0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » Yasak koyarken hiç 'mutabakat' aradınız mı?

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
RuZGaR su an offline RuZGaR  
Yasak koyarken hiç 'mutabakat' aradınız mı?

Moderator
1295 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.12.2004
En Son On: 19.03.2012 - 20:30
Cinsiyeti: Bayan 
Önceki akşam M.Ali Birand’ın “32. Gün”ü ile Ali Kırca’nın “Siyaset Meydanı” arasında gittim-geldim... Bazen ona zıpladım, bazen ötekine zıpladım... Çünkü her ikisinde de “başörtüsü” konuşuluyordu...

Öncelikle şunu söyleyeyim: Birand’da, “çok büyük bir performans düşüklüğü” var... “Artık bırakma zamanı gelmiş” dersem, herhalde bana kızmaz... Zira; ne “salon”a hakim olabiliyor, ne de “konu”lara... Bence, Birand, “kendini yenileyemediği” gibi, “sermayeden yemeye” başlamış!.. Bence, bu işi “tadında bıraksa” iyi olur...
Ali Kırca’ya gelince... Kırca, önceki akşam “program” değil, “şov” yaptı... Tamam, “Programın 15. Yılı” filân ama, biraz bıkkınlık verdi... Bu, böyle ne kadar devam eder?.. Ya kendini yenileyecek, ya kepenkleri indirecek... Çünkü, Kırca da “eskimeye” başlamış!..

TARTIŞMA 40 YILDIR SÜRÜYOR!

Bunları böylece belirttikten sonra, gelelim programlarda sarfedilen sözlere.
Öncelikli olarak denildi ki;
“Türkiye’nin birçok sorunu varken, bir yandan terör bir yandan ekonomik problemler belimizi bükerken, türbanı tartışmanın sırası mıydı?”
Bu sözleri sarfeden bir insanın ya çok “sığ” ya da iri bir “sığır” olması gerekir ki, başörtüsü tartışmalarını “yersiz” ve “gereksiz” buluyor!..
Oysa, “başörtüsü” tartışmaları bugün ortaya çıkmış değildir... Bu tartışmalar tam “40 yıldır” yapılmakta, bu “yara” tam 40 yıldır kanamaktadır!
Sırası mıydı?.. Evet, sırasıydı... Çok geç bile kalındı... Zira, ne “terör” biter bu ülkede, ne de “ekonomik sorun”lar!..
Onların hallolmasını beklemek demek, “çıkmaz ayın onbeşinde kırmızı kar yağmasını” beklemek demek!..
Bu öğrencilerin 40 yıl beklediği yetmedi mi?..
Bırakın hallolsun da, bir 40 yıl daha beklemekten kurtulsunlar!..
Ama o “sığ”lar ve “sığır”lar, “bekleme”nin ne demek olduğunu bilmezler!..
Öyle ya;
“Tok, açın halinden ne anlar!?!”



HANGİ UZLAŞMA, HANGİ MUTABAKAT?
Bir de şu boynuna “kravat” veya “papyon” takıp da, kendilerinin “adam” olduğunu zannettiren tipler var... Onlar da; hiç utanmadan, hiç sıkılmadan diyorlar ki;
“Türban sorununun; üniversitelerle uzlaşı sağlanmadan yeni düzenleme arayışlarıyla gündeme gelmesinin sebep olduğu huzursuzluk ortamından büyük üzüntü duymaktayız... Sorunun; toplumsal mutabakatla, uzlaşmayla ve Anayasa’nın değişmez temel ilkelerine, laikliğe bağlı kalınarak çözümlenebileceğine inanıyoruz.”
Söyleyin Allah aşkına;
Böylelerine “ebleh” ve “dangalak” denmez de ne denir?..
Ulan; başörtüsü yasağını koyarken “uzlaşma” ve “mutabakat” aradınız mı ki; yasağın kalkması için “uzlaşma” ve “mutabakat” arıyorsunuz?..
Hele söyleyin bana;
“Üniversitelerde başörtüsü ile okumak yasaktır” şeklindeki yönetmelik veya genelgeleri yayınlamadan önce, kime sordunuz?..
Meselâ, “başörtülü” öğrencilere; “Kızım, biz böyle bir yasak koyuyoruz. Sen ne diyorsun?” diye sordunuz mu?.. O kızların analarına, babalarına sordunuz mu?..
Yoo, hayır sormadınız!.
Hiç kimseye sormadınız!..
Tam aksine;
“Başörtümle okumak istiyorum” diyen öğrencinin ağzını kapattınız!.. Daha da olmadı; “ikna odaları”yla, “cop”larla, “tekme”lerle, “sopa”larla uyguladınız yasağı!..
Hiç kimsenin “isyanı”na, hiç kimsenin “gözyaşı”na ve hiç kimsenin “çığlık”larına bakmadan yasakladınız başörtüsünü!..
Ne “uzlaşma” aradınız, ne de “mutabakat!” “Despotça” uyguladınız yasağı!..
Şimdi kalkmış; “uzlaşma” diyorsunuz, “toplumsal mutabakat” diyorsunuz!..

