0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » Dinimize göre yeme-içme miktarı ve adabı

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Beyza su an offline Beyza  
Dinimize göre yeme-içme miktarı ve adabı

159 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 12.05.2005
En Son On: 10.03.2010 - 14:04
Cinsiyeti: Bayan 
Yiyip içmenin adabı

Mehmet Talü


30.06.2006


Soru: Dinimize göre yeme-içme miktarı ve adabından bahseder misiniz?

Cevap: Bismillahirrahmanirrahim.

Beslenmek, ayakta durmak, varlığını korumak için yemek yemek farzdır, sünnettir, mübahtır. Ancak, doyduktan sonra yemek israftır, dolayısıyla haramdır. Cenabı-ı Hak şöyle buyuruyor:

Yiyiniz, içiniz fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.

Ölmeyecek miktar yiyip içmek farzdır, ki insan bu sayede oruç tutmaya ve ayakta namaz kılmaya gücü olur. Hattâ insan, kendisini ölümden kurtaracak miktar helâl bir şey bulamazsa haram olan bir şeyden o miktar yiyip içebilir. Meselâ böyle bir kimse, kendi kendine ölmüş bir hayvanın etinden yiyebilir. Yine boğazında kalan bir lokmayı gidermek için başka su bulamayınca kâfi miktar sarhoşluk veren bir sıvıdan içebilir. Fakat fazlasını yiyip içemez. Çünkü zaruretler, kendi miktarlarıyla takdir olunur.

Bir insan için kuvvetini artırmak için doyuncaya kadar yiyip içmek mubahtır. Bundan fazla yiyip içmek ise, haramdır. Bunun ölçüsü mideyi bozacağına kuvvetli zan oluşacak miktardır.

Bununla beraber misafirlerine riayet için veya ertesi gün tutacağı oruca kuvvetli bulunmak için biraz fazla yiyip içmekte bir sakınca yoktur. Ramazanda iftar yapanlar, misafirlerini ağırlayanlar istisnai olarak gerekenden fazla yiyebilseler de, devamlı olarak, doyduktan sonra yememek gerekir.

Misafir için veya her birinden bir miktar yemek suretiyle ihtiyaca kâfi gıda alabilmek için sofrada çeşitli yiyecek bulunmasında bir sakınca yoktur. Bununla beraber haddinden fazlası, israf sayılacağından uygun olamaz.

Sofrada çeşitli meyvelerin bulunmasında da bir sakınca yoktur. Fakat terki daha iyidir. Birden fazla, çeşitli şeyler mideyi bozabilir.

Kısacası mubah olan şeyleri bir ihtiyaç bulunmaksızın çoğaltmak da israf sayılır, bundan kaçınmalıdır. Sofra üzerine lüzumundan fazla ekmek koymak gibi.

Ayakta su içmekte bir sakınca görülmeyebilir. Fakat yürürken su içilmesi, zararlı olduğundan uygun değildir. Suyu bir nefeste içmek de sıhhî bakımdan uygun görülmemektedir.

Farz olan ibadetleri eda için zayıf düşecek derecede yiyip içmeyi azaltmak suretiyle perhizde bulunmak caiz değildir. Fakat normal bir şekilde yapılacak bir perhiz mubahtır.
Ekleme Tarihi: 02.09.2006 - 15:14
Bu mesajı bildir   Beyza üyenin diğer mesajları Beyza`in Profili Beyza Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Gast ahmet gunay  
Peygamber (s.a.v)efendimizin yeme içme adabı

Misafir

Kayıt Tarihi: 01.12.2024
En Son On: 10.03.2010 - 14:04
Cinsiyeti: ----- 
Peygamber (s.a.v)efendimizin yeme içme adabı



Allah, insanı adeta bütün varlıkların merkezine yerleştirmiş. Canlı ve cansız her şeyi onun etrafında pervane etmiş. İnsanlık aleminin merkezine de rızkı koymuş. Tüm insanları rızkın etrafında döndürüyor. İnsana verilen bunca yetki ve gösterilen bunca özenin de, rızka muhtaç yaratılıp bir ömür boyu onun peşinden koşturulmasının da temel amacı şükürdür. Şükür, muhtaç olduğumuz maddî ve manevî her türlü rızkın kimin tarafından gönderildiğini bilmek, O'na yürekten minnettarlık duymak, bunu yeri geldiğinde ifade etmek, sağladığı her türlü imkan ve enerjiyi O'nu hoşnut edecek şekilde kullanmaktır.

