0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » İnsanın Oluşumundaki Temel özellik Tevhittir

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
faniiiia su an offline faniiiia  
İnsanın Oluşumundaki Temel özellik Tevhittir

138 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.05.2006
En Son On: 04.09.2007 - 17:20
Cinsiyeti: ----- 
Yüce Allah, tevhid konusunu yeni, fakat derin bir açıdan sunmaktadır. Onu insanı yarattığı ve onunla ruhlarında ve bedenlerinde henüz babalarının sülbündeyken misak aldığı fıtrat açısından sunmaktadır.

Bir olan Allah'ın rububiyetini kabul etmek, yüce yaratıcının bu varlığa yerleştirdiği ve onunla kendisine şahit kıldığı insan fıtratının bir özelliğidir. Gelen risaletlerse, ilk fıtratlarından uzaklaşan sakındırmaya muhtaç olanlara uyarıda bulunmak ve yeniden hatırlatmak yöneliktirler.

Tevhid, onlara hatırlatmada bulunan ve onları sakındıran resuller gönderilmemiş olsa bile insanlar ile Yüce Allah arasındaki bir antlaşmadır. O'nun rahmeti, insanları, bozulabilen fıtratları ve sapıtabilen akıllarıyla baş-başa bırakmamak ve insanların Allah'a karşı hüccetleri bulunmaması için müjdeci ve uyarıcı resuller göndermek şeklinde tecelli etmiştir.

"Hani Rabbin Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini çıkarıp onları nefislerine şahit tutarak: "Ben sizin rabbiniz değil miyim?" demişti de onlar: "Evet" demişlerdi, biz şahidiz". Bu, kıyamet günü "bundan haberimiz yoktu" dememeniz içindir." (A'raf-172)

Yüce Allah, fıtrat ve akide konusunu eşsiz bir sahne halinde sunuyor. Gözle görülen alemde meydana çıkmadan önce ademoğlunun sülbündeki ve uzak gayb perdeleri arkasındaki sahne...

Yüce Rab ve yaratıcı, önünde toplamış onlara şöyle soruyor.

"Ben, sizin yüce Rabbiniz değil miyim?"

Onlara Rububiyeti tanıtıyor ve kulluğun niteliğini belirtiyor. Yüce yaratıcının kabzasında oldukları bir sırada onları birliğine şahit tutuyor.

Bu, harikulade, göz kamaştırın ve etkin bir canlandırmadır. Kelimelerle ifade edilmeyecek kadar büyüktür. Bu sahne insan hayalinin uzanamayacağı kadar olağanüstü ve eşsizdir. Yüce Allah sayısız hücreyi toplamış ve elinde tutmuştur, onlara akıllılara özgü hitap şekliyle hitap etmektedir. Çünkü Yüce Yaratıcı bu özellikleri onlara bahsetmiştir. Onlar da akıllara özgü üslupla cevap vermekte...

Ve, onları buna şahit tutarak daha babalarının sulbünde iken söz almaktadır. Evet bu sahne gerçekten göz kamaştırıcıdır.

İnsan bünyesi bu parlak, olağanüstü ve eşsiz sahne karşısında derinden titremektedir, içinde zerrelerin yüzdüğü her hücresi canlı, her hücrede gizli bir yeteneği ve her hücrede sıfatları tamam bir insanı somutlaştıran sahne..

Kulak, bir hareketin bilinmez varlığın vicdanında gizli bir görüntünün ortaya çıkmasının beklentisi içindedir adeta. Henüz bilinen varlıklar alemine çıkmadan insandan alınan söz ve misakı canlandırmaktadır bu sahne..

İbni cerir ve diğerleri İbni Abbas'tan şöyle rivayet etmektedirler.

"Rabbin Ademin sırtını meshetti. Kıyamete kadar yaratacağı zürriyetini çıkardı. Onlardan misaklarını aldı ve nefislerine şahit tutarak şöyle buyurdu:

"Ben sizin Rabbiniz değil miyim?"... dediler ki: "Evet, sen bizim Rabbimizsin."

Fakat bu sahne nasıl gerçekleşmişti? Yüce Allah, Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini nasıl çıkarmış ve onları kendi nefislerine nasıl şahit kılmıştır. Onlara:

"Ben sizin rabbiniz değil miyim?" hitabını nasıl yöneltmiş ve onlar, "Evet, sen bizim rabbimizsin" cevabını nasıl vermişlerdi?

Bu soru ve cevabın ne şekilde gerçekleştiğini bilmiyoruz. Çünkü! Yüce Allah'ın zatı gibi fiilleri de gaybın kapsamındadır. Beşer idraki Yüce Allah'ın zatını kavrayamadığı gibi fiillerini de kavrayamaz. Çünkü ayrıntıları kavramak bütünü kavramak demektir.

Allah (c.c):

"Semaya dumanken istiva etti."

"Sonra arşa istiva etti."

"Allah dilediğini mahveder, dilediğini bırakır."

"Gökleri sağına toplamıştır" gibi sahih nasslarla nakledilen ilahî fiilleri algılamaya kalkışmaksızın nakledikleri gibi kabullenmekten başka seçenek yoktur.

Çünkü dediğimiz gibi hiçbir şey Allah'a benzemez, zatı idrak edilmediği gibi fiillerinin niteliği de idrak edilemez. Kendisi hiçbir şeye benzemediğinden, fiilleri de hiçbir şeyin fiilline benzemez. Yaratılmışların fiillerini, idrak etmeye çalışıldığı gibi, Yüce Allah'ın fillerinin mahiyetini de idrak etmeye çalışmak, sapık bir çabadır. Onun mahiyeti yarattığı şeylerin mahiyetinden farklıdır. Bu yüzden fiilleri de yarattığı şeylerin fiillerinden farklı olacaktır. Dolayısıyla Allah'ın fiillerinin mahiyetini idrak etmeye çalışan bütün filozof ve kelamcılar cehalet ve sapıklık içinde büyük bir halt işlemişlerdir.

