0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » KADIN & AiLE » Ailede eşleri birbirine düşman eden hastalık

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 9 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  
Ailede eşleri birbirine düşman eden hastalık

1463 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2007
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
Cinsiyeti: Erkek 

İnternet günümüzde teknolojik iletişim aracı olmaktan çıkıp yuva yıkmaya kadar giden evlilik sorunlarına sebep olabiliyor. Chat hastalığına tutulan hanımların kimi bu problemi aşabiliyor. Kimi de evliliğini sonlandırmak zorunda kalıyor.







Aylin Hanım 30 yaşında, üniversite mezunu. Bir muhasebe bürosunda çalışıyor. İki çocuk annesi. 1997’de Arif Bey’le tanışır. Henüz üniversite öğrencisiyken evlenmeye karar verirler. Aylin Hanım, okulunu bitirdikten sonra ilk çocuğu Eren’i, bir yıl sonra da ikinci oğlu Emre’yi dünyaya getirir. O dönemde maddî manevî sıkıntılar çeken genç çift, zaman zaman ‘ayrılma kararı’ alsalar da çocukları için bu ‘mutsuz’ birlikteliği sürdürürler. Oğulları biraz büyüyünce Aylin Hanım çalışmaya başlar. Böylece ailenin geçim sıkıntısı biter. Fakat geçen zaman ‘yorgun çift’in ilişkisini daha da yıpratır. Arif Bey’in ilgisizliği yüzünden Aylin Hanım kendini çok yalnız hisseder. Gazete eklerinden birinde okuduğu haberle ‘kendince’ bu yalnızlığına bir çözüm bulur. Şüphesiz bunun zamanla daha büyük sıkıntılara sebep olacağını bilmeden…

Aylin Hanım, bir psikolog desteği alıyor bugün. Kendi iradesiyle bir türlü bırakamadığı “chat” hastalığını yenebilmek için… Yıllar önce çocukları için ayrılmadığı eşinden uzaklaşıyor, evli kalmak istemiyor çünkü. Üstelik sanal arkadaşlıklara müptela olmak sosyal ilişkilerini de olumsuz etkiliyor. Bilgisayar başında tükettiği saatler onun uykusuz kalmasına, çocuklarıyla yeterince ilgilenememesine, iş hayatında dikkat dağınıklığı yaşamasına sebep oluyor. Hasılı, Aylin Hanım bu kötü alışkanlığının bedelini ağır ödüyor.

ONUNKİ ÇOK MASUM BAŞLAMIŞTI

Aylin Hanım, kadınlar arasında hızla yayılan internette sohbet (chat) hastalığının ne ilk ne de son kahramanı. Her geçen gün artan boşanma oranları da hastalığın hızla yayıldığının bir habercisi. Zeliha Hanım’ın chat hastalığı ise çok masumane başlıyor. 13 yıllık eşine ve iki kızına hep daha iyiyi sunmayı kendine görev edinen fedakâr eş, arkadaşlarının tavsiyesiyle orijinal yemek tarifleri için internet sitelerinde gezinmeye başlıyor. Bir gün küçük kızı için değişik pasta tarifleri ararken yan tarafta sürekli yanıp sönen kutucuk ilgisini çekiyor. Bir de ‘Burada kendinizi yalnız hissetmeyeceksiniz’ yazısı… Merak ediyor ve sohbet odasına çeşitli yönlendirmelerle üye olup giriyor. Sonra da hayatı değişiyor yavaş yavaş.

Peki, neden evli bir hanım sanal dostluklardan medet umar? Bu konuda uzmanların çeşitli görüşleri var. Görüştüğümüz psikolog ve psikiyatrların üzerinde birleştikleri trajik gerçek, sanal âlemden zamanla vazgeçemeyen kadınların yüzde 35-40’ı, geçmiş dönemde eşleri tarafından küçük ya da büyük ihanete uğramış hanımlar. Yaşadıkları hayal kırıklığını unutamadıklarından, sanal âlemde tanımadığı erkeklerle sohbet ederek eşinin yaptıklarına ‘güya’ karşılık veriyor. İlk zamanlar ‘nasıl olsa verdiğim bilgiler yanlış, oradaki ben değilim ki!’ dese de ucundan kıyısından girdiği sanal dairenin içine zamanla dâhil oluyor, çoğu zaman da yaşadığı zaman ve mekândan kendini soyutluyor.

Aile Terapisti Psikolog Yasemin Uçal, sohbet odaları sebebiyle boşanan çiftlerin sayısının bilinenden beş kat daha fazla olduğu görüşünde. Ona göre, günümüz kadınları manevi anlamda kendini ihmal ediyor. İçlerinde büyük boşluklarla yaşıyor. Eğer bir kadın eğitim seviyesi, bilgi ve birikim noktasında kendini ifade etmekte yetersiz kalıyorsa, sanal âlemde seviyesine uygun birilerini rahatça buluyor. Bir de hızlı hayat tarzı insanların sıkıntılarını artırıyor, artık kimse kimsenin sorunlarını dinlemek istemiyor. Biri derdini anlatmak için ağzını açsa karşı taraf ondan çok konuşup dertleri sıralamaya başlıyor. Oysa sanal dünyada bireyler kendilerini dinleyebilecek birilerini muhakkak buluyor. Çünkü sohbet odalarına girenler konuşmak, dinlemek ve dertleşmek için oradalar.

