0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » Vadedilmis topraklar kavrami ve Israil Tarihi

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Dai su an offline Dai  
Vadedilmis topraklar kavrami ve Israil Tarihi

922 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.10.2008
En Son On: 12.09.2010 - 23:07
Cinsiyeti: Erkek 
Vadedilmis topraklar kavrami ve Israil Tarihi

Kutsal kitaplar ve arkeolojik kazilar, bölge tarihi için bizlere, milattan önce binlerce yil öteye uzanan izler sunmaktadirlar.
Fakat bölge tarihinin konumuz için önemi, tahmini olarak milattan önce 2000–1200 yillari arasinda Hz. Lut ile bölgeye göç eden Hz. Ibrahim ve kavmiyle basliyor.

Enbiya Suresi 71. ayet bu yolculuk için söyle der;
Biz Ibrahim’i de Lut' u da kurtarip, içinde âlemlere bereketler sakladigimiz topraga ulastirdik.

Ibrahim Peygamber, Ismail ve Ishak adinda iki ogla sahip oluyor. Ve ogullarindan Ishak’in ise Yakup adinda bir oglu oluyor.

Kuran-i Kerim’ de adi geçen peygamberlerden biri olan Yakup peygamber için Tevrat’in ilk kitabi olan Tekvin (“Yaradilis”), “Israil” diye bahsediyor.
Ve tekvine göre bu isim Yakup peygambere Allah tarafindan veriliyor. Ve Allah’in, insan suretinde gelip Yakup peygamberle gürestigini yaziyor. Ki Allah, rabbinin karsisinda ki güçsüzlük ve acizligini ona göstermek istiyor.
“Israil” kelimesi, Ibranice, isra ”güresçi” ve el “Tanri” köklerinden gelmektedir ve Tanri ile güresen anlaminda kullanilmaktadir. Kimi tabirlere göre de, Tanri ile yöneten, egemenlik kuran anlamina gelmektedir.
Kuran-i Kerimde, Al-i Imran suresi, 93. ayette de Yakup peygamberin adi yerine gene “Israil” ismi kullanilmistir. Ve bu sebeple Yakup peygamber ve onun soyundan gelenlere “Israil Ogullari” deniliyor.

Yakup Peygamber, 12 ogula sahip oluyor. Ve yasadiklari topraklarda kuraklik bas gösterince, oglu Yusuf’un Misirda hükümdarlik yaptigi bir dönemde Misir’a göç ediyorlar.

Yakup Peygamber, 147 yasinda ölüyor ve vasiyeti üzeri vaat edilmis saydiklari topraklara gömülüyor.

Tevrat’in Tekvin (“Yaratilis”) kitabinda vaat edilmis topraklarin sinirlari söyle belirtiliyor;

O günde Rab, Abraham'la ahdedip dedi: Misir irmagindan büyük irmaga, Firat irmagina kadar bu diyari, Kenileri ve Kenizzileri ve Kadmonileri ve Hittileri ve Perizzileri ve Refalari ve Amorileri ve Kenanlilari ve Girgasileri ve Yebusileri senin zürriyetine (soyuna) verdim.

Tekvinde ki tanima göre, Firat Nehri’nden Nil Kiyilarina kadar olan bölge Allah tarafindan Israil ogullarina vaat ediliyor. Ve gene tekvinde geçtigi üzere, Ibrahim peygamber ve Yakup peygamber, belirtilen topraklarin Allah tarafindan kendilerine vaat edildigi rüyasini görüyorlar.
Ve bu topraklar artik Israil soyu için bir gün mutlaka gidilecek, sahip olunacak kutsal topraklar olarak kabul ediliyor.

Israil ogullarinin Misir serüveni yüz yillar içinde kölelige dönüsüyor. Agir islerde çalistiriliyorlar. O dönemde Misirda firavun dönemi vardir. Kutsal kitaplara göre firavun, gördügü bir rüya üzerine Israil ogullarindan dogacak tüm erkek çocuklarini öldürüyor.
Fakat bir tanesi var ki, annesi gene gördügü rüya üzerine onu sakliyor ve Nil nehrine bir sal içinde birakiyor. Bu bebek, firavun ailesi tarafindan bulunuyor ve kendisine “Musa” adi veriliyor.

Kuran-i Kerim ve diger kaynaklara göre Hz. Musa, Tevrat kitabi indirildikten ve peygamberlik görevi hak tarafindan kendisine verildikten sonra Israil ogullarini firavunun zulmünden kurtarip vaat edilmis topraklara kutsal kitaplarda anlatilan çok çesitli mucizelerle götürüyor.

