0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » Atatürk'ün El Yazilari

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 4 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Dai su an offline Dai  
Atatürk'ün El Yazilari

922 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.10.2008
En Son On: 12.09.2010 - 23:07
Cinsiyeti: Erkek 
Atatürk'ün El Yazilari

Yaratilis

Insanlar, “kurtçuklar” gibi sulardan çiktilar en önce…
Ilk atamiz baliktir.
Isler daha daha ilerledikçe, o insanlar, primat* zümresinden +ler.
Biz maymunlariz; düsüncelerimiz insandir!

* Maymunlari da içine alan memeliler takimi

Aktaran: Rüsen Esref Ünaydin. (Hatiralar).
Atatürk, Tarih ve Dil Kurumlari, s. 53
Ankara 1954

.....

Kur'an Muhammed'in Düsüncesidir

Atatürk, Islamiyet’in “vahiy” teorisine de kesin bir tavirla cephe aliyordu.
“Muhammed, baslangiçta Allah’in resulüyüm diye ortaya çikmamisti; bunu düsünmemisti.
Bu düsünce, senelerce mücadele ettikten ve fikirlerini yaydiktan sonra kendisinde hâsil olmustu
”Muhammed de baslangiçta diger Araplar gibi cinlere inaniyordu.
“Cinlerin sairlere siir ilham ettikleri kanisinda idi.
Muhammed’in Isa’ya ve Musa dinlerine dair ögrendikleri de bu inancini kuvvetlendirmisti.
Isa’ya atfolunan mucizelerin çogu cinleri tard etmekten ibaretti. Muhammed dahi bütün cinleri… Seytanlarla bir tuttu.
Fakat Muhammed diger yandan doganin üstünde bir kuvvetin ilhamlarina maruz kaldigina inandi.
”Atatürk, devamla “Muhammed ilhamlarini cinlerden almadigini ve fakat cinlerden yüksek olan Allahtan aldigini söyler” diyor.
“Muhammed” Atatürk’e göre, “Herhalde siddetli bir heyecana ugramisti.”
“Kurân surelerine” gelince, Atatürk’e göre onlarin da bir açiklamasi vardi.
Bu sureler, “Muhammed’e açik semada peyda olmus bir simsek gibi günün birinde birdenbire bir taraftan inmis degillerdi.
Muhammed’in söyledigi sureler uzun bir devirde dini düsüncelerinin ürünü olmustu.
Muhammed bu surelere birçok çalistiktan ve incelemeler yaptiktan sonra edebi bir sekil vermisti.
”Atatürk, Islamiyet’in dogusunu arastirirken, yalniz Muhammed’in kisiligi üzerinde durmayi yeterli bulmuyor,
asil toplumsal gelismeye, kendi deyisiyle “Muhammed’in faaliyet alanini olusturan kavmin durumuna” dikkat yöneltiyordu.
‘Toplum, Muhammed’in ilk telkinlerini agir bir gelismeyle düzeltmis ve genisletmisti.”

Görüldügü gibi Atatürk, Kuran surelerini, Allah kelami olarak degil,
Hazreti Muhammed’in inceleme ve düsüncelerinin ürünü, söyledigi edebi sözler olarak görüyordu.
Islamiyet de gökten inmemis, fakat toplumsal bir gelismenin sonucunda dogmustu.

.....

Elif-Lâm-Mim

[Mustafa Kemal Atatürk'ün] son dilegi, Ezan’dan baska ibadetleri de Türkçe yaptirmak ve Türk kafasini Arap kafasi köleliginden kurtarmakti.
Türk Ocagi’na gittigimiz gün, Kur’ân’i Türkçeye çevirmek konusunu açti. Orada bulunan Kâzim Karabekir [söyle dedi]:
- Kur’ân-i Azîmüssan Türkçeye çevrilemez, Pasa hazretleri!
- Niçin çevrilemez efendim? Bu sözünüz, “Kur’ân’in manasi yoktur!” demektir.
- Hayir, efendim ama meselâ ‘Elif-Lâm-Mim’… Ne diyecegiz buna?
- Ne demektir ‘Elif-Lâm-Mim’?!
- Meçhul efendim…
- Öyle ise karsisina bir sifir koyar, çevirmeye devam edersiniz. (1)

(1) Falih Rifki Atay, Atatürkçülük Nedir?, s. 47-47, Istanbul, 1966.
Ihlas Süreli Yayinlar. Tarih ve Medeniyet s.19, sayi 49, 1998.

