 |
|
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Ekleyen |
|
|
|
1230 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 29.01.2006
|
En Son On: 04.04.2007 - 22:42
|
Cinsiyeti: -----
|
|
Mucize bekleyenlere...
Adam fısıldadı :
" Tanrım konuş benimle. "
Ve bir kuş cıvıldadı ağaçta.
Ama adam duymadı.
Sonra adam bağırdı :
" Tanrım konuş benimle ! "
Ve gökyüzünde bir şimşek çaktı.
Ama adam dinlemedi onu.
Adam etrafına bakındı ve
" Tanrım seni görmeme izin ver " dedi.
Ve bir yıldız parıldadı gökyüzünde.
Ama adam farkına varmadı.
Ve adam bağırdı,
" Tanrım bana bir mucize göster ! "
Ve bir bebek doğdu bir yerlerde.
Ama adam bunu bilemedi.
Sonra adam çaresizlik içinde sızlandı,
" Dokun bana Tanrım ve burada olduğunu
anlamamı sağla ! "
Bunun üzerine Tanrı aşağı doğru süzüldü
Ve adama dokundu.
Ama adam kelebeği elinin tersiyle uzaklaş-
tırdı.... Ve yürüyüp gitti.
|
Ekleme Tarihi: 21.04.2006 - 12:45 |
|
|
|
1230 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 29.01.2006
|
En Son On: 04.04.2007 - 22:42
|
Cinsiyeti: -----
|
|
Yaşam ve kelimeler hakkında, kısa ve öz.
Yaşamda bir kez gitti mi dönmeyen üç değer:
Zaman, sözcükler, fırsat..........
Yaşamda hiç bir zaman yitirilmemesi gereken üç deger:
Barış, umut, dürüstlük..........
Yaşamda, üzerinde yüksenilen üç dayanak:
Sevgi, kendine güven, dostluklar..........
Yaşamda sürekliliğine güvenilmeyen üç deger:
Başarı, sağlik, zenginlik.............
Yaşamda kişiyi geliştiren üç deger:
Çok çalışma, içtenlik, azim.............
Yaşamda kişiyi körelten üç öğe:
Cesaretsizlik, gurur, öfke....
Yaşamda önemli altı sözcük:
"Ben hatalıydım, bu gerçeği kabul ediyorum"
Yaşamda önemli beş sözcük:
"Gerçekten harika bir iş başardın"
Yaşamda önemli dört sözcük:
"Bu konuda ne düşünüyorsun?"
Yaşamda önemli üç sözcük:
"Sana yardımcı olayım."
Yaşamda önemli iki sözcük:
"Teşekkür ederim."
Yaşamda en az önemli tek sözcük:
"Ben"
|
Ekleme Tarihi: 21.04.2006 - 20:02 |
|
|
Yapıcı Olmak Eğitim Gerektirir |
|
|
1230 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 29.01.2006
|
En Son On: 04.04.2007 - 22:42
|
Cinsiyeti: -----
|
|
Hindistan da çok ünlü bir ressam varmış... Herkes bu ressamın yaptıklarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş...
Ve onu "Renklerin Ustası" anlamına gelen Ranga Çeleri olarak tanısa da; kısaca Ranga Guru derlermiş...
Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi ise artık eğitimini tamamlamış ve son resmini yaparak Ranga Guru'ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş...
Ranga Guru ise;
- Sen artok ressam sayılırsın Racaçi.. artık senin resmini halk değerlendirecek. diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve en görünen yerine koymasını istemiş. Yanına da kirmizi bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. Raciçi denileni yapmiş... Ve birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki, tüm resim çarpılar içinde ve neredeyse görünmüyor... Çok üzülmüs tabii. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki.. Alıp resmi götürmüş Ranga Guru'ya ve ne kadar üzgün oldugunu belirtmiş.
Ranga Guru üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş. Raciçi yeniden yapmış resmi ve gene Ranga Guru'ya götürmüş. Tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş Ranga Guru... Ama bu defa yanına bir palet dolusu çesitli renklerde yaglı boya, birkaç fırça ile birlikte... Ve yanına insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı ile birlikte bırakmasını istemiş.
