budesonide ivermectin lopinavir ritonavir generique kaletra ivermektine prograf propecia proscar protonix protopic provas comp provas maxx provas provera pyridium ranimed ranisifar rebetol red viagra regepar reglan remeron reminyl renagel renova requip resochine retin a retrovir revatio revia rheumatrex rhinocort rhinovent risperdal rivodarone robaxin rocaltrol rogaine rudopram rulid rulide salazopyrin saroten selecim septicol
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Geleceğimiz olan gençlik ne durumda?

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
SaHRa su an offline SaHRa  
Geleceğimiz olan gençlik ne durumda?

1183 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 24.01.2005
En Son On: 07.04.2009 - 22:51
Cinsiyeti: ----- 
(Hamza Karahan)

İçinde bulunduğumuz toplum ve onun meyvesi olan gençliğimiz hakkında, inanan bireyler olarak bizlerin azami kaygı duyması gerektiğine inanıyorum ve şu İlahi ikazı hatırlatmak istiyorum:Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz? O (Kuran), herkes için, bir öğüttür. Sizden doğru yolda gitmek isteyenler için de. (Tekvir 26-28)


Nereden geldik ve nereye gidiyoruz? Yüreğimizde şimşekler çaktıran bu Rabbani suale doğru yanıt vermek ve buna göre bir hayat yaşamak zorundayız. Rabbimizin bu sualine binaen de akıllarımıza şu elzem sorular takılmaktadır. Her geçen gün biraz daha dejenere olan bu toplum Allah aşkına nasıl bir toplum ve bu gençlik nasıl bir gençlik? Bizlerin üzerlerine titremiş olduğu bu çocuklar bizlerin evlatları değil mi? İslamın gelecekteki örnek olacak nesilleri bunlar mı? Bu toplumu ileride temsil ve idare edecek olan bu nesil mi? Bu gibi soruları zihnimizde daha da artırabiliriz.


Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler. (Enam 116)


Hani klasik bir yargı vardır, cevaplar bulamadığımızda ya da işin içinden kolayca sıyrılabilmek için hemen ona sarıldığımız: Bizden adam olmaz!, başka versiyonu da, Bu gençlerden hiç adam olmaz!


İşte bu gibi yargılarla her zaman kendimizi hor görür, gerçeklerle hiçbir zaman yüzleşmek istemeyiz. Hatta gerçekleri görmezden geliriz.


Acaba bizler gerçekten örnek bir birey, örnek bir aile, örnek bir toplum olabildik mi ve kimleri örnek alacaklarını onlara gösterebildik mi? Yoksa bu gençlik bizim gençliğimiz değil mi, onları bizler yetiştirmedik mi? Yahut onları birileri uzaydan mı getirdi? Bizlerin örnek nesil diye yetiştireceğimiz gençlik yerine önümüze bunlar mı konuldu ya da toplum mühendisleri ve statükocular tarafından Bu ülkenin bilinçli bir topluma veya gençliğe ihtiyacı yok, sizler için kararları ancak bizler veririz, haddinizi bilin” denildiğinde biz de buna tabi mi olduk?


Günümüz gençliğiyle aynı ortamları paylaşan bizler ne zaman onların istikametini hakka ve doğrulara yöneltme mücadelesine girişeceğiz. Onları medyanın ve sokağın insafına terk etmekten ne zaman vicdanımız sızlayacak? Toplum olarak üzerimizde oynanan oyunların içyüzünü ne zaman fark ederek tepkimizi koyacağız? Ortaya çıkan bu olumsuzluklara yakın birer şahitler olarak bu duruma öfkeden öteye geçmeyecek miyiz, gençliğimize kızıyoruz ve söylenmekten de öteye gitmiyoruz. Yani karanlıklar karşısında bir mum da bizler yakacağımıza her zaman işin kolay kısmına kaçıyoruz. Tabii işin başka bir yönü daha var: O da aramızda gerçekten de bu endişeleri duyan ve karanlığa karşı mum yakanlar var fakat onların bizlerle çoğalması gerekiyor:


Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü men eden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. (Al-i İmran 104)


Rabbimizin biz insanoğluna vermiş olduğu en güzel nimetlerden birisi de çevremizde olan bitenleri hissedebilmek. Ancak ne yazık ki kalpleri kararmaya başlayan modern insanın maalesef hisleri de kaybolmuş vaziyettedir. Gözleri görememekte, kulakları duyamamaktadır: Onları doğru yola çağırmış olsanız işitmezler. Ve onları sana bakar görürsün, oysa onlar görmezler. (Araf 198)


Hepimiz biliyoruz ki bu gençlik sadece mevcut sistemlerin değil, aynı zamanda bizlerin de yetiştirmiş olduğu bir nesildir. Bizler suçu tamamen batıl sistemlerin üzerine atıp kendimizi temize çıkaramayız. Hepsi de yüce Allahın bizlere emanet etmiş olduğu emanettir. Onlar, kendilerine verilen emanete ve verdikleri ahde (harfiyyen) riayet edenlerdir. (Mearic 32)


Kuranın inşa etmediği bir toplumdan, bir bireyden ve o toplumun gençliğinden ne bekleyebiliriz ki? Bizler tarlaya ne ektik ki ne biçelim, bu konuda hedeflerimiz var mı ki, ideallerimiz var mı?