“Bazı insanlar alışkanlık geliştirmeye yatkındır. Yüz kişi internetle haşir neşir olur; ama 10’u alışkanlık geliştirir.” diyor, Sema Hastanesi’nden Psikiyatr Prof. Dr. Hamdi Tutkun. “Mutsuz insanlar chat yapar.” kanaatine katılmayan ve bunun bir kişilik tarzı olduğunu belirten Prof. Tutkun’a göre insanlar her zaman paraya ihtiyacı olduğu için değil, kişilik özellikleri sebebiyle de at yarışı, kumar oynar. Chat de bunun gibi. Ahlâkî değerleri hafife almakla bağlantılı yani… “Kişi yalnız değildir, mutludur da. Ama aile bağlarına, eş sadakatine inanmayan ya da bunu hafife alanlar için bu davranışın olumsuz bir tarafı yoktur.” diyor. Aylin Hanım ise Hamdi Bey’e katılmıyor. Kendisinin mutsuz olduğunu, eşiyle olan sıkıntılarının onu sanal âleme ittiğini iddia ederek, yaşadıklarından eşini de sorumlu tutuyor.

“ARTIK HAKİMLER CHAT KONUŞMALARINI DİKKATE ALIYOR”

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün istatistik verilerine göre Türkiye’de 1990’da 25 bin 712 olan boşanma sayısı 15 yıl sonra 88 bin 736 olmuş. Yani yüzde 245 oranında bir artış söz konusu. Peki, chat sebebiyle boşananların oranı ne? Türkiye’de bu konuda tutulmuş bir istatistik yok maalesef. Avukat Halim Yılmaz, önceden mahkemelerde chat yazışmalarının delil olarak kullanılamadığını, fakat günümüzde bu sebeple boşanmak isteyenlerin oranı artınca hâkimlerin artık sanal konuşmaları dikkate almak zorunda kaldığını söylüyor. Mahkeme açısından yazışmaların en az 6 ay, hemen her gün yapılmış olması önemli. Yılmaz, evlilik soyut olsa da nikâhla birlikte evliliğin sadakat, sorumluluk, geçim, cinsellik gibi somut temellerinin olduğunu ve bu temellerden bir ya da birkaçına zarar gelmesinin boşanma gerekçesi olabileceğini belirtiyor.

Kadın-erkek arasında geçen sanal konuşmalarda bir kadının ancak eşine söyleyebileceği sevgi ve bağlılık cümleleri, sadakatsizliğe varacak ifadeler, tahrik unsuru oluşturacak görüntü ya da söylemler davalarda kullanılan materyallere örnek gösteriliyor. Avukat Halim Bey, karşılaştığı vakalardan yola çıkarak evli kadın ve erkekler arasında sanal sohbetin çok yaygın olduğunu söylüyor: “Taraflardan biri sanal âlemin müptelası olduysa; eşini, çocuğunu ihmal ediyor, evliliğin gereklerini yerine getiremiyor. Ondan sonra da mutsuzluk, huzursuzluk, geçimsizlik başlıyor. Sanal dünyaya açılan bir kapı evlilik hayatını altüst etmeye yetiyor. Özellikle bu tarz sebeplerle boşanmak isteyenlere mahkeme (çiftin isteğine bağlı olarak) psikologlarla görüşmeyi tavsiye ediyor. Eğer terapilerden sonra çift hâlâ ayrılmak istiyorsa o zaman boşanma kararı veriliyor.”

İKİ ÇOCUK ANNESİ SANAL ÂLEMDEN VAZGEÇMEDİ, EŞİNDEN BOŞANDI

Psikolog Yasemin Uçal’a göre, sanal alemle bağlarını koparmak maksadıyla terapi desteği alanların yarısında tedavi sonuç vermediği için çiftler boşanıyor. Evliliğe devam edenlerde ise erkekler çok zor durumda kalıyor. Görünmeyen biriyle âdeta savaşıyor, düşmanlık yapıyor, mutsuz oluyor, cinsel hayatları olumsuz etkileniyor. “Yakın zamanda terapilere gelen bir hanım, 3 ve 5 yaşında iki çocuğu olmasına rağmen, sanal âlemden kopamadı ve eşini artık sevmediğini, istemediğini söyleyerek boşanmaya karar verdi.” diyor. Oysa sanal dünya saplantısından kısa sürede kurtulan Zeliha Hanım, eşinden boşanmayı hiçbir zaman düşünmemiş. Kurduğu sanal dostlukların ona bir yarar sağlamadığını zaman içinde anlamış. Ama doğru olmadığını bile bile evde her yalnız kaldığında gözü bilgisayara takılmış. Bir ay kadar kendi iradesiyle bu sorunu aşmaya çalışmış. Bakmış olmuyor, bir arkadaşının önerisi üzerine psikologdan yardım almaya karar vermiş.

Zeliha Hanım terapilerde ilerleme kaydedince seanslara eşi Ahmet Bey de katılmış. Şimdi bilgisayar bile görmek istemediğini söyleyen Bursalı Zeliha Hanım, eşiyle yaşadığı sorunları şöyle anlatıyor: “İlk zamanlar önüme gelen herkesle konuşuyordum; ama hiçbir zaman gerçek kimliğimi vermedim, korktum. Zamanla belli bir arkadaş grubum oldu. İçlerinde erkekler de vardı. Yazılarla konuşmak, kelimelerin ardındaki insanlara sevgi duymak bana esrarengiz gelmişti. Eşim işe, çocuklar da okula gider gitmez bilgisayarın başına oturup neredeyse akşama kadar kalkmıyordum. Eve gelen giden olursa bilgisayarı kapatıyordum ancak. Akşamları girmezdim ama aklım hep orada kalırdı.”

