0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » akşam ezanına yakın bir zaman da kabir ziyareti yapmak günahmıdır??

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
EHL-I HAK su an offline EHL-I HAK  
akşam ezanına yakın bir zaman da kabir ziyareti yapmak günahmıdır??

815 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 03.06.2006
En Son On: 01.05.2007 - 12:41
Cinsiyeti: ----- 
Selamün aleyküm sayın ahmet güney hocam küçük bir sorum olacaktı...
hocam kabir ziyareti yapılırken nelere dikkat edilmeli ve akşam ezanına yakın bir zaman da kabir ziyareti yapmak günahmıdır?düsün

Ekleme Tarihi: 01.07.2006 - 19:08
Bu mesajı bildir   EHL-I HAK üyenin diğer mesajları EHL-I HAK`in Profili EHL-I HAK Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Gast ahmet gunay  

Misafir

Kayıt Tarihi: 07.12.2024
En Son On: 01.05.2007 - 12:41
Cinsiyeti: ----- 
Değerli kardeşim;

Müslimânların kabrlerini ziyâret etmek sünnetdir. (İhyâ-ül-ulûm)de diyor ki, (Ölümü hâtırlamak ve ölüden ibret almak için kabr ziyâret etmek ve Sâlihlerin, Velîlerin kabrlerinden bereketlenmek müstehabdır).
Hadîs-i şerîfde, (Ana-babasının veyâ ikisinden birinin kabrini her Cuma günleri ziyâret edenin günâhları afv olur. Haklarını ödemiş olur) buyuruldu. Muhammed bin Vâsi her Cuma kabr ziyâret ederdi. Pazartesi günleri ziyâret etsen dahâ iyi olmaz mı? dediklerinde, (Meyyitler, Cuma, Perşembe ve Cumartesi günleri kendilerini ziyâret edenleri tanırlar) buyurdu. Dahhâk diyor ki, (Cumartesi günü güneş doğmadan önce kabr ziyâret edeni meyyit tanır. Bu, Cuma gününün fazîletini göstermekdedir.) Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) mümin olan akrabâsının ve Eshâbının kabrlerini ziyâret ederdi. Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Bir müminin kabrini ziyâret ederken, Allahümme innî eselüke-bi-hurmet-i Muhammed aleyhisselâm en lâ tüazzibe hâzelmeyyit derse, o meyyitin azâbı kıyâmete kadar ref olur). (Şira)da diyor ki, (Sünnete uygun ziyâret yapmak için, abdest alınır. İki rekat nemâz kılıp, sevâbı meyyitin rûhuna gönderilir. Kabristâna gelince ve aleyküm selâm denir. Yukarıda yazılı düâ okunup, meyyitin yüzüne karşı oturulur. Yasîn-i şerîf veyâ bildiği sûreleri okur. Tesbîh okuyup, meyyit için düâ eder). Ebül Kâsım diyor ki, (Kabr yanında Kurân-ı kerîm okununca, meyyit sesi işiterek râhat eder). Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Bir kimse, tanıdığının kabri yanından geçerken selâm verirse, meyyit bunu tanır ve selâmına cevâb verir). Abdüllah ibni Ömer (radıyallahü anh), bunun için, bir kabr yanından geçerken durup selâm verirdi. Nâfi diyor ki, Abdüllah ibni Ömer, Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem)kabri yanına gelir, (Esselâmü alennebiyy, esselâmü alâ Ebî Bekr, esselâmü alâ Ebî) derdi. Böyle söylediğini yüzden fazla gördüm. İmâm-ı Gazâlî (rahmetullahi aleyh), (İhyâ) kitâbında buyuruyor ki, (Kabr ziyâret ederken, kıbleyi arkada bırakıp, meyyitin yüzüne karşı oturup selâm vermek müstehabdır. Kabre el, yüz sürülmez, öpülmez). Kıbleyi arkada bırakıp, ayak tarafında, ayakda durmak efdaldir (İbni Âbidîn). Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Bir kimse, kabristândan geçerken, onbir kerre İhlâs sûresi okuyup sevâbını meyyitlere hediyye ederse, kendisine ölüler adedince sevâb verilir). Ahmed bin Hanbel (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdu ki, (Kabristâna girince, Fâtiha, Kul-eûzüler ve İhlâs sûrelerini okuyunuz! Sevâbını meyyitlere gönderiniz! Sevâbı hepsine vâsıl olur.)İbni Âbidîn buyuruyor ki, (Mevtâ, Cuma günü kabrini ziyâret edeni tanır. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem her sene Uhud dağındaki şehîdleri ziyâret edip, (Esselâmü aleyküm bi-mâ sabertüm fe-nime ukbeddâr) okurdu. Hâcılar burasını perşembe, sabâh erken ziyâret edip, öğle nemâzını (Mescid-i Nebî)de kılmalıdırlar. Uzak kabrleri ziyâretin mendûb olduğu buradan anlaşılmakdadır. Halîl-ür-rahmân, seyyid Ahmed-i Bedevî gibi Evliyâ bunun için ziyâret edilmekdedir. İmâm-ı Gazâlî diyor ki, hadîs-i şerîfde, (Üç mescidden başka mescidlere ziyâret için gidilmez) buyuruldu. Çünki, başka mescidlerin fazîletleri birbiri gibidir. Fekat, Evliyânın Allahü teâlâya kurbları hep bir değildir. Ziyâret edenler, herbirinden başka başka fâidelere kavuşurlar. İbni Hacer fetvâlarında, günâh işliyenler bulunsa da, (Kurbet)leri terk etmemeli, gitmeli, bidat işliyenler görülürse, onlara mâni olmalıdır buyurdu. Cenâzede bulunmak da böyledir). Hâfız Ahmed ibni Teymiyye, Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem)rûhuna, ancak islâmiyyetin izn verdiği şey, meselâ, salevât ve ezân düâsı okunur. Kurân-ı kerîm okunamaz dedi ise de, (Fetâvâ-i fıkhiyye) kitâbında buyuruyor ki, sevâb hediyye etmek için, izn lâzım değildir. Nitekim, Abdüllah ibni Ömer (radıyallahü anhümâ), Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) için, vefâtından sonra, ömre yapdı. Hâlbuki, ömre yapmasını vasıyyet etmemişdi. Bunun gibi, İbnül-muvaffık, Cüneyd-i Bağdâdî için yetmiş hac yapdı. İbni Serrâc, Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) için, onbinden fazla hatm okudu ve kurban kesdi. (Fetâvâ-i hadîsiyye) sâhibi buyuruyor ki, ümmetin hediyyeleri sebebi ile Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem&göz kırpma derecesi yükselir. Nitekim, kendisi, yâ Rabbî! İlmimi artdır! diye düâ buyururdu.

