0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » FiTNECi

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 6 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Hak-dilaram su an offline Hak-dilaram  
FiTNECi

143 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 24.12.2006
En Son On: 25.10.2007 - 15:15
Cinsiyeti: Erkek 

türkiye'de iki grubu son derece zararlı görüyorum.

abdulkadir geylani gibileri tekfir edenler

onları tekfir edenleri tekfir edenler...

ikisi de ALLAH'ın dininin cehennem kapıcılığına kendini şartlandırmış fikri sabit (anlayışı dar) insanlardan müteşekkil oluyor umumen.

ikisi de kendini ehli sünnet velcemaat olarak adlandırıyor.

ama iki fırkanın da ehli sünetin en temel kaidesine muhalefeti söz konusu; o da:

ehli kıble tekfir edilmez.

abdulkadir geylani veya benzerlerine din dışı gören kim adına bu tekfiri yapıyor?

din adına!

onları tekfir edenleri tekfir eden kim adına bunu yapıyor?

din adına!

halbuki din, müslümanlara sadece Allah'ı hakkıyla bilip, Ona kul olmaktan başka bir vazife vermemiştir.

Allah'a kul olmak ise 'bana iman'ı anlat, bana islam'ı anlat, bana ihsan'ı anlat' sorularına rasulu muhterem aleyhisselam'ın verdiği cevaplardan ibarettir.

dolayısıyla

bu iki zararlı akımın müslümanların kardeşliğinin önünde ciddi engel teşkil ettiğini farkediyorum.

seyyid kutub'a düşman olan ile abdulkadir geylani'ye düşman olanlar aynı yerden besleniyor.

şahıslarını tanrılaştırıyorlar! Rabb azze ve celle'ye değil, anlayışlarına tabi oluyorlar.

cennet ve cehennem fedailiği rolü üstleniyorlar.

halbuki bu ikisinin ve temsillerinin müslümanlığı hakkında milyonlarca ayrı ayrı şehadet mevcuttur.

öyleyse onlardan birini kafir gören, kendi arzularını dinleştirmiş ve Allah'ın dinine savaş açmıştır.

fikirleri konuşmak ayrıdır, şahısları tekfir etmek ayrıdır.

insan hatalı söz söyleyebilir Kur'an'ı yorumlarken.

nitekim aleyhisselam:

kim Kur'an'da kendi görüşü ile hüküm çıkarırsa gerçekte o hata etmiştir buyuruyor.

bu iki taifede kur'andan delil aldığını beyan ile birbirini ve şahıslarında fikirlerini gayrı islam görüyor.

seyyid kutub'u severim, o bir şehit...

abdulkadir geylani'yi daha fazla severim, o bir mürşid.

tam tersini de başka biri söyleyebilir der ki:

abdulkadir geylani'yi severim, o bir mürşid

seyyid kutub'u daha fazla severim, o bir şehit...

bu yaklaşımlarda zarar yok; ama

seyyid kutub'u sevmem, çünkü kafir; abdulkadir geylani'yi severim denilince veya tam tersi sorunlar çıkıyor.

bizi islam dairesine birbirimiz sokmadık. bizi birbirimiz o daireden çıkaramayız.

aynı yöne secde eden insanların ortak adı müslümandır.

bu cevapta endişeniz varsa gavura sorun, onun vereceği cevap doğru olacaktır.

kabe'ye yönelenlere ne diyorsunuz siz diye sorun gavura!

müslümanlar kardeştir.

müslüman birbirinin şerefini korur.

kim müslümanlardan herhangibirinin şerefini alçaltmaya çalışırsa Allah indinde şerefinden olabilir.

seyyid kutub'un hatalı sözleri vardır. hatalarını ifşa eder, doğrusunu izah ederiz. eyvallah

abdulkadir geylani'nin hatalı yönleri mi var, hatalarını söyleyin, doğruda buluşalım inşaallah...

ama birine olan sevginiz veya kızgıntınız dininizi bina etmesin.

ola ki sevdiğinize darılınca, onun hak sözleri size tesir etmez.

ola ki sevmediğinizle barışınca, onun batıl sözleri sizi sarabilir.

ölçü şahıslar değildir.

ölçü, ayet hadis icmadır....

havadis (dedi denildi) değil, ehadistir...

dolayısıyla kim fethullah gülen'i, abdulkadir geylani'yi, seyyid kutub'u, ibn teymiye'yi, imam rabbani'yi şahsiyet olarak direkt hedef alır, yanlış olan görüşü delili ile, ıslah için bildirmez ve şahısları hakkında asab bozucu abuk sabuk laf söylerse benim için aynı kategoridedir:

fitneci!

sözümüz ümmetin içinde ümmeti birbirine düşürerek bundan rant elde edenleredir. her böyle kişi üstüne alınabilir.

rant nedir?