Onların birer mimar, mühendis, doktor olmasını istiyoruz. Hatta en iyi para topta, popta diyerek kurtarıcı bildiğimiz canavarların eline atmıyor muyuz? Gençliğimize bu hedefleri kurtuluş yolu olarak göstermiyoruz mu? Onları bir nevi diri diri toprağa gömüyoruz. Yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin; onlara ve size biz rızk veririz. Şüphesiz, onları öldürmek büyük bir hata (suç ve günah)dır. (İsra 31)


Bizlerin hayatı manevi boyuttan soyutlamamız ve tamamen duygusal(!) ve maddesel tasavvurlarımız her şeyi kendimize mubah görmemizden kaynaklandığı için karşılaşmış olduğumuz nahoş şeyler bizleri hiç de şaşırtmıyor. Topluma bakıyoruz: babaanne namazlı niyazlı, anne tesettürlü, baba namazlı, çocukları dinden bihaber, kızı manken, oğlu topçu, popçu. Toplum olarak artık ayaklarımız sabit kalamamaktadır ve hızla uçurumlara doğru kaymaktayız.


Emperyalist kapitallerin ve Siyonistlerin ve onların işbirlikçilerinin dünya toplumları üzerindeki oyunlarının hali hazırda hedefine ulaştığı görülmektedir. Toplumların ve o toplumun genç beyinlerinin binbir tuzakla uyuşturulduğuna ve yönlendirildiğine yakından şahit olmaktayız. Herhangi bir ilmi konferansa veya insanın asıl misyonunu konu alan İslami bir sohbete, seminerlere veya sempozyumlara katılan insan topluluğu birkaç elin parmak sayısını geçmiyor. Ancak elli binlerin, atmış binlerin, hatta yüz binlerin doldurmuş olduğu statlar, kumarhaneler, kahvehaneler, birahaneler ve konser salonlarında boş yer görmek neredeyse mümkün olmuyor.


Sonuçlarına bakarak irkildiğimiz bu durumda bizler ne yapmalıyız, ne gibi çözümler üretebilmeliyiz? Her şeyden önce temellerimizi sağlam bir zemine oturtmalıyız ki binamızı da ona göre şekillendirelim. Biliyoruz ki sağlam yapılar sağlam temeller üzerine kurulur. Binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluğa hidayet vermez. (Tevbe 109)


Öncelikle bir kul olarak bizleri yaratan Rabbimizi, onun bizlere buyurmuş olduğu şekliyle onu tanımalıyız. Allah tasavvurumuzu ona göre şekillendirmeliyiz. Rabbimizin bizlere göndermiş olduğu hayat kılavuzunu anlamalıyız ve onun kutlu nebisi sevgili Peygamber efendimizi, yani örnek liderimizi, onun ehl-i beytini, arkadaşlarını (ashabını) kısacası örnek Kuran neslini en iyi şekilde tanımalıyız ve onların örnek hayatlarını öğrenip hayatımıza nasıl aksettirebileceğimizi düşünmeliyiz. Gerçek birer Mümin olmaya çaba göstermeliyiz ki çalışmalarımız bizlerin kurtuluşuna, ailemizin kurtuluşuna, gençliğimizin ve toplumumuzun kurtuluşuna vesile olsun.


Allahtan başka ilah ve rab, yani hayatımıza yön verecek hükümran tanımamalı, yalnız allah’a kul olma bilinciyle yaşamalıyız. La ilahe illallah deyin kurtuluşa erin. (H.Ş.)


Oysa onlar dini yalnızca O'na halis kılan hanifler (Allah'ı birleyenler) olarak sadece Allah'a kulluk etmek namazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din budur. (Beyyine 5)



Gayret bizden muvaffakiyet Allahtandır...

Ekleme Tarihi: 06.05.2006 - 00:07
Bu mesajı bildir   SaHRa üyenin diğer mesajları SaHRa`in Profili SaHRa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
muhammed ümmeti su an offline muhammed ümmeti  

137 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 10.04.2006
En Son On: 26.09.2008 - 18:15
Cinsiyeti: Bayan 
canım kardeşim sana selam olsun. ve yazın içinde allah razı olsun. ama bu kadar ümitsiz olmamalı yetişen nesil daha bilinçli ayrıca islam hilale benzer başladığı gibi bitecek altın gençlik yolda o müjdelenen ahir zaman gençleri evet belki kolay olmayacak ama güzel olana da kolay varılmaz. inşallah yazın yoldan sapmakta olanlara ikaz olur.ve yerini bulur.
Ekleme Tarihi: 06.05.2006 - 00:29
Bu mesajı bildir   muhammed ümmeti üyenin diğer mesajları muhammed ümmeti`in Profili muhammed ümmeti Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 777 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
fetih (52), MaHsER (47), y.arinimsin (36), ÇÝÇEKGÜL (44), halitocakoglu (43), Huri19 (36), Huri18 (36), isa (36), seyyah43 (48), yoldaþ (43), semayolu1 (42), huris (36), hafýz seda.. (36), GULI (52), karani (44), Erhankumru (41), Süheda89 (35), sinemsin (41), slm (33), turkischbaby (34), hoca1 (43), marmara (42), speedy (46), i s a (36), mucahidek (44), Cennetul_Firdev.. (40), hulyagol (40), conqueror32 (36), zaferandac (63), doktor66 (48), ilhanuzun (53), sercan61 (37), ipek (41), firak (42), geniushack (44), farukdemir (46), mustafayaylagul (40), berhanakman (51), aglar baba (35), ismail_canpolat (42), Oðuzhan (49), Ayseoe (42), djbozkurt (37), meded (43), enes38 (50)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.55379 saniyede açıldı