.....

Atatürk Kur’ân-i Kerime Arap Oglunun Yaveleri Diyor

18 Temmuz’da Islamligin terakkiye mani oldugunu haykiran Fethi Bey ve arkadaslari bu maniayi nasil ve ne zaman kaldiracaklardi?
Hükümet programi ile mi, yoksa Gazi’nin herhangi bir hamlesiyle mi?
Bu bekleyis uzun sürmedi.
Hemen bu aksam (14 Agustos) heyet-i ilmiye serefine Türk Ocagi’nda verilen çay ziyafetinde ilk tehlikeli hamle göründü.
Söyle ki:
Ziyafete M. Kemal Pasa da, ben de davet edilmistik. Vekillerden kimse yoktu.
Hayli geç gelen M. Kemal Pasa heyeti ilmiyenin simdiye kadarki mesaisi ile ilgili görünmeyerek “Kur’ân’i Türkçeye aynen tercüme” arzusunu ortaya atti.
Bu arzusunu ve hatta zorunlu olan sebebini baska muhitlerde söylemis olacaklar ki,
o günlerde bana Ser’iye Vekili Konya Mebusu Hoca Vehbi Efendi vesair sözüne inandigim bazi zatlar su bilgiyi vermislerdi:

(Gazi, Kur’ân-i Kerîm’i bazi Islâmlik aleyhtari züppelere çevirtmek arzusundadir.
Sonra da Kur’ân’in Arapça okunmasini namazda dahi men ederek bu tercümeyi okutacak.
O züppelerle de isi alaya bogarak aklinca Kur’ân’i da Islâmligi da kaldiracaktir.
Etrafinda böyle bir muhit kendisini bu tehlikeli yola sürüklüyor.)
Bazi yeni simalardan da söz ettikleri gibi bu aksam da bu fikre mumasaat eden (beraber olan) bazi kimseler görünce bu tehlikeli yolu önlemek için
M. Kemal Pasa’ya söyle cevap verdim:

- Devlet reisi sifatiyla din islerini kurcalamakliginiz içerde ve disaridaki tesirleri çok zararimiza olur. Isi ilgili makamlara birakmali.
Fakat rastgele, sunun bunun içinden çikabilecegi basit bir is olmadigi gibi
kötü politika zihniyetinin de ise karisabilecegi göz önünde tutularak
içlerinde Arapçaya ve dinî bilgilere de hakkiyla vakif degerli sahsiyetlerin de bulunacagi yüksek ilim adamlarimizdan mürekkep bir heyet toplanmali
ve bunlarin kararina göre tefsir mi, tercüme mi, yapmak muvafiktir?
Ona göre bunlari harekete geçirmelidir.

- Din adamlarina ne lüzum var? Dinlerin tarihi malumdur.

Dogrudan dogruya tercüme ettirilmek gibi bazi hosa giden bir fikir ortaya atilinca buna karsi söyle konustum:

- Müstemlekeleri Islâm halkiyla dolu olan bu milletler kendi siyasî çikarlarina göre Kur’ân’i dillerine tercüme ettirilmislerdir.
Islâm dinine ve Arap diline hakkiyla vakif kimselerin bulunamayacagi herhangi bir heyet bu tercümeyi, meselâ Fransizcadan da yapabilir.
Fakat bence burada maarif programimizi tespit etmek için toplanmis bulunan bu yüksek heyetten vicdani olan din bahsinden degil
ilim cephesinden istifade hayirli olur.
Kur’ân’in yapilmis tefsirleri var, lazimsa yenisini de yaparlar.
Devlet otoritesini bu yolda yipratmaktansa millî kalkinmaya hasretmek daha hayirli olur.

M. Kemal Pasa sözlerime karsi hiddetle bütün zamirlerini ortaya atti:

- Evet Karabekir, Arap oglunun yavelerini Türk ogullarina ögretmek için Kur’ân’i Türkçeye çevirttirecegim.
Ve böylece de okutacagim. Ta ki budalalik edip de aldanmakta devam etmesinler…

Isin bir Ilim Heyeti huzurunda berbat bir sekle döndügünü gören Hamdullah Suphi ve Rusen Esref:

- Pasam, çay hazir, herkes sofrada sizi bekliyor… Diyerek bahsi kapattilar.

