirler.

56 - Resûlullaha verilecek sevaplar, diger Peygamberlere verilecek sevaplardan kat kat ziyâdedir. Makbûl bir ibâdet ve hayrli bir is isleyene verilen sevap kadar bunun hocasina da verilecektir. Hocasinin hocasina dört misli, onun hocasina sekiz misli, onun da hocasina onalti misli olmak üzere, Resûlullaha kadar her hocaya talebesinin iki misli sevap verilecektir. Meselâ, yirminci hocasina besyüz yirmidört bin ikiyüzseksensekiz sevap verilecektir. Muhammed aleyhisselâma, Ümmetinin herbir isinden sevap verilecektir. Muhammed aleyhisselâma herbir isinden verilecek olan sevaplarin sayisi, bu hesaba göre düsünülürse, hepsinin miktârini ALLAHü teâlâdan baska kimse bilmez. Selef-i sâlihînin, sonra gelenlerden daha eftâl, daha üstün olduklari bildirildi.Sevap sayisi bakimindan bu üstünlük meydandadir.

57 - Kendisini, ismi ile çagirmak, yaninda yüksek sesle konusmak, uzaktan kendisine seslenmek, yolda önüne geçmek haram edilmistir. Baska Peygamberlerin ümmetleri, kendilerini ismleri ile çagirirlardi.

58 - isrâfil aleyhisselâm da Muhammed aleyhisselâma çok kere gelmistir.Baska Peygamberlere yalniz Cebrâîl aleyhisselâm gelmistir.

59 - Cebrâîl aleyhisselâmi melek seklinde iki kere görmüstür. Baska hiçbir Peygambere melek seklinde görünmemistir.

60 - Kendisine Cebrâîl aleyhisselâm yirmidört bin kere gelmistir. Baska Peygamberlerden en çok olarak Mûsâ aleyhisselâma, dörtyüz kere gelmistir.

61 - ALLAHü teâlâya Muhammed aleyhisselâm ile, yemin vermek câiz olup, baska Peygamberlerle ve meleklerle câiz degildir.

62 - Muhammed aleyhisselâmdan sonra, mübârek zevcelerini baskalarinin nikâhla almalari haram edilmis, bu bakimdan müminlerin anneleri olduklari bildirilmistir.

Baska Peygamberlerin zevceleri kendilerine yâ zararli olmus, veya faydasiz olmuslardir. Muhammed aleyhisselâmin mübârek zevceleri ise, dünya ve âhiret islerinde, kendisine yardimci olmuslar, fakirlige sabr etmisler, Sükretmisler ve islâmiyeti yaymakta çok hizmet etmislerdir.

63 - Resûlullahin mübârek kizlari ve zevceleri, dünya kadinlarinin en üstünleridir. Eshâbinin hepsi de, Peygamberlerden baska, bütün insanlarin en üstünleridir. Sehirleri olan Mekke-i mükerreme ve sonra Medîne-i münevvere, yer yüzünün en kiymetli yerleridir. Mescîd-i serifinde kilinan bir rekât namaza, bin rekât sevabi yazilir. Baska ibâdetler için de böyledir.Kabri ile minberi arasi, Cennet bahçesidir. (Öldükten sonra beni ziyâret eden, diri iken etmis gibidir.Haremeynden birinde ölen bir mümin, kiyâmet günü emîn olarak diriltilir) buyurdu. Mekke ve Medîne sehirlerine (Haremeyn) denir.

64 - Neseb ve sebep bakimindan, yâni kan ve nikâh bakimindan olan akrabâligin kiyâmette faydasi yoktur.Resûlullahin akrabâsi bundan müstesnâdir.

65 - Herkesin soyu oglundan devam eder. Muhammed aleyhisselâmin soyu ise, Kizi Fâtimadandir.Bu husûs, hadis-i serif ile de bildirilmistir.

66 - Onun mübârek ismini tasiyan hakîkî müminler Cehenneme girmeyecektir.

67 - Onun her sözü, her isi dogrudur.Her ictihâdi, ALLAHü teâlâ tarafindan dogrulanmistir.

