0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » HZ.YAHYA VE ŞEHADETİ

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
HZ.YAHYA VE ŞEHADETİ

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
HZ.YAHYA VE ŞEHADETİ
Giriş
"Doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kabirden kaldırılacağı gün ona selam olsun! " Meryem / 15 Kur'an'ı Kerim'de kıssası bildirilen peygamberlerden Yahya@;Hıristiyanların ve Sabiî'lerin de üzerinde önemle durdukları bir peygamberdir. İbranice, Yuhanna isminin karşılığı olarak kullanılan Yahya'nın; İngilizce'deki karşılığı, "Saint John the baptist"; Fransızca'daki, "Saint Jean baptiste", "Vaftizci Aziz Yahya"dır. Hz. Yahya'ya; Sabiî'ler "Yihja Jahane" derler. Hıristiyanlar açısından; kendisi gibi mucize bir bebek olan, Hz. İsa'dan önce dünyaya gelmesi ve Hz. İsa'nın resullüğünü haber vermesi ve onu Ürdün nehrinde vaftiz etmesinden dolayı üzerinde hassasiyetle durulan peygamberlerden birisi olmuştur. Aynı zamanda Yahya peygamber; İsrailoğulları'nın son, Hıristiyanlar açısından; İsa@ ile İsrailoğulları peygamberleri arasını bağlıyan ve Hz İsa'nın peygamberliğini müjdeleyen bir resul olması açısından büyük bir öneme haizdir. Yahya @ , Tevrat'ın son mübelliği bir peygamber özelliğine sahip olması açısından da özellik arz eden bir resuldür. Hıristiyanların kutsal kitabı İncilin, ilk ayetlerinden itibaren çeşitli bölümlerde Yahya'nın@ yaşamından kesitler aktarılır. Hıristiyanlığın "İkon" adı verdiği çeşitli tasvirlerinde; tüylü bir giysi ve kemerle, saçı sakalı birbirine karışık vaziyette, çelimsiz ve dağınık biri olarak tasvir edilen Hz.Yahya'nın; kemiklerinin bir kısmı Topkapı sarayında, kafatası ise Fransa'nın Amiens şehrinde bir katedral'de bulunduğu rivayet edilmektedir. Tarihi kaynaklar, Ayasofya'da bulunan Hz. Yahya'nın kafatasının, dördüncü haçlı seferi sırasında, Ayasofya'yı yağmalayan Katolik Hıristiyan ordusu tarafından Fransa'nın Amiens şehrine götürülmüş olduğunu ve kafatasının altınla kaplatıldığını, saklandığı yere ise bir Katedral inşa edildiğini kaydetmektedirler. İslamî kaynaklardan gelen rivayetlere göre, Hz.Yahya'nın kesilen kafası Şam'daki Umayyad camii'nde bulunmaktadır. Hıristiyan dünyanın İncil sayfalarından yakinen tanıdığı Yahya@; bazı Hıristiyan mezhepleri tarafından ölüm yıldönümleri bayramlaştırılarak veya çeşitli şekillerde kutlanan bir peygamberdir. Ortodoks mezhebine bağlı Rumlar, Yahya Peygamber'in başının kesildiğini kabul ettikleri 29 Ağustos tarihinde, hafif bir oruç olarak nitelenen perhiz yaparak onu anarlar. Domates, karpuz gibi, rengi kırmızı olan hiçbir şey kesmez ve yemezler. Bazı Hıristiyan mezheplerinde ise 24 Haziran günü "Aziz Yahya Günü" olarak kutlanır.
Yahya'nın @ zürriyeti
Hz. Yahya'nın babası Zekeriyya aleyhisselam; İbrahim @ soyundan gelen bir peygamberdir.
"De ki: Biz, Allah a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Ya'kub ve Ya'kub oğullarına indirilenlere, Musa, İsa ve (diğer) peygamberlere Rableri tarafından verilenlere iman ettik." Ali-İmran / 84 Hz. Zekeriyya, Kur'an'daki bir duasında kendisinin ve arzu ettiği çocuğun Yakub hanedanı, soyu üzerinde olduğunu belirtmektedir. "Ki o bana (Zekeriyya)vâris olsun; Ya'kub hanedanına da vâris olsun." Meryem / 5-6 Musa @ indirilen Tevrat'ın tebliğcilerinden olan Zekeriyya @ , tarih kaynaklarına göre; Kudüs ve çevresinde tebliğ görevini yürütüyordu. "Biz, içinde doğruya rehberlik ve nur olduğu halde Tevrat'ı indirdik. Kendilerini (Allah'a) vermiş peygamberler onunla Yahudilere hükmederlerdi." Maide / 44
Yahudi Mabedinde, ibadet için gelen insanlara vaazlar vererek, onları kutsal kitap Tevrat hükümlerini hatırlatarak, uyarı ve yönlendirmelerde bulunuyordu. Hz. Zekeriyya'nın kesin yaşını eldeki kaynaklara göre kesin olarak vermek mümkün değildir. Ancak Kur'an ayetlerindeki, Hz Zekeriyya ve Melekler arasında geçen muhaverelerdeki, Meleklere hayret ifadelerinden yaşının, erkek fizyolojisi olarak çocuk yapma sınırlarında veya sonuna ulaştığını, dolayısı ile çok yaşlı diyebileceğimiz bir evrede bulunduğunu anlıyoruz.