Raciçi denileni yapmiş...
Birkaç gün sonra gittigi meydanda görmüs ki resmine hiç dokunulmamış, firçalar da, boyalar da kullanılmamış... Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru'ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış..
Ranga Guru ise;
Sevgili Raciçi, sen birinci konumda insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanaği ile karşılaşabileceğini gördün...
Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı...
Oysa ikinci konumda onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin... yapıcı olmak eğitim gerektirir... Hiç kimse bilmedigi bir konuyu düzeltmeye kalkmadı, cesaret edemedi...
Sevgili Raciçi Mesleginde usta olman yetmez, bilge de olmalısın.. Emeğinin karşılığını ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın... Onlara göre senin emeğinin hiç bir değeri yoktur...
Sakin emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartişma...
|
Ekleme Tarihi: 24.04.2006 - 22:01 |
|
|
|
541 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 16.08.2005
|
En Son On: 23.02.2008 - 20:36
|
Cinsiyeti: -----
|
|
Alıntı Orijınalı SniPeR
Sonra adam çaresizlik içinde sızlandı,
" Dokun bana Tanrım ve burada olduğunu
anlamamı sağla ! "
Bunun üzerine Tanrı aşağı doğru süzüldü
Ve adama dokundu.
|

|
Ekleme Tarihi: 25.04.2006 - 00:31 |
|
|
RE: RE: Kelebekleri İtmeyin |
|
|
1230 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 29.01.2006
|
En Son On: 04.04.2007 - 22:42
|
Cinsiyeti: -----
|
|
Alıntı Orijınalı sofuoglu38
Alıntı Orijınalı SniPeR
Sonra adam çaresizlik içinde sızlandı,
" Dokun bana Tanrım ve burada olduğunu
anlamamı sağla ! "
Bunun üzerine Tanrı aşağı doğru süzüldü
Ve adama dokundu.
|
|
sevgili sofuoğlu abi..
bu yazı bizler için değil..
diğerlerinin çaresizliğini göstermek istedim..
tanrı yı arıyorlarmış..
güldüm de biraz....
|
Ekleme Tarihi: 25.04.2006 - 19:48 |
|
|
|
541 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 16.08.2005
|
En Son On: 23.02.2008 - 20:36
|
Cinsiyeti: -----
|
|
anladim insaAllah......
|
Ekleme Tarihi: 25.04.2006 - 23:03 |
|
|
|
1230 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 29.01.2006
|
En Son On: 04.04.2007 - 22:42
|
Cinsiyeti: -----
|
|
sofuoğlu abi
hassasiyetiniz için : 
|
Ekleme Tarihi: 25.04.2006 - 23:06 |
|
|
|
541 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 16.08.2005
|
En Son On: 23.02.2008 - 20:36
|
Cinsiyeti: -----
|
|
sniper kardesim ,Allah(c.c) sizden razi olsun,
sizin eklediginiz yaziyi okuduktan sonra,devaminda huri kardesinde gozyasi doktugunu gorunce,Alıntı Orijınalı huri
" Sonra adam çaresizlik içinde sızlandı,
Dokun bana Tanrım ve burada olduğunu anlamamı sağla ! "Bunun üzerine Tanrı aşağı doğru süzüldü Ve adama dokundu.
Ama adam kelebeği elinin tersiyle uzaklaştırdı.... Ve yürüyüp gitti."  |
ister istemez,aceba diye dusundum ve birsey yazmadan sadece sasirdigimi belirttim,
sizde zaten akabinde aciklama yaptiniz,
sorun yok insaAllah
selametle....
|
Ekleme Tarihi: 25.04.2006 - 23:18 |
|
|
|
1230 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 29.01.2006
|
En Son On: 04.04.2007 - 22:42
|
Cinsiyeti: -----
|
|
bu konuyu eklerken . soru işareti kimden gelecekti diye çok merak ettim..
soru işareti gerekliydi abi
Allah razı olsun...
hayırlı geceler..
veselamun aleykum..
|
Ekleme Tarihi: 25.04.2006 - 23:22 |
|
|
|
1230 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 29.01.2006
|
En Son On: 04.04.2007 - 22:42
|
Cinsiyeti: -----
|
|
estağfurulah huri abla..
kimsenini sizi yargıladığı veya yanlış anladığı yok....
sadece farklı yorumlara dikkat çekiyoruz...
lütfen yanlış anlmayın .
hakkınızı da helal edin inşaAllah...
|
Ekleme Tarihi: 27.04.2006 - 13:54 |
|
|
|
419 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 26.04.2006
|
En Son On: 26.09.2008 - 19:28
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Sniper kardes...