Çorum dolaylarında, böyleleri için bir söz söylerler: “Alan da gaçan mı?”
Bir de, çocuklar arası kavgada bir söz söylenir... Çocuklar; kendilerini “keriz” yerine koyup, “uyanık” ayaklarına yatan böyleleri için, “pışşıkk” derler; “Pışşık... Senin anan güzel mi?!?”


Kaldı ki; “toplumsal mutabakat” da sağlandı, “uzlaşma” da... Toplumun “yüzde 80’i” başörtüsünün “serbest” bırakılmasını istiyorsa, daha hangi toplumsal mutabakattan, hangi uzlaşmadan söz ediliyor?..
Alın işte; “549 milletvekili”nden 404’ü “evet” demiş... Yani “5’te 4’lük” bir “mutabakat” ve “uzlaşma” sağlanmış...
Ne yapalım yani; yüzde 19’luk CHP ile yüzde 1’lik DSP “hayır” dedi diye, “uzlaşma sağlanmış” saymayacak mıyız?..
Kendinize güldürmeyin Allah aşkına!..


SEN KÖSTEBEKSEN BEN NE YAPAYIM?

Bir de, şöyle eleştiri getirenler var:
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne türbanla ilgili 2002 yılında 333, 2003 yılında 18, 2004 yılında 12, 2005 yılında ise 3 kişi başvurmuştur. 2006 yılında hiç şikâyet başvurusu yapılmamıştır.
Ne değişti de artık cami önlerinde toplanıp bağırmıyorlar? Acaba malum odaklar sessiz kalmaları yönünde talimat mı verdi?”
Ben, bunları “kafasını kuma sokan devekuşları” gibi görüyorum... Hayır, “devekuşu” değil, bunlar “yerin altında gezinen köstebekler”e döndüler!..
O kadar “yerin altında”lar ki, yeryüzünde olan-bitenden habersizler!..
Ulan; tam 145 haftadır İzmit’te, tam 104 haftadır Ankara’da ve bir yılı aşkın zamandır Adapazarı’nda, Akçakoca’da, İzmir’de, Konya’da ve Van’da sürdürülen “Cumartesi eylemleri”ni sen görmüyorsan, bildiri okuyanları görmeyecek kadar “kör” ve çığlıkları duymayacak kadar “sağır” isen, ben ne yapayım?..

Şu hale bakın;
Adam, gözlerini sıkıca kapamış, “güneş yok, her taraf karanlık” diyor!..
Be adam; sen “köstebek” isen, sen “yarasa” isen, “güneş” ne yapsın?..
Çocuklar meydanlarda bağırıyor ve “başörtüsüne özgürlük” diye haykırıyor; bunu “Mısır’daki sağır sultanlar” bile duyuyor, ama sen duymuyorsan, ben ne yapayım?..
“Çığlık”ları bile duymuyorsan, git “kulak”larını yıkat!..
“Başörtümle okumak istiyorum” yazılı “pankart”ları görmüyorsan, git “göz”lerini muayene ettir!..
Ya da, “at gözlüklerini” çıkart!..
Ama, sakın ola;
“Niye bağırmıyorlar” deme!..
Ne yani;
Yıllardır bağırdılar da, sen duydun mu?