" Zekeriyya: Rabbim! Dedi, bana ihtiyarlık gelip çattığına… Göre benim nasıl oğlum olabilir? " Al-i İmran / 40 " Rabbim! Dedi, benden ( vücudumdan ) , kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. " Meryem / 4 " …ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir? " Meryem / 8 Zekeriyya'nın ihtiyarlığının yanı sıra daha da önemli bir durum, karısının fiziksel yapısıdır. Karısı hem yaşlı hem de çocuk doğuramayacak bir rahatsızlık sahibi, kısırdır. "Karım da kısırdır. Tarafından bana bir veli (oğul) ver." Meryem / 6 Zekeriyya@ ve karısının fiziksel durumları çocuk yapmaya elverişli değildir ancak; insani vasıfları çocuk arzularını körüklemektedir. Hz. Zekeriyya'nın çocuk isteğinin insani gerekçeleri arasında; kendisinden sonra hem Yakup soyuna resul olarak ve hem de kendisine varis olması düşüncelerinin yattığını anlamaktayız. "Doğrusu ben, arkamdan iş başına geçecek olan yakınlarımdan endişe ediyorum. Karım da kısırdır. Tarafından bana bir veli (oğul) ver. "Ki o bana vâris olsun; Ya'kub hanedanına da vâris olsun. Rabbim, onu rızana lâyık kıl!" Meryem / 5-6 Bu ayeti kerimelerin yorumlarında Müfessirlerin bir kısmı; Hz. Zekerriya'nın kastettiği "varis" olma konumunu, Hz. Muhammed'in (s.a.v) Sahihi Buhari ve diğer hadis kitaplarında yer alan "Biz resuller miras bırakmayız. " hadisi şerifine dayandırarak; kıssada geçen Hz. Zekeriyya'nın "Ki o bana vâris olsun; Ya'kub hanedanına da vâris olsun." beyanının; Hz. Yahya'yı maddi mirasçısı değil, peygamberliğinin devamını öngören manevi mirasçısı olması isteği olarak yorumlamışlardır. Oysa Kur'an; Hz. Süleyman'ın, Hz. Davut'un hem maddi hem de peygamberliğinin devamı yönünde manevi mirasçısı olduğunu kaydetmektedir. "Andolsun ki biz, Davud'a ve Süleyman'a ilim verdik. Onlar: Bizi, mümin kullarının birçoğundan üstün kılan Allah'a hamd olsun, dediler. "Süleyman Davud'a vâris oldu ve dedi ki: Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden (nasip) verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur." Neml / 15–16
Yahya'nın@ doğumu
Zekeriyya'nın bu dualarına Allah, olumlu bir karşılık vererek ona bir çocuk ihsan eder.
"Biz onun da duasını kabul ettik ve ona Yahya'yı verdik; eşini de kendisi için (çocuk doğurmaya) elverişli kıldık." Enbiya / 90 Allah, Hz. Zekeriyya'ya ihsan ettiği bu çocuğun aynı zamanda özellikli bir çocuk olduğunu belirterek adını da kendisi belirler. "aglaAllah şöyle buyurdusevinçli Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeleriz ki, onun adı Yahya'dır. Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık." Meryem / 7 "Zekeriyya mâbed'de durmuş namaz kılarken melekler ona şöyle nida ettiler: Allah sana, kendisi tarafından gelen bir Kelime'yi tasdik edici, efendi, iffetli ve Sâlihlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler." Al-i imran / 39 İncil, Yahya'nın @ annesinin adının Elizabet olduğunu ve Yahya'ya gebe iken akrabası olan Hz. İsa'nın annesi Meryem'le görüştüklerini bildirmektedir. "Yahudiye kralı Hirodes zamanında, Abiya bölüğünden Zekeriya adında bir kâhin vardı. Harun'un soyundan olan karısının adı ise Elizabet'ti." Luka, 1.Bab;5 "aglaMeryem)Bak, senin akrabalarından Elizabet de yaşlılığında bir oğula gebe kalmıştır. Kısır bilinen bu kadın şimdi altıncı ayındadır." "Meryem, üç ay kadar Elizabet'in yanında kaldı, sonra kendi evine döndü." Luka, 1.Bab;56 Kur'an'ı Kerim'de ise Hz. Meryem'den bahseden bir ayette şöyle bildirilmektedir. "Ey Harun'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir insan değildi; annen de iffetsiz değildi." Meryem / 28 İslam'ın ilk dönemlerinden itibaren; Müsteşrik, Oryantalist ve yakın çağda Misyonerlerin üzerinde hassasiyetle durarak, Müslümanları yanıltmak için uğraştığı konulardan biri, İsa'nın@ annesi Meryem'in (r.a) erkek kardeşi Harun meselesi olmuştur. Şimdi bu konunun üzerinde durmamız gerekmektedir. İslam kaynakları, Hz. Meryem'in İsrailoğullarının 12 sıbtından, Tevrat'ta Allah nezdinde "İlk doğanlar" mesabesinde kutsal kılındığı belirtilen, Hz. Musa ve Harun'un@ Levililer sıbtına mensup olduğunu kabul etmişlerdir. Nitekim Tevratta şöyle anlatılmaktadır. "Ve Rab Musa'ya söyleyip dedi: Ve işte ben, İsrailoğulları arasında rahmi açan bütün ilk doğanlar yerine, İsrailoğulları arasından Levilileri aldım.(…) Çünkü bütün ilk doğanlar benimdir. " Sayılar / 3. bab; 11-13 Aynı zamanda Levililer sıbtı içersinde; Tevrat ifadelerine göre Allah tarafından özel olarak görevlendirilen Harun neslinden gelen kuşaklar, kutsal mabed'e hizmet ve kutsal uygulamalarda "Kâhinlik" adı verilen özellikli işleri yapmalarından dolayı ayrıca değerli kılınmışlardır. "Ve Harun'un oğullarının adları şunlardır: İlk doğan Nadab, ve ağabeyhu, Eleazar ve İtamar. Harunun oğullarının, kâhinlik etmek için tahsis ettiği, Mesh olunmuş kâhinlerin adları bunlardır." Sayılar / 3. bab; 2–3 "Ve Rab Musa'ya söyleyip dedi: Harun'a söyleyip de: Senin zürriyetinden nesillerce kimde kusur olursa , Allah'ın ekmeğini takdim etmek için yaklaşmasın." Levililer / 22. bab; 16-17
"…Kahinlik ebedi bir kanunla onların olacak; ve Harun'u ve onun oğullarını tahsis edeceksin." Çıkış / 29. Bab; 9 Bundan dolayı müfessirler. Meryem suresi 28. ayette geçen "Ey Harun'un kız kardeşi" ifadesindeki "Harun kız kardeşi" tanımlamasının, Meryem'in Harun peygamberin kız kardeşi olduğunu belirtmek için değil; Meryem'in Harun@ neslinden, yani değerli kılınan bir kuşaktan geldiğini belirtmek için veya Sahihi Buhari'de yer alan bir hadisi şerifte belirtildiği üzere; Yahudi geleneğinde Peygamber adlarının yeni doğan nesillere verilme özelliğinden dolayı Meryem'in kardeşinin adının Harun olmasından dolayı geçtiğini söylemişlerdir. "Bak, senin akrabalarından Elizabet de yaşlılığında bir oğul’a gebe kalmıştır. Kısır bilinen bu kadın şimdi altıncı ayındadır." Luka İncil'inde geçen bu ifadeler Hz. Meryem ile Hz. Yahya'nın annesi Elizabet'in akraba olduğunu belirtmektedir. Müfessirler Meryem ile Yahya'nın@ annesinin kardeş olduklarını, binaenaleyh Hz. Meryem'in Yahya'nın teyzesi olduğunu kaydetmişlerdir. Dolayısı ile Hz. Yahya hem baba hem ana tarafından; İsrailoğulları'nın en şerefli kabilesi Levililer'den; aynı zamanda hem ana hem baba tarafından Levililer'in en değerli sülalesi Harun oğullarından, yani Harun peygamber soyundandır.