-şöhret, şehvet, enaniyet tatmini-

seyyid kutub'un Rabbi ile Abdulkadir Geylani'nin Rabbi aynıdır.

onları Rabb'leri kulluğuna kabul etmiş iken, kim ne üstüne vazife o kulluktan onları aforoz etmek ister?

bunun adı nedir?

fitne en hafif tabirle...

birinin sözleri, sizi başka bir müslümandan nefret ettirmeye yönelik ise, ilgilenmeyin o sözlerle...

fitne zamanında en güzel şey, aç bir adamın ağacın kütüğünü ısırdığı gibi sünnete sarılmaktır.

bakacağız, peygamber aleyhisselam ve şerefli ashabı ne yapmış ise onu yapacağız.

aleyhisselamın şerefli ashabı birbiri ile savaşmıştır. birbirlerine taraf olmuşlardır; ama hiçbir yekdiğerinin şerefine müteceviz söz söylememiştir.

anlaşmazlık illa ki olacak!

ama

anlaşmazlık, şahısların birbirine buğz etmesine, kin beslemesine, şahısları lanetlemeye sevk ediyor ise

o anlaşmazlık din ilişikli değildir.

nefsidir.

nefsin oyunudur.

iş müslümandan nefrete sirayet etti mi yapılacak en güzel şey, nefret ettiğin müslümanın müslüman olduğunu ve onun müslümanlığının sahibinin ALLAH olduğunu hatırlamak ve müslüman kardeşine dua etmektir...

ta ki içindeki buğz dinene kadar...

bir tespitimiz de şu:

özellikle vefat eden ulemamızın eserlerindeki bazı ibareler siper edinilip, müslümanlardan bir kısım diğer bir kısmı vasıflar uyuyor kanaatiyle tekfir ediyor; ya da gözden düşürmeye çalışıyor.

vallahi o ulemamız böyle bir fitneye alet olacaklarını bilseler yazmazlardı.

ben bu yeminimde sabitim.

vallahi, eğer ulemamız samimi deva için yazılmış sözlerinin islam ümmetinde hastalığa, bozgunculuğa, fitneye vesile olduğunu görselerdi, o ibareleri tırnakları ile kazırlardı satırlardan.

peki ulemamız neden birbiri hakkında yazdı?

ilim ehli, münazara adabını bilen ve sözlerin maksadına vakıf olacaklara birbirlerini tanıtmış oldular.

eğer bir alim hakkında illa da bir nakil yapılacaksa

o alim hakkında söz söylemiş alimin sözü eğilip bükülmeden, kesilip kuşa çevrilmeden metin nerede geçiyorsa olduğu gibi konu aktarılarak bu nakil yapılmalı ve yorum yapılmamalı.

aksine davranışlar, görünen o ki nefslere malzeme olmaktan öte bir işe yaramıyor.

müslümanlar arasında nefret yaygınlaşıyor ve düşmanlıklar başlıyor.


Ekleme Tarihi: 08.04.2007 - 09:50
Bu mesajı bildir   Hak-dilaram üyenin diğer mesajları Hak-dilaram`in Profili zum Anfang der Seite
Hak-dilaram su an offline Hak-dilaram  

143 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 24.12.2006
En Son On: 25.10.2007 - 15:15
Cinsiyeti: Erkek 
Kabe'de namaz kıldınız mı?

orada her fırka ve görüşten müslümanlar belki itikadını beğenmediği veya huyunu suyunu tanımadığı bir imamın arkasına saf bağlar ve namaz kılarlar.

Allah'a namaz kılarlar. kafalarında ve kalblerindeki tek şey Allah'tır çünkü.

şia, vahabi, sünni, mutezili v.s v.s sair zamanlarda birbirlerini fikirlerinden dolayı tenkid edenler, iş orada namaz kılmak oldu mu, yanyana, omuz omuza, aynı saftadırlar.

belki hemen yanındakini kafir gören ile omuz omuza aynı Allah'a secde eden bu insanlar, oradan ayrılınca birbirinin arkasında namaz kılmaz ve yanyana safa durmaz.

