0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » DİĞER KONULAR » Efendime Mektup   Cevap ekle

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
sonperde su an offline sonperde  
Efendime Mektup Alıntı yaparak cevapla

13 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.12.2003
En Son On: 08.05.2005 - 19:01
Cinsiyeti: Erkek 
EFENDİME MEKTUP

Varlığımın sebepler ötesi sebebi, gönlümün Sultanı Efendim!...

Merhamet dilendiğim kelimelerin gölgesinde içimin
yankısını sana yollamak istiyorum.

Yüreğimde çağlayanlar var, dinmeyen gözyaşlarım var Efendim. Sana yolluyorum tüm hasretlerimi, aşarak yüreğimin çöl kumlarını. Demet demet yıldızların kutlu rehberlerimdir, kapına yöneldiğim gecenin şu ıssız saatlerinde. Gönül heybemde gözyaşlarım, geçtiğim yollara serpiyorum sadakam diye. Yürek tezgahında dokuduğum sancılarım var sadağımda, kuşandığım acılar var. İşte geldim kapına Efendim, dilimde senden dilendiğim şefaatin var.

Ey Nebi! İnan ki sensiz gündüzlerimiz bile geceye döndü. Alnımızı uful uful okşayan rahmet yüklü soluğundan mahrumuz yıllardır. Senin yokluğun, ölü ruhlara can veren nefesinin yokluğu, bizi ağyar ateşinde yaktı. Deden Hazret-i İbrahim'e yakılan ateşten daha acımasızdı yandığımız ateşler. Medet Sultanım!
Hicranınla yanan ruhumuza parmaklarından yine boşaltmaz mısın kevserlerını oluk oluk? Utancımız büyük. Adını bir bayrak gibi dalgalandıramadık gönül semalarında. Giremedik kalplere, adını sunamadık sana muhtaç sinelere. Büyük utançlara kundaklandık; ama Sen Sultansın Efendim, ne olur himmetini esirgeme boynu bükük, yüreği yaralı ümmetinden. Yaralı yüreğimizi, Hazret-i Eyyub'a bahşedilen ab-ı hayat gibi çağlayanlarla yıkayacağın günü bekliyoruz.

Bir gün gözlerimizden perdelerin kalkacağı ümidiyle yaşadık hep. Biz de, günahkâr dudaklarımızı Senin o pak ellerine dokunduracağımız günün hasretiyle bekliyoruz Efendim.

Sen, çiçek çiçek donanmış vefalarla kucaklayan Uhud'un bağındaydın hani... En has şuhedanın vefa kokan cennet mekânlarını ziyaret etmiştin... Ve orada demiştin ya, 'Kardeşlerime selâm olsun!' diye... Ey Nebiler Sultanı Efendim! Ne olur Efendim, Mekke'den Medine'ye hicret eder gibi gel. Sen gel ki, güneşin bizi terk ettiği karanlık gecelerimize dolunaylar doğsun. Yeniden bestelensin 'Tale'al Bedru'lar. Hiç günahı olmayan çocuklarımız seslendirsin yine o yanık nağmeleri. Ellerinde demet demet güllerle bekleyen kadınlarımız, gözyaşı çağlayanlarıyla yıkasın yollarını.

'Ey sevgili, en sevgili' Efendim! Seni anlayamayan nazarlara keşke, sana perdedâr olan bir örümcek kadar vefalı olabilseydik. Anlayabilseydik kıymetini... Seni anlatabilseydik... Keşke bir güvercin olabilseydik, dünyanın dört bir tarafına nur dağıtan ellerinden uçurduğun. Senin çağları aşan o kudsî çağrılarını taşıyabilseydik çağlardan çağlara ve deniz aşırı diyarlara.

Ne olur gel Efendim! Çağın yetimleri var Seni bekleyen. Sana kasideler yazan bağrı yanık âşıkların var, ağıt yakanların var. Ağıdı dindirecek öksüzlerin var. Ve talihsiz devrin Asiye yüzlü, Meryem iffetli yetimleri var. Gözyaşlarına sünger olacağın sürmeli ceylanların var. Sakat vicdanlarda çarmıha gerilmek istenen Mesih soluklu yiğitlerini ne olur daha fazla
bekletme Efendim. Ateşe atılmak istenen İbrahimlerimiz var, Senin gül bitiren yağmurlarını bekliyorlar. Bıçak altında tevekkülle bekleyen İsmaillerimiz var; yoluna kurban olmayı bekleyen koç yiğitlerimiz var. Biliyoruz, aşkına pervane olamadık. Yanlış ateşlerde yandı ruhumuz. Yanlış pazarlara sürüldük. Yalancı şafaklarla kandırıldık yıllar yılı. Sensizliğin girdabında zehrini yudumladık hayatın. Onca günahlarımıza, bize yakışmayan kusurlarımıza rağmen, Senin büyüklüğün kadar büyüttük umutlarımızı. Dağlar kadar günahlarımız olsa da Sen kadar umutlarımız var. Hani diyorsun ya Efendim, 'Benim şefaatim, ümmetimden günah-i kebair işleyenleredir.' Kim bilir kaç günah kirinin içinde büyüttük bembeyaz umutlarımızı. Tutunduk verdiğin söze. Müjdenin ipekten çehresine sarındık.