Yahya'nın @ özellikleri
Al-i imran suresi 39. ayetinde Zekeriyya aleyhisselam'a çocuk müjdelenirken; bu çocuğun aynı zamanda sahip olduğu nitelikleri de belirtilerek, onun üstün vasıflı biri olduğu ve olacağı bildirilmektedir. "Allah sana, kendisi tarafından gelen bir Kelime'yi tasdik edici, efendi, iffetli ve Salihlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler." Al-i imran / 39 "Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeleriz ki, onun adı Yahya'dır. Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık." Meryem / 7 "Ey Yahya! Kitab'a (Tevrat'a) var gücünle sarıl!" (dedik) ve henüz sabi iken ona (ilim ve) hikmet verdik." "Tarafımızdan ona kalp yumuşaklığı ve temizlik de (verdik). O, çok sakınan bir kimse idi. "Ana-babasına çok iyi davranırdı; o, isyankâr bir zorba değildi." Meryem / 12–14 Kur'an'daki Yahya kıssasını anlatan Ayetlerde Yahya'nın üstün vasıfları şöyle sıralanmaktadır.
(1) "…Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık.. "
(2) henüz sabi iken ona (ilim ve) hikmet verdik.
(3) Efendi (Seyyid),
(4) Sâlihlerden
(5) İffetli
(6) Tarafımızdan ona kalp yumuşaklığı
(7) temizlik
(8) O, çok sakınan bir kimse idi.
(9) Ana-babasına çok iyi davranırdı; o, isyankâr bir zorba değildi.
(10) Kendisi tarafından gelen bir Kelime'yi tasdik edici,
(11) Peygamber
Şimdi Yahya@nın bu vasıflarını inceleyelim.
(1) "….Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık.. " : Allah, Yahya'dan@ önce hiç kimseye bu adın verilmediğini beyan ederek; onun adından başlayarak seçilmiş biri olduğunu ifade eder. "Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeleriz ki, onun adı Yahya'dır. Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık." Meryem / 7 Müfessirlerden bazıları Meryem suresindeki ayette geçen "Semiyyen" ifadesinin, benzer anlamını da ihtiva edebileceğini belirterek, "Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık." ifadesinin "Daha önce onun bir benzeri gelmedi." şeklinde de olabileceğini söylemişlerdir. İncil nüshalarından Luka İncil'in de; Yahya'nın @ adının akrabalarının içinde kimsede olmadığı belirtilerek, Zekeriyya'nın@ dili tutulduğundan yazı ile yanındakilere Yahya ismini bildirdiğini, bu yüzden çok şaşırdıklarını ifade edilmektedir. "Ona babası Zekeriya'nın adını koymak istediler. Ama annesi, "Hayır, Yahya olacak" dedi. Onlar, "Akrabalarının içinde bu adı taşıyan kimse yok! " dediler. Bunun üzerine çocuğa hangi ismi koymak istediğini işaretle babasına sordular. Zekeriya bir taş levha istedi ve "Adı Yahya'dır" diye yazdı. " Luka / 1.bab;59-63 Yahya'nın @ adı ile ilgili olan olayların bile onun üstün bir insan olacağının habercisi olduğunu yorumlayanların bu konuda tüm bölgede bu olayı anlatarak yaydıkları ayrıca belirtilmektedir. "Komşuların hepsini korku sardı. Bütün bunlar Yahudiyye'nin tüm dağlık bölgesinde konuşulmaya başlandı. Olayı duyanların hepsi, "Nasıl bir çocuk olacak bu" diye meraklanıyorlardı." Luka / 1.bab;65–66 Anlaşılıyor ki doğmadan evvel başlayan olağanüstü durum, Yahya'nın@ doğumu ile birlikte pekişmiş, ve onun özellikli biri olacağı belki de Yahudilerin beklediği "Mesih" olabileceği beklentisi hâsıl olmuştu.
(2) henüz sabi iken ona (ilim ve) hikmet verdik : Hz. Zekeriyya'nın rahle-i tedrisinde yetişen Yahya, Allah'ın ona bahşetmesi üzerine hikmet sahibi de olmuştur. Bizatihi Zekeriyya'nın @ hem oğlu hem talebesi olması ona bu aşamaları kazandırmış olmalıdır.