Zeliha Hanım’daki değişimi fark eden Ahmet Bey, sorunun nereden kaynaklandığını anlamaya çalışır ilk önce. Karşısına çıkan tablo onu hem şaşırtır hem de üzer. Zaten eşinin yardım almak istemesi de bu üzüntüden sonra başlar. Ahmet Bey’in yaşadığı güven sorunu terapiler sayesinde aşılır. Ayrıca ayrıldıklarında arkalarında kalacak kızları, Zeliha Hanım’ın pişmanlığı ve bilmeden böyle bir yanlışa yelken açması da çiftin beraberliklerini kurtarmalarında etkili olur.

İnternet kullanımının artmasıyla başlayan bu tür problemler hakkında değerlendirme yaparken, Prof. Hamdi Tutkun önemli bir noktaya da temas ediyor: “Her kullanıcıyı ‘zararlı’ görmek doğru değil. Fakat evde işler yolunda gitmiyor, eşler arasında huzursuzluk ve tahammülsüzlük varsa, çiftlerden birinde depresyon hâli gözlemleniyorsa, kadın geçmişte aldatılmışsa, aile reisi ara ara ufak kaçamaklar yapıyor, eşi de bunları hissediyorsa bu şartlar altında bir anda bilgisayara sarılan hanımların davranışlarını gözlemlemekte fayda var. Sebep ve sonuç ilişkisi her zaman önemlidir.”

Kendini kısa sürede sanal âlemin merkezinde bulan Aylin Hanım, genelde erkeklerle konuşmayı tercih eder sohbet odalarında. Yıllardır onu anlayamayan eşinden bıkıp usanmıştır çünkü. “Nasıl olsa gerçek değil.” düşüncesi onu rahatlatmış ve “eşimi aldatıyorum” diye düşünmemiş hiç. Zamanla dostluk adı altında kurulan diyaloglar yön değiştirmiş. Hem karşı taraf hem de onun açısından. Zaten pamuk ipliğine bağlı, çocuklarının hatırıyla ayakta durmaya çalışan evlilikleri biraz daha yara almaya başlamış. “Kocamla tartıştığımızda ev ortamını germezdik. Yaşadığım tüm gelgitler evin huzurunu kaçırmaya yetti. Küçük kızım aramızda geçenlerden psikolojik olarak etkilendi. Yemek yiyemiyor, sürekli istifra ediyordu. O zaman anladım nasıl bir çukura düştüğümü, sevdiklerimi de oraya sürüklediğimi…” sözleriyle anlatıyor duyduğu pişmanlığı. “Hiç kimse ‘gerçek kimliğimi vermiyorum’ diyerek vicdanını rahatlatmasın. Zaman içinde gerçek kimliğinizi verecek duruma geliyorsunuz. Yalancı dünyada kurulan tüm dostluklar zararlı arkadaşlıklara dönüşmeye mahkûm.” sözleriyle de bu hastalığa karşı herkesi uyarıyor.

KADINLAR FITRAT KODLARINI UNUTMAMALI

Peki, sanal yolculuğa çıkmış biri nasıl geri dönebilir? Yasemin Uçal’a göre, kadınlar acilen kimlikleriyle barışmalı, önce kadın sonra anne ve eş olduklarını unutmamalı. Çünkü günümüz hanımlarının çoğu, fıtrat kodlarını bozdukları için ellerindekilerle mutlu olmayı başaramıyor, eş olmanın, anne olmanın ulviliğini kavrayamıyor, mevcut hâlinden sıkılıp yeni arayışlar içine giriyor. Kadınların kendilerini bilgi, kültür, ahlâk, psikoloji yönlerinden ve sosyal anlamda geliştirmeleri gerektiğine değinerek, “Bir kadın maddi ve manevi yönden gelişimini ömrünce noktalamamalı. Eğer noktaladıysa hemen harekete geçmeli. Mesela kitap okumalı, dinî hassasiyetlerine, mahremiyet duygusuna önem verip bunlara sahip çıkmalı, fıtrat kodunu öğrenip onlar doğrultusunda hareket etmeli.” diyor.

Psikiyatr Hamdi Tutkun, bu tür rahatsızlıkların aile içine sızmadan halledilmesinden yana. Çünkü eşler arasında güven sorunu çıkabilir. “Tedaviden çok tedbirler önemlidir” diyen Tutkun’un yaptığı tavsiyeler şöyle: “Kişi kendi iradesiyle savaşmamalı. İnsan iradesi zayıftır. Önce evden bilgisayar çıkarılmalı. Eşler aynı evde birbirinden bağımsız uzun süre vakit geçirmemeli. Evde bilgisayar varsa çiftler farklı giriş şifreleri kullanmamalı, her şey şeffaf olmalı. Eğer biri cep telefonunun karıştırılmasından hoşlanmıyorsa bu tarz şeylere meyli var demektir. Yaşananlar dar dairede kalmalı. Bilen çok olursa affetme de zor olur. Chat müptelası olan hanımların yüzde 40’ının kocasına ‘Aynıyla karşılık verme’ niyetiyle sanal âleme dâhil olduklarını da unutmamalı. Erkekler de davranışlarını kontrol altına alıp hanımlarına bu tarz yanlışlar yapmamalı.”

CHAT YAPMANIN DİNEN HÜKMÜ NEDİR?

Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden İslam Hukuku Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Eskicioğlu’nun konuyla ilgili görüşleri şöyle: “İradeli her hareket dindir. İradeyle yapılmış her davranışın hesabı verilecektir. Hanefi fakihi Serahsi, bir kadınla erkeğin edep dairesinde karşılıklı oturup konuşmasında bir sakınca görmez. Ben de bunu savunuyorum. Chat belki karşılıklı konuşma değil. Ama internette kadın-erkek karşılıklı sohbet ettiğinde; birinden biri konuşulanlardan etkilenip tahrik olabilir, çünkü zamanla sohbetlerin nereye gideceği belli olmaz, bunun garantisi yoktur. İnsan iradesi zayıftır. Kişi kendini kaptırabilir. Birey ancak nikâhlı eşiyle paylaşabileceği mevzuları sanal ortamda konuşuyorsa psikolojisi, sosyal düzeni bozulur, dinen de kaybedenler arasında olur. Kadın ya da erkek ilgi, sevgi ihtiyacını sanal ortamda karşılıyorsa; eşine karşı bağlılığı her geçen gün azalır ve evlilik biter. İslam dininde aklı, malı, nesli, korumak esastır.”

İNTERNETTE BAŞLAYAN, KANLA BİTEN BİR AŞK

Eskici Türkü Bar’da garsonluk yapan Nebil Örgen (23), Burdur’da yaşayan Zeliha Özsarı (20) ile internette bir arkadaşlık sitesinde tanışır. Bir süre sonra birbirlerini görmek isteyen iki sevgiliden Zeliha, Adana’ya Nebil’in yanına gelir. Ailesinin istememesine rağmen genç kızı evinde misafir eden Nebil, bir hafta sonra, barda çalıştığı bir gece dışarı çağrılıp kafasına sıkılan kurşunla yaralanır, kaldırıldığı hastanede 2 gün sonra hayatını kaybeder. Katil zanlısı ile boğuşan bar sahibi Ömer Beyazçiçek, saldırganın elinden cinayette kullandığı silahı almayı başarır; ancak saldırgan kaçar. Gözaltına alınan Zeliha Özsarı, “Nebil, beni Adana’ya davet edip evlenmek istediğini söyledi. Ben de her şeyi bırakıp yanına geldim. Ancak Nebil’in ailesi ilişkimize sıcak bakmadı. Babama Adana’ya geldikten sonra telefon edip yerimi ve Nebil’in ne iş yaptığını söyledim. Olumlu bakıp destek için 500 YTL para gönderdi. Her şeyin yoluna girdiğini düşünmeye başlarken, Nebil’in ölüm haberiyle dünyam başıma yıkıldı,” diye konuşuyor.

CHAT ARKADAŞINA KAÇAN EVLİ KADINI KOCASI ÖLDÜRDÜ

Almanya’nın Bergkamen kentinde yaşayan Keçiborlulu Ahmet Karaosman, kendisinden ayrılmak isteyen iki çocuk annesi 16 yıllık eşi Emine Karaosman’ı (36) boğarak öldürür. İnternetteki arkadaşı Uğur Ö. (27), Emine ile altı aydır ‘yasak aşk’ yaşadığını iddia ediyor: “Emine ile internette tanıştık. Önceleri tavla oynuyorduk. Daha sonra görüntülü sohbet başladı. İlk gördüğümde ona âşık olmuştum. O da aynı şekilde beni seviyordu. Evliydi ama kocasından boşanmak istiyordu. İnternette her gece sabaha kadar sohbet ediyorduk. Kocası o sıralar hastanede yatıyordu. Gün geçtikçe birbirimize daha çok bağlanıyorduk. Bir konuşmamızda ‘Yanına gelmeyi çok istiyorum’ dedi. Maddi sorunları olduğu için, arkadaşlarından borç para alarak bir aylığına yanıma geldi. Sonunda benimle olan ilişkisini kocasına anlatmış. ‘Artık bu evliliği bitirelim. Benim sevgilim var’ demiş. Sonra da cinayet gecesi kocası hem ağlamış hem de onu öldürmüş. Ben haberi Emine’nin kızından aldım. ‘Uğur abi, annemi de babamı da sen aldın elimizden’ dedi bana.”

SEKRETER KIZIN KATİLİ CHAT ARKADAŞI ÇIKTI

Sinop’ta, Ocak 2006’da öldürülen 22 yaşındaki sekreter Özlem Güney’in katili, chat yaparken tanıştığı vergi memuru Hüseyin Göklerinoğlu (46) çıkar. Sekreterin bilgisayar kayıtlarını inceleyen polis, 1,5 yıl süren takibin ardından cinayet sanığına ulaşır. Sırtından ve boynunun sol kısmından bıçaklanmış hâlde bulunan Özlem’in katiline ulaşabilmek için polis, genç kızın bilgisayar kayıtlarından edindiği bilgilerle, aralarında Göklerinoğlu’nun da bulunduğu şüpheli 8 kişiyi gözaltına alır. Sonra delil yetersizliğinden gözaltına alınanların tümü serbest bırakılır. Ancak polis sabırla araştırmasını sürdürür. Şüphelerin odağındaki Hüseyin Göklerinoğlu’nun telefonunu dinlemeye alır. Cinayetin üzerinden 1,5 yıl geçtiği için, olayın unutulduğunu düşünerek telefonda rahat rahat konuşan vergi memuru, çelişkili ifadeler kullanınca yakayı ele verdi. Sorgulamasında Özlem Güney’i öldürdüğünü şöyle itiraf eder Göklerinoğlu: “Nisan 2000’de internette chat yaparken tanıştık Özlem’le. Bir süre sonra telefonla görüşmeye başladık. Tanışmak için bürosuna gittiğimde tartışmaya başladık. Sinirden deliye döndüm. Sehpa üzerinde bulunan bıçağı vücuduna rastgele sapladım. Bıçağı da rıhtım bölgesinde denize fırlattım.”


