0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » DENEME TAHTASI » ad kavmi

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
benbuamellerimile su an offline benbuamellerimile  
ad kavmi

4 Mesaj

Kayıt Tarihi: 27.02.2006
En Son On: 26.01.2010 - 09:05
Cinsiyeti: Erkek 
Ad Kavmi Saraylarda harabeye dönermiş... Allah-u Teala, lütfettiği nimetler için nankörlük değil, itaat ve teşekkür istiyor. Bu gerçeği bilen ve gereğini yapanların musibetleri biliniyor: O’nun rızası ve Cennet. Ya inkâr ve isyan edenler! Onlara da dehşetli bir azap bekliyor. Kimini dünya sonrası hayatında, kimini de bu hayatında. İşte Ad kavmi, daha dünya hayatındayken azabı hak edenlerden... Ad kavmi Yemen’de Hadramud civarında Ahkaf adındaki bölgede yaşıyordu. Allah-u Teala bu kavme yeşil vadiler, bereketli topraklar, hayvanlar ve nesiller ihsan etmişti. Uzun boylu, iri yapılı ve güçlü olan bu insanlar, işlek yolların kenarlarına sağlam binalar ve muhteşem saraylar yapmışlar ve kendilerini tamamen eğlenceye vermişlerdi. Zenginliğin verdiği şımarıklıkla, fakir fukaraya eziyet ediyor, komşu kabileleri zulümleri altında inletiyorlardı. Kendilerine bunca nimet veren Allah-u Teala’ya şükretmek yerine, cansız putlara tapıyorlardı.Bu kavme peygamber olarak gelen Hud as. Allah’ın onlara bahşettiği nimetleri hatırlatıyor, iman etmelerini, zulüm ve hayâsızlığı bırakmalarını istiyordu. Fakat kavminin bu davete aldırış ettiği yoktu. Üstelik alay ve eğlenceye alıyorlardı. Hud as.’da kimi zaman onları Allah’ın azabıyla uyararak; “Doğrusu sizin hakkınızda muazzam bir günün azabından endişe ediyorum.” (şuara,135)Yaklaşmakta olan dünya ve ahiret azabını hatırlatıyordu. Kâfirler ise Hud as.’ın getirdiği dinin uydurmadan başka bir şey olmadığını iddia ediyor, bir azabın gelmeyeceğini söyleyerek meydan okuyorlardı. Kavminin bu inkârcılığı Hud as’ı son derece üzmekteydi. Nihayet cenab-ı Hak, bereketli yağmurlarını kesti. Bağlar, bahçeler kurumaya, hayvanlar telef olmaya ve nesilleri kesilmeye başladı. İnsanların kuru rüzgârdan dudakları çatlıyor, boğazları kuruyordu. Hud as. bu fırsattan istifade ile, onları doğru yola davet ediyor, dehşetli bir azabın yaklaşmakta olduğunu sürekli hatırlatıyordu. Fakat küfür ehli başlarına gelen musibetten ibret almak bir tarafa, daha da hırçınlaşmıştı. Peygamber’i şiddetle inkâr ediyor ve “Sen bizi mabutlarımızdan çevirmek için mi geldin? Eğer bu tehditlerin doğru ise, bize vaad ettiğin azabı getir de görelim&#8221aglaAhkaf,22)diyorlardı. Bir taraftan da onu öldürmek için tuzak kuruyorlardı. Hud as. Bitmek tükenmez seneler boyunca uğraştığı kavminden artık ümidini kesmişti. Önü kesilmiş, yapacak bir şeyi kalmamıştı. Artık helak olmalarını beklemekten başka çaresi yoktu. Onlara şöyle karşılık verdi: “İsteyip durduğunuz azabın gelmesini bekleyin bakalım! Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.” (Araf,71) Hud as’a azabın ne zaman geleceği vahyedilmiş, müşriklerin helak olup, müminlerin kurtulacağı müjdelenmişti. Bir kış günü fecirden sonra, kendine tabi olanları topladı. Müşriklerin ileri gelenleri de o civardaydı. Çok geçmeden ufukta siyah bir bulut belirdi. Susuzluktan kıvranan Ad kavminin ileri gelenleri, bulutu görünce yağmur yağacak diye sevinçten yerlerinde duramıyorlardı. Hud as’ın ise rengi atmıştı. Az sonra bu müşrik kavmin başına gelecekleri düşünüyordu. Birden bire korkunç bir sesle, bütün vadiyi kaplayan bir fırtına başladı. Şiddeti ve soğukluğu inanılmaz boyuttaki bu rüzgârın adı, Kuran lisanıyla “Sarsar”dı. Sarsar, Ad kavmini saman çöpü gibi havaya savuruyordu. Kimisi havaya savrulmamak için kalın ağaçlara, köklü kayalara sarılıyor, kimisi de sağlamlıklarıyla övündükleri saraylarına sığınıyorlardı. Ama kayalarla, ağaçlarla, sığındıkları yapılarla birlikte havaya savrulmaktan kurtulamıyorlardı. Ansızın gelen bu fırtına, ağız ve burun deliklerinden giriyor, bağırsaklarını ve iç organlarını boşaltarak dışarı çıkıyordu. O süslü saraylar, bağlar ve bahçelerde, sahipleri gibi harabeye dönmüş, yok olup gitmişlerdi. Topluca bulundukları yerden bu olayı seyreden Hz. Hud ve ashabı ise kurtuldukları için Allah’a hamd ediyorlardı. Hud as. 4000 civarındaki müminle birlikte hicret ederek Mekke civarına yerleştiler. “Sizi uyarmak için aranızdan bir adam vasıtasıyla, size Rabbinizden bir ihtar geldiğine hayret mi ediyorsunuz? Düşünün ki Allah sizi Nuh kavminden sonra halifeler yaptı. Ve yaradılışça size, onlardan ziyade boy ve güç verdi. O halde Allah’ın nimetlerini hatırlayın. Umulur ki kurtulursunuz.”
Ekleme Tarihi: 01.03.2006 - 08:12
Bu mesajı bildir   benbuamellerimile üyenin diğer mesajları benbuamellerimile`in Profili zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1375 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
YaHaMeS (39), ideal900 (47), Seher gülü (53), gözbebeðim (38), cemhan06 (45), sarikayamusa (45), kelamm (39), mkurban (40), isranur (41), kevserr (41), zemhari (52), omerkartal (54), salihaaydinoglu (43), Yasin57 (51), IslamExplorer37 (36), czenem (65), padem22 (39), Gülgüzeli (41), kucuk_ahmet (25), tesisat (44), mavi_maske (39), fakir58 (42), yasuaki01 (50), meryembebek (), hcryky (39), ymucur (43), hasno (46), rahmiz (40), bihter (54), nursen79 (45)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.66292 saniyede açıldı