Amann sniper'inle Müminleri yada Onlarin kalplerini vurma...
Allah senden razi olsun, yazilar iyi
|
Ekleme Tarihi: 27.04.2006 - 19:16 |
|
|
|
1230 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 29.01.2006
|
En Son On: 04.04.2007 - 22:42
|
Cinsiyeti: -----
|
|
merak etme haznedarcı...
kalpleri fethedebiliriz belki..
ama vurarak değil..
severek....
vesselam.
|
Ekleme Tarihi: 27.04.2006 - 19:29 |
|
|
|
419 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 26.04.2006
|
En Son On: 26.09.2008 - 19:28
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Alıntı Orijınalı SniPeR
merak etme haznedarcı...
kalpleri fethedebiliriz belki..
ama vurarak değil..
severek....
vesselam. |
Allah her müslümanin birbirlerini sevmelerini saglasin...
|
Ekleme Tarihi: 27.04.2006 - 19:32 |
|
|
|
541 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 16.08.2005
|
En Son On: 23.02.2008 - 20:36
|
Cinsiyeti: -----
|
|
Alıntı Orijınalı HuRi
Sanirim bu yazilarinizi okuduktan sonra bana bir cevap hakki hakki doguyor 
Evet ben hikayeyi okuyunca, daha dogrusu okuduktan sonra gozyaslari doktum.
Ve olayi onaylar gibi normal sekilde cevap verip soru isaretini koymadim.
Ama soyle aciklayabilirim. Ben " sadece bu sabah icin " olan bir hikayemi paylasmistim burda, o hikayede "tanri" sozcugu geciyordu, ben onu degistirip "Allah" yazdim... Alinti oldugu icin, orijinalini koyamazdim.
Simdi ben Sniper'in yazisini okuyunca, tabiki Tanri kismi beni biraz dusundurdu, ama acikca soyleyeyim alintidir diye dusundum, ve dikkat etmediginden degistirmedigini dusundum, ve sesimi cikartmadim. ben hikayeye Tanri diye degil Allah diye goz yasi doktum...Ve keske uyarimi yapsaydim yinede .
Yalnis anlasilmak istemezdim, kusura bakmayin,
Allah'a emanet olun...
|
huri kardes,
benim ordaki soru isaretim,
sadece bir kelimeye degildi,
yazinin geneline ve anlatilmak istenen ,verilmek istenen mesajdaki vurguyaydi,
yoksa sizinle bir alakasi yok,lutfen yanlis anlamayin...
selametle....
|
Ekleme Tarihi: 28.04.2006 - 02:53 |
|
|
|
1230 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 29.01.2006
|
En Son On: 04.04.2007 - 22:42
|
Cinsiyeti: -----
|
|
Yaşamınız boyunca insanlarla karşılaşacaksınız. Bunların hepsinin ortak özelliği, sizin ilgi ve dikkatinizi hak etmiş olduklarıdır.
Birinci ve de en önemli ders: İnsanlara değer verin
Okuldaki ikinci ayımda, hocamız test sorularını dağıttı. Ben okulun en
iyi öğrencilerinden biriydim. Son soruya kadar soluk almadan geldim ve
orada çakıldım kaldım. Son soru şöyleydi:
"Her gün okulu temizleyen hademe kadının adı nedir?"
Bu herhalde bir çeşit şaka olmalıydı. Kadını yerleri silerken hemen
her gün görüyordum. Uzun boylu, siyah saçlı bir kadındı. 50'lerinde
falan olmalıydı. Ama adını nereden bilecektim ki!. Son soruyu yanıtsız
bırakıp kağıdı teslim ettim. Süre biterken bir öğrenci, son sorunun
test sonuçlarına dahil olup olmadığını sordu.
