0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Kaçış Zulme Uğramanın Sebebidir

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Kaçış Zulme Uğramanın Sebebidir

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
“Ve sizlerden yalnızca zulmedenlere isabet etmekle kalmayan bir fitneden korkup-sakının. Bilin ki, gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır. (Enfal:25)”. İnsanlık tarihiyle birlikte başlamış olan hakka davet, hakkı engelleme ve ondan kaçış savaşı kıyamete kadar hak batı mücadelesi biçiminde devam edecektir. Hakkın savunucusu olan müminler Allah’tan gelen vahiy doğrultusunda Resulullah(sav)’dan öğrendikleri şekliyle tebliğlerine devam edecek ve yaşamlarına da dönüştüreceklerdir. Bunlara karşılık olarak da şeytan ve taraftarları da elbette boş durmayacak onlar da hakkı engellemek, hakkı gizlemek için ellerinden geleni yapacaklardır. Müminliğin değişmez vasfı: “ Ben gerçekten Müslümanlardanım deyip, yaralı iş yapan ve Allah’a davet eden kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?(Fusilet:33). İslam dinini yaşam biçimi olarak benimsemiş olanların İslam’dan başka yaşam biçimi olan sistemlere teslimiyet göstermesi, görmezlikten gelmesi düşünülemez. İslam dairesi içerisine giren her Müslüman artık kendi heva ve heveslerine göre değil de Allah ve resulünün(sav) belirlemiş oldukları hayat modeline göre yaşam idame etmek zorundadırlar. Hem Müslüman’ım denilecek hem de İslam’ın öğretilerinden kaçış yolları aranacak işte böylesi bir durum zulme uğramanın başlıca nedenlerindedir. Bir kişinin İslam’la beraber başka sistemleri adı ne olursa olsun yaşamaya kalkışması bu insanın kendi kendisinin manevi dünyasını ve psikolojik yapısının tahrip olmasına yol açar.
İslam’a ve onun değerlerine karşı çıkanlar her dönmede olduğu gibi günümüzde de olmaktadır. Dünün cahiliyesin’de Allah resulünün(sav) anlatmış olduklarına karşılık o zamanın din düşmanları olanlar Resulullah(sav)’ın anlattıklarına karşılık kayserlerin, kisraların saraylarını onların saltanatlıklarını ballandıra, ballandıra anlatarak medya görevini yapmaktaydılar. Günümüzdekiler ise daha katı bir tutumla çürümüş, batmış ve kokmakta olan batı medeniyetini, batı pisliğini anlatmaktadırlar. Dün medya görevi yapmakta olanların kimlikleri belliydi dinsiz olduklarını aleni bir şekilde ortaya koymaktan çekinmiyorlardı. Günümüzdekiler ise kimliklerini saklamakta, kendilerini Müslüman olarak takdim edip dine, dindara saldırmaktadırlar. Bu da gösteriyor ki, dünün din düşmanları bu günkülerden daha erdemli ve daha dürüsttüler. Dünküler yalanlamayla, iftirayla ilk dönem Müslümanlarını karalamaktaydılar, bu günkülerde aynı şeyi sinsi, sinsi yapmaktan çekinmemektedirler. Oysa: “İslam'a çağrıldığı halde, Allah'a karşı yalan uyduranlardan daha zalim kimdir? Allah, zalim bir kavmi hidayete erdirmez. Onlar, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, kendi nurunu tamamlayıcıdır; kâfirler hoş görmese bile. Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O'dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam'ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. (Saf:7- 9)”.