YÜZDE 1 İSE, NİYE KORKUYORSUNUZ?
Uzun lâfın kısası; ne söyleseler, hangi iddiayı ileri sürseler boş!.. “Tutundukları dal”lar da çürük, “savundukları görüş”ler de!..
İler-tutar yanları yok!..
Lime lime dökülüyorlar!..
Toparlayacak olursak;
“Başörtüsü yasak” derken, kendileri bir “uzlaşma” ve “mutabakat” aramadılar ki; şimdi uzlaşma ve mutabakat demeye hakları olsun!..
Başörtülü öğrenciler, tam 145 haftadır “Başörtüsü yasağı sürüyor... Duyuyor musun?” diye haykırdılar ama “sağır” kulaklar duymadı, “kör” gözler görmedi...
Dolayısıyla, şimdi kalkıp da “niye bağırmıyorlar?” demek, tek kelimeyle “insafsızlık” ve “vicdansızlık”tır!..
Bırakın artık “mağrur” pozlarını da, “mağdur” edilen onbinlerce genç kızın sesini duyun!..
“Bahane” aramaktan vazgeçin artık!..
Hem “Başörtüsü mağdurlarının yüzde 1 oranında olduğunu” söylüyorsunuz, hem de bu yüzde 1’den korkuyorsunuz!..
Yalan söylüyorsunuz!..
Ya, “yüzde 1” yalandır, ya da “korku”larınız!..
Yüzde 1’den hiç korkulur mu?..
Korkmayın!..
Zira, korkunun ecele faydası yoktur!..
Korkmayın!..
Sizin başörtülülere reva gördüğünüz zulmü, başörtülüler size yapmaz!.
Çünkü onlar “insan”dır!.. Çünkü onlar “merhametli”dir!.. Çünkü onlar “Müslüman”dır!..
Müslümanlar “zalim” olmazlar!..
--------
Taşlar bağlı, köpekler serbest!

Başkent İnanç Özgürlüğü Platformu'nun her Cumartesi günü Abdi İpekçi Parkı'nda gerçekleştirdiği "başörtüsüne özgürlük" eylemleri, ikinci yılını geride bırakıyor. Tam 104 haftadır inanca saygı ve başörtüsüne özgürlük için Cumartesi günleri Abdi İpekçi Parkı'nda eylem yapan Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu'nun bugünkü eylemine geniş katılım bekleniyordu...
Ancak, ne oldu bilinmez; "başörtüsü"nden sonra, "başörtüsüne özgürlük istemek" de yasaklandı!..
Gerekçe çok ilginç: Aynı yerde ve aynı saatlerde "başörtüsü karşıtlarının mitingi" varmış!..
Doğrusu, "Ankara Valiliği'nin tavrı"nı hâlâ anlayabilmiş değilim... Eğer bir "provokasyon" endişesi varsa; "yasakçı güruh"un mitingini yasakla!..
Ya da, ikisini birden yasakla!..
Ama bugün, "başörtüsüne hayır" diyenler istediği gibi bağıracak, "başörtüsüne özgürlük" isteyenler susacak!..
O sözün, tam sırasıdır... Ne biçim "köy" bu?!? "Taş"ları bağlamışlar, "köpek"leri salmışlar!..
Valiliğin yaptığı tam da budur!

Hasan Karakaya - Vakit

Ekleme Tarihi: 10.02.2008 - 17:54
Bu mesajı bildir   RuZGaR üyenin diğer mesajları RuZGaR`in Profili RuZGaR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ebu_hanzala su an offline ebu_hanzala  

395 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 26.12.2007
En Son On: 14.06.2008 - 17:49
Cinsiyeti: Erkek 
Şu hale bakın;
Adam, gözlerini sıkıca kapamış, “güneş yok, her taraf karanlık” diyor!..
Be adam; sen “köstebek” isen, sen “yarasa” isen, “güneş” ne yapsın?..
Çocuklar meydanlarda bağırıyor ve “başörtüsüne özgürlük” diye haykırıyor; bunu “Mısır’daki sağır sultanlar” bile duyuyor, ama sen duymuyorsan, ben ne yapayım?..
“Çığlık”ları bile duymuyorsan, git “kulak”larını yıkat!..
“Başörtümle okumak istiyorum” yazılı “pankart”ları görmüyorsan, git “göz”lerini muayene ettir!..
Ya da, “at gözlüklerini” çıkart!..
Ama, sakın ola;
“Niye bağırmıyorlar” deme!..
Ne yani;
Yıllardır bağırdılar da, sen duydun mu?
ALINTI.

Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir, onların gözlerinde perde vardır. Onları büyük bir azap beklemektedir.
Kimi insanlar var ki; «Allah'a ve Ahiret gününe inandık» derler, ama aslında inanmamışlardır.
Bunlar Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece kendilerini aldatıyorlar, ama bunun farkında değildirler.
Onların kalplerinde hastalık vardır, Allah da bu hastalıklarını arttırmıştır, bu yakıncılıkları yüzünden onları acı bir azab beklemektedir.
Onlara «yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın» denildiği vakit «Biz yapıcı, düzeltici kimseleriz» derler.
İyi bilesiniz ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, fakat bunun farkında değildirler...
Onlara «Halk nasıl iman etti ise siz de öyle iman edin» denildiği zaman «Biz hiç beyinsiz ayaktakımı gibi iman eder miyiz?» derler. Asıl beyinsiz ayak takımı kendileridir, ama bunu bilmiyorlar.
Onlar müminler ile karşılaştıkları zaman «inandık» derler. Fakat şeytanları, elebaşları ile başbaşa kaldıkları zaman «Biz sizin yanınızdayız, onlarla sadece alay ediyoruz» derler.
Aslında onlarla alay eden ve kendilerini azgınlıkları içinde debelenmeye bırakan Allah'tır.
Onlar hidayet karşılığında sapıklığı satın alan kimselerdir. Bu yüzden yaptıkları ticaretten kazanç elde edememişler ve de hidayete erememişlerdir.
Onların durumu karanlıkta ateş yakan kimseler gibidir. Ateş etraflarını aydınlattığı zaman Allah onların aydınlıklarını gidererek kendilerini hiçbir şey göremeyecekleri koyu bir karanlıkta bırakır.
Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Bu yüzden geri dönemezler.
Ya da onların durumu koyu bulutlu, şimşekli ve gürültülü bir gökyüzünün yağmuruna tutulmuş, ölüm korkusu içinde yıldırımlara karşı parmakları ile kulaklarını tıkayan kimselere benzer. Allah kâfirleri çepeçevre kuşatandır.
Şimşek onların görme yeteneklerini nerede ise alıverecek. Çevrelerini aydınlatınca şimşeğin ışığı altında yürürler, fakat üzerlerine karanlık çökünce oldukları yerde kalakalırlar. Allah dileseydi, onların işitme ve görme yeteneklerini büsbütün giderirdi. Hiç kuşkusuz Allah her şeyi yapabilir.


EL-BAKARA 7-20
Ekleme Tarihi: 10.02.2008 - 18:05
Bu mesajı bildir   ebu_hanzala üyenin diğer mesajları ebu_hanzala`in Profili ebu_hanzala Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  

1463 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2007
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
Cinsiyeti: Erkek 
Sizin başörtülülere reva gördüğünüz zulmü, başörtülüler size yapmaz!.
Çünkü onlar “insan”dır!.. Çünkü onlar “merhametli”dir!.. Çünkü onlar “Müslüman”dır!..
Müslümanlar “zalim” olmazlar!..alıntı...


Bana kalırsa bunlar zavalıcaklar baş örtüsünden değil ahmaklar ...Yaptıkları zülümün kendilerini çarpacağını ve geriye dönmeye cesaret edemiyorlar yani anlayacağınız bunlarda yürekde yok hani bir söz vardır ya.."İT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR" veshasılı vardır elbet bu karanlık gecelerin nurlu sabahı elbet.."Keser döner sap döner gün gelir hesap döner" derler dedelerimiz...Ben o zavalılara şunu demek isterimo büyük hesap gününde görüşmek üzere....

selametle...
Ekleme Tarihi: 10.02.2008 - 21:12
Bu mesajı bildir   Maksat kelam olsun üyenin diğer mesajları Maksat kelam olsun`in Profili Maksat kelam olsun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1554 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
neco64 (56), hilas (49), nkayan (60), elifgirl (43), esenceliömer (46), o.z.k.a.n (47), TILSIMLI52 (47), türkoðlutü.. (61), allim (52), WebmasteR (43), gültekingumus (54), Nevnihal_17 (36), niyaziterzio&et.. (56), nurse_61 (39), yilmaz.s (54), bahadirb (35), hacisa (61), oguzhan01 (44), tarik tufan (40), hatiice (40), veli1975 (49), alpaslan (59), emre2500 (52), turquaz (38), neseliukala (52), yildirimlar (47), catlaak (50), islamgulu (38), belinay (47), delikarabekir (41), raydin (59), dünya (47), hasimbilgic (56), TalhaahmeT (51), tubis (38), cananuluocak (38), tufan_07 (39), huzur_u mah&tho.. (46), Ekrem (46), dilyar56 (52), habibe1994 (54), sevdim_gerisi_y.. (38), sadece_sen (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.95587 saniyede açıldı