68 - Onu sevmek herkese farzdir. (ALLAHü teâlâyi seven, beni sever) buyurdu. Onu sevmenin alâmeti, dînine, yoluna, sünnetine ve ahlâkina uymaktir. Kur'an-i kerimde meâlen, (Bana uyarsaniz, ALLAHü teâlâ sizi sever) demesi emrolundu.

69 - Onun ehl-i beytini sevmek vâcibdir. (Ehl-i beytime düsmanlik eden münâfiktir) buyurmustur. Ehl-i beyt, zekât almasi haram olan akrabâsidir. Bunlar, zevceleri ve dedesi Hâsimin soyundan olan müminlerdir ki, Alînin, Ukaylin, Câfer Tayyarin ve Abbâsin soyundan olanlardir.

70 - Eshâbinin hepsini sevmek vâcibdir. (Benden sonra, eshâbima düsmanlik etmeyiniz! Onlari sevmek, beni sevmektir. Onlara düsman olmak, bana düsman olmaktir. Onlari inciten, beni incitmis olur. Beni inciten de, ALLAHü teâlâyi incitir. ALLAHü teâlâ, kendisini incitene azâb eder) buyurdu.

71 - ALLAHü teâlâ, Muhammed aleyhisselâma, gökte iki ve yerde iki yardimci yaratmistir. Bunlar Cebrâîl, Mikâîl ve Ebû Bekr ve Ömerdir.

72 - Her insanin cinden bir arkadasi vardir.Bu seytan kâfirdir. Vesvese vererek, îmanini almaya, günah yaptirmaya çalisir.Resûl aleyhisselâm, arkadasi olan cinnîyi îmana getirmistir.

73 - Erkek, kadin, büyük yasta vefât eden herkese kabrinde Muhammed aleyhisselâm sorulacaktir. Rabbin kimdir denildigi gibi, Peygamberin kimdir denilecektir.

74 - Muhammed aleyhisselâmin hadis-i seriflerini okumak ibâdettir. Okuyana sevap verilir. Hadis-i serif okumak için, abdest almak, temiz elbise giymek, güzel koku sürünmek, hadis-i serif kitabini yüksek bir yere koymak, okuyanin disaridan gelenler için ayaga kalkmamasi ve dinliyenlerin birbirleriyle konusmamalari müstehâbdir.Hadis-i serifleri devamli okuyanlarin yüzleri nûrlu, parlak ve güzel olur.Kur'an-i kerim okurken de, bu edebleri gözetmek lâzimdir.

75 - Resûlullah vefât edecegi zaman, Cebrâîl aleyhisselâm gelip, ALLAHü teâlâdan selâm getirdi ve hâtirini sordugunu söyledi. Vefât edecegini bildirdi.Kendisi ve ümmeti için çok müjdeler verdi.

76 - Mübârek ruhunu almak için, Azrâîl aleyhisselâm, insan seklinde geldi. Içeri girmek için izin istedi.

77 - Kabrinin içindeki toprak, her yerden ve Kâbeden [ve Cennetlerden] daha eftaldir.

78 - Kabrinde, bilmedigimiz bir hayat ile diridir. Kabrinde Kur'an-i kerim okur, namaz kilar. Bütün Peygamberler de böyledir.

79 - Dünyanin her yerinde Resûlullaha salevât okuyan müslümanlari isiten melekler, kabrine gelip haber verirler. Kabrini hergün binlerce melek ziyâret eder.

80 - Ümmetinin amelleri ve ibâdetleri her sabah ve aksam kendisine gösterilir. Bunlari yapanlari da görür. Günah isliyenlerin affolmasi için duâ eder.

81 - Kabrini ziyâret etmek, kadinlara da müstehâbdir.Baska kabirleri ise, yalniz tenhâ zamanlarda ziyâret etmeleri câizdir.

82 - Diri iken oldugu gibi, vefâtindan sonra da, dünyanin her yerinde, her zaman Ona tevessül edenlerin, yâni Onun hâtiri ve hurmeti için istiyenlerin duâsini ALLAHü teâlâ kabûl eder. Bir köylü, türbesi yanina gelip, (Yâ Rabbî! Köle âzâd etmeyi emrettin. Bu senin Peygamberindir. Ben de, kölelerinden biriyim. Peygamberinin hâtiri için, Beni Cehennem atesinden âzâd et!)dedi. (Ey kulum! Niçin yalniz kendinin âzâd olmasini istedin?Bütün kullarimin âzâd olmalarini niçin istemedin?Haydi git! Seni Cehennemden âzâd ettim) sesi isitildi.