(3) Efendi (Seyyid): Arapça Seyyid kelimesi; Efendi, değerli, günahlardan korunan, hikmet sahibi, şerefli gibi özellikli insan anlamlarına gelmektedir. Bu yüzden Yahya @ Seyyid olarak tavsif edilerek diğer insanlardan mizacının farklılığı Allah tarafından tescil edilmektedir.
(4) Salihlerden:
Yahya; Allah tarafından müsaade edilmiş İyi işler yapan, marufu emreden kişilerden olarak tarif edilmektedir.
(5) İffetli :
Arapça Hasur iffetli, kadınlara aşırı meyletmeye sebep olacak şehevi duygulardan arınmış manasına gelmektedir. Yahya @ hayatının son bölümünde, Kral Herodes Antipas'ın karısı ve onun üvey kızının komploları ile iftiralara uğramasına rağmen yaşadığı dönemde iffeti hususunda hiçbir kötü söylentiye uğramadığı halde; Hz. Yahya'nın iffeti hususunda Hıristiyan kültürü; Kral Herodes Antipas'ın karısının, Yahya'ya @ âşık olduğu Hz. Yahya'nın iffetinden ödün vermemesinden dolayı, Kral Herodes'in karısı ve onun üvey kızının komploları yüzünden Kral Herodes Antipas tarafından başı kesilerek şehit edildiği şeklinde oluşan edebi ürünlerle doludur. Kur'an'ın Hz. Yahya'nın iffeti üzerinde durmasının sebebi, beklide bu Hıristiyan dini kültüründeki yanlış oluşturulan inançlar yüzündendir.
(6) Tarafımızdan ona kalp yumuşaklığı :
(7) temizlik:
(8) O, çok sakınan bir kimse idi :
(9) Ana-babasına çok iyi davranırdı; o, isyankâr bir zorba değildi :
(10) Kendisi tarafından gelen bir Kelime'yi tasdik edici : Allah Zekerriyya'ya ihsan ettiği, doğacak bebeğin, İslam üzere olacağı Allah'ın varlığı ve birliğini tasdik edeceğini belirtmektedir. Yani Zekeriyya'ya @ Allah'a muti bir kul olacak çocuk müjdelenmiştir. Nuh'un oğlu gibi Allah'a asi ve isyankâr olmayacaktır. Müfessirler "Kendisi tarafından gelen bir Kelime'yi tasdik edici" ifadesinin kendisinden sonra peygamber olacak İsa'yı müjdelemesine işaret olduğunu yorumlamaktadırlar. Buna dayanak olarak Nisa suresindeki şu ayeti delil olarak sunmaktadırlar. "Meryem oğlu İsa Mesih, ancak Allah'ın resulüdür, (o) Allah'ın, Meryem'e ulaştırdığı kelimesi (Kelimetuhu)ve O'ndan bir ruhtur. " Nisa / 171
(11) Peygamber:
Allah tarafından, Hz. Zekeriyya'ya ihsan edilen Yahya, tüm iyi huy ve işlerle donanmış bir kişi olarak aynı zamanda peygamberlik ile görevlendirileceği açıklanmaktadır. Tıpkı Hz. Musa'nın annesine Musa'nın@ Nil'in sularından kurtarılıp, peygamber olacağı müjdelendiği gibi. "Musa'nın anasına: Onu emzir, kendisine zarar geleceğinden endişelendiğinde onu denize (Nil nehrine) bırakıver, hiç korkup kaygılanma, çünkü biz onu sana geri vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız, diye bildirdik." Kasas / 7
Yahya'nın @ resullüğü:
Bütün bu üstün vasıflarla mücehhez Yahya@ vakit dolduğunda, Ürdün ve civarını kapsayan, Parea adı verilen bölgede özellikle çölün bulunduğu yerlerde risaletini yaymaya; Allah'ın Musa'ya@ indirdiği Tevrat hükümlerini insanlara hatırlatmaya başlar. Çölün çevresindeki İsrailoğulları'nı, Allah'ın kitabı Tevrat hükümlerine uymaya, onları Allah'ın istediği biçimde yaşamaya çağırır. "Yahya Ürdün ırmağı çevresindeki tüm bölgeyi dolaşarak günahların bağışlanması için günahtan dönüp vaftiz edilme gereğini yayıyordu." Luka / 3.bab;3
"Yahudiyye ülkesiyle Yaruşalem'de (Kudüs) oturanların hepsi Yahya'ya koşuyor, günahlarını açıklayarak Ürdün ırmağında onun eliyle vaftiz ediliyordu." Markos / 1.bab;5 Yahya @ mütevazı bir insandı. Gösteriş içinde değildi. Bu yüzden çöl bölgesinde yaşar şehre lüzumlu zamanlarda inerdi. Bu yüzden onun mütevazı yaşamı "Yahudiyye" olarak adlandırılan bölgede yaşayanların ilgisini çekmişti. İncil kitaplarında Yahya'nın mütevazı yaşamı şöyle anlatılmaktadır."Yahya'nın giysisi deve kılındandı Belinde deri bir kemer vardı. Yiyeceği çekirgeyle yaban balıydı." Matta / 3.bab;4 - Markos / 1.bab;6 "Yahya geldiği zaman oruç tutup içkiden kaçındı, ona "cinli" diyorlar." Matta /11.bab;18 Yahya'nın@ risaleti, Tevrat'ın emirleri doğrultusunda idi. "Ey Yahya! Kitab'a (Tevrat'a) var gücünle sarıl!" Meryem / 12
Bir olan Allah'a ve onun emir ve yasaklarına davet eden Yahya'nın@ çağrıları hakkında İncil nüshalarında bazı malumat bulmaktayız. "Halk ona, «Öyleyse biz ne yapalım?» diye sordu."
