0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » DİĞER KONULAR » METAFIZIK   Cevap ekle

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Gast eseriz  
Themenicon    METAFIZIK Alıntı yaparak cevapla

Misafir

Kayıt Tarihi: 24.11.2024
En Son On:
Cinsiyeti: ----- 
EÜZUBİLLAHİMİNEŞ-ŞEYTANİRRACİM
BİSMİLLAHİR-RAHMANİR-RAHİM

Huzurdan kovulmuş, lanetlenmiş şeytanın şerrinden ALLAH’A sığınırım. Eşi, şeriki, naziri olmayan, bütün alemlerin Rabbi ve yaratanı Hazret-i ALLAHA sonsuz hamt eder, yüce varlık ve merhamet-i ilahi karşısında aczimi görüp bilerek, yüce rahmet kapısına boyun bükmüş, zavallı; rahmet ve merhamet tecellisinin saili, doymayan, yüzsüz kıtmiri kullarına tahsis ettiği rahmet deryasından damla rica ediyor.
Habisin Muhammet Mustafa’da, cümle peygamberan-ı izam ve resul-i kiram hazeratında, cümle varis’ün nebi, nedim-i ilahilerinde, veli ve mü’min kullarında nah mütehani zuhur ettirdiği fizik üstü mananın bu abd-i acizine de ihsan ettiğin metafizik rahmetini !...
Maddeden başka zuhuratı bilmediği için önem vermeyen, akıl dininden başka dini kabul edemeyen fizik üstü, metafizik rahmet tecellilerinin nasıl kabul eder? Fizikten başka mana tanımayan rahmet fukarası, manadan habersiz, “biliyorum” edası ile hakikat tahribatı yapan, kelam-ı kadim olan Hazret-i Kur’an-ı nefsi hazlarına göre, fiziki ölçüsüne uyduramadığı için, hikmet ve marifetullah mahrumu, yarım alim meal ve tefsir yazarken fizik üstü hakikatleri katletmekten çekinmeyen, Kur’an-ı Azimişşan’da yüzlerce defa, açık ve sarih zikrullah hakkında emr-i ilahi olduğu halde metafizik yoksunu yalnız baş gözü ile gördüğünden gayrı rahmetleri bilgisi ile bağdaştıramayan ve başka bilgiye de sahip olmayan bizzatihi Hazret-i ALLAH’ın rahmetine vesile kıldığı alemdeki bu rahmetini ki, adaletinin tecellisi manevi teşekkülatının noksansız zuhurunu kıyamete kadar devam ettireceğini, Hazret-i Kur’an-ın muhafazasının ALLAH’ın yedinde olduğunun müjdesi ile ALLAH’ın bu lütuf ve ihsanını küll olarak mütealaa ve kabulden başka gücünün ve ilminin olmadığının, olmayacağını, kendisine alim süsü veren aciz beşer ne zaman anlayacak?!..
Emr-i ilahiyi Kur’an’da da gördüğümüz gibi Peygamberimiz Efendimiz’in yaşantılarında, yerde ve gökte müşahede edemeyen, kelam-ı kadim-i okumakla emr-i ilahiyi bundan ibaretmiş gibi zannedenler Kur’an-daki, dünyadaki, bil cümle alemdeki hikmetullahın zuhuru için halk edilen kamil insandaki tecelliyatı inkara “biliyorum” edası ile nasıl cürret edebiliyorlar?!.. Hikmet ve marifetullah ayetlerini nasıl göremezler?!..
“Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, onlar bu delillerden yüzlerini çevirip geçerler.” (Yusuf Suresi 105)
Eğer bu ayetlere yüzlerini çevirip geçmeselerdi; Kur’an-ı Azimü’ş-Şan’ın bu ayetler karşısında “ beyyinat” olduğunu bütün alemde zuhur eden ayetlere mecazi anlamda Hazret-i ALLAH’ın fiiliyatının tecellisi olarak zerreden kürreye kadar ancak ehlinin zuhurunu müşahede ettiği ayetleri bilebilseler idi; “Bu ayetleri ancak kamil insan ve aklı selim okur" hitabını tefekküre edebilseler idi Hazret-i Kur’an-ın ALLAH kelamı olup, emr-i ilahinin kelamla ifade edilip, Peygamber Efendimiz’in yaşantısının, Kur’an-ın mana ve tefsirinin aslı olduğu bilinse idi; “Men arefe nefsehü fe’kaderefe Rabb’ehü” (Nefsini bilen ALLAH’ı bilir.) sırrını anlar, teşkilat-ı ilahiye önem verir, inkara cürret edemezlerdi.