Bununla beraber bu nassın tefsirinde, Allah'ın, Ademoğullarından aldığı sözün fıtrat sözü olduğu açıklanmıştır. Onun biricik rububiyetini kabul edecek kabiliyette yaratmıştır onları ve doğrultusunda geliştikleri fıtratı o yerleştirmiştir oluşumlarının özüne.

Meğerki bir etkenle fıtratlarından uzaklaşmış olalar.

İbni Kesir tefsirinde şöyle der:

İlk ve son kuşak alimlerden bazılarının görüşüne göre, "Yüce Allah'ın onları şahit tutması onları tevhid fıtratı üzere yaratmasıdır." Fıtrat ve yaratıcısı arasında gerçekleşen misak insanın bünyesinde ve ilk andan itibaren canlı hücreye yerleştirilen fıtrattır. Bu misak bütün resuller ve risaletlerden daha öncedir. Bu misakta her hücrenin, tek irade sahibi, tek başına hükmeden ve tasarrufta bulunan tek kanunun koyucu Yüce Allah'ın biricik rububiyetini kabulleniş söz konusudur.

Fıtratın misakı ve şehadetinden sonra delil aramaya gerek yoktur. Herhangi birinin şöyle demesi de geçerli değildir:

"Tevhidi gösteren Allah'ın kitabından ve tevhide çağıran Allah'ın mesajından haberim yoktu"

Ya da:

"Ben bu varlığa geldiğimde atalarımı şirk koşar buldum, önümde de tevhide götürecek bir yol yoktu. Atalarım sapıtmışlardı, beni de saçtırdılar. Onlar sorumludur, ben değil." demesi de geçersizdir.

Ayetleri açıklamak ve resulleri göndermek, insanları tevhid fıtratına döndürmek, Allah'ın rahmetinin bir eseridir.

"Umulur ki, dönerler diye ayetleri böyle açıklarız." (A'raf-174)

Yaratıcısını tanıması ve O'na kullukla yönelmesi her canlının tabiatına yerleştirilen fıtratın özelliğidir. Şüphesiz bu karakterde Allah'a iman etmeye dair bir yöneliş vardır. Bununla beraber fıtrat Allah'a eşler koşmak suretiyle sapıtır ve bozulur. Bu karakterin bir özelliği de Allah'ın Adem'e tevdi ettiği yeryüzünde hilafet görevini kapsamasıdır.

"Yüzünü hanif olarak dine çevir. Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata. Allah'ın yaratmasında bir değişme olmaz. Bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler." (Rum,30)

Şüphesiz bu din, hakka dayanmayan, bir ilimden doğmayan, ancak bir delil ve bağlayıcı olmaksızın şehvetlere tabi olan değişik heva ve heveslerden koruyan bir kalkandır.

Yüce Allah, ikisi de Allah'ın yarattığı varlık kanununa uygun tabiatları ve yönelişleri bakımından başkalarıyla uyum içinde olan bu din ile fıtratı, birbirine bağlıyor. Beşer kalbini yaratan Allah, ona hükmetmesi üzerinde tasarrufta bulunması, hastalıklardan sıhhate kavuşturması ve bozulmaktan kurtarması için ona bu dini indirmiştir.

Yarattıklarını en iyi bilen O'dur. O, latiftir, haberdardır. Fıtrat değişmediği gibi din de değişmez.

"Allah'ın yaratmasında değişiklik olmaz...."

Fıtrat bozulunca, onu beşerin ve varlığın fıtratıyla aynı kaynaktan olan bu dinden başkası düzeltemez.

Ekleme Tarihi: 01.06.2007 - 15:18
Bu mesajı bildir   faniiiia üyenin diğer mesajları faniiiia`in Profili faniiiia Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1401 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
Yalvac (61), kmurrad (59), endulus (57), ercan_sw (51), erhanseyfi (64), B e t u l (52), h.t (62), zisan_gul (41), hasretkafesi (53), ahmetkb (52), mustakar01 (62), tövbekargenç (44), mekoc66 (56), ahmet_k22 (39), Abdullah-10 (57), maruf-1 (59), GuelSevdasi81 (43), inci-2 (61), maxsibilyan (45), enesny (42), ramadan48 (42), fatmaavci (62), FIRTINA 50 (56), kaptan67 (61), menzil38 (57), Hacer -72 (52), Guel (39), A H M E T (45), msk02 (47), Mehmet_Ank (63), yusufgezer (41), Aydýn Vu.. (55), Sezer (), oguzlarx27 (55), M.Riza Sekerli (54), kamanliadem (59), eva_maria (36), musab b. ümeyr (42), nurfatih (46), AhmetBayrak (56), ali öz (48), köln42 (58), xAhmetx (49), sadullahyusuf (40), abdülhamit (231), tigrisriver (45), sürmeli (41), enesertugrul (52), medsav (67), Turan64 (61), GCc_EEi (42), ahmetsait (44), alidogan1 (64), ayhanisik42 (51), sedi güngörmü&t.. (59), baha1903 (40), bünyan (59), Orbay1 (56), kaymakli-50 (58), cagri67 (52), HAKAN ERGÜT (50), ravda dostu (40), fatiha42&07 (54), mavipýna.. (59), efrailakcay (51), Bekir 38 (39), selva sehito&et.. (40), Mursid (60), turkish wolf (52)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.73612 saniyede açıldı