"Tabii dahil" dedi, hocamız. "İş yaşamınız boyunca insanlarla
karşılaşacaksınız. Hepsi birbirinden farklı insanlar. Ama hepsi sizin
ilginiz ve dikkatinizi hak eden insanlar bunlar. Onlara sadece
gülümsemeniz ve 'Merhaba' demeniz gerekse bile."
Bu dersi hayatim boyunca unutmadım. O hademenin adı da Dorothy idi.
İkinci önemli ders: Yağmurda otostop!
Bir gece vakit gece yarısına doğru, Alabama otoyolunun kenarında duran
bir zenci kadın gördüm. Bardaktan boşanırcasına yağan yağmura rağmen,
bozulan arabasının dışında duruyor ve dikkati çekmeye çalışıyordu.
Gecen her arabaya el sallıyordu. Yanında durdum. 60'li yıllarda bir
beyazın bir zenciye, hem de Alabama'da yardıma kalkışması pek olağan
şeylerden değildi. Onu kente kadar götürdüm. Bir taksi durağına
bıraktım. Ayrılırken ille de adresimi istedi Verdim. Bir hafta sonra
kapım calindi. Muazzam bir konsol televizyon indiriyordu adamlar. Bir
de not ekliydi, armağanda;
"Gecen gece otoyolda bana yardımınıza teşekkür ederim. O korkunç
yağmur sadece elbiselerimi değil, ruhumu da sırılsıklam etmişti.
Kendime güvenimi yitirmek üzereydim, siz çıkageldiniz. Sizin sayenizde
ölmekte olan kocamın yatağının baş ucuna zamanında ulaşmayı basardım.
Biraz sonra son nefesini verdi. !..
En iyi dileklerimle, Bayan Nat King Cole
Üçüncü önemli ders: Size hizmet edenleri hep hatırlayın.
Bir pastanın üç-otuz paraya satıldığı günlerde 10 yasinda bir çocuk
pastaneye girdi. Garson kız hemen koştu. Çocuk sordu:
-"Çukulatalı pasta kaç para?.."
-"50 cent!.." Çocuk cebinden çıkardığı bozukları saydı. Bir daha
sordu: -"Peki dondurma ne kadar.."
-"35 cent" dedi garson kız sabırsızlıkla.. Dükkanda yığınla müşteri
vardı ve kız hepsine tek basına koşuşturuyordu. Bu çocukla daha ne
kadar vakit geçirebilirdi ki. Çocuk parasını bir daha saydı;
-"Bir dondurma alabilir miyim lütfen" dedi. Kız dondurmayı getirdi.
Fişi tabağın kenarına koydu ve öteki masaya koştu. Çocuk dondurmasını
bitirdi. Fişi kasaya ödedi. Garson kız masayı temizlemek üzere
geldiğinde, gözleri doldu birden. Masayı sanki akan yaşlar
temizleyecekti. Boş dondurma tabağının yanında çocuğun bıraktığı
15 cent'lik bahşiş duruyordu...
Dördüncü önemli ders: Yolumuzdaki engeller.
Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine kocaman bir kaya
koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu. Bakalım neler olacaktı?.
Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri
birer birer geldiler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın etrafından
dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi.
Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu.
Sonunda bir köylü çıkageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu.
Sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına
sıkına itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı ama, kayayı da
yolun kenarına çekti. Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki,
kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Açtı.. Kese altın
doluydu. Bir de kralın notu vardı içinde..
-"Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir" diyordu kral. Köylü,
bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı.
-"Her engel, yasam koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır.".
Besinci önemli ders: Önemli olan vermektir.
Yıllar önce hastanede çalışırken, ağır hasta bir kız getirdiler. Tek
yasam şansı beş yaşındaki kardeşinden acil kan nakli idi. Küçük oğlan
ayni hastalıktan mucizevi şekilde kurtulmuş ve kanında o hastalığın
mikroplarını yok eden bağışıklık oluşmuştu. Doktor durumu beş
yaşındaki oğlana anlattı ve ablasına kan verip vermeyeceğini sordu.