İslam’ı gerçek anlamda fizik ve metafiziğe uygun olarak, Rab’bımın ihsanı kadar yaşar ve şahit olurduk. Hakikat ulemasını inanarak, önem vererek dinlese idik, emr-i ilahileri nefis ve aklın tahrifine bırakmaz, Hazret-i Kur’an’ın mana ve lafsının Hazret-i Resullulah (s.t.a.v) Efendimiz’in yaşantısında zuhurunun tefsir-i Kur’an olduğundan şüpheye düşmese idik, gerçekler bugün dahi bilinip yaşanacaktı. Cümle peygamber efendilerimizde tecelli eden nuru Muhammedi bilinecekti. İnsanlar arası düşmanlıklar yerini dostluğa bırakacak, ALLAH’ın varlığına inanan insanlar, “ALLAH’tan başka ilah yoktur” diyenler insanlığın ve kardeşliğin zevkini alacaklardı .
Ey benim alim kardeşim! Manevi tecelliyatı kabul edemediğin için, teşkilat-ı ilahiyeyi benimseyemediğin ilminden zuhur eden eserini manaya yaptığı tahrifatı görmemezlikten gelemezsin. Din-i İslam’ı yalnız şeriat-ı Muhammediye mal etmeyip bütün semavi dinlerin İslamiyet olduğu gerçeğini anlatmak cesaretini ne zaman göstereceksin? “ La ilahe illallah” diyenin müslim olduğunu “şahit ümmet” olarak cihana duyursa idik dünyanın rengi değişecekti. Din dışı arayışlara lüzum görülmeyip Rönesans gibi değişiklik gerekmeyecekti. “din terakkiye manidir” gibi gerçeklerle ilgisi olmayan Hazret-i Kur’an’la bağdaşmayan düşüncelere kapılmadan, günah-ı kebairlere dikkat ederek, terakkiye, medeni olmaya Hazret-i ALLAH’ın kullarını mecbur kıldığını anlayacak ve anlatacaktın. Cihanşümul olan Hazret-i Kur’an’ın değeri anlaşılacaktı.
Resullulah (s.t.a.v) Efendimiz’in son ALLAH elçisi olduğunu, başka peygamber gönderilmeyeceğini bilerek, lütfedilen şeriat-ı Muhammedinin ALLAH’ın varlığına inananlar için rahmet hazinesi olduğu ve severek “Ya Rab’i verdiğin nimetlere çok şükür, Elhamdülillah” diye günde 100 defa, manasını yaşayarak tespih eden, hamd ve şükür ehlinin ALLAH adetlerini artırsın.
Na-ehlin yaşantısında, söz ve tutumlarında gerçekleri tecelli ve zuhurunu göremediği gibi, bu yönlü tefekkür etmeyi dahi nefsine zül addeden, elbette bilemediğinden hakikatleri dışladığı gibi tahrifattan da çekinmez. Metafizik garibi ehl-i aşka eza ve meşakati ALLAH’ın emr-i imiş gibi göstermeyi “cihat yapıyorum” edası ile ehl-i zikri, ehl-i aşkı yasaklarla şaşırtıp çıkarcıların ve na ehlin kucağına itekleten, ehl-i zikrin perişanlığını mal bulmuş mağribi misali umuma teşirden ve onların ceza görmeleri için hiçbir eza icratından kaçınmayan, aşk yoksunu, mana yoksunu, ilm-i ledünninin dahi etkileyemediği metafizik yoksunu, emr-i ilahileri kabul etmiş gibi görünüp dini protokol icabı kabullenmeye kendini mecbur hisseden taklidi ilimle dolu, takipten habersiz bilge (!)... Hazret-i ALLAH cümlesini zü’l cenaheyn eyler inşaallah.
İlahi, Ya Rab’bi! Bu abd-i acize hayatı boyu lütfettiğin, emr-i ilahine uygun fiziki ve meta fiziki gerçekleri veraset-i nebi olarak naçis şahsımda rahmetinle ihsan ettiğin vasifem nedeniyle zatıma söz verip, habibine biat rahmetinden mahrum etmediğin kullarınla emrettiğin kulluk vecibesini lütfu ihsanınla ve aczimle ifaya azmettik, muvaffak kıl Ya Rab’bi!..
Cemii kullarına fiziğin hakikatini ki fizik üstü manevi tecelli fiili sıfatının zuhuru, ilme’l yakindir ve fiziğin üstünde de metafizik, yani ayne’l yakin ve hakka’l yakini nasip et.
Bu abdi acizin hayatında zuhuru ile ihya ettiğin manevi yaşantımı cümle kullarına anlatmak gene anlatmak hissinin zevkinden abdi acizi mahrum ve mahcup etme. Tesirini halk eyle ya Rab’bi !. Her ne kadar metafizik söze ve yazıya gelmez ise de lütfet ALLAH’ım. Cemi peygamber efendilerimiz hürmetine inü celalin hürmetine azemt-i kibriyan hürmetine, rahmetinle lütfunla aciz kulunu cürretimden dolayı mahcup etme Ya Rab’bi. Ancak zatının tertip ve tanzimi kadar kullarına anlatmaya müsadelerinle vazifeli kıl. Tesirini halk eyle, amin. Veselamün ale’l mürselin ve’l-hamdü lillahi Rabbi’l –alemin.