aksiyon


Ekleme Tarihi: 13.05.2008 - 08:13
Bu mesajı bildir   Maksat kelam olsun üyenin diğer mesajları Maksat kelam olsun`in Profili Maksat kelam olsun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
yaka ignesi su an offline yaka ignesi  

68 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 30.03.2008
En Son On: 16.10.2013 - 22:42
Cinsiyeti: Bayan 
yazıyı şimdi okudum,çok faydalı buldum.umarım müslüman genç annelerimiz bu tuzaklara düşmezler.madde bagımlılıgı her yönden kötüdür ama bu başka bir bela...insana dogru kullanılmazsa her yönden zarar verebiliyor.Elinize Saglik Allah Razı Olsun
Ekleme Tarihi: 13.05.2008 - 10:00
Bu mesajı bildir   yaka ignesi üyenin diğer mesajları yaka ignesi`in Profili yaka ignesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
pembe_PAPATYA su an offline pembe_PAPATYA  

330 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.08.2007
En Son On: 15.08.2010 - 21:27
Cinsiyeti: Bayan 
Artık çağımızın sorunu haline geldi chat..çok güzel bir paylaşım Elinize Saglik Te$ekkürler
Ekleme Tarihi: 13.05.2008 - 11:19
Bu mesajı bildir   pembe_PAPATYA üyenin diğer mesajları pembe_PAPATYA`in Profili pembe_PAPATYA Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Berraksu1 su an offline Berraksu1  
ÇOK ÖNEMLİ SOSYAL BİR PROBLEM....

226 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.02.2008
En Son On: 14.06.2008 - 21:44
Cinsiyeti: Erkek 
Konu çok önemli ve maalesef yaygın bir problemi yansıtıyor.Özelikle akıl ve irade bakımından gerekli güçlü yapıya, donanıma sahip olmayan eşler ya tek taraflı yada çift taraflı olarak bu yazı içeriğindeki problemin tuzağına düşebiliyorlar.

Allah hem irade açısından hemde nefsimizi tanıma açısından cümlemizi güçlü kılsın.Yoksa medeniyetin kolaycı görünen yüzleri mahvoluşlarada sebep olması kaçınılmazdır.

Hiç bir nimet yoktur ki beraberinde gerekli donanıma sahip olmayan insanları mahvedecek özelikler taşımasın.

Allah'ın en sevgili kulu Efendimizin misal olarak deveye binerek ulaşım yaptığı bir yaşantısı olmuşken, bugün son derece modern konforlu araçlarla ulaşım yapılmakta oluşunun hikmetini çözebilirsek bu işin hikmetide ortaya çıkmış olur.

Yoksa hiç bir nesil hiç bir kuşak torpilli olarak Dünyaya gelmemiştir. Gelen nimetler, içlerinde insanlardan alıp götürecekleri ile harmanlanıp paketlenmiş olarak Allah katından önümüze sunulmaktadır.

Saltanat Allah'ın o böyle imtihan etmek istiyorsa bizede sadece aklımızı kullanıp gereğini yapmak düşüyor.


Elinize Saglik Te$ekkürler
Ekleme Tarihi: 13.05.2008 - 12:06
Bu mesajı bildir   Berraksu1 üyenin diğer mesajları Berraksu1`in Profili zum Anfang der Seite
_LaL_ su an offline _LaL_  
Ailede eşleri birbirine düşman eden hastalık

838 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.03.2007
En Son On: 17.12.2010 - 23:47
Cinsiyeti: ----- 
Allahım cümlemizi öyle kötü ortam ve sapkınlıklardan korusun..




Ekleme Tarihi: 13.05.2008 - 12:15
Bu mesajı bildir   _LaL_ üyenin diğer mesajları _LaL_`in Profili _LaL_ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
BETÜLSENA su an offline BETÜLSENA  
Themenicon    İRADE

64 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.03.2005
En Son On: 04.02.2013 - 00:06
Cinsiyeti: Bayan 
SADECE BAYANLAR DEĞİL ERKEKLERDE AYNI ŞEKİLDE OLANLAR VAR.SAYMAKLA BİTMEZ.

YANİ YALNIZLIK İLGİSİZLİK BUNLAR FASA FİSO.
ALLAH YARDIMCISI OLSUN ÖYLE OLAN KARDEŞLERİMİZİM.PC de PC de PC de PC de PC de YAZ YAZ NEREYE KADAR.
Ekleme Tarihi: 18.07.2008 - 11:30
Bu mesajı bildir   BETÜLSENA üyenin diğer mesajları BETÜLSENA`in Profili BETÜLSENA Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
halk yolcusu su an offline halk yolcusu  

1504 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.05.2008
En Son On: 07.08.2009 - 22:12
Cinsiyeti: Bayan 
betul sena kardeşim sana katılıyorum kadınları bırak erkek lerde yapıyo allah yardımcımız olsun kardeşlerim yazı muhteşem güzel ibret verici.ders çıkıyo dikkatli okuyunca allah razı olsun kardeşimizden
Ekleme Tarihi: 18.07.2008 - 15:47
Bu mesajı bildir   halk yolcusu üyenin diğer mesajları halk yolcusu`in Profili halk yolcusu Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Te$ekkürler Elinize Saglik Kardesim