Evliyânin meshûrlarindan Hâtim-i Esam[1], Resûlullahin türbesinin yaninda durup, (Yâ Rabbî! Peygamberinin kabrini ziyâret ettim. Beni, eli bos olarak çevirme!)dedi. (Ey kulum! Habîbimin kabrini ziyâret etmeni kabûl ettim. Seni ve seninle berâber ziyâret edenleri magfiret ettim) sesi isitildi. [Hâtim -i Esam Belhî, 237 [m. 852] de vefât etti.]

imâm-i Ahmed Kastalânî diyor ki, birkaç sene hastalik çektim. Doktorlar çâresini bulamadi. Mekkede bir gece Resûlullaha çok yalvardim. O gece rü'yâda bir kimse gördüm. Elindeki kâgidda, (Burada Ahmed Kastalânînin hastaligi için,Resûlullahin izni ile ilâci yazilmistir)okudum. Uyandigimda hastaligim kalmamisti.

Kastalânî yine diyor ki, bir kizcagiz sârâ hastaligina yakalanmisti. Iyi olmasi için Resûlullaha çok yalvardim.Rü'yâmda bir kimse, kizcagizi hasta yapan cinnîyi bana getirdi. Bunu sana Resûlullah gönderdi dedi. Cinnîye darildim, bagirdim. Kizcagizi incitmiyecegi için bana yemin verdi, uyandim.Kizcagizin sârâ hastaligindan kurtuldugunu haber aldim.

83 - Kabirden ilk önce Resûlullah kalkacaktir. Üzerinde Cennet elbisesi bulunacaktir. Burak üzerinde mahser [toplanti] yerine gidecektir. Elinde (livâ-ül- hamd)denilen bayrak olacaktir.Peygamberler ve bütün insanlar bu bayragin altinda duracaktir.Hepsi, bin sene beklemekten, çok sikilacaklardir. Önce Âdem, sonra Nuh, sonra Ibrâhîm ve Mûsâ ve Îsâ peygamberlere gidip, hesaba baslanmasi için sefaat etmelerini dileyeceklerdir. Her biri, birer özr bildirerek, ALLAHü teâlâdan utandiklarini, korktuklarini söyliyecekler, sefaat edemiyeceklerdir. Sonra,Resûlullaha gelip yalvaracaklardir. Secde edip, duâ edecek ve sefaati kabûl olacaktir. Önce, Onun ümmetinin hesabi görülecek, önce sirâttan geçecekler ve Cennete gireceklerdir.Her gittigi yeri nûrlandiracaklardir. Fâtima sirâttan geçerken (Herkes gözlerini kapasin! Muhammed aleyhisselâmin kizi geliyor) denecektir.

84 - Alti yerde sefaat edecektir.

[red] Birincisi (Makam-i Mahmûd) denilen sefaati ile, bütün insanlari mahserde beklemek azâbindan kurtaracaktir.

Ikincisi, sefaati ile, çok kimseyi hesapsiz Cennete sokacaktir.

Üçüncüsü, azâb çekmesi lâzim olan müminleri azâbdan kurtaracaktir.

Dördüncüsü, günahi çok olan müminleri Cehennemden çikaracaktir.

Besincisi, sevabi ve günahi müsâvî olup, (A'râf) denilen yerde bekliyenlerin Cennete gitmelerine sefaat edecektir.
[/red
Altincisi, Cennette olanlarin derecelerinin yükselmesine sefaat edecektir. Sefaat ile hesaptan kurtardigi yetmis bin kimsenin her birinin sefaatleri ile de, yetmiser bin kisi hesapsiz Cennete gireceklerdir.

[navy]
85 - Hadis-i kudsîde, (Sen olmasaydin, hiçbirseyi yaratmazdim) buyuruldu.