Küçük çocuk bir an duraksadı. Sonra derin bir nefes aldı ve
-"Eğer kurtulacaksa, veririm kanımı" dedi. Kan nakli ilerlerken sordu:
-"Peki, ben ne zaman öleceğim?" Ablasını yaşatırken, kendisinin
öleceğini zannetmiş, buna rağmen kanını vermeyi kabul etmişti.
|
Ekleme Tarihi: 11.05.2006 - 21:08 |
|
|
|
1230 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 29.01.2006
|
En Son On: 04.04.2007 - 22:42
|
Cinsiyeti: -----
|
|
Hayattaki bitmek bilmez arayışı sorgulayan güzel bir yazı...
Bir zamanlar dağda, kızgın güneşin altında, mermer taşlarını
yontmaktan
bezmiş bir mermer yontucusu varmış...
-"Bu hayattan bıktım artık... Yontmak! Devamlı mermer yontmak...
Öldüm artık! Üstelik bir de bu güneş, hep bu yakıcı güneş! AH! Onun yerinde olmayı
ne kadar çok isterdim, orada yükseklerde herşeye hakim olur,
ışınlarımla etrafı aydınlatırdım..."
Diye söylenir dururmuş yontucu. Bir mucize eseri olarak dileği kabul olmuş
ve yontucu o an güneş oluvermiş. Dileği kabul edildiği için çok
mutluymuş.
Fakat tam ışınlarını etrafa yaymaya hazırlandığı sırada ışınlarının
bulutlar tarafından engellendiğini fark edince...
-"Basit bulutlar benim ışınlarımı kesecek kadar kuvvetli olduklarına
göre benim güneş olmam neye yarar!" diye isyan etmiş...
"Mademki bulutlar güneşten daha kudretli bulut olmayı tercih ederim..." demeye kalmadan hemen
bulut olmuş... Dünyanın üzerinde uçmaya başlamış, oradan oraya
koşuşup, yağmurlar yağdırmış, fakat birdenbire ortaya çıkan rüzgar bulutları dağatmaya yetmiş.
-"Ah, rüzgar geldi beni dağıttı, demek ki en kuvvetlisi o. Öyleyse
ben
rüzgar olmak istiyorum..." diye karar değiştirmiş bu sefer...
Ve dünyanın üzerinde esip durmuş, fırtınalar estirmiş, tayfunlar
meydana
getirmiş. Fakat birdenbire önünde kocaman bir duvarın ona mani
olduğunu
görmüş... Çok yüksek ve çok sağlam bir duvar... Bu bir dağmış...
-"Basit bir dağ beni durdurmaya yettiğine göre benim rüzgar olmam neye yarar..."
diye düşünmüş... Bu sefer de dağ oluvermiş... Ve o anda bir
şeyin ona durmadan vurduğunu hissetmiş... Kendinden daha güçlü olan, onu içinden
oyan şey... Bu küçük bir mermer yontucusuymuş....
Bu mesaj 1 kez ve en son ^^ArveN^^ tarafından 11.05.2006 - 23:33 tarihinde değiştirilmiştir.
|
Ekleme Tarihi: 11.05.2006 - 21:29 |
|
|
|
1230 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 29.01.2006
|
En Son On: 04.04.2007 - 22:42
|
Cinsiyeti: -----
|
|
amin ecmain insaallah
RABbim bütün Ümmeti Muhammed den razı olsun.amin.
|
Ekleme Tarihi: 11.05.2006 - 22:59 |
|
|
|
 |
|
Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
joli (55), evvab (54), SoN_SaBaH (51), müberra (57), kado68 (37), cilem2 (52), ilhanyaþa.. (53), rukýyyem (42), said007 (42), NURÝ GEDÝK (75), Happy (45), temiz1 (44), ptahmos (52), nur_su (42), hattaboglu (60), mutlu_35 (46), doðukan (30), safak1 (56), Prof65 (47), hasaninci (48), gökçedam (49), arslan67 (52), Ibn Tufeyl (53), gülzeynep (45), kardelen:( (40), 63mehmet (51), nur99 (38), ankarali (42), katade (50), prettylady (39), seyfiavci (55), ferhatulu (49), Sahin_emre (39), selami1963 (62), ay_aman (44), kasim (46) |
|
|
|
 |
|
|