Bizler de özel masadan kalkarak sofraya oturduk ve yedik içtik. Fakat Ilim Heyeti’nin bütün üyeleri üzüntülü görünüyordu.

“Kazim Karabekir Anlatiyor”
Hazirlayan: Ugur Mumcu,
19 Haziran 1990, Cumhuriyet Gazetesi

.....

Osmanli Tarihi ve Padisahlar Siyaseti

Efendiler: Osmanli tarihini tetkik edersek görürüz ki, bu bir millet tarihi degildir.
Milletimizin mazideki halini ifade eden birsey degildir.84
Belki milletin basina geçen bir takim insanlarin hayatlarina, ihtiraslarina, tesebbüslerine ait bir hikâyedir.
Bu böyle olmakla beraber bütün bu85 devirlerde devlet namina muayyen bir istikamet-i siyasîye yoktu.
Belki devletin ve milletin86 basina geçen insanlarin kendilerine mahsus siyasetleri vardi veyahut hiç siyasetleri yoktu.

84 Mahmut Soydan: “Milletin ne uzak ne de yakin mazideki halini ifade eden bir tarih degildir”
85 Mahmut Soydan: “Bu böyle olmakla beraber bütün bu” yok
86 Mahmut Soydan: “ve milletin” yok.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 Eskisehir – Izmir Konusmalari Arvihan
Türk Tarih Kurumu 2. Baski 1996 Ankara s.27.

.....

Sapka ve Hocalar

Güzel bir baslik olan sapkadan pek az bir sürede, dervisler, mürit ve hocalar da memnun kalacaklardir.
Akilli ve zeki insanlar, uygar olmayan bir kilik altinda kisisel degerlerini ve bilimlerini kaybetmektedir.

23 Eylül 1925
Atatürk Söylev ve Demeçleri, C. V, s. 37.

.....

Örtünme “Efendiler Bu Örtünme Sekli Din Icabida Degildir”

Ben saniyorum ki bu millete, bu memlekete cümlenizce malum oldugu gibi suradan buradan gelmis olan bu kötü âdet
-ki ne din, ne ahlâk ve ne tabiat bunu kabul etmez- ve ne de Allah emretmistir.
Bu kötü halleri Garbin süslü romanlarina süslü bir tarzda geçirenler yine saraylardir.
Çünkü saraylar hakikatan yukaridan asagi açik bir kafesle ayrilmis birtakim yaratiklarla dolu idi.
Kasabalarda ve sehirlerde ecnebilerin dikkatini çeken önemli manzara ve ifade olunan önemli hal cümlemizce malumdur ki,
daha çok örtünme sekli üzerinde tespit edilmistir.
Bu örtünme sekline bakanlar hüküm veriyorlar ki, kadin evinden baska bir yer görmez ve göremez.
Çünkü sokaga çiktigi zaman gözü ve her tarafi kapali olmaya mahkûmdur.
Efendiler bu örtünme sekli din icabi da degildir. Hatta o kadar degildir ki, mesru da degildir.
Din geregi örtünmeyi ifade etmek lazim gelirse kisaca diyebiliriz ki,
kadinlarin örtünmesi, külfeti mucip olmayacak ve adaba uymayacak sekilde olmamak sartiyla basit olmalidir.
Bu dedigim ifade ile hâsil olacak örtünme sekli belki Garp âlemindeki örtünme seklinden az çok farkli olabilir.

Sadi Borak,
Halkevleri, Atatürk Enstitüsü
Arastirma Yayinlari Sh. 162

.....

