0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » KARAKTER GELİŞİMİ ÜZERİNE GÜZEL VE ÖNEMLİ BİR YAZI

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
akgüvercin su an offline akgüvercin  
KARAKTER GELİŞİMİ ÜZERİNE GÜZEL VE ÖNEMLİ BİR YAZI

80 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 15.09.2006
En Son On: 08.03.2007 - 22:24
Cinsiyeti: Bayan 
NEDEN VE NASIL BİR KARAKTER EĞİTİMİ



Tarih boyunca insanlar kendi inançları, hayat anlayışları ve ahlâkları gibi kültürel değerleri doğrultusunda kendi medeniyetlerini tesis etmişlerdir. Bugün ister medeniyetler savaşı ister medeniyetler barışı konuşuladursun, zayıfından güçlüsüne, uzun ömürlüsünden kısa ömürlüsüne bu medeniyetler birbiri ile sosyal, ekonomik, psikolojik, askeri alanlarda sürekli bir iletişim ve etkileşim içinde olmuşlardır. Medeniyetler arası ilişkilerin geçmişi bize hayatın veya psikolojinin basit bir kuralının burada da işlediğini gösteriyor: “Güçlü olan basit olanı etkisi altına alır ya da zayıf olan güçlü olandan etkilenir.” Öyleyse güçlü olan hangi medeniyettir? Kimler güçlü medeniyetler kurmuşlardır?

Bu sorularının cevabını, Âdem (a.s.)’dan bu yana insanoğlunun kurduğu medeniyetlerin ihtişamını ve bunların yok ediliş kıssalarını ibret levhaları olarak Mübarek Kitabımız Kur’an’ı Kerim önümüze koyuyor. Yine O geçmiş kavimlerin kurduğu muazzam medeniyetlerin inanç ve ahlâk değerlerindeki sapkınlıkları sebebiyle nasıl yerin dibine geçtiklerini gözler önüne seriyor ve on dört asır öncesinden, imân, amel ve ahlâk değerlerimizi kaybetmememiz için bizleri uyarıyor:

“Siz (Ey ümmet-i Muhammed) insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emir, kötülüğü yasak edersiniz. Allah’a da inanırsınız. Eğer ehl-i kitap (Yahudiler-Hıristiyanlar) da iman etmiş olsalardı elbet kendileri için hayırlı olurdu. (Gerçi) içlerinden iman edenler var. Fakat çoğu (hak dinden ayrılmış) fasıklardır” (Al-i imran, 110).

“Dinlerine uymadıkça, senden ne Yahudiler ne de Hıristiyanlar asla razı olmayacaklardır. De ki; “Doğru yol ancak Allah’ın yoludur”. Sana gelen bu kadar ilimden sonra onların hevâlarına uyacak olursan, Allah’tan sana bir daha hiç bir dost ve yardımcı yoktur” (El-Bakara, 120).

İşte bizim medeniyetimiz Kur’an’ın bizlere sunduğu değerler üzerinde yükselmiş, dinimiz İslâm hayatımızın bütün alanlarını bir nakış gibi dokumuş, İslâm’ın inanç esasları, ibadetleri ve ahlâki değerleri ile iliklerimize kadar işlemiştir. Bu kültürün içinde yetişen büyük şahsiyetler, temelini Peygamber Efendimizin attığı ve Ashâbı Kirâm Hazerâtının her birinin ayrı bir güzellik kattığı on dört asırlık muhteşem bir medeniyetin mimarı olmuşlardır. Bunun için bizim medeniyetimizin üstünde yükseldiği değerler ezelden ebede doğru uzanan fıtri bir yolun haritasına harfiyen uyan, her türlü ifrat ve tefritten uzak bir orta yol değerleridir.

Onların faziletlerinin üzerinde yükseldiği manevi değerlerimiz kıymetinden ve orijinalliğinden hiçbir şey kaybetmedi. İlk devirlerde olduğu kadar taze ve canlı önümüzde duruyor. İşte asırlara meydan okuyan, insanlığın idrakine fıtrat kalemiyle kazınmış, sanki her an yeniden nâzil olan Mübarek Kur’an; işte karanlık dünyamıza güneş gibi nurlar saçan, az önce yaşanmış ve yeni söylenmiş gibi binlerce Hadîs-i Şerif; işte önümüzde hiç eksilmeyen ışıklarıyla bize hep yol gösteren, yıldızlar gibi Ashab-ı Kirâm.

İnanç esaslarımız, ibadetlerimiz, ahlaki ilkelerimiz, güzel örf ve ananelerimiz, diğer kültürel unsurlar, tarihimiz, ümmet şuuru, bizim temel değerlerimizdir. İlâhi kaynaktan beslenen bütün bu değerlerimizin üzerinde yükselecek olan erdemlerimiz ve faziletlerimiz bize, insanlık tarihinin en güçlü medeniyetini yeniden inşa edecek eşsiz şahsiyetleri yetiştirmek için yeterlidir. Burada cevabını bulmamız gereken en mühim soru bunun nasıl yapacağımızdır. Yani değerlerimiz, bizim üzerimizde nasıl faziletlere dönüşecek? Bu değerlerimizi, şahsiyetlerimizde nasıl yaşatacağız?

Elbette insanın eğitimi zordur. Nefislerin terbiyesi güçtür. Hele hedefimiz ahlâki erdemler kazanmış sağlam karakterli şahsiyetler olmak veya yetiştirmekse bu çok uzun, zahmetli ve sabır gerektiren bir süreçtir. Bu bağlamda insanın eğitimi, doğumundan ölümüne kadar devam edeceğinden, hiçbir devreyi bir diğerine yani bebekliği, çocukluğa veya gençliği yetişkinliğe tercih etmek gibi bir hakkımız da yoktur. Çünkü karakter eğitimi, hayatın her safhasında aynı ehemmiyetle uygulanması gerekir.

