0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Sahte paraların sahici hırsızlarını hatırlarken...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
Sahte paraların sahici hırsızlarını hatırlarken...

1686 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.07.2007
En Son On: 17.08.2009 - 12:01
Cinsiyeti: Bayan 
Rüzgârın elinde esirdir kum. Acemi avuçlarda kısacık bir kalıcılık sevinci. Çocukların köşesiz hayallerini hemencecik giyinen uslu bir deli. Unutulmuş kıyıların, terk edilmiş hayallerin buruk bekçisi. Gelip geçici. Dağılmaya hevesli. Uçucu, kaçıcı. Bir dokunuşun insafına yazgılı. Bir üflemede korkup kaçmaya hevesli hayal perisi. Kıyıda köşede bir anlık yakalanmışlık hali. Bir tutam kalıcılık hevesi. Az sonra yıkılası. Her an dağılası. Biçimin ebedî iflası.

Hal böyleyken, kumdan heykel yapmaya değer mi? Taşa kazınmaya değer, mermerde direnmeyi hak etmiş, granitin vefalı yüzünde sivrilip kalacak denli güzel o ince emekler, maharetli rötuşlar kumlara emanet edilebilir mi? Hemen, “Hayır!” demeye hazırım bu soruya.
Ama en az 50 heykeltıraş benim gibi düşünmemiş.. Erinmemişler üşenmemişler, Kum Heykeller Festivali düzenlemişler. Geçen yaz, onlarca kum heykel dokununca yıkılacak da olsalar, sanatçılarının ve seyircilerinin incelikli bakışlarını buluşturmuş.

Dokunsan yıkılacak heykellerden dokunaklı bir haber de çıkmıştı o zamanlar. Ne zamandır saklıyorum dosyalarım arasında:
“Dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili'ndeki Beach Park bünyesinde yerli yabancı 50 heykeltıraşın çalışmasıyla Uluslararası Kum Heykeller Festivali'nde sergilenen heykellere hırsız dadandı. Her gece heykellerin bir parçasını çalan hırsızlar, son olarak ‘Ali Baba ve Kırk Haramiler’in anlatıldığı heykel çalışmasında haramilerin değerli eşyalarını simgeleyen kumdan paraları ve kolyeleri çaldı.”

Kum zaten gelip geçici. Kumdan heykeller hepten gidici. Kumdan heykellerin kumdan paralarının ve kolyelerinin değersizliği ta başından belli. Ama çalma niyeti hiç geçici değil. Sahici. Hırsızlık, granit gibi katı bir gerçek. Geçersiz bir paraya yönelik de olsa, tamah ve hırs duygusu mermer gibi soğuk ve kalıcı. Zaten gelip geçici kumlardan yapılmış hepten gidici heykellerin değersizliği ta başından belli “para”larını gerçekten çalanlar, sahiden gasp edenler ne kadar çok şey kaybediyorlar! Farkındalar mı acaba?

Ömür de böyle değil mi?
Kendimizi uyanık sanacak denli içine daldığımız bu derin rüyada, sınandığımızı unutup, kendimize hiç de kalıcı olmayan “değerler” üzerinden kalıcı değersizlikler üretiyor değil miyiz?

Dünya da böyle değil mi?
Biriktirdikçe bizi tamamlayacağını umduğumuz, çoğalttıkça bizi kalıcı kılacağına kandığımız, hemencecik dağılası, az sonra terk edilesi kazançlar üzerinden kendimize ebedî hüsranlar topluyor değil miyiz?

Haberin devamı da var:
“Sabah festival alanına geldiklerinde, Kırk Haramiler’in para ve kolyelerini yerinde göremeyen festival yetkilileri, şok geçirdiler. Kumdan yapılan paraların maddi değerinin olmadığını belirten yetkililer, bu hırsızlığa anlam veremediklerini söylediler.”

Kumdan heykel yapmayı akleden heykeltıraşlar, acaba “Asr Suresi”nden de haberdarlar mı? Haberdarlarsa, kumdan heykellerinin başına gelenlerin bir “Asr” tefsiri sayılabileceğini bilmeleri gerekir:
Ne garip ki insanın kaybı zaten kaybedeceği şeyler üzerinde netleşiyor. Ne acı ki, insanın hüsranı başından elinde kalmayacağı belli şeyleri dört elle sarılması yüzünden kesinleşiyor.
Yemin olsun asr vaktine ki, insan ziyandadır. Biriktirdiğini sandığı şeyler zamanın hoyrat avuçlarında uçuşup dağılmaktadır. Eriyip giden, uçuşup yok olan şeylere hasrettiği hırsı elinde ebedî kayıp olarak kalmaktadır.
Şahitliğe çağırırım akıp giden zamanı ki, insan sürekli eksilmektedir. Kalıcılığına güvendiği değerler günlerin rüzgârında zerre zerre savrulmakta, umutlarını yasladığı kumdan kaleler kanlı gün batımlarının hançeriyle yıkılmaktadır. Başından beri eksilen, her an yokluğa düşen şeyler için büyüttüğü ve sivrilttiği bencilliği kalıcı zarar olarak hesabına yazılmaktadır.
Tanık olsun vaktin gelip geçiciliği ki, insan hüsrandadır; devamlı eksilmektedir. Zamanın dalgaları altında ezilen, ölümün yanı başında dağılıp toz olan sahte dayanaklara harcadığı muhabbetler omuzuna yük olarak asılmakta, sahte değerleri çaldığı halde sahiden hırsız sayılmaktadır.

Kumdan yapılmış “Kırk Haramiler” heykeli çoktan dağılıp toz oldu. Ama hırsımız şimdi ve burada.. Dimdik ayakta!

http://www.senaidemirci.net
Ekleme Tarihi: 15.01.2008 - 16:12
Bu mesajı bildir   KaLBeNuR üyenin diğer mesajları KaLBeNuR`in Profili KaLBeNuR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1747 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
YaHaMeS (39), ideal900 (47), Seher gülü (53), gözbebeðim (38), cemhan06 (45), sarikayamusa (45), kelamm (39), mkurban (40), isranur (41), kevserr (41), zemhari (52), omerkartal (54), salihaaydinoglu (43), Yasin57 (51), IslamExplorer37 (36), czenem (65), padem22 (39), Gülgüzeli (41), kucuk_ahmet (25), tesisat (44), mavi_maske (39), fakir58 (42), yasuaki01 (50), meryembebek (), hcryky (39), ymucur (43), hasno (46), rahmiz (40), bihter (54), nursen79 (45)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.89995 saniyede açıldı