Elif-Lâm-Mim

[Mustafa Kemal Atatürk'ün] son dilegi, Ezan’dan baska ibadetleri de Türkçe yaptirmak ve Türk kafasini Arap kafasi köleliginden kurtarmakti.
Türk Ocagi’na gittigimiz gün, Kur’ân’i Türkçeye çevirmek konusunu açti. Orada bulunan Kâzim Karabekir [söyle dedi]:
- Kur’ân-i Azîmüssan Türkçeye çevrilemez, Pasa hazretleri!
- Niçin çevrilemez efendim? Bu sözünüz, “Kur’ân’in manasi yoktur!” demektir.
- Hayir, efendim ama meselâ ‘Elif-Lâm-Mim’… Ne diyecegiz buna?
- Ne demektir ‘Elif-Lâm-Mim’?!
- Meçhul efendim…
- Öyle ise karsisina bir sifir koyar, çevirmeye devam edersiniz. (1)

(1) Falih Rifki Atay, Atatürkçülük Nedir?, s. 47-47, Istanbul, 1966.
Ihlas Süreli Yayinlar. Tarih ve Medeniyet s.19, sayi 49, 1998.

.....

Atatürk Mevlâna’nin Huzurunda

- Bu Mevlâna nasil adamdir.
- Pek iyi bilmiyordum ama dedim; her halde çok büyük bir adam olacak ki musiki, siir,
raks gibi dincilerin hos görmedikleri seyi tarikatine ayin ve esas yapmis.
Bana, yesil kubbesinin sivriligi bile göklerden bir sey tirmaliyor gibi gelir.
Neseli neseli gülüyor:
- Ben onun ne liberal kafali bir sair oldugunu bildigim için “huzuruna kupkuru girilmez” dedim, birkaç kadeh çekip de girdim.
- Ama efendimiz sofrada hiç içki yoktu.
Gözbebekleri bütün zebertceligiyle parlayarak cevap veriyor:
- Siz farkinda degilsiniz be çocugum, hani ara sira yandaki odaya girip çikiyordum ya, iste o zaman…
Ve neden sonra, zihninde geçen düsünce silsilesinin bize son halkasini gösterir gibi söyleniyor:
- Mevlâna büyük adamdi, büyük adamdi.

6 Ocak 1939, Cumhuriyet
Ismail Habib Sevük
Atatürk Için Kültür Bakanligi Yayini 1981, Sh. 34

.....

Türkiye Devletini Kuran Asil Unsurlarin Yaninda Musevi Vatandaslarin da Oldugu

Bu devleti, yeni Türkiye Devletini kuran bir asil unsur vardir.
Ve bu unsur ile mesailerini birlestirmis, talihlerini birlestirmis unsurlar da vardir.
Bu unsurlardan vatandas da vardir. Baska baska din ve mezhepte bulunanlar vardir.
Bu memleketi ve bu devletin hakiki dayanagina daima, iyi, yüksek,
saygili duygularla duygulanmis gülleri (?) ve hareketleri ile daime bu duygular içinde geçmis bulunan irklarin ayni dinden olmasi sart degildir.
Misal: Musevi vatandaslarimiz gibi…

Sadi Borak
Halkevleri Atatürk Enstitüsü Arastirma Yayinlari, Sh. 22

.....

Yeni Bir Dünya Dini

“Baylar, bütün insanligin görgü, bilgi ve düsünüste olgunlasmasi, Hiristiyanliktan, Müslümanliktan, Budizmden vazgeçerek yalinlastirilmis
ve herkes ini anlasilacak bir duruma getirilmis katkisiz ve lekesiz bir dünya dininin kurulmasi ve insanlarin,
simdiye degin, kavgalar pislikler, kaba istek ve egilimler arasinda bir bataklikta yasadiklarini kabul ederek,
bütün gövdeleri ve uslari agulayan kötülük etmenlerini ortadan kaldirmaya karar vermesi gibi
kosullarin gerçeklestirilmesini gerektiren Birlesik Dünya Devleti kurma düsünün,
tatli bir düs oldugunu yadsiyacak degiliz86.

86 Söylev, T. Dil Kurumu Yay, Ankara, 11, 1987, Sh. 521.

Atatürk’ün Düsünce Yapisini Etkileyen Düsünürler, Kitaplar
Serafettin Turan, Sh. 39

.....

Atatürk'ün El Yazilari Neden Gizlendi?