FİZİK ÜSTÜ TECELLİYAT: METAFİZİK

Alemlerin Rabb’ı Hazret-i ALLAH'ı noksan sıfattan tenzih eder, uyuz itinden dahi vazgeçmeyen, kullarının ihyası ve kemalatı için nah-mütenahi sebepler halk eden, dünya hayatının neticesi, kullarının imtihanının iman meyvesi rahmet-i ilahinin kümeleştiği rahmet hazinesi “cennet-i a’lâ” da ebedi kalmalarını insan ve cin için hazırlayan, imanlı, ihlaslı, ezel-i ervahta: “Ben sizin Rabb’ınız değil miyim?” Hitabına iman lisanı ile, tereddütsüz: “Beli” yani evet, diyen ruhların dünya hayatında fiziki rahmet tecellileri olduğu gibi, fizik üstü, meta fizik tecelli ve hadiseleri ehlinde görmek heran mümkündür.
Bila-istisna bütün kullarının hayatında azda olsa “metafizik” tecellisi görülebilirse de, ALLAH’ın yarattığı cem-i mahlukatına verilmeyip “metafizik” (fizik üstü) zuhurat ancak ve ancak insan olmaya namzet, kemalatlı beni Adem’e mahsus kılınmıştır. Cemi kullarında azda olsa görmek mümkün olup, rahmetine vesile kıldığı, nice istisnai yarattığı kulları vardır ki, onların hayatında fiziki yaşantı olduğu gibi “metafizik” yaşantı hayatlarına daha hakim kılınmıştır. Hikmettir, marifetullahtır, fizik ötesi manadır, ayne’l-yakin ve hakka’l-yakindir. “Peygamber Efendilerimizde zuhur etti ise ilm-i ledünniğdir.” Tertib ve tanzim-i ilahidir.
Her ne kadar kulda zuhuru görülse de, onu halk eden Halık-ı Zü’l-Celâl’dir. Bu rahmeti kula maletmek cehalettir. Bu rahmeti maddi çıkarına vesile kılanlarda görülen bu hal iman zaafiyetinin bariz küfrüdür, zındıklıktır. “ALLAH’tan başka ilah yoktur, illâ ALLAH vardır” anlamını da, kendi aczini de bilmediğinden, ademliğinde benlik görerek, tevhidin manasını saptıranlar mensubine cehlinden dolayı başka ilahlar edinmesine zemin hazırlamıştır. Çok ilahlı küfür bataklığına düşmesine sebep olan menfaat düşkünü düzenbazlardan, hiç şüphe edilmesin, hesabı dünyada ve ebedi alemde sorulacaktır. Kendisinde bu türlü varlık görenler Hazret-i ALLAH’ın manevi irşat için vazifelendirdiği kimseler olamaz; gafil olma! ALLAH tarafından vazifeli kullar: “Habibim sen atmadın, illâ ben attım.” hitabını iyi bilirler. Merhum Süleyman Çelebi’nin Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafa (s,t,a,v) hakkında gerçeğin ifadesi olan:

Bu gelen ilm-i ledün sultanıdır,
Bu gelen tevhid-i irfan kânıdır.