çünkü birbirlerini kardeş görmezler. bu şu demektir: müslüman görmezler!

ancak müslümanlar birbirlerine kardeştirler ayeti ve

müslümanlar bir bedenin azaları gibidir. azalardan biri rahatsızlık hissedince diğer azalarda o rahatsızlığı hissederler hadisinin beyanınca

müslümanların başına gelen zulum, bu hal sürdükçe devam edebilir.

selametle
Ekleme Tarihi: 09.04.2007 - 10:11
Bu mesajı bildir   Hak-dilaram üyenin diğer mesajları Hak-dilaram`in Profili zum Anfang der Seite
muhammed yusa su an offline muhammed yusa  
esselam

944 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.03.2005
En Son On: 07.06.2007 - 21:48
Cinsiyeti: Erkek 
İNNEMEL MÜMİNİNE İĞWETTÜN TÜM MÜMİNLER KARDEŞTİR RABBİMİZİN EMRİ BU!!!!!!!!!!!
Ekleme Tarihi: 09.04.2007 - 10:22
Bu mesajı bildir   muhammed yusa üyenin diğer mesajları muhammed yusa`in Profili muhammed yusa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Hak-dilaram su an offline Hak-dilaram  

143 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 24.12.2006
En Son On: 25.10.2007 - 15:15
Cinsiyeti: Erkek 
ümmetim 73 fırkaya ayrılacak biri müstesna hepsi ateştedir.

ashab sordu:

kimdir kurtulan fırka?

el cemau ( Benim ve ashabımın ardınca gidenler) buyurdu.

'ümmetim' kelimesi çok önemlidir. hadisi şerheden alimler, hesapsız cennete girecek olan fırkanın 'Benim ve ashabımın ardınca gidenler' cümlesine dahil olduklarını, diğer ümmetin ise suçuna göre azablanacağını veya şefaate uğrayacağını beyan etmişlerdir. ama son son tevili mümkün olmayan derecede inkarı söz konusu olmayan bütün ümmet 'ümmetim' kelimesine dahil olanlar ergeç cennette yerlerini alacaklardır.

cibril hadisinde cebrail aleyhisselam aleyhisselam'a sordu: bana islamdan bahset... bana imandan bahset... bana ihsandan bahset...

bu sorulara rasulu muhterem aleyhisselam bildiğiniz cevapları verdi:

o cevaplarda ne dediyse, onlara inanan müslümandır.

bize hani islamın şartları, imanın şartları diye öğrettiler ya, işte onlar.

müslüman için aleyhisselam buyurdu ki:

kim bizim kıblemize yöneliyor, bizim kestiğimiz yiyor ise onun canı malı ırzı haramdır.
Ekleme Tarihi: 09.04.2007 - 15:38
Bu mesajı bildir   Hak-dilaram üyenin diğer mesajları Hak-dilaram`in Profili zum Anfang der Seite
Hak-dilaram su an offline Hak-dilaram  

143 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 24.12.2006
En Son On: 25.10.2007 - 15:15
Cinsiyeti: Erkek 
bütün ihtilaflı meselelerde ölçü şu:

kim dayanağını ayet hadis (Nass) eksenine dayandırıyorsa, orada 'islam' söz konusu demektir.

bize göre hatalı olan, başkasına göre doğru ise

ölçü 'islamlık' hususunda çok basit:

sözünü nereye dayandırmış?

ayet-hadis

hata mı etmiş, etmiştir...

yanlış mı yapmış, yapmıştır...

ama dayanağı, istimdat noktası, delili Nass ise, batıni hükmü Allah'a aittir.

biz zahirde hatalı sözü/fiili gücümüzü sarfeder ve 'bu söz hatadır' diyerek deşifre ederiz.

ama şahsiyete dokunmayız.

alimler eserlerinde '... söyleyen kafirdir, .... sözü küfürdür' derler.

bakarız

bu söze muhatab olan bir müslüman mı?

müslüman ise deriz ki:

'buradaki küfr, -hakikati gizledi, gerçeği örttü- manasında küfürdür'

çok açık, tevili mümkün olmayan, Nasslara katiyyen uygun düşmeyen bir ibare mi var?

böyle bir ibareyi mümkün değil aslında bir müslüman alimden duyabilmek!

hatalar burada başlıyor işte...

hükmi küfr, çok sıkıntılı bir iştir.

sahibinin can mal ve ırz emniyetini iptal eder. miras hukuku, ceza hukuku, neseb v.s çok değişik yerlere intikal eder.

dolayısıyla bizim harcımız değildir bu hükmü vermek.

kadılık makamı işidir.