İnternet Kullanımı, Chatleşme Ve Sanal İletişim
Tarık muzaffer
21. yüzyıl her alanda olduğu gibi insan ilişkilerinde de derin ve köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Değişimdeki hızın baş döndürücü olması kontrolü ve takibi zorlaştırmaktadır. Bundan dolayı değişime maruz kalan olay ve olgularla ilgili sonucu ve kessin etkileri tahmin etmek oldukça zordur. Değişimle beraber yaşamımıza yeni kavramlar girmektedir. 10- 15 yıl öncesine kadar bir çoğumuzun ismini dahi duymadığı Chat; bilişim teknolojilerinin hızlı bir biçimde değiştiği, geliştiği bu dönemde insanın olağan iletişim ihtiyacını gidermenin en kolay ve görece ucuz yollarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Evet Sanal iletişimin tanımından yapısına kadar, netleşmeyi bekleyen birçok problem vardır. Bu netliğin değişimde ki hıza bağlı olarak uzun bir süre sağlanamayacağı görülmektedir. Bu anlayışla olaya yaklaştığımızda İnternet ortamındaki sanal iletişim ve ilişkilerin gidişatı ve etkisi konusunda son sözü söylemek oldukça zordur. Ancak sanal iletişimin birçok kişinin hayatına girmesiyle beraber bu iletişim tarzı birçok akademik kuruluşun ve akademisyenin ilgisini çekmiştir. Yapılan araştırma sonuçları Sanal iletişimin tanımı, yapısı, etkisi konusunda bizlere bilimsel bilgiler sunmaktadır. Ancak yapılan bu araştırmaların yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Araştırmaları yetersiz kılan temel nedenler konusunda şunlar söylenebilir:

o Chatleşme aracı olarak kullanılan birçok program, görsel ve işlevsel formlarını yenilemektedir.

o Birçok Chat programı çoklu ortam araçlarıyla ilişkilendirilmiştir.

o Yaygınlığı her geçen gün daha artmaktadır.

o Araştırmalara katılan denekler gerçek yaşamla bağları zayıf olan kişiler olduğundan beklentiye dönük cevaplar verebilmektedirler. Buda araştırmaların sağlıklı sonuca ulaşmasını olumsuz etkilemektedir.

o Yeni bir kavram olduğu için kaynaklar yetersizdir.



Chatleşme zararlımıdır?

Cansız olan her nesne fayda ve zarar açısından nötr bir işleve sahiptir. Bilgisayar da, donanım dediğimiz birçok elektronik aygıtın bir araya gelmesiyle belli bir takım işlevleri yerine getiren bir nesneler bütünlüğüdür. Bu açıklama bilgisayarı kullanmak yararlı mı zararlı mı sorusunun cevabı olarak düşünülebilir. Kişinin oto kontrolü, hayata yüklediği anlam, inancı ve inancının yaşamındaki etkisi, aile ilişkileri, gelecek tasavvuru, chatin başında geçen süre… vb chatleşmenin zararları hususunda belirleyici faktörlerdir. Yaygınlığını ve kullanıcıların eğilimini göz önünde bulundurarak şu an ki yapısıyla büyük bir zararı olduğunu söylemek mümkündür. Elbette yararları vardır. Ancak yarar ve zarar açısından karşılaştırıldığında zararının etkisi daha büyük bir orana sahiptir. İlk zamanlar gençler ve zamanı bol olan kişiler arasında yaygınlaşan Chatleşme zamanla yetişkinler, ev hanımları, çocuklar, eğitim düzeyi yüksek kişiler arasında da yaygınlaşmıştır. Artık zamanı kısıtlı olanların vaktini bile alan bir tüketim kültürüne dönüşmüştür.

Chatleşmenin Bireye etkisi

Chatleşme Geçici doyum için vazgeçilmez bir ortamdır. Artık birçok insanın hayatında sanal sohbet bir yaşam tarzına dönüşmüştür. Gerçek yaşamda güçsüz ve aciz olan kişiler, internet ortamında daha cesur olurlar.

Sanal iletişim bastırılmış duyguların önünü açar, karşılıklı olması halinde karşıdaki insanın, mahremiyet sınırlarını ihlal etmesine göz yumar. Sanal dünyada gerçek yaşam ile sanal yaşam yer değiştirir. İkisinin arasına kalın bir duvar girmiş olur. Hakikati yansıtmayan, kişinin gerçek benliğinden uzak ve yapay sahte duygu ile geçici rahatlamalar yaşanır. Bu rahatlamalar kalıcı alışkanlığa dönüştüğünde kullanıcıları kendisine mecbur bırakır. Bu durum gerçekten kopuş ve kendisinden kaçış gibi derin patolojilere sebep olabilir. Ayrıca Zihinsel kirlenmenin yanında zaman israfı, Aile ilişkilerinde yalnızlaşma, duygusal ilişkilerde eşiyle yetinememe, var olan eş yerine daha farklı alternatifler arama ve bulma gibi olumsuzluklara sebep olmaktadır.

Gençliğin dinamizmi, enerjisi ve potansiyeli sohbet odalarında karşılığı olmayan bir tüketime dönüşmektedir. İnternet ve sanal sohbet çoğu zaman kullanıcıların hoşuna gider. Ancak iletişimin gerçek yaşamda ve gerçek mekânlarda devam etmemesi durumunda kalıcı bir olumlu benlik imajının oluşmasına etkisi yoktur. Amerika'da yapılan bir araştırma, Chat’ın geçici bir hoşluk yarattığını ama uzun vadede yalnızlık hissini ve depresyonu arttırdığını ortaya çıkarmış.