Bu temel ölçüyle, yeme içme adabının ana hatları ortaya çıkar. O da, istifade edeceğimiz bir nimeti, elimize aldığımız bir rızkı Allah'ın adıyla yemeye başlamak; nimete saygılı olmak, taşıdığı sanat incelikleri üzerinde tefekkür, yedikten sonra da Allah'a hamd etmektir.

İkinci önemli adabı, yeyip içtiklerimizin helalden olmasıdır. Bu da hem dinen kullanımı yasak olmaması, hem de hakkımız olmasına bağlıdır. İslamî usullerle kesilmemiş hayvan eti, domuz ve diğer yenmeyen canlılardan beslenmek ve şarap içmek yasak olanlara örnektir. Allah'ın yer yüzünde bizim için serdiği nimet sofrası gerçekten çok geniştir. Helal olanlar, yasaklardan mukayeseye gelmeyecek kadar fazladır. Yasak edilenler de, bildiğimiz ve bilemediğimiz zararlarından dolayıdır. Helal dairesi her türlü ihtiyaç ve arzumuza yetecek kadar geniştir. Harama girmeye hiç gerek yoktur. Aslında helal olmakla birlikte, başkalarının hakkı olan şeylerin, rızaları alınmadan yenilip içilmesi de haramdır.

Konunun diğer temel bir adabı da, yeyip içerken, aşırıya kaçmamaktır. Fazla kullanım gibi, gereğinden az kullanım da helal olmaz. Bu hem tıbben, hem de ahlakî açıdan uygun görülmemiştir. İbadet düşüncesiyle de olsa gereğinden az beslenmek doğru değildir. Peygamberimiz, ömür boyu her gün oruç tutmayı uygun görmemiştir. Ayrıca, midenin üçte birinin yemeğe, üçte birinin suya ayrılmasını, diğer üçte birinin ise boş bırakılmasını tavsiye etmiş, tıka basa yemeyi onaylamamıştır. İyice acıkmadan sofraya oturulmamasını, oturunca da tam olarak doymadan kalkmasını tavsiye etmiştir.

Peygamberimiz, bu konuda da bizim için güzel bir örnektir. Hadis kitaplarından öğrendiğimize göre, onun sofrası çok çeşitli yemeklerden meydana gelen zengin bir sofra değildi. Sade bir hayat yaşadığı için sofrası da sadeydi. O, yemek için yaşamaz, yaşamak için yerdi. Eve geldiğinde yemek yoksa bunu problem etmez, bazen bir iki hurma ile yetindiği olurdu.

Hz. Peygamber, günde iki kere yemek yerdi. Az yemeyi tavsiye ederdi. Haram olan yiyecek ve içecekler hâriç, diğer yiyecekleri yerdi. Sadece et veya sadece sebze yemek gibi tek yönlü beslenmezdi. Bazı yemekleri daha çok sevse de, hiçbir yemek için "sevmiyorum" ifadesini kullanmazdı. Yemek davetlerine katılırdı. Yemeğe başlamadan önce ve yemekten sonra ellerini yıkardı. Besmele ile başlar, uygun ve kısa bir dua ile bitirirdi. Sağ eliyle yerdi. Sol eliyle yiyenleri ikaz ederdi. Ortaya konulmuş yemeğin, kendi önüne gelen kısmından yerdi. Yemek yerken sağa, sola dayanmaz, yaslanarak yenilmemesini tavsiye ederdi. Yüzü koyun uzanarak yemek yemeyi yasaklardı. Yemeğin israf edilmesini menederdi. Soğan, sarımsak gibi kokusu başkalarını rahatsız eden yiyecekleri yedikten sonra toplum içine girmeyi hoş karşılamazdı. Yemeğe ve suya üflemeyi yasaklardı. Yemeğin çok sıcak yenmemesi gerektiğini söylerdi. Yemek ve su kaplarının ağzını kapatmayı tavsiye ederdi. Aile fertlerinin yemeği bir arada yemelerini tavsiye eder ve beraber yenen yemeğin bereketli olduğunu belirtirdi. Aşırıya kaçmadan konuşup sohbet ederdi.