86 - Resûlullahin Cennette bulundugu makamin ismi (Vesîle)dir. Burasi Cennetin en yüksek derecesidir. Cennette bulunan herkese birer dali yetisecek olan (Sidret-ül-müntehâ) agacinin kökü oradadir. Cennettekilere her nîmet, bu dallardan gelecektir.

87 -bize verien byük nigmetlerden bir taneside Allahü Teala'nin (c.c.) bizleri en son ve en büyük peygamber Hazreti Muhammed (s.a.v.) ümmetinden kilmasidir. Nasil ki, Hazreti Muhammed (s.a.v.) peygamberlerin en efdali ve en üstünüdür, onun ümmeti de ümmetlerin en üstünüdür. Hazreti Musa (a.s.) Levh-i Mahfuz'a baktigi zamari, orada Hazreti Muhammed (s.a.v.)'in hasletlerini, büyüklügünü, faziletini görmüs de "Ya Rabbi! Keske beni de Hazreti Muhammed (s.a.v.) ümmeti olarak yaratsaydin. Baska birsey istemezdim" diye buyurdugu rivayet edilir. Iste biz böyle büyük bir peygamberin ümmetiyiz. Buna layik olmaya çabalayalim.

Hazreti Peygamber (s.a.v.)'den rivayet edilen bir hadis-i serifte `Benim ümmetimin (ilmiyle amil) alimleri Beni Israilin peygamberleri gibidir. (Bu, büyüklük bakimindan degil hidayet bakimindandir.)" buyurmustur.

Bu mesaj 1 kez ve en son YaGMuR tarafından 26.07.2007 - 09:13 tarihinde değiştirilmiştir.

Ekleme Tarihi: 26.07.2007 - 03:28

	SuMeYRa

1576 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.11.2004

En Son On: 11.11.2012 - 22:24

Cinsiyeti: Bayan

Esselamu aleykum Verahmetullah...

Derinsular 1 kardesim, üyeliginiz hayrli olsun insaAllah..

Actiginiz konunuzu icerigine dokunmaksizin renklerde ve bosluklarda düzenleme yaptim.. Forumu mesgul ediyordu. Hakkinizi helal ediniz..

Ekleme inceligini gösterdiginiz bu güzel konu icin tesekkür ediyorum.

Mevlaya emanetsiniz..

Dua ile

Ekleme Tarihi: 26.07.2007 - 09:17

	derinsular_1

RE:

73 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.07.2007

En Son On: 03.08.2008 - 16:30

Cinsiyeti: -----

Alıntı
Orijınalı YaGMuR

Esselamu aleykum Verahmetullah...

Derinsular 1 kardesim, üyeliginiz hayrli olsun insaAllah..

Actiginiz konunuzu icerigine dokunmaksizin renklerde ve bosluklarda düzenleme yaptim.. Forumu mesgul ediyordu. Hakkinizi helal ediniz..

Ekleme inceligini gösterdiginiz bu güzel konu icin tesekkür ediyorum.

Mevlaya emanetsiniz..

Dua ile

aleyküm selam verahmetullah...

cok ho$uma gitti cok güzel olmu$ elleriniz dert görmesin ins.

a.r.o

a.e.o

....

Ekleme Tarihi: 26.07.2007 - 14:50

Pozisyon düzeni - imzaları göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu sonraki konu

Kategori Seç:

Sitemizde şu an Yok üye ve 1499 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_

[ Admin Moderator Vip Üye ]

Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
sefa46 (70), sa71bo (53), hacý46 (39), talathoca (68), volkanadar (46), abcesam (66), ~YaSeMeN~ (40), Yavuz Selim Hay.. (54), sezerarzumanogl.. (40), mhakanavci (43), mevlüt01 (43), ravza dila (41), cartel02 (43), CANBULUT (48), mbitis (39), nurkelebek (56), lokmanyavuz1959 (65), mke55 (40), Seymaa (51), veyselkarani (51), a_musab (38), uyuz (45), tugbil (60), Guldemet (49), Fatih Erus (38), Nedim06 (59), Yusra (36), a_Sena_a (49), abdullah acar (47), M HAKAN AVCI (43), kral (48)

24 Saatin Aktif Konuları

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.71758 saniyede açıldı