Sohbetin yapıldığı zaman için doğrudan zarardan bahs etmek her zaman mümkün olmayabilir. Ancak, İnsan yaşamı bir süreçtir. Bu sürecin bugünü, yarınını oldukça etkilemektedir. Dolayısıyla sanal sohbetin bir yaşam tarzı haline gelmesi gerçek hayata adaptasyonu zorlaştırır. Suni gündem oluşturur, yapay ilişkilere ve gerçekle bağların zayıflamasına sebep olur. Üniversiteyi kazanabilecek zihinsel yeterliliğe sahip olan bir genç, bu potansiyelini sohbet odalarında harcadığı için geleceğini heba etmiş olur. Yüksek zihinsel potansiyele sahip bireylerin reel karşılığı olmayan bu tüketim kültürüne bulaşmaları ülkelerin ve insanlığın üretim potansiyelini de olumsuz etkilemektedir. Çok zeki olan bir genç, zamanını internetin başında sanal sohbet ederek tükettiğinde, başarıda ki çaba faktörünü ihmal etmiş olacağı için iyi bir üniversiteyi kazanamaz. Zeki birisinin üniversiteyi kazanamaması durumunda – üniversitelerin öğrenci seçiminde kontenjana göre öğrenci aldıklarını düşünürsek- çok çaba sarf edip zekâ potansiyeli daha az olup ama daha çok çaba sarf edenlere bırakmış olacaktır. Çaba ve samimiyetin her zaman başarı için bir öncül olamayacağı gerçeğinden hareket edersek bu durum Sektörlerde daha niteliksiz insanların söz sahibi olmalarına sebep olur. Buda üretimi ve özgünlüğü baltalar.

Topluma ve Aileye Etkisi

Chatleşmenin toplumsal etkisi konusunda şimdilik çok fazla şey söylemek mümkün değildir. Çünkü toplumsal etki bireysel etkinin yaygınlığına ve nesiller üzerindeki etkisine bağlıdır. Bir olgunun toplumsal etkiye dönüşebilmesi için 15-20 yıllık bir zaman diliminin geçmesi gerekebilir. Bu süre içinde sanal ortamda tanışan ve evlenen ailelerin çocukları olacaktır. Bu çocukların sanal iletişime yükleyecekleri anlam elbette farklı olacaktır. Bu farklılık yavaş yavaş bir yaşam tarzına dönüşecektir. Gençliğin dinamizmi, enerjisi ve potansiyeli sohbet odalarında karşılığı olmayan bir tüketime dönüştüğü için toplumların insan gücü kaybı yaşanacak. Bu durum gelişmenin en büyük handikaplarından biri olarak durgunlaşmaya, gerilemeye ve tehdide dönüşebilir.

Zamanının çoğunu internetin başında geçiren bireylerin baba veya anne rolüne sahip olmalarıyla farklı iletişim tarzları meydanı gelecektir. Çocuğunun zamanını verimli kullanamamasından şikâyetçi olan bir baba, gençlik yıllarında zamanının çoğunu chat yaparak geçirmişse, chatleşmenin olumsuzluklarını çocuğuna izah ederken tutarlı olmadığının farkında olarak kendi içinde çatışma yaşayacaktır.

İnsanlar Sanal Sohbete Neden ihtiyaç duyar

Bu sorunun cevabını yukarıda çeşitli satır aralarına serpiştirdik. Genel Eğilimle ilgili analitik bir değerlendirme yapacak olursak şunlar söylenebilir. İlkel arzular her insanda vardır. Bu arzular sürekli doyum sağlama eğilimindedirler. Karşı cinsi arzulamak ilkel benliğin bir arzusudur. Alt benlikte, kişi karşı cinsi biyolojik olarak arzular. Onun yanında olmak onunla iletişime geçmek kişiyi hoşnut eder. Sorumsuzluk ve kuralsızlık alt benliğin hoşlandığı bir başka durumdur. Kişi saldırgan olmak ister. Kişi bu saldırgan içgüdüsünü bazen dijital oyunlarla bazen sanal odalarda küfür ederek ya da sataşarak deşarj etmeye çalışır. Sanal âlemde sanal sohbetler; bu duygulara (cinsellik, saldırganlık ve sorumsuzluk) doyum sağlar. Üst benliğin bu noktada güçsüz olması kişide oto kontrol kaybına sebep olur. İnsanların sanal sohbete ihtiyaç duymalarına sebep olan faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz:

- Gerçek hayattaki boşluğu doldurma ihtiyacı

- Yalnızlıktan dolayı Vakit geçirme ve oyalanma

- Bilinçaltındaki cinsellik ve saldırganlık içgüdüsü için doyum ihtiyacı

- Toplumsal kurallar karşısında bilinçaltındaki anarşist eğilimler

- Karşı cinsten arkadaş edinme ve duygusal doyum ihtiyacı

- Tanıdık ortamda ifade edilemeyen düşüncelerin sorumluluğun az olduğu bir ortamda daha rahat ifade edilmesi… vb



Özetlemek Gerekirse Chat’ın ve İnternetin Zararları ile Faydalarını şu şekilde sıralayabiliriz.