Peki, Atatürk’ün eliyle yazdigi ve cumhuriyetin tarih kitaplarinda yillarca ders olarak okutulan görüsler, toplumumuzdan niçin saklanmaktadir?
Bu soruya öncelikle Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu yanit vermek durumundaydi. Çünkü elyazilar Kurum’un arsivlerinde gizlenmekteydi.
2000'e Dogru’nun “Türk-Islam” sentezi konusundaki yayini üzerine açiklamada bulunan Kurum,
“Atatürkçü” oldugunu söylüyor, fakat Atatürk’ün görüslerini sakliyordu.
El yazilarinin varligina iliskin ajanslarin ve gazetecilerin sorularini, Kurumun Baskani Emekli Korgeneral Suat Ilhan hep yanitsiz birakmisti.
Acaba bu tavirda bir çelisme yok muydu?
Bu nasil Atatürk­çülük idi?
Kasalarda sakladiklari Atatürk’ün yazilarina, “evet bunlar Atatürk’ün yazisidir” demek cesaretinden yoksun olanlar,
kendilerini nasil oluyor da “Atatürkçü” diye tanimlayabiliyorlardi?
Ayrica bu nasil sorumluluktu?
Atatürk’ün düsüncelerine katilmamak, ebette herkes gibi onlarin da hakkiydi, ama devletten Atatürk’ün elyazilarini gizlemek için mi maas aliyorlardi?
1980'li yillarda, Atatürk adina Atatürk’le ilgisi olmayan resmi ideolojiyi millete dayatmak
ve tüm milleti topyekûn bu ideolojinin cenderesinde sikistirmak için mi görev­lendirilmislerdi?
Bütün bu sorular karsisinda susuyor, susuyor, susuyorlardi. Ve saniyorlardi ki, gerçeklerin üzerini susarak örtebilirler.
Ama su kadarini bile düsünemiyorlardi: Bütün bu konular, susarak kapanamayacak kadar önemliydi ve bir gün eninde sonunda konusmak zorunda kalacaklardi.

selametle
PC de
Ekleme Tarihi: 04.05.2010 - 04:50
Bu mesajı bildir   Dai üyenin diğer mesajları Dai`in Profili Dai Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
kolye7 su an offline kolye7  

309 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.12.2004
En Son On: 04.10.2010 - 20:47
Cinsiyeti: Erkek 
Bak Dai şu ingiliz ve işbirlikçilerinin kazuratlarının karışmasından oluşan iğrenç, rezil yalan ve iftiraları buraya boca edip duracağına ben sana Atatürkün kim olduğunu anlayabilmen için tam sana uygun bir yol buldum.

Yalnız dediklerimi harfiyen yerine getireceksin yoksa doğrulara ulaşamazsın.

Atatürkün el yazıları, ayak yazıları diye pislik üretmek için uydurulan yalan ve iftira kazuratlarını öncelikle bir kenara koyacaksın.
Sonrada şu aşağıda dökümünü verdiğim Atatürke ait eşyaları bulup bir araya getireceksin. Sonrada eline bir büyüteç alıp başlayacaksın incelemeye.

Emin ol Atatürk'ün bütün sakladığı şeyleri hatta ayaklarının kıllarını tırnak parçalarını dahi bulup Atatürk'ün saklanan yada kendisinin sakladığı gizli ve çok esrarlı yanlarını bulup bugün kurulan CUMHURİYETİN bile aslında yok olduğunu, böyle bir şey olmadığını, milletçe halisünasyon gördüğümüzü falanda artık rahatlıkla iddia edebilirsin.

Atatürke ait bulunması gereken eşyalar.

1- Tırnaklarını kestiği alet ve varsa saklanmış bir ayak tırnağı.

2- Atatürkün dişlerini temizlediği üç beş kullanılmış kürdan.

3- O zamanlar tuvalet kağıdı yoktu. O nedenle Atatürkün ihtiyaç giderdikten sonra kullandığı havlu v.b. gibi bir bez parçası.

4- Atatürkün son olarak giydiği ve mümkünse yıkanmamış iç çamaşırı çorap v.s. den birer örnek.

5- İçki içtiği kadehlerden birkaç tane.

6- Atatürk'ün Çanakkalede şehit olmasına engel olan saat. Ki bu inceleme sırasında bu saate sövüp sayarsın niye ölmesine engel oldu diye....

7- Atatürkün burnunu sildiği ve mümkünse kirli kalmış bir mendili.

8- Son olarakta Atatürke ait el yazısı gibi uydurulabilecek bir yol yerine çok daha sağlam bir delil yani ATATÜRKÜN PARMAK İZİ BULUNAN BİR KAÇ EŞYA.

