0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » NEYDİK NE OLDUK

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
NEYDİK NE OLDUK

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
NEYDİK NE OLDUK
Temizdik: Yere bile tükürmezdik. Hatta, Osmanlı askeri
teşkilatını Avrupaya tanıtmasıyla meşhur Comte de Marsigil, yere
tükürmedikleri için atalarımızı şöyle eleştiriyor:
"Türkler hiçbir zaman yere tükürmezler. Daima yutkunurlar. Bunun
için de saçlarında sakallarında bir hararet olur ve zamanla
saçları, kaşları, sakalları dökülür."



Çevreciydik: Kurak günlerde ücretle adamlar tutup sokaktaki ulu
ağaçları sulatır, göçmen kuşların yorgunluk atması için
saçak altlarına kuş sarayları yapardık.
Bunlara öyle çok örnek var ki, saymakla bitmez.


Harama el sürmezdik: Fransız müellif Motray, 1700 'lerdeki halimizi
şöyle anlatıyor:
"Türk dükkânlarında hiçbir zaman tek meteliğim
kaybolmamıştır. Ne zaman bir şey unutsam, hiç tanımadığım dükkâncılar arkamdan adam koşturmuşlar, hatta birkaç kere Beyoğlundaki ikametgâhıma
kadar gelmişlerdir."


Medeni idik: İngiliz sefiri Sör James Porter ise, 1740'ların
Türkiye'si için şunları söylüyor:
"Gerek İstanbul'da, gerekse imparatorluğun diğer şehirlerinde
hüküm süren emniyet ve asayiş, hiçbir tereddüde imkân bırakmayacak
şekilde isbat etmektedir ki, Türkler çok medeni insanlardır."

Dosdoğruyduk: Fransız generallerden Comte de Bonneval ise, şu
hükmü veriyor:
"Haksızlık, mürabahacılık, inhisarcılık ve hırsızlık gibi
suçlar,Türkler arasında meçhuldür... Öyle bir dürüstlük gösterirler
ki,insan çok defa Türklerin doğruluklarına hayran kalır."

Hırsızlık nedir bilmezdik: Fransız müellif Dr. Brayer,
1830'ların İstanbulunu getiriyor önümüze:
"Evlerin kapısının şöyle böyle kapatıldığı ve dükkânların
çoğunlukla umumî ahlâka itimaden açık bırakıldığı
İstanbulda her sene azami beş-altı hırsızlık vakası görülür."

Ubicini Dr. Brayeri şöyle doğruluyor:

"Bu muazzam payıtahtta dükkâncılar, namaz saatlerinde
dükkânlarını açık bırakıp camiye gittikleri ve geceleri evlerin kapısı
basit bir mandalla kapatıldığı halde, senede dört hırsızlık
vakası bileolmaz. Ahalisi sırf Hıristiyan olan Galata ile Beyoğlunda ise
hırsızlık ve cinayet vakaları olmadan gün geçmez."

Naziktik:
Edmondo de Amicis isimli İtalyan gezgini, yine 1880'lerin
"biz"ini anlatıyor bize:
"İstanbul Türk halkı Avrupanın en nazik ve en kibar
insanlarıdır. Sokakta kavga enderdir. Kahkaha sesi nadirattan
işitilir. O kadar müsamahakârdırlar ki; ibadet saatlerinde bile
camilerini gezebilir, bizim kiliselerde gördüğünüz kolaylığın
çok fazlasını görürsünüz."

Cihana örnektik: Türkiye Seyahatnâmesiyle meşhur Du
Loir un 1650'lerdeki hükmü şöyle:
"Hiç şüphesiz ki, ahlâk bakımından Türk siyasetiyle medeni
hayatı bütün cihana örnek olabilecek vaziyettedir." Şefkatimiz
yalnızca insana yönelik değildi, hayvanları, hatta bitkileri bile kapsıyordu.

Hayata karşı saygılıydık: Bu konuda dilerseniz Elisee
Recus'u dinleyelim, bize 1880'lerdeki halimizi anlatsın:
"Türklerdeki iyilik duygusu hayvanları dahi kucaklamıştır.
Birçok köyde eşekler haftada iki gün izinli sayılır...
Türklerle Rumların karışık olarak yaşadığı köylerde ise bir
evin
hangi tarafa ait olduğunu kolaylıkla anlayabilirsiniz. Eğer evin
bacasında leylekler yuva yapmışsa, bilin ki o ev bir Türk
evidir."
(Küçük Asya, c. 9)

Hayırseverdik: Comte de Marsigliyi tekrar dinleyelim:
"Yazın İstanbuldan Sofyaya giderken dağlardan anayol üzerine
inmiş köylülerin yolculara bedava ayran dağıttıklarına şahit
oldum."
>Aynı müellif, ceddimizin hayırseverlikte fazla ileri gittikleri
kanaatindedir. Şöyle diyor:
"Fakat şunu da itiraf etmeliyim ki, bu dindarane
hareketlerinde biraz fazla ileri gitmektedirler. İyiliklerini
yalnız insan cinsine hasretmekle kalmayıp, hayvanlara ve hatta
itkilere bile teşmil ederler."

Bu tespiti, İslâm ve Türk düşmanı avukat Guer misallendiriyor:
"Türk şefkati hayvanlara bile şamildir" dedikten sonra şu
örneği zikrediyor: "Hayvanları beslemek için vakıflar
ve ücretli
adamları vardır. Bu adamlar sokak başlarında sahipsiz köpeklere
ve kedilere et dağıtırlar... Sokaktaki ağaçların kuraklıktan
kurumasını önlemek için bir fakire para verip sulatacak kadar
kaçık
Müslümanlara bile rastlamak mümkündür..."
"Kaçık"lığın kaynağını da veriyor adam:
"Birçokları da sırf azad etmek için kuşbazlardan kuş satın
alırlar.

Bunu yapan bir Türk'e bir gün yaptığı işin neye
yaradığını sordum. Küçümseyerek baktı ve şu cevabı verdi: Allah'ın
rızasını
tahsile yarar."

Galiba geçmişimizden uzaklaşmak bize çok pahalıya patladı.

Yahya Kemal Beyatlı'nın bir tespitiyle yazımızı noktalayalım:

"Eski Türklerin bir dini hayatları vardı, dini hayatları olduğu
içinde çok şeyleri vardı; yeni Türklerin de dini hayatları
olduğunda çok şeyleri olacak."
ALINTIDIR
Ekleme Tarihi: 19.02.2009 - 22:07
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1302 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
husameddin (47), halk yolcusu (37), Habibetti21 (37), aysani (50), kardelen__571 (35), hasan_el_benna (42), aslanþamil (44), caylak ali osma.. (51), vural (50), mero (), ByNet (54), enginbey (49), veleye5 (28), yazitura (45), betulonur (41), NiSA (47), aliavlamaz (37), adler42 (46), 0730sahin (43), ercan58 (41)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.90419 saniyede açıldı