kadı sorgular, tevil yollarını araştırır. son son tevili mümkün değil ise ve söz sahibi sözünden ya da fiilinden dönmüyor ise hükmü verir.
Ekleme Tarihi: 09.04.2007 - 16:30
Bu mesajı bildir   Hak-dilaram üyenin diğer mesajları Hak-dilaram`in Profili zum Anfang der Seite
Hak-dilaram su an offline Hak-dilaram  

143 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 24.12.2006
En Son On: 25.10.2007 - 15:15
Cinsiyeti: Erkek 
TEKFİR MESELESİ

Ebu'l-Hasan el-Eş'arî, mezhepler tarihi mevzuunda telif ettiği eserinin mukaddimesinde, müslümanların, Peygamber'lerinden sonra bir çok hususlarda İhtilâfa düştüklerini, böylece fırka ve parçalara ayrıldıklarını kayd ettikten sonra ilâve eder :

«Şu kadar var ki İslâmiyet bütün bu fırkaları sinesinde toplamakta ve hepsine de şâmil bulunmaktadır» [1][1]

Büyük imamın bu ifadesi geniş bir müsamaha zihniyeti taşımakta ve hiç bir isiâmî fırkanın tekfir edilemiyeceğini iş'ar etmektedir.

Selef mezhebinin müdafii olan Ebû Ca'fer et-Tahâvî (v. 321/933) de Akîde'sinin sonunda Müşebbihe, Mu'tezile gibi fırkaları zikreder ve onların dalâlet içinde olduklarını söylemekle yetinir [1][2]

Yine bir mütekillim ve mezhepler tarihçisi olan Abdülkaahir el-Bağdâdî (v. 429/1037), el-Fark beyne'l-fırak adlı eserinde ehl-İ sünnetin birbirini tekfir etmediğini, buna mukabil muhtelif fırkaların tekfir belâsına giriftar olduklarını kaydeder [1][3]

İmam-ı A'zam Ebû Hanife'nin (v. 150/787) el-Fıkhu'l-ekber adlı akaid risalesine güzel bir şerh yazan Aliyyu'UKaarî'nİn (v. 1014/1606) şu iki cümlesi anlatmak istediğimiz fikri hulâsa etmektedir:

«Ehl-i bid'atın kusurlarındandır ki birbirlerini tekfir ederler; ehl-i sünnetin de övülmeye lâyık meziyetlerindendir ki yekdiğerlerini olsa olsa hataya nisbet ederler, fakat tekfir etmezler» [1][4]


İbn Kuteybe ve Gazzâlî'nin yukarıda sözü edilen şikâyetlerine rağmen şunları söyleyebiliriz ki ehl-i sünnet kelâmcıları İle fukahânın çoğunluğu (cumhuru) birbirini tekfir etmediği gibi «ehl-i kıble-yi de küfre nisbet etmemiştir.

Allâme Teftâzânî (v. 793/1390) meşhur «Şerhu'l-Akaidinde bu hakikati şöyle ifadelendirmiştir:

«Ehl-i sünnetin prensiplerindendir ki ehl-i kıbleden kimse tekfir edilemez» [1][5]

Kaynaklar bu noktada hemen hemen ittifak halindedindedir [1][6] Şunu da belirtmeliyiz ki «ehl-i kıble», türkçemizde «beş vakit namazına müdavim» manasına geliyorsa da fukahâ ve mütekeilimînin ifadelerinde «Kâ'beye doğru namaz kılmanın farz olduğunu kabul eden» manasını taşır


İslâm filozoflarının tekfiri mevzuunda şiddetli bir tavır takınan Gazzâlî Tehâfutu'l-feiâsife'sinin mukaddimesinde şöyle der:


«Ben[1][7]felâsifenin görüşlerini çürütürken bazan Mu'tezile, bazan Kerrâmiyye, bazan da Vâkıfiyye mezhebinin delillerini kullandım. Kitabımda tek bir mezhebin savunucusu tavrı takınmadım, bilakis bütün fırkaları filozofların karşısında yek-vücud bir cephe halinne getirdim. Çünkü itikadî mezhepler (fırkalar) bize teferruatta muhalefet ederken filozoflar İslâmiyetin esaslarına taarruz etmişlerdir. O halde bunlara karşı yek-vücud olmalıyız; büyük musibetler karşısında ufak kırgınıklar ortadan kalkar» [1][8]


, Engin isâmî bilgisinin yanında derin bir felsefî kültüre de sahip bulunan Seyfeddîn el-Âmidî fv. 631/1233), tekfir mevzuunu etraflıca ele aldığı Ebkâru'i-efkâr adh eserinde, mütekellimîn ve fukahânın yukarıda belirtilen görüşlerini naklettikten sonra, ehl-i sünnetten bazılarının bid'at fırkalarını tekfir ettiklerini kaydeder.