"Yahya onlara, «İki mintanı olan, birini hiç mintanı olmayana versin; yiyeceği olan da bunu hiç yiyeceği olmayanla paylaşsın» cevabını verdi.""Bazı vergi görevlileri de vaftiz olmaya gelerek ona, «Öğretmenimiz, biz ne yapalım?» dediler.""Yahya onlara, «Size buyrulandan daha çok vergi almayın» dedi." "Bazı askerler de ona, «Ya biz ne yapalım?» diye sordular.
"O da onlara şöyle dedi: «Kaba kuvvetle ya da yalan suçlamalarla kimseden para koparmayın, ücretinizle yetinin.»" Luka / 3.bab;10–14 Yahya peygamberin İsrailoğulları'na risaleti esnasındaki hitabı, onları Tevrat'a uymaya çağırma şekli o kadar belagatlıydı ki; Kral Herodes'in Yahya'nın@ tebligatı sırasındaki hayranlık ve şaşkınlığını, Yuhanna İncili şöyle anlatmaktadır. "Çünkü Yahya'nın doğru ve kutsal bir adam olduğunu bilen Hirodes ondan korkuyor ve onu koruyordu. Yahya'yı dinlediği zaman büyük bir şaşkınlık içinde kalıyor, yine de onu dinlemekten zevk alıyordu." Markos / 6.bab;20 Hz.Yahya'nın risaleti öyle etkili olmuş tu ki; Hz. İsa'nın Havarilerinden Pavlus seyahatleri esnasında, Romalıların küçük Asya olarak nitelendirdiği, Ege bölgesindeki Efes kentine geldiğinde, Hz. Yahya'ya iman edenlerle karşılaştığını anlatır."Apollos Korint'teyken Pavlus, iç bölgelerden geçerek Efes'e geldi. Orada bazı öğrencileri bularak onlara, «İman ettiğiniz zaman Kutsal Ruh'u aldınız mı?» diye sordu." "Kutsal Ruh diye birinin varlığını duymadık ki!» dediler." "Öyleyse neye dayanarak vaftiz oldunuz?» diye sordu. "Yahya'nın öğretisine dayanarak vaftiz olduk" dediler."
"Pavlus, «Yahya'nın yaptığı vaftiz, tövbeyle ilgili bir vaftizdi» dedi. «Halka, kendisinden sonra gelecek Olan'a, yani İsa'ya inanmalarını söyledi." Habercilerin işleri / 1–4
Vaftiz
Kur'an'ı Kerim'de hiç değinilmeyen Vaftiz olayı, İncil kitaplarında, Hz. Yahya'nın en önemli özelliği olarak ön plana çıkarılmaktadır. Muharref İncil kitaplarına göre; Hz. Yahya kendisine gelen İsrailoğulları'nı günahlarından tevbe etmeye davet ediyor, daha sonra tövbe eden kişiyi, Ürdün (Şeria) ırmağına daldırarak vaftiz işleminden geçiriyordu. "Kudüs'ün, bütün Yahudiye'nin ve tüm Şeria nehri yöresinin halkı ona geliyor, günahlarını itiraf ediyor, onun tarafından Şeria nehrinde vaftiz ediliyordu." Matta / 3.Bab; 5–6 Hatta günahlarından tövbe etmeyen Ferisi ve Saduki mezhebi Yahudilerini bu yüzden vaftiz etmez ve onları kınar. Yine İncil’e göre; Hz Yahya'nın geleceğini halka duyurduğu peygamber Hz. İsa, kendisini ziyarette bulunduğunda, Hz. Yahya; Ürdün sularında kendisine gelenleri vaftiz etmesine rağmen, İsa'yı@ vaftiz etmek istemez. Hz. İsa'nın kendisinden üstün olduğunu beyan ederek, onun kendisini vaftiz etmesi gerektiğini söyler. Buna rağmen Hz. İsa Hz. Yahya'nın elleri ile Ürdün nehri sularında vaftiz edilir. "Bu sırada İsa, Yahya tarafından vaftiz edilmek üzere Celile'den Şeria nehrine, Yahya'nın yanına geldi." İsrailoğulları'nın kutsal kitabı Tevrat'ın, Levililer bölümünde yer alan hükümlerde; öncelikle çöldeki kutsal mezbahlarda, Süleyman mabedindeki mezbah'larda, Kâhin denilen kişilerin ve mabed'deki özel yerlerle temasta bulunmaları esnasında yapması gereken; özel günlerindeki kadınların ve bu kadınlarla olan ilişkilerdeki diğer kadın ve erkek tüm kişilerin, vücudunda, Cüzam veya kan, irin v.s gibi akıntılı hastalık ve yaralara sahip olan kişilerin, kadın erkek cinsel ilişkiler sonrasının hükümleri olarak tüm vücudun yıkanması ve ayrıca elbiselerinin yıkanması olarak anlatılmaktadır. Hz. Yahya'nın İsrailoğulları'nı vaftiz olayı tamamen Yahudi fıkhının bir uygulaması olarak gerçekleştirmekteydi. Hz. Yahya günahlarından tövbeye davet ettiği İsrail oğullarını; esasen bazı günahlardan sonra yapılması fıkhi bir şart olan, tüm vücudu ve elbiselerini yıkama hükmünü biraz daha üstünde bir uygulama ile tüm günahlara karşılık temizlenme ritüeli olarak gerçekleştiriyordu. Kendisinden sonra risaletle görevlendirilen Hz. İsa ise hiç vaftiz yapmamıştı. Yani, vaftiz Yahudiliğin olmazsa olmaz bir şartı değil sembolik bir vecibesiydi. Yuhanna İncil'inde geçen ifadelere göre Hz. İsa hiç vaftiz yapmamıştı.
