 |
|
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Ekleyen |
|
|
|
978 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 21.09.2006
|
En Son On: 22.03.2007 - 14:19
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Aşk!..
Tıpkı nefes gibi, zaman gibi, güzellik gibi...
Hep var ve ebedi var olacak.
Çünki kaynağı ezelidir onun. "[color=#FF3333]Canlar canını bulan"dır elbette "Bu canıma yağma olsun" diyebilen. Bestami Hazretlerinin diliyle: "O, aramakla bulunmaz; ancak bulanlar, yine de arayanlar"dır elbet.
Yunus Emre bir aşk adamı, bütün çağların en muhteşem aşıklarının ser-halkası. Allah aşkına tutulmuş, sonra da o ummanlara sığmayan aşkını insanlar için coşturup taşırmış, bütün mutasavvıf şairler gibi baştan sona aşkı tekellüm etmiştir onu. "Aşk gelicek cümle eksikler biter" demesi bu yüzdendir. O, iç dinamizmini bu aşk ile diri tutup halk arasında kendine bir aşk mabedi inşa eden adamdır. Bu mabedde cümle yollar hakikate çıkar ve bütün aşklar Mutlak varlığa ulaşır. Kendi basit hayatı içinde yalın bir anlatım ve ritmik bir eda ile devamlı aşkı tekrarlar ve "aşksız olımazın" dediği gibi kimseciklerin de aşksız olmasına gönlü razı gelmez. "Benden benliğim gitti hep mülkümü dost tuttu" diye dalıp içinde kaybolduğu o yüce sevgide Vahdet-i vücud'u yaşayıp bütün ikilikleri inkar ile bir Tek olana vuslatı arayan Yunus, insanlığın manasını aşkta bulur. Dünya aşk üzerine kurulmuştur ve aşk olmadan durması mümkün değildir. Yaratılanın Yaratıcı'yla tamamlanması, varlığın sırrı, kainatın idraki ve kemal, ancak aşk ile mümkündür. Aşk ki hakikattir, ölüm ona ilişemez.
Yunus'a göre aşk, İlahi'dir ve yaratılışın sırrını taşır. Bu bakımdan bütün cihanı kuşatmıştır. Sarhoşluğu ve coşkunluğu ile insan olmanın tecellisi aşkta görülür. Aşık bir harabeye dönmedikçe aşkı hissetmiş sayılmaz. Aşkı hissettikten sonra da bütün kınanmışlıklar, bütün ayıplamalar onun için boştur. Aşk çıplak hakikattir ve ne dünyayı, ne de maddeyi ayakta bırakır. Aşktan şikayet edilemediği gibi aşka yine ancak kendisinden derman erişebilir. Aşk, sahili olmayan bir deniz misali benliği yutar, kendinde eritir ve sırrını asla ham gönüllere açmaz. Aşkın olduğu yerde ilim bir hiçtir ve aşksız iman taş misali kurudur, katıdır. Bilineni unutturan da, boşaltıp yeniden dolduran da aşktır. Aşkta menfaatten söz edilemez; ancak uğruna feda olunabilinir. Böylece bütün menfiler müspete dönüşür, kuruları yeşertir, durgunu coşturur.
Aşk bir güzel ahlaktır. Aşık ki idrak eder, o asla yok olası değildir. Aşk, bir hakikattir ki bütün hakikatleri ortaya çıkarır.
Kısacası aşk varlığı eriten varlıktır ve
"Aşk oldur ki Hakk'ı seve." [/color]
|
Ekleme Tarihi: 27.02.2007 - 16:10 |
|
|
|
2765 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 17.02.2006
|
En Son On: 04.12.2007 - 11:08
|
Cinsiyeti: Bayan
|
|
çok güzel bir paylaşım teşekkürler
Aşk mâşukta kaybolmaktır. Onu yaşamaktır aşk. Aşık bir
kalbin bütün derinliklerinde çarpan tek şey mâşukudur.
Aşk bir duygu değil, bütün duyguları kuşatan ve değiştiren
büyülü bir atmosfer, derin bir mana, acı bir duygu yumağıdır.
Acıtır aşk, ama bu acıda çeken, derinleştiren bir efsun
vardır. Aşık kalbinde ve duygularında; huzuru, mutluluğu,
sabrı, keşfetmeyi, umudu, acıyı, vefayı, hüznü, özlemi,
vuslatı, çelişkiyi ve tüm bunların da ötesinde, tek kalpte
iki kişilik yaşamayı öğrenir.
Aşığın hayatı mâşukundan ibarettir âdeta
AŞIĞIMDA MAŞUĞUMDA SENSIN YA RABB...
Sevgi Selam ve DUA ile...
|
Ekleme Tarihi: 27.02.2007 - 16:32 |
|
|
|
934 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 27.08.2006
|
En Son On: 13.04.2009 - 18:15
|
Cinsiyeti: Bayan
|
|
Aşk hayatın ayrılmaz bir parçası.
İlahi aşk aranarak bulunur ama beşeri aşk böyle değil tam zıttı ben ölüme benzetiyorum ansızın beklemediğin bir anda herhangi bri insana çıkagelir sonu genellikle acı ve üzüntüyle biter onun için insanın başında böyle delice bir eşk geçtikten sonra bir daha aşık olmak istemez ama platonikte olsa aşkı sever insanlar.