Bizim potansiyel olarak sahip olduğumuz dini ve manevi değerler hayatımızın sosyal, ekonomik, ailevi, hususi bütün alanlarına yayılmıştır. İslâm dininin genel yapısı da böyledir. İslâm evde veya herhangi bir mekanda tek başına yaşanacak bir din değildir. Onun emrettiği zaruri ibadetlere baktığımız zaman oruç dışında namaz, hac ve zekâtın geniş sosyal boyutları olan bir cemiyet içinde gerçekleştirilebildiğini görürüz. Orucun ifa edildiği ramazan ayının da kendine özgü iftar, infak ve teravih, bayram gibi cemiyet değerlerini öne çıkaran özellikleri vardır. Bütün dünyada yaşayan müminlerin kardeş olduğunu ilan eden, adeta bütün arzı bir aile ortamı mesabesinde gören bir dinin değerlerinin, insanın hayatının her alanını kuşatması da tabiidir.

İyi bir şahsiyet sağlam ve sağlıklı gelişmiş karakterler üzerinde yükseleceği gibi, karaktere temel niteliklerini kazandıran da faziletlerdir. Faziletler ise kişinin uzun yıllar içinde istikrarlı davranışlarıyla kazandığı tutumların; bilgi, düşünce ve davranış boyutunda dengeli ve uyumlu bir şekilde yaşanmasıyla ortaya çıkar. Özetle ifade edersek:

Doğru bilgiler, iyi niyetli düşünce ve davranışların uyumlu olarak uzun süre yaşanması alışkanlık ve tutumların gelişmesine zemin hazırlar. Müspet ve hayırlı olana yönlendirilmiş alışkanlık ve tutumlar yani erdemli işler ise uzun süre sonunda fazilet olarak kazanılır. Faziletlerin uyumlu bütünlüğü ise kişinin karakterini oluşturur. Nihayet, kazanılan bu karakter özellikleri, şahsiyet bütünlüğünü oluşturan unsurlar olurlar.

İnsanın bilgi, düşünce ve davranışlarının onun şahsiyetini hangi aşamalardan geçerek inşa ettiğini gösteren bu tablo, aynı zamanda karakter eğitiminin ne denli zor ve uzun bir süreç olduğunu da göstermektedir. Bildikleri, düşündükleri ve yaptıkları arasında uyumlu ve tutarlı bir ahenk gözlenen insan, aynı yönde uzun yıllar gayret gösterdikten sonra kendisinde arzu ettiği tutum ve alışkanlıklar geliştirebiliyor. Bu tutum ve alışkanlıklar, kişinin inancı ve değerleriyle desteklendiği; kendisinin arzuladığı, uygulamaya koyduğu ve istikrarlı olabildiği ölçüde (şefkat, merhamet, alçak gönüllülük, cömertlik, adaletli olmak vs.) faziletler haline gelir; karakter şekillenmeye, şahsiyet oluşmaya başlar.



Buradan hareketle karakter eğitimimizin temel ilkeleri;

1. İslâm dini değerleri ışığında yine O’nun öngördüğü faziletleri kazanma ve kazandırma çabasıdır.

2. Ancak doğru öğrenilmiş değerler ve faziletlerin bilgisiyle gerçekleşir. Çünkü doğru davranışlar ancak doğru bilgilerle elde edilir.

3. Şahısların, kendi irade, arzularıyla gerçekleştirecekleri şuurlu bir faaliyettir. Çünkü eğitilmeyi istemeyen birini kimse eğitemez.

4. Hem şahsın kendinden içe doğru hem dış çevreden kendisine doğru olan iki boyutlu bir eğitimdir. Yani kişi hem kendisini eğitmek istemeli hem de onun eğitimine dışarıdan katkıda bulunacak kişi veya unsurlar olmalıdır.

5. Özel bir zaman diliminde veya hayatın bir döneminde alınacak bir eğitim değildir. O, doğumdan ölüme kadar hayatımızın her safhasında aynı ehemmiyetle gerçekleşecek bir süreçtir.

6. Günlük hayatımız içinde de özel zaman ayırarak yapacağı bir faaliyet değildir. Bilakis faziletleri elde etmeyi arzulamak zihinde devamlı canlı duran bir fikirdir.

7. Kişinin hayatının geçtiği ev, işyeri, okul, diğer dış çevre gibi her mekan bir uygulama alanıdır.

8. Örnek şahıs ya da şahsiyetlere ihtiyaç duyulan bir eğitimdir. Bu örnek şahıslar halen yaşıyor veya geçmişte yaşamış olabilirler.

9. Kişi merkezli bir eğitim olduğundan her şey eğitime tâbi olan kişide başlar yine onda biter.

10. Devamlı uyanık ve sabırlı olmayı gerektiren uzun bir süreçtir. Çabuk verim almayı beklemek bu süreci olumsuz etkiler.



Faruk Kanger ( UFUK KARAKTER GELİŞİM )
Ekleme Tarihi: 27.10.2006 - 17:59
Bu mesajı bildir   akgüvercin üyenin diğer mesajları akgüvercin`in Profili akgüvercin Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1668 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
33mya (63), turkishdanger (36), LeeNa (56), avara (34), @KIN (43), Sedat KAYHAN (61), burcuburcu (49), emelim (52), yahia (49), huzur (52), nazarboncuð.. (44), fettah (42), asafusta (41), Selim54 (35), excelleron (53), SeHZaDeM (34), sofiumit (41), remzi82 (54), iskender_1 (44), Ibrahim_Kerim (43), ÝSU (31), sadozaydin (38)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.66366 saniyede açıldı