Buyurduğu gibi ledünni sultanında zuhuru bariz görülen tevhit dininin zuhuru, ALLAH’ ın kullarını ihya etmesi için vesile kıldığı rahmet hazineleri, irfaniyet, arifiyet ve ilim şehri Peygamberimiz Efendilerimizde zuhurunun ifadesi cümle Peygamberlerimiz Efendilerimizde de zuhur eden rahmet-i ilahi “ilm-i ledün” fizikin üstünde “metafizik” tir.
“Meta” Yunanca’dan alınan, fizikten öte, mananın tecelli ve zuhuru anlamında kullanılmaktadır. Bu kelime, Aristoteles’in (Aristo)’nun eserinde teşmil yolu ile duyusal görünüşlerin ötesi ile ilgili araştırmaların tümünü ifade etmek için kullanıldı. Metafiziğin konusu ilahiyatın ki ile özdeşti. Yani, metafizik de Tanrının varlığını, niteliklerini, yarattığı varlıklarla ilişkilerini, bu varlıkların gerçek mahiyetini inceliyordu. Metafiziği ilahiyattan öte, vahiy ve imana dayandırmadan aklın ve mantığın yolunda ifadesini arayan feylesoflar hayli olmasına rağmen Aristoteles’in fizik ötesi izahı ve on dört felsefe kitabının tümü metafiziğin izahıdır. Yazar bu kitabında Thales’ten, Eflatun’a kadar çeşitli felsefe doktrinlerini tenkit ederek açıklar. Aynı zamanda bu doktrinlerin varlıklarını sadece maddi sebeplere bağlanmasını hatalı bulur. Madde şarttır, ama her türlü biçimden ayrı olarak düşünülemez, kavranamaz. Biçim maddeye oranla bir iyilik ve mükemmelliktir. Maddenin hareketinin hem sonu hem sebebidir. Varlık mertebesinin sonunda, duyusal alemin ötesinde maddesiz biçim, saf edim yani Tanrı vardır. Meydan Larousse’ nin “meta- fizik” yazısını anladığım kadarı ile özetlemeye çalıştım.
Metafizik fizik ötesi alemleri yaratan Hazret-i ALLAH’ın cem-i kullarına merhameti ve rahmetinin zuhurudur. Fizik ötesi (metafizik) ALLAH’u TEALA’nın seçkin kullarında gene zatının dilediği kadar maddenin hakikatı, mananın bariz tecelli ettiği ehli tarafından da müşahede edildiği bil hakikattır. Peygamberimiz Efendimiz’in buyurduğu: “Beni Rab’bım terbiye etti.” hitabını iyice düşünür isen: “Biz Adem’e eşyanın ismini öğrettik. Melaikeye sorduk, bilemedi, amma Adem bildi” hitabını iyi anla ve iyi düşün. Fizik üstü tecellileri maddi yaşantında hiç göremedinse, istisnai yaratılan insanda metafizik zuhurunu kabul edemiyorsan,düşünemiyorsan, göremiyorsan, ben-i Adem’in yaratılışının nedenini anlayamadın,anlamakta istemiyorsan ilm-i ledün, metafizik sana göre değil. Bu rahmet-i ilahiden nasip alman için inancın yeterli değil. Umulur ki hatanı anlar tövbe istiğfar edersin. İnşa ALLAH.
sıkıntılı sıkıntılı


Bu mesaj 1 kez ve en son eseriz tarafından 19.02.2004 - 17:40 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 19.02.2004 - 17:39
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
Gast eseriz  
Themenicon    hepsi Alıntı yaparak cevapla

Misafir

Kayıt Tarihi: 24.11.2024
En Son On:
Cinsiyeti: ----- 
bunlar gelir geçer
hayat gibi
sihir ve büyü eh ardında kalır maneviyztın..
Ekleme Tarihi: 19.02.2004 - 18:14
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
Fatma23 su an offline Fatma23  
Allah razi olsun Alıntı yaparak cevapla

1386 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.08.2003
En Son On: 01.04.2005 - 14:46
Cinsiyeti: Bayan 
Ellerinize, yüreginize ve gönlünüze saglik kardesim

Allah(cc)

cümlenizden razi olsun

Selam ve dua ile
Ekleme Tarihi: 19.02.2004 - 18:27
Bu mesajı bildir   Fatma23 üyenin diğer mesajları Fatma23`in Profili Fatma23 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

  Cevap ekle Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 2192 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
alaatalay (64), oemer36 (54), Harun_Yahya (39), By_ExCalibuR (39), beyzanur68 (41), ekemen (55), emstuh (38), Belamir (27), bilgen (43), hasretpamuk (42), murat tilki (45), hatýce02 (33), phonexx1 (38), islamin Gulu (33), sepultura (45), _-cigdem-_ (36), _Dua_ (36), sairadnan (46), zz0102 (52), nur.nurani (41), x_ebr@r_x (37), mumino (37), meryemcevahir (40), güldali (64), happyman (48), gencmcucahid (38), ak0571 (47), efrail (43), emel_hanim (48), Gülkurusu (48)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.66460 saniyede açıldı