Âmidî daha sonra Kaderiyye, Şîa, Havâric ve Müşebbihenin tekfir edildiği noktaları bir bir zikr ederek «bunların dışında kalan mezhep mensupları bid'ate düşüyorlarsa da kâfir değillerdir» hükmünü verir (vr. 274/b - 275/a).

Fakat Âmidî bazı bilginlerin bu tekfir görüşünü doğru bulmaz ve zikri geçen fırkaların tekfir edildiği noktalan teker teker çürütür [1][9]


Âmidî'den İki asır sonra gelen meşhur Seyyid Şetif el-Curcânî (v. 816/1413) de aynı yolu takibetmiş ve Şeru'l-Mevâkıf adlı üç ciltlik hacimli eserinde, ehl-i kıbleden Mu'tezile, Mücessİme ve Revâ-fızın tekfir edildiği noktaları, ayrıca Mu'tezilenin ehl-i sünneti tekfir ettiği meseleleri bir bir ele alarak çürütmüştür.


Yalnız Seyyid Şerif bu İzahatının sonuna şu notu koymayı da ihmal etmemiştir:

«Şunu bil ki ehl-i kıblenin tekfir edilemiyeceği hususu yukarıda da geçtiği gibi Eş'arî ve fukahânın görüşlerine uygundur.

Fakat İslâm fırkalarının akidelerini bir bir incelediğimiz takdirde kesinlikle küfrü gerektiren noktalara tesadüf edebiliriz : Meselâ, ALLAH'tan başka bir ilah'ın bulunduğunu veya ALLAH'ın bazı şahıslara hulul ettiğini intaç eden inanışlar. Muhammed aleyhisselâmın nübüvvetini İnkâr eden veya onu kötüleyen, onu küçümseyen İnanışlar. Kat'î haramları halâl kabul eden veya dinî inanışları reddeden inanışlar gibi» [1][10] Seyyid Şerifin verdiği bu misaller elbette insanı küfre götüren şeylerdir.

Bu türlü inanışlara sahip bulunan şahıs veya gurupların tekfiri her halde münakaşa kaldırmayan bir husustur

[1][0] el-Eg'arî, Makalât, I, 1.
[1][1] Aktdetu't-Tahâvî, şahsi kütüphanemdeki yazttıa nüsha, vr. 8/a - 8/b.
[1][2] el-Fark beyne'l-fırak, s. 361.
[1][3] Şerhu'l-Fıkhi'l-ekber, s. 136.
[1][4] et-Teftâzânî, Şerhu'l-Akaid, s. 77.
[1][5] msl. bk. Ebu'l-Berekât en-Neeefl, el-İ'timad, vr. 99/b-190/a; et-Teftâzânî, Şerhu'l-Makasıd, n, 197; el-Curcânî, Şerhu'l-Mevâkıf, in, 258-259; el-Bağdâdî, ag.e., a. 12; el-Beyâzî, İgârâtu'l-meraih, s. 51.
[1][6] el-Bağdâdî, ag.e.( a. 12-13.
[1][7] el-Gazzâlî, Tehâfut, s. 82-83.
[1][8] el-Âmidî, ag.e., vr. 275/a - 275/b.
[1][9] el-Curcânî, ag.e., III, 259-261.
[1][10] Prof. Dr. Bekir Topaloğlu, Kelam İlmi, Damla Yayınevi:273-276.
Ekleme Tarihi: 12.04.2007 - 10:07
Bu mesajı bildir   Hak-dilaram üyenin diğer mesajları Hak-dilaram`in Profili zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1850 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
sefa46 (70), sa71bo (53), hacý46 (39), talathoca (68), volkanadar (46), abcesam (66), ~YaSeMeN~ (40), Yavuz Selim Hay.. (54), sezerarzumanogl.. (40), mhakanavci (43), mevlüt01 (43), ravza dila (41), cartel02 (43), CANBULUT (48), mbitis (39), nurkelebek (56), lokmanyavuz1959 (65), mke55 (40), Seymaa (51), veyselkarani (51), a_musab (38), uyuz (45), tugbil (60), Guldemet (49), Fatih Erus (38), Nedim06 (59), Yusra (36), a_Sena_a (49), abdullah acar (47), M HAKAN AVCI (43), kral (48)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.75609 saniyede açıldı