0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Zaman nehir gibi aktı,biz silamizi,cocuklar ana dilini unuttu..

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
RaVZaNuR su an offline RaVZaNuR  
Zaman nehir gibi aktı,biz silamizi,cocuklar ana dilini unuttu..

Admin
700 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 26.09.2003
En Son On: 07.09.2011 - 14:39
Cinsiyeti: ----- 
İçinde bulunduğumuz yolun başlangıç noktalarını hatırlarken, geçtiğimiz safhaları değerlendirirken, kendi kendimize, “nereden nereye” diye sormak durumunda kalırız. Şüphesiz değişen, gelişen hayatın kuralları bizi de içine almıştır. Bu bir süreçtir, günlerden yılların oluştuğu, ilk adımların ufuklara doğru seyrettiği bir süreç..
Hatta eldeki küçük valizden, tahta bavuldan bir şirketin doğacağı bir süreç olabilmiştir bu. Elinde Sadece “tahta” bavul ile gelip, “taht” kuracak bir yükselişi gösterenlerin var olması, herkesin karınca-kararınca maddi imkanlara sahip olması sayfanın müsbet yüzünü sergilemektedir. Böylesine büyük bir toplumsal olayda sayfanın öbür yüzü de tabiatıyla bazı menfi durumları içinde taşımıştır.
İlk adımlar atılırken zihinlerde düğümlenen düşünceler muğlaktır:

Elimde bir küçük valiz
Almanya'ya gidiyorum..
Götürüyor meçhul bir iz
Almanya'ya gidiyorum..

Bu yolu şartlar başlatmaktadır. Arayışlar, umutlar çekmektedir insanları. Burada ayakta durmak istemenin gayreti de vardır.:

Fakir giden oluyor bey
Orayı övdüler epey..
Şimdilik bildiğim tek şey
Almanya'ya gidiyorum..

Birine göre yıl yetmiş ikidir, birine göre altmış ikidir, diğerine göre altmış sekizdir, ama bütün yollar aynı yerde birleşecektir sonunda:

Düşünürüm tekrar tekrar
Toz pembe umutlarım var
Yıl 72, sonbahar...
Almanya'ya gidiyorum...
(Ozan Yusuf Polatoğlu)

Sözünü ettiğimiz gibi, bugün ulaşılan bir nokta vardır; katedilen mesafe, kazanılan konum vardır. Bu konumun sermayesi sözü edilen tahta bavuldur.. Ve bavulu tutan ellerin azmi ve emeği bu neticenin içindedir:

Üç buçuk yıl bekledi Fazıl Usta
Sırası gelinceye kadar.
Münih treni gara,
gözleri yarı dalgın
ve ince belli bir kadın gibi
girdiğinde
Besmele çekip bavullarına yapıştı
Sapları ellerini kesiyordu,
Bastı ilkin sağ ayağını
Biraz heyecanlı
Alaman toprağına.
(.......)
(Aras Ören)

Umutlarla beraber adeta gençlikler, ömürler de tahta bavullara konmuştur şairin işaret ettiği gibi:

Güneyden esen yellerin
Zakkum kokuları getirdiği
Sıcak topraklarda
Katık yaparak yaşardık
ekmeğimize sabrı...

Kuzeyden esen bir sert rüzgâr
Mark Frank kokulu
Dağıttı köylerimizi
Koyup gençliğimizi
Tahta bavullara
Toplandık tren istasyonlarına..

devam eden şiir şöyle bağlanıyor:

Zaman nehir gibi aktı
Biz sılamızı
Çocuklarımız anadilini unuttu
Gömüldü umutlarımız sınır geçişlerine.
( Mevlüt Asar )

Bu göç yılları boyunca yaşanan olumsuzluklar, böylesine önemli toplumsal bir olayın gönderildiğimiz ve alındığımız ülkeler tarafından ciddiye alınmaması “bavul” motifini bu sefer çok acı bir teşbihle buluşturur. Bir kayıp eşya durumuna düşürülen nesiller kırılan gururlarıyla konuşmuşlardır:

Bıraktı el diyarında
Koyup gitti baylar bizi
Unuttu Münih garında
Bavul gibi beyler bizi
(...)
(Ersun Bağcı)

İnsanı iç dünyası ile, inanç ve kültür dünyası ile beraber düşünmemek büyük bir ihmaldir. Gönderenlerin, insan unsurunu bavula sıkıştırarak gönderir gibi olması, alan ülkelerin de, Max Frisch’in, “biz işgücü istedik insanlar geldi” itirafında olduğu gibi olaya bakması, yılların içine sancılar doldurdu. Bunun zamanla ağrıya dönüşmesi mukadder olacaktı.
İklimden iklime geçmek vardı bunun içinde. Kültürden kültüre geçmek vardı hatta:

Daha
Güneşine denizine doymadan
Anavatanımızın
Kollarının arasında bulduk kendimizi
Vaterlandımızın
(....)
(Nejdet Altuntaş)

Kıtalar arası, nesiller boyu bir mesafeyi içine alan bu yol elbetteki önemliydi. “Anavatan”dan “Vaterland”a geçmek, iki farklı dünyanın bir insanın tek dünyasında birleşmesi demek olacaktı zamanla. İlk yılların gözü arkada politikası artık Batı Avrupa’da ileriye doğru bakan bir ufku açacaktı.
Ortak bir coğrafyanın hayatı paylaştığını fark ederek adımlar atılmaya başlanmıştır böylece. Hayallerde, hedeflerde düşüncelerde değişmeler başlamış, göç yolunun farklı dönemeçlere geldiği görülmüştür. Bir realite kendini kabul ettirmiş inandırmıştır:
(......)
Gayri bu gerçeğe inandık dostlar
Bir yan Anavatan, bir yan Almanya..