Bu ve benzeri sünnetlerinden hareketle yeme içme adabı şöylece sayılmıştır:

1. Yemekten evvel ve sonra elini yıkamak,
2. Yemeği kendi önünden almak,
3. Sağ eliyle yemek,
4. Lokmayı ağza göre almak ve iyice çiğnedikten sonra yutmak,
5. Lokmayı yutmadıkça ikinci lokmaya el uzatmamak ağzında lokma ile konuşmamak,
6. Suyu içmeden evvel bardağa bakmak,
7. Suyu bir solukta içmemek,
8. Bardağın içine nefes vermemek,
9. Başkalarını tiksindirecek söz ve hareketten kaçınmak,
10. Başkasının lokmasına ve yediğine bakmamak, 11. Lokmayı ağzına korken kafasını tabağa doğru uzatmamak,
12. Yemekte israf etmemek, lokmasını ve aldığı yemeği bitirmek,
13. Ağzından bir şey çıkarmak gerektiğinde yüzünü sofradan çevirmek ve sol eli ile almak, 14. Dişleriyle koparmış olduğu lokmayı yemeğe batırmamak.
15. Helâlinden, temiz yemek ve Allah'a şükretmek,
16. Sofra sahibiyse, utanmamaları için herkes yeyip bitirmedikçe sofradan el çekmemek ve kalkmamak (az yiyen biriyse ağır yemeli ve yer gibi davranmalı),
17. Önce yaşça veya mevkîce büyük olanın başlaması,
18. Mecbur kalmadıkça sokaklarda yemek yememek.
Ekleme Tarihi: 02.09.2006 - 16:09
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1489 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
Yalvac (61), kmurrad (59), endulus (57), ercan_sw (51), erhanseyfi (64), B e t u l (52), h.t (62), zisan_gul (41), hasretkafesi (53), ahmetkb (52), mustakar01 (62), tövbekargenç (44), mekoc66 (56), ahmet_k22 (39), Abdullah-10 (57), maruf-1 (59), GuelSevdasi81 (43), inci-2 (61), maxsibilyan (45), enesny (42), ramadan48 (42), fatmaavci (62), FIRTINA 50 (56), kaptan67 (61), menzil38 (57), Hacer -72 (52), Guel (39), A H M E T (45), msk02 (47), Mehmet_Ank (63), yusufgezer (41), Aydýn Vu.. (55), Sezer (), oguzlarx27 (55), M.Riza Sekerli (54), kamanliadem (59), eva_maria (36), musab b. ümeyr (42), nurfatih (46), AhmetBayrak (56), ali öz (48), köln42 (58), xAhmetx (49), sadullahyusuf (40), abdülhamit (231), tigrisriver (45), sürmeli (41), enesertugrul (52), medsav (67), Turan64 (61), GCc_EEi (42), ahmetsait (44), alidogan1 (64), ayhanisik42 (51), sedi güngörmü&t.. (59), baha1903 (40), bünyan (59), Orbay1 (56), kaymakli-50 (58), cagri67 (52), HAKAN ERGÜT (50), ravda dostu (40), fatiha42&07 (54), mavipýna.. (59), efrailakcay (51), Bekir 38 (39), selva sehito&et.. (40), Mursid (60), turkish wolf (52)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.93259 saniyede açıldı