SONUÇLARI BANADA BİLDİRMEYİ UNUTMA. HADİ SANA İYİ ARAŞTIRMALAR DAİ.....

Ekleme Tarihi: 04.05.2010 - 10:57
Bu mesajı bildir   kolye7 üyenin diğer mesajları kolye7`in Profili zum Anfang der Seite
Dai su an offline Dai  

922 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.10.2008
En Son On: 12.09.2010 - 23:07
Cinsiyeti: Erkek 
kolye efendi
konularin hakimiyetini iyiden iyiye kaybettin
(zaten hic hakim olamamistin ya... neyse)
konulara cevap vermek yerine
konuyu alakasiz yönlere cekip
olmadi kisilerin ailelerine kadar bulasip daha fazla rezil etme kendini

eminim ravda da kim kimin ne oldugunu anlamis durumdadir
konulara yazacaksan yaz cevaplarini
ama ne yaparsan yap KiSiLERE SATASMA
kisilerin fikirleri ve yazilari ancak kisileri baglar

sirf senin hayal ürünün olan dai+vaha birlestirmendende sIkIlmaya basladim
eger zerre misali müslümanlagin/imanin varsa
dai ile vahayi sirf fikriyatlarina ters düsüyor diye
(bir tas ile iki kus misali)
ikisini bir kefeye koyup sahsiyetlerine
ve dahi ailelerine camur atmaktan vaz gecersin

son kez yaziyorum
ne akpciyim nede bilmem neci
derdim sistemle
koy adayligini basbakanliga
ver özgürlügü müslümanliga
reyim senindir

bundan böyle sahsima yaptigin/yapacagin her türlü iftira ve hakaretlerini aynen
hatta misliyle iade ediyorum
ve seni ancak mesajlara yazdigin
(sahsima vede aile efradima bulasmadigin müddetce)
cevaplarina göre muhatap alirim
ya mesrebine göre yaz
yada hic yazma

hadi selametle
Ekleme Tarihi: 05.05.2010 - 02:16
Bu mesajı bildir   Dai üyenin diğer mesajları Dai`in Profili Dai Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
kolye7 su an offline kolye7  

309 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.12.2004
En Son On: 04.10.2010 - 20:47
Cinsiyeti: Erkek 
Dai bu kadar uzun bir köçekçe yazacağına benim işime gelmedi deyip müsaade isteseydin olmazmıydı.

Üstelik ben senin ne zatına nede ailene hitaben bir tek kötü sözde sarfetmiş değilim.

Sen sabah saatlerinde bu kişiliğinle eh ama diğer kişiliğinle ortalığa boşalttıklarını önce bir temizle sonra konuş diyorum.

İstanbul belediyesi ekipleri bile ortaya döktüklerinizi temizlemekte aciz kalır. Hatta çevre illerden bile yardım isteyebilirler. Ne dersin ??

Hoşçakal kendine iyi bak ve kendin ol yani Mevlananın dediği gibi "YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL, YADA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN"

ÜÇÜNCÜSÜ OLMA Kİ MAHVOLURSUN...



göz kırpma göz kırpma Güle Güle Güle Güle Güle Güle Güle Güle
Ekleme Tarihi: 05.05.2010 - 13:27
Bu mesajı bildir   kolye7 üyenin diğer mesajları kolye7`in Profili zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1084 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
(a.yasir) (57), alihaydar02 (48), cantanem (51), burakburak (52), FiLiZ-NL (48), sonsuzluk38 (54), zümrüdüanka (49), Rumeysa1980 (44), ruhneraz (51), EREN12 (60), cihat25 (67), sidika (49), bir dost (51), serdar81 (59), Gayemiz : ALLAH (36), ebu-abdurrahman (49), basrikaya (49), sahaf (51), [melike] (34), Eibo (), Sonofgavs (44), Fuat Özgürlük (58), Cueneyt88 (36), hüzünlü (45), burak_22 (40), alperen_66 (46), aliosmanpolat (44), islam_2005 (34), TuRkMeNkIzI__Mi.. (34), gunesm (54), moslem (34), mustafa karaba&.. (56), sivasli58 (42), yusuf_islam (34)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.67647 saniyede açıldı