"Ferisiler İsa'nın Yahya'dan daha çok öğrenci edinip vaftiz ettiğini duydular.(Aslında İsa'nın kendisi değil, öğrencileri vaftiz ediyorlardı.)" Yuhanna / 4.Bab; 2 Hz. İsa'dan sonraki, Havariler ve tabii'lerinin; dini kuralları yapılandırılması sırasında, vaftiz işlemi; Hz. Yahya'nın Hz. İsa'yı Ürdün nehrinde yıkaması, vaftiz etmesine nisbeten, bu olayı bir anma olarak devam ettirildi. Hıristiyan dininin oluşumu evresindeki daha sonraki yıllarda, Vaftiz günümüz şekline dönerek; "İlk günah" nazariyesi eşliğinde, Yahudi fıkhının uygulanışı şeklinden, özgün Hıristiyan ibadeti şekline metamorfoz ediliyordu. Hz. Yahya mahsus özel bir tatbikat olarak uyguladığı günahlardan tövbe karşılığı yıkanma "Vaftiz" geleneği, bambaşka bir şekle, - bir şirke dönüşerek – "Sakrament" adı verilen, olmazsa olmaz Hıristiyanlık dini ibadetine dönüşmüş oluyordu.
İncil'lerde Hz. Yahya
Hz. Yahya, yaşadıkları aynı zaman diliminde ve aynı bölgede peygamber olarak görevlendirilecek olan bir diğer peygamber, Hz. İsa'nın peygamberliğini de haber veriyordu. İncil kitaplarına göre, Hz. İsa'nın kendisinden üstün bir peygamber olduğunu bildiriyordu.
Bilhassa Yuhanna İncil'inde; Hz. Yahya üç defa, Hz. İsa hakkında onun; tanrının oğlu, kuzusu, çarığının bağlarını bile çözmeye layık olmadığım gibi, özellikli cümle ve tanımlamalarla Hz. İsa'yı yücelttiği gözlemlenmektedir. Dahası Hz. Yahya'nın peygamberliğinde bile ihtilaf veya hafife alma ifadeleri yer almaktadır. Yuhanna İncil'inin anlatımlarına göre Hz. Yahya, İsrailoğulları'na bir peygamber olarak değil, Hz. İsa'ya yer ve zemin hazırlamaya gelmiş bir aziz gibidir. "Yahya'ya gönderilen bazı Ferisiler ona, «Sen Mesih, İlyas, ya da beklediğimiz peygamber değilsen, niye vaftiz ediyorsun?» diye sordular." Yuhanna / 1.Bab; 25 Yine Yuhanna İncil'inde anlatılan ifadeler içersinde, Hz. Yahya'nın küçük görülmesi; Hz. İsa'nın bir şekilde yüceltilmesi olayı anlatılmaktadır. "Yahya'yı işitip, İsa'nın ardından giden iki kişiden biri Simun Petrus'un kardeşi Andreya'ydı." "Andreya önce kendi kardeşi Simun'u bularak ona, «Biz Mesih'i bulduk» dedi." "Andreya kardeşini İsa'ya götürdü. İsa ona baktı, «Sen Yuhanna'nın oğlu Simun'sun. Kefas diye çağrılacaksın» dedi. `Kefas', Kaya anlamına gelir." Yuhanna / 1.Bab; 40-42 Anlaşılıyor ki İncil yazarlarından biri olan Yuhanna; Hz. İsa'yı, Hz. Yahya'dan daha üstün göstermek için elinden geldiği kadar tahrifat yapmıştır. Çünkü diğer İncil kitapları; Matta, Markos ve Luka İncillerinde, Hz. İsa; daha sonra Petrus olarak adlandırdığı ve üzerine kilisemi kuracağım dediği balıkçı Simon ve kardeşi Andreas ile karşılaşmalarını tamamen rastlantı olarak vermektedirler. Buna rağmen Yuhanna incilinde Hz. İsa'yı daha üstün göstermek için olsa gerek; Hz.Yahya'nın öğrencisi olduğunu ihsas ettiği; "Yahya'yı işitip, İsa'nın ardından giden" Andreas ve Simon'un Hz. İsa'yı, Hz. Yahya'dan " Biz Mesih'i bulduk " ifadesi ile daha üstün görerek İsa'ya bağlandıklarını anlatmaktadır. " Ne var ki Yahya, «Benim senin tarafından vaftiz edilmem gerekirken sen mi bana geliyorsun?» diyerek O'na engel olmak istedi." İsa ona şu karşılığı verdi: «Şimdilik buna razı ol! Çünkü doğru olan her şeyi bu şekilde yerine getirmemiz gerekir.» O zaman Yahya O'nun dediğine razı oldu." Matta / 3.bab;13–15 İncil'lerdeki vaftiz olayını anlatan bölümlerdeki Hz. İsa'ya atfedilen "aglaİsa, Yahya peygambere hitap ediyor) Şimdilik buna razı ol! Çünkü doğru olan her şeyi bu şekilde yerine getirmemiz gerekir."
"Ne var ki Yahya, «Benim senin tarafından vaftiz edilmem gerekirken sen mi bana geliyorsun?» diyerek O'na engel olmak istedi." "İsa ona şu karşılığı verdi: «Şimdilik buna razı ol! Çünkü doğru olan her şeyi bu şekilde yerine getirmemiz gerekir.» O zaman Yahya O'nun dediğine razı oldu." İfadeleri, Hz.Yahya karşısında onun tarafından vaftiz edilen Hz. İsa'yı üstün gösterme gayretleri sonucu yapılan tahrifatlar olduğu gözlemlenmektedir. Hz.İsa'nın vaftiz olması esnasında onun daha peygamberlik görevi üstlenmediği aşikârdır. İncil'lerde vaftiz olayı anlatılırken günahlardan tövbe etmenin asıl olduğu, daha sonra vaftiz olayı gerçekleştiği göz önüne alındığında, Hz. Yahya'ya gelerek vaftiz olan İsa'nın@ henüz resullükle görevlendirilmediği kesin gibidir. Oysa Kur'an'ı Kerim'de Hz. Yahya ile Hz. İsa arasında, üst ast gibi makamsal hiçbir ayrım yapılmamaktadır. İncil kitaplarındaki Hz. İsa ile Hz. Yahya arasındaki üstünlük ayrımı, İncil'lerde yapılan tahrifatın bir yansıması olarak gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu hususta Kur'an ayetlerinde şu ifadeler yer almaktadır.
