0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » KADIN & AiLE » Tesettür şeairdir

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
Tesettür şeairdir

1686 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.07.2007
En Son On: 17.08.2009 - 12:01
Cinsiyeti: Bayan 
Tanzimat döneminden beri ülkemiz gündeminden düşmeyen tesettür konusunun toplumu geri bıraktığı bir kısım pozitivist aydınlarca hep ifade edildi. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetinde de Kemalistlerin toplum hayatından silmek istedikleri şeairlerin başında tesettür geldi. Çünkü tesettürlü her hanım unutturulmak istenen dinin ve ölümün hatırlatıcısı hükmünde. Kamusal alanda halen tesettüre tahammül edilmemesinin arkasında bu bakış açısı yatmakta. Ülkemizde tesettürlü hanımların üniversite eğitimlerine başladıkları 60’lı yıllardan 90’lı yıllara uzanan çizgide, bu yasaklamayı ve yasağa başkaldırıyı net olarak görmek mümkündür.
(Not: Enstitü sayfamızda şeair kavramı ile ilgili detaylı bilgiyi okuyabilirsiniz.)

Tesettürün modası olur mu?
90’lı yıllardan itibaren Özal siyaseti sayesinde dindarlarda artan gelir seviyesiyle birlikte “tesettür modası” tabiri de ortaya çıkar, hatta tesettür defileleri yapılmaya, kıyafet katalogları yayınlamaya başlar.
Oysaki tesettür ve moda birbirinden o kadar farklı iki kavramdır ki!
Tesettür, bedensel olarak algılanmaya karşı bir duruş. Moda ise görünenin daha fazla fark edilir olması ile gücünü ispatlıyor.
Modada sınır tanımazlık ve değişimin sürekliliği asıl. Tesettürde ise ölçüler net. Modanın bedenin bazı yerlerini kapatıp, bazı yerlerini açarak bir noktaya topladığı cazibe alanıyla, tesettür ilkesinin uyum içinde olabilmesi mümkün değil. O zaman tesettürün ilkeleriyle modanın değişime dayalı yapısı nasıl bir arada bulunacak?
Tesettür modası tabiri, diğer taraftan tesettürün moda ve demode kelimeleriyle birlikte düşünülmesi gibi bir neticeyi hazırlamakta… Moda ile birlikte anılan her türlü kavramda daima kazanan moda olmakta. Çünkü moda gücünü sınır tanımazlığa borçludur. Tesettürün kendini bu sınır tanımazlık içinde muhafaza edebilmesi, ancak tesettür ilkelerinin yeniden yeniye altının çizilmesi ile mümkün olabilir.
Günümüzde kamusal alanın tesettürlü kadınlara yasaklanmasına yönelik tartışmalar, ticarî kazanca dönüştürülmüş ve tesettür defileleriyle nihayetlenmiştir. (Kaynak: Fatma Karabıyık Barbaroslu, Şov ve Mahrem, s. 120.)

Tesettür modasının ekonomik değeri
Ülkemizde Kemalizmin kamusal alanda kesinlikle görmek istemediği tesettürü, tüketim ekonomisi moda haline getirerek meyvelerini toplamakta.
Uluslar arası arenada da tesettür modası kavramı, kapitalist sistemin ilgi alanında. International Herald Tribune gazetesi moda sayfasını “türban modası”na ayırdı. Orta Doğu ülkelerindeki modacıların görüşlerine de yer verilen gazetede türban modasının büyük bir pazar oluşturduğu görüşlerine yer verildi. “İslâmî moda”nın yıllık küresel piyasa değeri en az 96 milyar dolar. Avrupa Birliği’nde yaşayan 16 milyon Müslüman bir yılda 960 milyon ile 4,8 milyar değerinde giyim piyasası oluşturuyor. (Sabah gazetesi, 20 Eylül 2007.)
Bu tablo da modacıların iştahını alabildiğine kabartıyor!

Üstü Mekke, altı Paris
Tesettür modasını takip etmeye çalışan hanımlar “Çeyrek tesettür, Üstü Mekke-Altı Paris” gibi eleştirilerle son dönemlerde tesettür tartışmalarına yeni bir boyut kazandırıyorlar. Makyaj, makyajın rengine uygun başörtüsü, daracık dış kıyafetler kimi yazarlarca “Takva fukaraları! Zor geliyorsa çıkarın kafanızdakini!” tarzında değerlendiriliyor. Dıştan bakanların bu tarz düşünmelere doğru da olabilir... Burada dikkat çeken husus bizim ne kadar göz önünde bulunduğumuz ve davranışlarımızın mercek altında tutulduğudur. Bu bakımdan tesettür konusunda hanımların çok duyarlı ve dikkatli davranmaları gerekir. Her ibadetin gösterilen ölçüler içinde ve tavizsiz uygulanması şarttır. Tesettürle moda arasındaki ilişki şöyle olabilir: Tesettür modaya değil, moda tesettüre tâbi olmalıdır. Tesettürün ruhu incitilmeden moda takip edilebilir.
Tabii tesettüre yeni başlayanlara biraz anlayış gösterilmesi de doğru olacaktır.
Tesettürü hayatına yeni yerleştirmeye çalışanlar, ne kadarını yapabiliyorlarsa, onunla başlayabilirler. Yeter ki, tesettürün ölçüsünü ve kendilerinin bunu ne derece gerçekleştirebildiğinin farkında olsunlar; ileride kalan eksiğini de tamamlama niyet ve azminde bulunsunlar.
Öncesinde tesettür ölçülerine titizlikle riayet ederken, sonraları makyaja ve dar, şeffaf kıyafetlere merak saranlara ise Hz. Yusuf’un (as) Kur’ân’da yer alan duasını hatırlatmakta fayda var: “Şüphesiz nefis daima kötülüğe sevk eder. Ancak Rabbim rahmet ederse, o başka!” (Yusuf Suresi: 53.)
Kusursuzluk Allah’a mahsustur. “Ben kusursuzum!” diyen kişiye, o söz kusur olarak yeter. Önemli olan eksik de olsa bir an önce, hemen başlamaktır. Mükemmele doğru giden yolda, kusurlu da olsa başlamaya karar vermek, yolu yarılamak değil midir?
Son söz olarak, elbiselerin en güzelinin takva elbisesi, örtülerin en şık olanınınsa hayâ örtüsü olduğunu bir kez daha hatırlatalım.