Ey Nebi, kendisine yollanan salatu selâmları işiten vefalı Dost. Sana yolladığımız salatu selâmların sımsıcak gölgesinde beyaz dualarımızın aydınlığıyla yöneldik kapına. Temessülünle, meftunlarını sevindireceğin zamanı bekliyoruz. Sireten şekil değiştirecek kadar büyük gunahı olanların imdadına, sırf Sana yolladıkları salatu selâmlar hatırına yetişmiştin Efendim. Ve biz ahirzamanın garip insanları, bir kere daha temessul edip imdadımıza yetişeceğin günün hasretini çekmekteyiz.

Yetiş imdada ya Resulallah, ne olur imdadımıza yetiş! Gönül Kâbe'sinde, günahlarımıza rağmen yine de bir yer var Efendim teşrif buyuracağın. Yüreğimizin yanıklığıyla tütsülediğmiz gözyaşı dolu mahzenlerimiz var. Uyku nedir bilmeyen kirpiklerimiz var Seni bekleyen. Ne olur gel, gel ki:

'Kadem bastın gönül tahtına
A Sultanım sefa geldin.'

diyelim bağrı yanık âşıkların gibi. Ey, 'Levlake...' hitabının Nazlı Sultanı, naz makamının Efendisi! Yıldızların, yoluna kaldırım taşları gibi dizildiği, yüreği bulut bulut olan Sevgili! 'Yağarsın, taşlar bile yemyeşil filizlenir.' Sen olmasaydın eğer, taşlardan daha katı yüreğimizde hiç yeşerir miydi yepyeni umutlarımız? İmanın gökkuşağı renkleri belirir miydi yağmur sonrası gibi? Yüreğimizin yamaçlarında boy verir miydi hiç, Sen kokan güller,
olmasaydın Efendim!

Ve bir de Efendim,

'Damar damar seninle, hep seninle dolsaydık', koruyabilseydik 'vefa'mızı... Açsaydı daim bizim de gönlümüzde vefa çiçekleri... Bir Molla Cami de biz olsaydık, ashabına kıtmir olmayı canı gönülden dileyen... Kıtmirin olabilseydik ey Şah-i Rusul! Sana sadık olabilseydik...

Adına ve Ashabına sahip çıkabilseydik ta haşre kadar...

Onca günahlarımıza rağmen....
Zira Efendim, 'Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım' diyerek başımızı koyduğumuz olmuştur
yastığa, tutunduğumuz an olmuştur düşlere.Ne olur;

'Gel ey Muhammed bahardır
Dudaklar ardında saklı
Aminlerimiz vardır
Hac'dan döner gibi gel
Mirac'dan iner gibi gel
Bekliyoruz yıllardır.

Bir demet gül var elimizde, titreyen yüreğimiz var. Güllerimiz solmadan, gül kurusu ağlamadan yüreğimiz, ne olur gel Efendim!


BELKİ DAHA ÖNCE GÖRMÜŞSÜNÜZDÜR BU MEKTUBU AMA BANA DOSTLARIM YENİ GÖNDERMİŞLER YAZARINI BİLMİYORUM PAYLAŞMAK İSTEDİM...
Ekleme Tarihi: 09.02.2004 - 17:10
Bu mesajı bildir   sonperde üyenin diğer mesajları sonperde`in Profili sonperde Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Gast PIRLANTA  
Alıntı yaparak cevapla

Misafir

Kayıt Tarihi: 23.11.2024
En Son On: 08.05.2005 - 19:01
Cinsiyeti: ----- 
ALLAh razi olsun kardesim
Ekleme Tarihi: 09.02.2004 - 18:54
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
Gast Fakiri  
Ayni mektubu... Alıntı yaparak cevapla

Misafir

Kayıt Tarihi: 23.11.2024
En Son On: 08.05.2005 - 19:01
Cinsiyeti: ----- 
...bizim de göndermemize ve arz etmemize izin verir misin kardeş ?

Allah Razı Olsun.
Ekleme Tarihi: 10.02.2004 - 10:00
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

  Cevap ekle Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 2170 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
sefa46 (70), sa71bo (53), hacý46 (39), talathoca (68), volkanadar (46), abcesam (66), ~YaSeMeN~ (40), Yavuz Selim Hay.. (54), sezerarzumanogl.. (40), mhakanavci (43), mevlüt01 (43), ravza dila (41), cartel02 (43), CANBULUT (48), mbitis (39), nurkelebek (56), lokmanyavuz1959 (65), mke55 (40), Seymaa (51), veyselkarani (51), a_musab (38), uyuz (45), tugbil (60), Guldemet (49), Fatih Erus (38), Nedim06 (59), Yusra (36), a_Sena_a (49), abdullah acar (47), M HAKAN AVCI (43), kral (48)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.94819 saniyede açıldı