"Her biri Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. "Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır" dediler." Bakara / 285 "Biz, Allah'a ve bize indirilene; İbrahim, İsmail, İshak, Ya'kub ve esbâta indirilene, Musa ve İsa'ya verilenlerle Rableri tarafından diğer peygamberlere verilenlere, onlardan hiçbiri arasında fark gözetmeksizin inandık ve biz sadece Allah'a teslim olduk" deyin." Bakara / 136 "Allah'a ve peygamberlerine iman eden ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara (gelince) işte Allah onlara bir gün mükâfatlarını verecektir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir." Nisa / 152
Mesih beklentisi
Öncelikle Yahudiyye bölgesinde yaşayan İsrailoğulları arasındaki Mesih beklentisinden dolayı, kendisinin beklenen Mesih olmadığını açıklayarak, kendisinden sonra Hz. İsa'nın peygamber olarak yollanacağını haber veriyordu. Bu hususta muharref İncil kitaplarında şu ifadeler yer alır. "Halk umut içinde bekliyordu. Yahya'yla ilgili olarak herkesin aklında, «Acaba Mesih bu mu?» sorusu vardı." Luka / 3.bab;15 "Yahudiler Yahya'ya, «Sen kimsin?» diye sormak üzere Kudüs'ten kâhinlerle Levilileri gönderdikleri zaman Yahya'nın tanıklığı şöyle oldu - açıkça konuştu, inkâr etmedi - «Ben Mesih değilim» diye açıkça konuştu." Her iki peygamber, İsrailoğulları'nın yoğun olarak yaşadığı Yahudiyye adı verilen bugünkü Kudüs, Filistin, Ürdün ve çevresi beldelerde insanları uyarmaya devam ettiler.+
Hz.İsa'nın Hz. Yahya'yı övgüsü
Hz. İsa'da, Yahya peygamber hakkında kendisine yöneltilen sorulara, onun üstün vasıflarını beyan ve peygamberliğini tasdik ederek cevap verdiğini İncil kitaplarından öğreniyoruz.
"Size doğrusunu söyleyeyim, kadından doğanlar arasında, Vaftizci Yahya'dan daha üstün olanı ortaya çıkmamıştır." Matta / 11.bab;11 "Yahya'ya dek tüm peygamberlerle Kutsal Yasa, olacakları önceden bildirdiler." Matta / 11.bab;13 "Yahya'nın öğrencileri ayrılırken İsa halka Yahya'dan söz etmeye başladı. «Çöle ne görmeye gittiniz?» dedi. «Rüzgârda sallanan bir kamış mı?" "Söyleyin, ne görmeye gittiniz? Zarif giysilere bürünmüş bir adam mı? Oysa zarif giysiler giyenler, kralların saraylarında bulunur." "Öyleyse ne görmeye gittiniz? Bir peygamber mi? Evet! Ve size şunu söyleyeyim gördüğünüz kişi peygamberden de üstündür." Matta / 11.bab;7–9
Hz. Yahya’nın kral Herodes ile mücadelesi
O çağdaki dünyanın en güçlü devleti olan Romalıların egemenliği altındaki, bu günkü İsrail,Filistin ve Ürdün'ün bulunduğu Filistin eyaleti adı verilen yerlerden, Galile ve Perea bölgelerini kapsayan, özerk olarak kurulmuş bir Yahudi krallığı hüküm sürüyordu. Bu krallığın idarecilerine Herodes adı verilmekteydi. Hz. Yahya döneminde başa geçen kral Herodes Antipas, kardeşi Filippos'un karısı Herodias'ı zorla kocasından boşandırmış veya zorla kardeşi Filippos'un elinden alarak, onunla evlenmiş veya gayri meşru bir hayat yaşamaya başlamıştı. Bu yüzden Yahya@, kralı uyarmış, Tevrat'a aykırı bu durumu kınayarak halk nezdinde kralın yaptığı bu çirkin işlere karşı tepki oluşmasını sağlamıştı. Hz. Yahya'nın son mübelliği olduğu Tevrat'ta; kral Herodes Antipas ve kardeşi karısı yengesi Herodias’ın yaptığının haram olduğu şöyle ifade edilmektedir. "Sizden hiç biri kendi yakın akrabasından birine onun çıplaklığını açmak için yaklaşmayacaktır." Levililer / 19.Bab; 6 "Kardeşinin karısının çıplaklığını açmayacaksın. Kardeşinin çıplaklığıdır." Levililer / 19.Bab; 16 "Yahya Hirodes'e, «O kadınla evlenmen Kutsal Yasa'ya(Tevrat'a)aykırıdır» demişti." Matta / 14.bab;4 Hz. Yahya'nın Tevrat'a dayanan bu uyarıları, Kral Herodes Antipas ve beraber yaşadığı kardeşinin karısı Herodias'nın işine gelmemişti. Ancak Kral, Hz. Yahya'nın üstün kişiliğinin halk nezdinde itibar gördüğünü bildiğinden ona dokunamıyordu. Nitekim İncil'de bu hususta şöyle tespit yapılmaktadır. "Hirodes Yahya'yı öldürtmek istemiş, ama halktan korkmuştu. Çünkü halk Yahya'yı peygamber sayıyordu." Matta / 14.bab;5 "Hirodiya bu yüzden Yahya'ya kin bağlamıştı; onu öldürtmek istiyor, ama başaramıyordu."Markos / 6.bab;19
Yahya'nın yaşadığı toplumda, sapkın Yahudi mezheplerinden Ferisi ve Saduki mezhebi din adamları ile de çekişme içindeydi. Onlara çeşitli uyarılarda bulunmuş, yaptıkları yanlışlardan dönmelerini istemişti. Bu hususta İncil metinlerinde şu ifadeler yer alır.