Kabr ziyâret ederken, kabr üzerinde oturmak, uyumak mekrûhdur. Mezârlıkdaki yolu, kabrler üzerinde, sonradan yapılmış zan eden kimse, bu yoldan geçmez. Bir kabre Kurân-ı kerîm okumak için, yanındaki eski kabrlerin üstüne basmak ve oturmak îcâb ederse, mekrûh olmaz. Yeni kabr üzerine, yine oturulmaz.

Mezârlıkdaki yeşil otları, dalları koparmak da mekrûhdur. Kuru otları koparmak câizdir. Kabr üzerine çiçek ve ağaç dikmek meyyite fâidelidir, iyidir. Buna verilecek parayı, nemâz kılan fakîre sadaka vermek dahâ iyidir.

(Fetâvâ-ı Hindiyye)de, Kerâhiyyet kısmının onbirinci bâbında diyor ki, (Kabristânda bulunan ağaç, orası kabristân yapılmadan evvel yetişmiş ise, toprak sâhibinin mülkü olur. Ağacı ve meyvelerini dilediğine verir. Sâhibsiz toprak olup, halk tarafından kabristân yapılmış ise, ağaçlar, meyveler ve toprak, önceden gelen âdete göre kullanılır. Ağaçlar, kabristân yapıldıkdan sonra yetişmiş ise, bunları diken malûm ise, o kimsenin mülkü olurlar. Bunları ve meyvelerini fakîrlere sadaka verir.

Selam ve dua ile..


Bu mesaj 3 kez ve en son ahmet gunay tarafından 01.07.2006 - 21:44 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 01.07.2006 - 21:31
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1704 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
Rabia324 (65), sampiyon77 (47), nazar17 (38), Yusuflu (40), sarý çiçek (55), cdemiral (45), gönüll (39), ugurerturk (38), komando (44), mdt (38), rabis_03 (38), Cinay (42), haktan30 (49), mubikaan (46), rüzgar_kervani (36), Kaptanaydin (43), ebu ismail (53)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.84664 saniyede açıldı