Maneviyat duygusundan yoksun olan kişi veya kuruluşlarda her şey maddeye yönelik olduğundan sarf edilenlerin karşılığı hemen beklenilmektedir. Basın ve yayın kuruluşlarıyla Müslümanları karalamak, aşağılamak için tüm imkânlarını kullanmaktan geri kalmayanlar Müslümanların zulme uğramaları için ne gerekiyorsa hemen yapılmasını istemekte ve beklemektedirler. Bu demokrasi denilen yönetim biçimlerinin sekteye uğramasına sebep olsa bile. Bunlar bir tek şeyi görmüyor ve bilmiyorlar “karanlığın en koyu anı aydınlığa en yakın olan zamandır.” Bunlar istedikleri kadar engellemeler, karalamalar yapsalar bile gençlik uyanmakta, İslam’a sarılmalar çığ gibi dünyanın her tarafında hızla artmaktadır. Gençler özellikle kızlarımız tüm engellemelere rağmen okumakta her biri kendi dalında bir başarı abidesi olarak yükselmektedir. Müslüman’ın varlığı her zaman İslam düşmanları için korku kaynağı olmuş ve olmaya da devam etmektedir. Onlar Müslümanları engellemek içi ellerindeki tüm imkânları sarf etmekten geri kalmamaktadırlar. Fakat bütün bu harcamalar ve engellemeler onlar için kuyruk acısı olmakta başka bir işe yaramamaktadır. “Gerçek şu ki, inkâr edenler, (insanları) Allah'ın yolundan engellemek için mallarını harcarlar; bundan böyle de harcayacaklar. Sonra bu, onlara kuyruk acısı olacaktır, sonra bozguna uğratılacaklardır. İnkâr edenler sonunda cehenneme sürülüp toplanacaklardır. (Enfal:36)”.
Müslümanların zaferi elde etmelerinin tek yolu vardır o da kur-an ve sünnet ekseninde oluşan bir birlikteliği sağlamaktır. Bu bağlamda Müslümanlar dünyanın maddi çıkarlarına fazla bağımlı olmadan dünya nimetlerini hem kendileri hem de insanlık için kullandırma yönünden yenilikler yapmak zorundadırlar. Unutulmamalıdır ki, maneviyat fert için, insanlık için, dünyanın imarı için, toplumların ıslahı için sigorta konumundadır. Bu sigortanın da sargısı iman ve mücadeledir. “Ey iman edenler, sizi acı bir azabdan kurtaracak bir ticareti haber vereyim mi? Allah'a ve O'nun Resulü'ne iman edersiniz, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edersiniz. Bu, sizin için daha hayırlıdır; eğer bilirseniz. (Saf:10- 11)”.
Bu uhrevi hayat için bir sonuçtur. Fakat bu dünya için asıl sevindirici olan konu ilk dönem Müslümanlarının tevhit ekseni etrafında birleşmeleri sonucu nasıl ki o günkü birçok zorba devletleri alt ettilerse bu günün Müslümanları da birlik beraberlik içinde olur ortak bir noktaya Allah’ın ipine sarılırlarsa başarılmaması için hiçbir neden yoktur. “Ve seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allah'tan 'yardım ve zafer (nusret)' ve yakın bir fetih. Mü'minleri müjdele. (Saf:13)”. Çünkü Allah indinde bu dünya hayatı için yegâne yaşam biçimi İslam’dır. İslam’dan başka tüm yaşam biçimleri insanlar için hüsrandır ve Allah indinde geçersizdir. “Kim İslam'dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de kayba uğrayanlardandır. (Al-i imran:85)”.
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.
Abdulhelim ALMALI

Ekleme Tarihi: 23.07.2008 - 00:42
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1926 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ustam54 (64), hacabdey (65), ahmet38 (39), selam olsun (45), cilali61 (51), Gülü Sevin (43), miraç51 (45), MaviPIRLANTA83 (41), raul (34), Yarali-BosnaM (49), Rahmetullah (42), ismail hakk&yac.. (36), minikkusum (35), tuna_boyu (39), sumeyya66 (58), Yasemin_88 (36), yaratilmis (45), sada (43), NETZERO (39), ademyorulmaz (39), tasarý (49), asude82 (42), crane (43), sead26 (44), sniper7754 (47), aydýn28 (61), m.tayfun (35), ReisBey (54), merveofset (45)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.13930 saniyede açıldı