0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Alak Sûresi bağlamında neden oku(ya/ma)mak?

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Alak Sûresi bağlamında neden oku(ya/ma)mak?

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Alak Sûresi bağlamında neden oku(ya/ma)mak?
Ahmet Arslan
Okumak, belirli işaret ve ileti parçalarını bütünleştirerek anlamlarını çözmek işidir. Her okumanın hedefi anlamak olması gerektiği halde, her okumanın doğru anlamayla sonuçlandığını söylemek mümkün değildir.
İlk bakışta okuma işinin üç ana unsuru karşımıza çıkmaktadır: Okuyan, okunan ve okuma süreci ile sonucu. Okuyanın çeşitleri insan karakterlerinin çeşitlenmesi kadar çok olabilir. Okunan ise; okumak deyince akla ilk gelen yazılı metinler, insanın kendisi, her çeşidiyle hadiseler ve bütün kâinat olmak üzere dört şekilde karşımıza çıkmaktadır. Belki asıl mesele okuyan ve okunanın görece kolay tanımlanabilmesinin yanında okumanın sürecinde ve sonuçlarında ortaya çıkmaktadır. Gerçi ilahi bildirim (vahiy)den bağımsız her türlü okuyan, okunan ve okuma süreçleri güdük kalmaya mahkûmdur. Bunun sebebi bütünlük (tevhid)ten uzaklaşıp parçalarda boğulma tehlikesidir.
İlahi mesajın ilk emrinin ‘oku’ olmasının düşündürücülüğü üzerinde durulur da nedenleri yeterince düşünülmez. Ayrıca bu emrin muhatapları genelde okuma eylemiyle aralarındaki ilişkiyi sağlıklı bir seviyeye çıkarabilmiş değillerdir. Bu emrin ilk muhatabı olan Yüce İnsan (sav), sağlıklı bir okuma için hangi özelliklere sahip olunması gerekiyorsa o özelliklere sahipti. Fıtratına (yaratılışın ilahi ahengine) yabancılaşmamış ulu bir ahlaka sahipti O. Ona yalnızlık sevdirilmişti. İnsanlarla ilişkileri basit çıkarlara dayanmıyordu. Kim onunla münasebette bulunmuşsa onda ötelerden beslenen iyilik, esenlik ve güvenlik buluyordu.
Kendini tanıyan insan Yaratıcı’sını tanıyacak, sağlıklı bir okuma için ilk adımı atmış olacaktır. Sonra uyulması gereken en önemli kural ‘besmele’ ile okumaktır. Bahsi geçen dört farklı okuma nesnesini bütünlükten (tevhidden) kopmadan anlamaya çalışmak... Okuyan, ‘Kimdir insan?’ sorusuna yanlış cevaplar vermekten kaçınmalıdır. Aksi taktirde en vahim hata burada başlamış olacaktır.
Okuma, süreklilik arzetmek zorundadır. Bu sebepten dolayı tekrar tekrar okumaya memur edilmiştir insan. Demek ki; doğru bir okuma insanı insan olarak tutma gibi temel bir niteliğe sahiptir.
Okumayan insan, insanlığa ikram edilen üstün nitelikleri, kendisine öğretilen temel bilgileri değerlendirmeyerek şükürden uzaklaşmış olacaktır. Nankör insanla nereye varılabilir ki?!
İnsanların çoğu, ya kâinattaki ahenkli akışa uymak yerine dururlar, okumazlar; ya da akış yönünün tersine kürek çekerler; yani yanlış okurlar. Çünkü kendilerine bahşedilen üstün nitelikleri kötüye kullanırlar ve kendi kendilerine yeterli olduklarını düşünürler. Sanırlar ki; bilgiyi ve anlayışı üretmek kendi kontrollerindedir. Düşünürler ki; okumazsak da olur. Okumaya okumaya vahiyden kopar insanlar ya da vahyi insandan, kâinattan koparırlar. Herşey birbirinden koparılınca dönüşün Rabb’e olduğunu unuturlar.
Dönüşün Yaratıcı’ya olduğunu unutan insan neler yapmaz ki? Kötülükleri kendini aşıp etrafındakilere yönelir çoğunlukla. İyiliğe ve iyilere düşman kesilir. Namaz kılmamakla kalmaz, namaz kılanları engellemeye kalkar. Vicdanı mı kalmıştır ki; önyargılarından sıyrılsın. Yanlış okumalarından kurtulsun da insanı, hadiseleri, kâinatı ve de hepsini açıklayan vahyi yeniden okusun.
Okumayı tatil etmek, okumamak ve de yanlış okumak insanı uçurumlara sürükler. O uçurumlarda insan Yararıcı’nın kendini gördüğünü unutur. İnsanların çoğunluğunun böyle yaşamaları yapılan yanlışları meşrulaştıramaz. Yanlışlarda ısrarı özgürlük olarak kurgulayan insanlar, yaptıklarının sonuçlarına da katlanmak zorundadırlar.
Kurtuluş okumakladır, besmeleyle okumaktatır. O halde cahillerden yüz çevirerek, onlara boyun eğmemek gerektir, herşeyin Sahibi’ne yakın olmak gerek...
Ekleme Tarihi: 22.10.2008 - 22:49
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1973 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
burcunur (42), jihad soldat (43), alpakman (34), kerbela_34 (41), SpedeR (47), eminilhan (47), Glkc (36), mujdatciftci (35), aklima gelmedi (34), meraladem (39), heval yunus (34), muhammet ali (38), sosyolog983 (41), agus (44), müslüman cocuk (37), nakirev (42), enime (42), furkan_^^ (49), guller (44), sahdamar (41), metin uzun (42), abdulsamet (55), negative (39), homurhomur (51), snibsirm (44), husamaygor (37), estor (63), caykarali61 (43), aLi_osman (36), Avci_55 (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.04256 saniyede açıldı