Israil ogullarinin vaat edilmis topraklari zaman içinde çok çesitli kavimlerin ve imparatorluklarin egemenligine giriyor. Israil Ogullari bu süreçte, kendilerine gönderilen kitap ve peygamber yolundan uzaklasiyorlar. Gene sapkinlik ve asirilik hüküm sürmeye basliyor.
Kutsal kitaplara göre bu dönemde Hz. Isa gönderiliyor ama Yahudiler Hz. Isa’ya inanmiyorlar ve onu öldürmek için çok çesitli yollar deniyorlar. Milattan sonra 60–70 yillari arasinda bölge Romalilarin istilasina ugruyor ve Yahudiler (“Israil ogullari”) ya öldürülüyor ya da bölgeden sürülüyorlar.
(Israil ogullari için günümüzde, Ibranice yehudi kelimesinden gelen Yahudi ya da Musa soyundan gelen anlaminda kullanilan Musevi kelimeleri kullanilir.)

Bölge 637 Yilinda Hz. Ömer’in fethiyle Müslüman egemenligine giriyor. Kudüs özellikle diger dinler içinde kutsal sayildigi için, gösterilen hosgörü sebebiyle yüzyillarca huzur, dostluk ve farkli dinlerin kardesliginin merkezi oluyor.

1517 yilinda Osmanli Devletinin egemenligine giren bölge, ayni düsünce ve felsefeyle yönetilmis ve ayni huzur ortami devam etmistir.
1800’lü yillarin sonlarina dogru Macar Yahudi’si Thedore Herzl isimli bir gazeteci, Judenstaat - Yahudi Devleti isimli kitabinda yeni bir düsüncenin filizlenmesine sebep oluyor ve Siyonizm denilen fikir akiminin baslamasini sagliyor.

1897 yilinda ilk Siyonist kongre Theodore Herzl liderliginde Basel’ de toplaniyor. Toplantiya kadar Thedore Herzl’ in kitabinda bir fikir olmaktan ibaret olan düsünceler kongre sonunda bir amaç oluyor. Ve Siyonizm, artik kendine bir yurt bulmaya karar veriyor.

Yurt aslinda bellidir. Vaat edilmis topraklar…

Siyonizm, kurulusunun yapildigi birinci kongresinden, su temel kararlarla dünyaya merhaba demistir;

Hedeflere ulasmak için bir fon kurulacak. Ve bu fon yurt kabul edilen topraklarin bir sekilde ele geçirilmesine kaynak olacak.

Böylelikle Thedore Herzl, bir gün dünyayi yönlendirecek sermaye gücünün temellerini atmis oluyor.

Kongreden sonra su sözleri söyledi Herzl;

Ben Basel’ de Israil devletini kurdum. Ve en geç 50 yil içerisinde, bu gerçek olacaktir.
Not: Herzl’ in bu sözleri söylemesinden tam olarak 50 yil sonra Israil devleti dünyaya varligini resmi olarak ilan edecekti.

Herzl, çalismalarina Osmanli’dan basladi. Osmanli devletinin büyük borç yükü ile çöküs içine girdigi dönemde, bunu kullanarak para ile Filistin ve Kudüs bölgesini satin alma teklifi Osmanli sultani tarafindan tarihe kaydedilen su sözlerle reddedildi.

“O topraklari kan ile aldik. Ve ancak aldigimiz bedel ile teslim ederiz.”

Bunun üzerine Herzl, Ingiltere’ye yöneldi fakat oradan da ayni sonuçla ayrildi.

Politik yollari tikanmasina ragmen Siyonizm’in amaci belliydi ve zaman içinde Yahudi is adamlari ve göçmenler bölgeden para ile toprak ve evler satin almayi yavas yavasta olsa sürdürdüler. Avrupa içinde kuvvetli lobiler olusturup sermayelerini ve güçlerini arttirdilar.

Birinci dünya savasi ve akabinde bölge Fransa ve Ingiltere gibi çesitli devletler tarafindan denetim bölgelerine ayrilarak paylasildi. Geçen süreçte Yahudi göçmenlerin mülk edinimi devam etti ve 1930 yilinda bölgede ki Yahudi sayisi 150 bin üzerine ulasti. Bölgede ki Arap sayisinin 300-400 Bin oldugunu düsünürsek bu çok ciddi bir rakamdir. Lobisi güçlenen Yahudi örgütleri, Ingiltere’ de bir deklârasyona imza attirdilar ve Ingiltere bölgede bir Yahudi devletin kurulmasini destekledigini ilan etti.
2. dünya savasi ve ona kadar geçen süreçte, dünya üzerinde birçok Yahudi, özellikle Nazi Almanya’sinda ki zulümlerden kaçarak kendilerini güvende hissedecekleri bir yurt arayisindaydilar. Bu arayis, onlari kitleler halinde kendilerine vaat edildigine inandiklari topraklara dogru yöneltti.