" Ne var ki, Ferisilerle Sadukilerden birçok kişinin vaftiz olmak için kendisine geldiğini gören Yahya onlara şöyle seslendi: «Ey engerekler soyu! Gelecek olan gazaptan kaçmanız için sizi kim uyardı?" " Bundan böyle tövbeye yaraşır meyveler verin." " Kendi kendinize, `Biz İbrahim'in soyundanız' diye düşünmeyin. Ben size şunu söyleyeyim: Tanrı, İbrahim'e şu taşlardan çocuk yaratacak güçtedir." Balta şimdiden ağaçların köküne dayanmıştır. İyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılacak" Matta / 3.bab;7–10 Hz. Yahya'nın bütün Yahudi toplumunu saran uyarılarından endişe duyan kral Herodes Antipas; Ferisi ve Saduki mezhebinin din adamlarının Hz. Yahya hakkındaki fitnelerinin de buna eklenmesi ile sonunda onu zindana attırır. Kral'ın zindana attırdığı Yahya'nın@ hapsi devam ederken gelişen olaylar onun başı kesilerek şehit edilmesine sebep olacaktır.
Hz. Yahya'nın şehadeti
"Ne var ki, Hirodes'in kendi doğum gününde saray büyükleri, komutanlar ve Celile'nin ileri gelenleri için verdiği şölende beklenen fırsat doğdu." Markos / 6.bab;21 "Hirodes'in doğum günü şenliği sırasında Hirodiya'nın kızı ortaya çıkıp dans etti. Bu, Hirodes'in öyle hoşuna gitti ki, ant içerek kıza her ne dilerse vereceğini söyledi." " Kız, annesinin kışkırtmasıyla, «Bana şimdi, bir tepsi üzerinde Vaftizci Yahya'nın başını ver» dedi." Kral buna çok üzüldüyse de, konuklarının önünde içtiği anttan ötürü bu dileğin yerine getirilmesini buyurdu." "Adam gönderip zindanda Yahya'nın başını kestirdi." "Bir tepsi üzerinde getirilen baş genç kıza verildi, kız da bunu annesine götürdü." Matta / 14.bab;6-11 Böylece Allah'ın emir ve yasaklarını bildiren bir Tevhid önderi daha İsrailoğulları'nın içinden birileri tarafından kurulan komplolarla şehit edilmişti. Hak ve adaletin önderi bir resul, örnek insan Hz. Yahya, sadece zevk ve sefahat istekleri uğruna insan öldürmek ve öldürttürmekten çekinmeyen sefihler eliyle bu dünyadan şehit edilerek yollanıyordu. Hz. Yahya'nın şahadet haberini alan Yahya'nın@ talebeleri onun cesedini alarak, toprağa tevdi ettiler ve bu durumu Hz. İsa'ya bildirerek onu haberdar ettiler "Yahya'nın öğrencileri bunu duyunca gelip cesedi aldılar ve mezara koydular." Markos / 6.bab;29 "Yahya'nın öğrencileri gelip cesedi aldılar ve gömdüler. Sonra gidip İsa'ya haber verdiler." Matta / 14.bab;12
Sonuç
Kur'an'da kıssası bildirilen Yahya@, İsrailoğullarına gönderilen bir peygamberidir.
Yahya İsrailoğullarının kutsal kitabı Tevrat'ın son mübelliğidir.
Kur’an-ı Kerim, muharref İncil'lerde yer alan Yahya kıssalarında; Hz.Yahya’nın anlatılmayan bazı özellikleri üzerinde durmuştur. henüz sabi iken ona (ilim ve) hikmet verilmesi, Efendi(Seyyid), Sâlihlerden, İffetli,Tarafımızdan ona kalp yumuşaklığı, temizlik,O, çok sakınan bir kimse idi. Ana-babasına çok iyi davranırdı; o, isyankâr bir zorba değildi. Bunlar Allah’ın, Hz. Yahya'ya bahşettiği ona has özelliklerdir. Kur'an'da bahsi geçen bu özelliklerin İncil kitaplarında yer almadığını; İncil'lerde Hz. Yahya'nın şekli özellikleri üzerinde durulduğunu gözlemlemekteyiz. Hz. Yahya'nın Kur'an'da anlatılan özelliklerinin, tümMüslümanlardada bulunmasının, en azından kamil Müslüman anlayışına ulaşma hedefi açısından bir örneklik teşkil edeceği muhakkaktır. Kur'an'ı Kerim, Yahya'nın Tevhid mücadelesi ve şehadeti üzerinde bilgi vermez. Bu bilgiler kısmen İncil kitaplarında yer alır.
İncil'lere göre Hz. Yahya, İsa'nın gelişinin hazırlayıcısı olarak, ast bir peygamber statüsünde verilirken; Kur'an Hz. Yahya ile Hz. İsa arasında fark gözetmez. Kur'an'ın perspektifine göre; Zekerriya@, Yahya@ ve İsa@ kıssaları birbirlerinin tamamlayıcısı ve açıklayıcısıdır. Her peygamberin olgunlaşması, eğitilmesi, neseplerinin sıhhati, hitap ettikleri toplum nezdindeki konumları ve risalet aşamalarının anlaşılması ve değerlendirmesi açısından her üç kıssanın birlikte değerlendirilmesi zaruridir.İncillerde bildirilen ve Hz. Yahya peygambere mahsus bir uygulama olan, suya batırma "vaftiz" geleneğine; Kur'an'ı Kerim'deki Yahya kıssasında hiç değinilmez. Kur'an'ın başka ayetlerinde, Tevrat'tan beri gelen kirlerden maddi ve manevi temizlenme hükmü olan, yıkanma "Gusül" hükmünün alanını daraltarak hafifletilmiş; Hıristiyanlıktaki sapkın şekli olan vaftizi reddetmiştir.
Cengiz DUMAN
Araştırmacı-Yazar
Ekleme Tarihi: 26.01.2009 - 23:11
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1435 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.61750 saniyede açıldı