1. İnsanoğlu bilgiyi kazanma, bilginin temelini sağlam bir zemin üzerine bina etme işlevini daha çok çocukluk yıllarında yerine getirir. Bireyin topluma kazandırılması erken yaşlarda şekillenir. Erken dönemde sağlam bir zemin üzerine bilişsel ve duyuşsal sorumluluklar inşa edilmezse bu sorumsuz ve tüketen bir neslin oluşması demektir. Üretimin olmadığı bir toplumda kalıcı bir ilerlemeden bahs etmek mümkün değildir. Sanal sohbetler bu temelin atılmasını aşırı zaman israfından dolayı engellemektedir. Dolayısıyla internette zaman israfı tüketen bir neslin ortaya çıkmasına sebep olur.

2. Rumuz kullanımı veya sahte isim kullanma kolaylığı nedeniyle internette gerçekleşen ilişkilerde kişiler ahlâk sınırlarını zorlayan davranışlarda bulunabilirler.

3. Chat’ta konuşma ile yazı arasında gidip gelen bir dil kurulması, bu sınırların kimi zaman karşıdaki tarafından kaba/aşırı ciddi/sulu/kırıcı olarak algılanabileceği kadar birbirine geçmesi iletişimde sorunlar yaratabilir.

4. Aile kurumuna son verebilir. Evliliği dağılan yetişkinler gittikçe artmakta.

5. Geçici bir rahatlama sağlar ileride gerçek yaşamla entegrasyonu zorlar.

6. kitle iletişim araçlarıyla hadd safhaya ulaşan yalnızlaşma ve izolasyonu arttırır. Aile içi iletişimi olumsuz etkiler.

7. internetteki içeriğin veya bazı yaklaşımların özellikle çocukları araştırmaktan alıkoyduğu; bilgiyi çok kolay erişilebilen hazır paketlere dönüştürerek çocukların araştırma eğilimini körelttiği de görülüyor.

8. Ahlaki yozlaşmaya sebep olur.

9. Çoğu gerçek zamanlı, 24 saat devam eden bilgisayar oyunları yüzünden, dünya şimdi yeni bir sosyal problem yaşıyor: Oyun

Neler Yapmalısınız.

Kontrollü bir şekilde interneti kullanmak ve Chatleşme zarar vermez. Otokontrol olmalı. İnternette geçecek zaman ve sohbetler belirli saatlerle sınırlandırılmalıdır.

İletişim için Chat kanallarını kullanmak yerine, sadece tanıdıklarınızın MSN Messenger adreslerini listelerinize ekleyip, geçici ve kısıtlı bir süre sohbet edebilirsiniz. Tanımadığınız mail adreslerinin listeleme talebini olumlu onaylamayınız.

İnternette tanışılan kişilere Resimlerinizi yollamayınız. Çünkü bir internet kullanıcısı şunu ifade ediyor: … kız rumuzları ile Chat odalarına girip bize fotoğraflarını yollayan erkeklerin 1-2 dakikada kafalarını kesip, yine internetteki porno sitelerden indirdiğimiz fotoğraflara monte edip onlara geri yolluyorduk.” Bu durum bayanlar içinde aynı -hata daha fazla- riski taşımaktadır. Photoshop çıktıktan sonra birçok yorumcu resmin delil olma özelliğini kaybettiğini söylüyor. Yani Photoshop’la dileyen dilediğini dilediği kılığa sokabilir.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: İnternetin ve chatleşmenin zararları daha çok şahsidir. Ama faydaları ise umumidir. Şahsi zararlar artarsa toplumsal yaraya dönüşür. Toplumsal yara sağlıksız nesiller demektir.

Ekleme Tarihi: 18.07.2008 - 18:14
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
halk yolcusu su an offline halk yolcusu  

1504 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.05.2008
En Son On: 07.08.2009 - 22:12
Cinsiyeti: Bayan 
allah razı olsun kardeşim sagol bilgilerin için Elinize Saglik
Ekleme Tarihi: 18.07.2008 - 18:17
Bu mesajı bildir   halk yolcusu üyenin diğer mesajları halk yolcusu`in Profili halk yolcusu Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1462 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
Yalvac (61), kmurrad (59), endulus (57), ercan_sw (51), erhanseyfi (64), B e t u l (52), h.t (62), zisan_gul (41), hasretkafesi (53), ahmetkb (52), mustakar01 (62), tövbekargenç (44), mekoc66 (56), ahmet_k22 (39), Abdullah-10 (57), maruf-1 (59), GuelSevdasi81 (43), inci-2 (61), maxsibilyan (45), enesny (42), ramadan48 (42), fatmaavci (62), FIRTINA 50 (56), kaptan67 (61), menzil38 (57), Hacer -72 (52), Guel (39), A H M E T (45), msk02 (47), Mehmet_Ank (63), yusufgezer (41), Aydýn Vu.. (55), Sezer (), oguzlarx27 (55), M.Riza Sekerli (54), kamanliadem (59), eva_maria (36), musab b. ümeyr (42), nurfatih (46), AhmetBayrak (56), ali öz (48), köln42 (58), xAhmetx (49), sadullahyusuf (40), abdülhamit (231), tigrisriver (45), sürmeli (41), enesertugrul (52), medsav (67), Turan64 (61), GCc_EEi (42), ahmetsait (44), alidogan1 (64), ayhanisik42 (51), sedi güngörmü&t.. (59), baha1903 (40), bünyan (59), Orbay1 (56), kaymakli-50 (58), cagri67 (52), HAKAN ERGÜT (50), ravda dostu (40), fatiha42&07 (54), mavipýna.. (59), efrailakcay (51), Bekir 38 (39), selva sehito&et.. (40), Mursid (60), turkish wolf (52)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.78127 saniyede açıldı