AŞK EN TATLI MUTLULUKTAN VE EN DERİN ACISINDAN YARATILMIŞTIR.
|
Ekleme Tarihi: 27.02.2007 - 16:58 |
|
|
|
975 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 15.11.2006
|
En Son On: 11.06.2010 - 19:28
|
Cinsiyeti: Bayan
|
|
Çok güzel bir paylaşım.. Büyüklerden aşkın yorumunu almak belki ruhlarımızada tesir eder İnşaallah..
ALLAH dileyene dünya, dileyene ahiret neşe isteyene neşe nefret isteyene nefret verir.
Ne dilersen onu bulursun O’nda. Sevgiyi ancak isteyenlere sevmesini bilenlere verir. O!..
ALLAH aşk dışındaki her şeyi seçmeden herkese verir. Yağmur iyinin de kötünün de üstüne yağar. Ama aşkını yalnız seçtiklerine verir..
İnşaallah seçtiklerinden oluruz..
Selam ve Dua ile.. KULTANESİ.. 
|
Ekleme Tarihi: 27.02.2007 - 18:03 |
|
|
|
7 Mesaj
|
|
Kayıt Tarihi: 07.02.2005
|
En Son On: 25.10.2007 - 10:24
|
Cinsiyeti: Bayan
|
|
Esselamu Aleyküm..
CiVELEK Kardesim, ALLAH Sende razi ve memnun olsun, ALLAH kalbini aski ile yaksin..
Tesekkürler..
En cok sevdigim, ve zevkle okudugum konulardan biri.. ALLAH aski..
Mevlana'ya gore ancak askla sevgiliye, Hakk'a baglanan gonul muteberdir. (Mesnevi,I / 1853). Insanla , Allah arasi bir deniz mesafesi ise ; akil bu denizde bir yuzucu, ask ise bir gemidir. Yüzmek guzeldir ama uzun bir yolculuk icin yeterli degildir. Insan yuzerken yorulabilir, bogulabilir. Ama gemiye binen hedefine ulasir. (Mesnevi IV/ 1423-27)
Mevlana Hz'leri her turlu kemale erisi askta gorur. Eserlerinde hep aski islemis, 'Sen olmasaydin bu gokleri yaratmazdim.' Kudsi hadisiyle ; varlik alemlerinin yaratilmasindaki yegane maksadin, Cenab-i Hakkin Hazreti Peygambere duydugu sevgi oldugunu dile getirmistir.
Ask her ne sekilde aciklanirsa aciklansin, ask kanatlarini takmadan ve tatmadan bilinemez anlatilamaz.
RABBIM kalplerimizi O'nun aski ile doldursun.. Amin..
|
Ekleme Tarihi: 28.02.2007 - 10:15 |
|
|
|
978 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 21.09.2006
|
En Son On: 22.03.2007 - 14:19
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
A gönül! Mecnun misali, Leyla'nın zülfüne hemen gönül bağlama.
Çünkü seni aşk çöllerinde gezdirip duran Leyla değil, Mevlâ'dır hep.
Bu beyitte aşkın çilelerini çekmekle hayattan bezmiş bir âşığın yakarışı görülmekte, bunun çaresi olarak da teslimiyetçi bir ruh, yani başına gelenlere çare aramaktansa kaderine boyun eğip ''Hepsi Allah'tan!..'' diyen pasif bir anlayış ön plâna çıkmaktadır. Zaten âşık da sevgili karşısında pasif olmaya mahkûmdur. Ona düşen, başına gelen aşkı çekmek, onun acıları ile yaşamaktır. Bu anlayış, şairin devamlı sürgünde geçen hayatıyla da bir anlamda örtüşmektedir. Elden bir şey gelmeyince, zavallı âşık ne yapsın, ''Mecnun (çılgın) da zaten Leyla için çöllere düşmemiş miydi?'' diye avunur...
Önünde böyle muhteşem bir örnek dururken aşk işinde şâirin başka türlü davranması da zaten mümkün değildir. Olsa olsa Mecnun'u geride bırakacak bir çile ile tecrübe kazanıp aşk yollarında pişebilir. Böylece hayatına anlam katacak, kederlerden neşe devşirmeyi, acıları zevk edinmeyi öğrenecektir. Bilir ki, ne kadar acı çekerse, kendisini sevgiliye o kadar yakın hisseder. Aşk, acıdan ibarettir zira. Acı çekmeyince aşkın büyümesinden de, büyütülmesinden de söz edilemez.
En büyük aşklar, en çok acı verenler değil midir?
|
Ekleme Tarihi: 03.03.2007 - 09:33 |
|
|
|
 |
|
Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
YILDIZ789 (49), sonar (45), ram_oez (47), þifacý.. (56), yanar75 (50), harunygt (35), RAHMANÝ (42), hazin38 (45), zzeyyat (45), resul_ekici (47), yarali88 (37), elif_meryem (38), basayev_38 (38), gecekusu (51), abii (57), bluemoon05 (37), arif_hoca (59), engina. (45), ahrar (43), Serdar28 (53), ilkcemre (59), erkanak (55), BURAK.... (38), adanalierkan14 (34), kayseri318 (52), omer_faruk_18 (39), emoss (35), beyislam (55), saroglu (47), 69dilek69 (38), MUHAMMED AL&Yac.. (56), Cafer-i Tayyar (39), dr.virtue (46), hüseyin67 (54) |
|
|
|
 |
|
|