Nezih ve müşfik olmak.
Her konuda olduğu gibi bu konudaki tartışmalarda da Risale-i Nur’daki müspet hareket çizgisiyle şekillenmiş nezih ve müşfik bir üslûp önemli.
Gerek risalelerden, gerekse hatıralardan örnekler sunarak tesettür uğruna hapis yatan Bediüzzaman Hazretlerinden şefkat eksenli hizmet dersi alalım.
* Bunlardan biri Gençlik Rehberi’nde yer alan ve “Bu zamanda zındıka dalâleti İslâmiyete karşı muharebesinde şeytan kumandasına verilen fırkalardan en dehşetlisi yarım çıplak hanımlardır” ifadesiyle, bu çerçevede izahların yapıldığı “Bir mesele-i mühimme” bahsiyle ilgili olarak, Üstadın sonradan koydurduğu not.
Müstehcenliğin tahripkâr sonuçlarının ve güzellik nimetine şükrün nasıl eda edileceğinin anlatıldığı bu bölümdeki ifadelerin hanımları incitebileceği endişesiyle kaleme alınan bu notta Üstad, “Şefkat kahramanı olan hemşirelerimiz bu iki sayfadaki şiddetle meşgul olup müteessir olmasınlar” tavsiyesinde bulunuyor. (s. 32.)
* Zübeyir Gündüzalp’in Üstaddan naklettiği şu şefkat yüklü beyanlar önemli:
“Ahir zamanda taife-i nisa dine mühim hizmet yapacaklardır. Kendilerinin açık saçıklığa heves etmeleri onların fenalığından değil, zaife oldukları için, kendilerini himaye edecek bir kocaya sahip olabilmek gibi bir histen ileri geliyor. Ben kadınların müdafiiyim.” (Necmeddin Şahiner, Nura Adanan Bir Ömür: Zübeyir Abi, s. 165.)
* Bir diğer örnekse Ali İhsan Tola’dan:
Bediüzzaman Hazretleri, Denizli mahkemesinde beraat kararının çıkmasını sağlayan hâkimlerden Hesna Şener’e, karardan bir süre sonra akrabası Tola ile selâm gönderiyor. Ama Tola, Hesna Hanım “açık saçık” diye gitmiyor. Üstad ikinci kez, “Manevî evlâtlığıma kabul ettiğim Hesna’ya selâm söyle” diyor; Tola yine gitmiyor. Üstadın üçüncü söyleyişinde “farz oldu” diye gidip selâmı ilettiğinde Hesna Hanım, “Ona lâyık olabildik mi?” diye ağlıyor. Görüşme sonrası Üstad, Tola’ya, “Ne o, Hesna tesettürsüz diye darılıyor muydun?” diye takılıyor. (İhsan Atasoy, Kulluğu İçinde Bir Sultan: Tahirî Mutlu, s. 83–84.)


Tesettürün ölçüsü
Ahzab Suresinde emredilen tarzda inancımıza uygun giyinmeyi tercih eden bir hanımefendi el, yüz dışında tüm bedenini örten uzunlukta ve beden hatlarını belli etmeyen bollukta bir kıyafeti tercih etmelidir.
Bu ölçüye göre giyilen kıyafetin beden hatlarını belli edecek derecede dar ve altındakini gösterecek kadar şeffaf da olmaması gerekir. Kıyafetlerin darlığı ve inceliği konusunda Peygamberimizin (asm) hanımlara ikazları vardır. Peygamberimiz (asm) öyle giyinenleri, “Giyinmişler, ama yine de çıplak sayılacaklar” diye tanımlar.
Gençler tarafından sıkça tercih edilen pantolon ise sünnet ölçülerine göre giyildiğinde takva elbisesi içinde sayılır. Yeter ki, pantolonun üzerinde topuklara kadar uzanan bol bir dış kıyafet (pardösü, manto…) olsun. (Kadın İlmihali, Yeni Asya Neşriyat, s. 257.)
Bu ölçülerle sınırları tespit edilen tesettürlü giyimin modelleri zengin, çeşitleri de fazladır. İklime, kültüre, sosyal çevreye, iç dünyasındaki isteklere göre tesettüre uygun gayet sevimli ve zarif kıyafetler oluşturmak mümkündür.

Bizimaile
Ekleme Tarihi: 16.02.2008 - 18:16
Bu mesajı bildir   KaLBeNuR üyenin diğer mesajları KaLBeNuR`in Profili KaLBeNuR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1697 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
burcunur (42), jihad soldat (43), alpakman (34), kerbela_34 (41), SpedeR (47), eminilhan (47), Glkc (36), mujdatciftci (35), aklima gelmedi (34), meraladem (39), heval yunus (34), muhammet ali (38), sosyolog983 (41), agus (44), müslüman cocuk (37), nakirev (42), enime (42), furkan_^^ (49), guller (44), sahdamar (41), metin uzun (42), abdulsamet (55), negative (39), homurhomur (51), snibsirm (44), husamaygor (37), estor (63), caykarali61 (43), aLi_osman (36), Avci_55 (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.79971 saniyede açıldı