Yaşıyoruz Berlin ile Bursa’yı
Yaşıyoruz Köln ile Konya’yı
İçimize kurduk biz bu dünyayı
Bir yan Anavatan, bir yan Almanya..
(....)
(Ozan Yusuf Polatoğlu)
Ve zaman bu kanaati de bir zemine oturtabilmiştir. Anadolu hasreti yaşansa da Almanya gerçeği bu hasreti, sabır-akıl-tahammül potasında eritmeyi icap ettirmiştir:

(.....)
Almanya’nın ortasında bir Anadolu
Bir gözü güler ekmek için
Bir gözü ağlar, dert dolu

Bu yürek ikiye bölünmüş çaresiz
Anayurtta, Anadolu’da kalmış yarısı
Yarısı Almanya’daki Anadolu’da
Dinmeyen bir baş ağrısı
Bir başka gariplik
Bir ince sızı.
(.....)
(Orhan Murat Arıburnu)

“Bir yan Anavatan bir yan Almanya” realitesi şeklini oluştururken, Anadolu’yu unutmadan, Avrupa’daki ‘yerleşik düzen’in gereklerine ağırlık vermenin önemini anlamış olduk. “Biz artık buralıyız” diyebilecek bir hassasiyetin içinde bulunuyoruz. Batı Avrupalı oluşumuzu, Anadolu’nun temel renkleriyle doldurduğumuzda yeni bir zenginliği kimliğimize katabileceğimizi görüyoruz. “Yıllar yıllara bağlandı-Biz artık buralıyız” diyerek buna mısralar ekliyor, bunu gerekçelerimizle temellendiriyoruz:

Kazma vurduk kömür verdik
Ocak yaktık demir verdik
Biz buraya ömür verdik
Biz artık buralıyız..

Artık Avrupalı olan, fakat Avrupa’da Anadolu renkleriyle bir “yükselen değer”e dönüşen durumumuz var. Yani “kaybolan” değil “kaydolan” bir yapı söz konusu. Bu dünyadaki diğer göç hareketlerinden bizi ayırıyor, ortaya bir fark çıkarıyor:

Yolumuz muhabbet yolu
Kalpler olsun sevgi dolu
Biz koskoca Anadolu
Biz artık buralıyız..

Ve bu, dışımızda küreselleşerek küçülen dünyaya parelel olarak, uzaklıkların içimizde yakınlaşmasıyla gerçekleşmektedir:


Mızrabımız saza vursa
Köln’den ses gider Kars’a
Bir yan Berlin, bir yan Bursa
Biz artık buralıyız
(.....)
(Ozan Yusuf Polatoğlu)

Tahta bavullardan kurduğumuz “tahtlar” da bizim, iki kültür arasında sancılar yaşayan “bahtlar” da bizim. Madalyonun iki yüzü olmak burada da ağır bir gerçek olarak kendini hissettiriyor. Görünen o ki bu bir kalıcı başlangıçtır. Vasıtalara, sebeplere tevessül, şartlara icabet etmek, meselelere duyarlı olmak yarınları güzel kılabilecektir. 1961’den, 2007 yılına, 46. seneye ulaşmaya bu duygularla yürüyoruz ..

Görünen odur ki bundan sonrası;

Diyâr-ı gurbette göz açan nesil
Hayata burada atılacaktır..
Gurbet denizinin inip-yükselen
Coşkun dalgasına katılacaktır..


Görünen odur ki bundan sonrası;

Burada bir mekân maya tutacak
Bugünler yarına temel olacak..
Her yürek bu aşka bir söz katacak
Her güle, bir diken engel olacak..
(Yusuf Polatoğlu)

Tahta bavullar:Yagmur dergisinden alinti
Ekleme Tarihi: 25.02.2007 - 13:31
Bu mesajı bildir   RaVZaNuR üyenin diğer mesajları RaVZaNuR`in Profili RaVZaNuR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
rifat56 su an offline rifat56  

5108 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 31.05.2005
En Son On: 21.01.2023 - 23:33
Cinsiyeti: ----- 
gül Allah Razı Olsun gül

Yüreğine sağlık...
Gerçekten harika bir ekleme...
Hepside birbirinden güzel polmuş...

Fakir giden oluyor bey
Orayı övdüler epey..
Şimdilik bildiğim tek şey
Almanya'ya gidiyorum..


Ekleme Tarihi: 25.02.2007 - 19:12
Bu mesajı bildir   rifat56 üyenin diğer mesajları rifat56`in Profili rifat56 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1190 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
burcunur (42), jihad soldat (43), alpakman (34), kerbela_34 (41), SpedeR (47), eminilhan (47), Glkc (36), mujdatciftci (35), aklima gelmedi (34), meraladem (39), heval yunus (34), muhammet ali (38), sosyolog983 (41), agus (44), müslüman cocuk (37), nakirev (42), enime (42), furkan_^^ (49), guller (44), sahdamar (41), metin uzun (42), abdulsamet (55), negative (39), homurhomur (51), snibsirm (44), husamaygor (37), estor (63), caykarali61 (43), aLi_osman (36), Avci_55 (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57095 saniyede açıldı