Bölgede ki Arap toplumu, oraninin kendilerine ait olduguna inanan baska bir toplumlulukla iç içe girmisti artik ve bu gün geçtikçe gerilimi yükseltiyordu.
Artik niyet belliydi ve gizlenmiyordu. Siyonist çeteciler, gerilla tarzi taktiklerle bölgede ki Ingiliz güçlerini ve Filistinleri biktiracak terörist eylemler yapiyorlardi.

Birçok kanli eylemden sonra Ingilizler bölgeden çekilip yerlerini birlesmis milletlere biraktilar.

1946’da Birlesmis Milletler, bölgeyi iki topluma ayirma kararini açikladi.

Akabinde Yahudi liderler, Israil devletini kurduklarini ilan ettiler.

Bu durum Arap dünyasinda tepkiyle karsilandi ve 1948’de Misir, Ürdün ve Suriye Israil’e karsi saldiriya geçtiler. Fakat yeni kurulan Israil devleti sayica 4 kati fazla olan bu ordulara karsi galip geldi. Ve topraklarini daha da genisletti.

Israil, bu zaferden sonra Filistinliler üzerinde ki baskilarini artirdi ve yüz binlerce insani yurtlarini terk etmek zorunda birakti.

Misirin bir süre sonra tekrar saldiri hazirligina girisecegi istihbaratini alan Israil, ani bir saldiriyla Misirin bütün hava kuvveti gücünü yok etti. Kara kuvvetlerine önemli zayiat verdi ve basta Misir olmak üzere Suriye ve Kudüs’te çok önemli bölgeleri isgal etti.

Israil bu 6 gün süren savastan sonra topraklarini 4 katina çikardi.

1973’te tekrar birlesen Arap devletleri Israil savunma hatlarini yararak Sina yarimadasina girdiler ve önemli ölçüde topragi geri aldilar. Fakat Israil, soku atlatarak toparlanip kaybettigi birçok bölgeyi geri almasina ragmen büyük askeri zayiat verdi.

Hükümet degisikligi sonrasi 1979 yilinda Israil bir anlasmayla Sina bölgesini Misira geri verdi.

1980’li yillarda Israil Suriye’ ye ait Golan tepelerini ilhak ettigini açikladi.

Ve o tarihten beri bölgede ki durum aynen devam ediyor.
Filistinliler her gün direniyor.
Filistin’ de ölen kardeslerimize Allah'tan rahmet dileriz.
Ekleme Tarihi: 18.05.2010 - 01:38
Bu mesajı bildir   Dai üyenin diğer mesajları Dai`in Profili Dai Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
keskinmetal su an offline keskinmetal  

655 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 12.06.2008
En Son On: 10.10.2014 - 14:55
Cinsiyeti: ----- 
güzel bir açıklama olmuş kardeşim ama orada alınan kararlardanda bahsetseydin çok daha hoş olcaktı
orada alınan bazı kararların en önemlililerinden bazıları şöyle
1--filistin topraklarından türklerin bir şekilde çıkartılması
2--bölgede bulunan araplarla yani müslümanlarla türklerin aralarının nifak sokularak açık tutulması
3--bir cihan savaşı cıkartılarak osmanlının parçalanması ve eğer başarılı olunmazsa ikinci bir cihan savaşının tohumlarının atılması

kardeşim hafızamı zorladım ama hatırlayamadım bu kararlar yani en önemli 7 karardan sadece 4
tanesi hafızamda kalmış sonuncusuda nilden fırata kadar büyük israil devletinin kurulması olarak o konkrede karar alınmıştır ve bu kararlar isviçrenin basel şehrinde 17 devletden gelen delegelerle alınmış olup bu gün altısı gerçelleşmiştir yani nilden fırata 100 yılık bir plan olarak uygulanmaya konulmuştur
ama biz nelerle uğraşıyoruz hala uyumaktayız ve görüyorumki hep uyutulacagız
kardeşim biraz araştırıp şu en önemli 7 kararı tam olarak bildirirsen inan konu çok daha hoş olacak
bende hafızamı canlandırmış olacağım
selam ve saygılar


Bu mesaj 1 kez ve en son keskinmetal tarafından 20.05.2010 - 21:16 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 20.05.2010 - 21:06
Bu mesajı bildir   keskinmetal üyenin diğer mesajları keskinmetal`in Profili keskinmetal Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1782 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
burcunur (42), jihad soldat (43), alpakman (34), kerbela_34 (41), SpedeR (47), eminilhan (47), Glkc (36), mujdatciftci (35), aklima gelmedi (34), meraladem (39), heval yunus (34), muhammet ali (38), sosyolog983 (41), agus (44), müslüman cocuk (37), nakirev (42), enime (42), furkan_^^ (49), guller (44), sahdamar (41), metin uzun (42), abdulsamet (55), negative (39), homurhomur (51), snibsirm (44), husamaygor (37), estor (63), caykarali61 (43), aLi_osman (36), Avci_55 (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.65042 saniyede açıldı