0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » AHİR ZAMANDA KIZ BABASI OLMAK

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
MELIKSAH04** su an offline MELIKSAH04**  
Themenicon    AHİR ZAMANDA KIZ BABASI OLMAK

328 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.06.2007
En Son On: 06.08.2009 - 15:05
Cinsiyeti: ----- 
Ahir zamanda kız babası olmak


BUGÜN KENDİSİNİ biraz yorgun hissediyordu. Yataktan kalkmakla kalkmamak arasındaki tereddüt zihnini o kadar yormuştu ki, saatlerce uyuması ona fayda vermemişti.

Ne yapacağını bilmeden yataktan doğruldu.

Elini yüzünü yıkamak için banyoya doğru giderken, hep aynı soru zihnini meşgul ediyordu. Bu devirde çocuk sahibi olmak akıllıca birşey miydi? Yarının ne olacağını bilmiyor, planladığı şeylerin hep tersi çıkıyordu.

Aslında eşi hamile olduğunu söylediğinde ne kadar da mutlu olmuştu. Yüzünde mutluluktan neredeyse çiçek açacaktı. Şimdi ne olmuştu da bu kadar canı sıkılmış ve üzülmüştü?

Hayalini bir erkek çocuk süslüyordu aslında. Doktorun bebeğinin cinsiyetinin kız olduğunu söylemesi biraz canını sıkmıştı. Aslında Allah’ın takdirine karşı şekva etmek gibi bir niyeti yoktu. Herşeyden önce sağlıklı olması yeterdi doğacak kızının.

Amaçsızca salona doğru yürüdü. İlk gördüğü yere oturdu. Nerede okuduğunu hatırlamadığı birşeyler geçti zihninden:

“Cahiliye devrinde doğan çocuğunun kız olduğu söylendiğinde öfkeden kudurur, ne yapacağını bilemezdi babalar. Hele onu doğuran anneye neler denirdi. Biraz büyüyüp adım atmaya başlayınca, kız çocuğuna yapılması gereken yapılmalıydı.

Eşine, çocuğu dayısına götüreceğini söyleyen baba, eşinden çocuğunu hazırlamasını isterdi. Anne, dayıya gitmenin ne anlama geldiğini bilir, ama kaderine de isyan edemez, sessizce ağlar, dayısına gitme bahanesiyle yuvadan koparılan yavrusunun bir daha yuvaya dönmeyeceğini bilirdi.

Buna rağmen yerleşik âdetlere isyan edemez, denileni yapardı. Bir gün kız çocuğu olan biri bu zor, zor olduğu kadar da aşağılık işi yapmak için niyetlendi. Annesinin özenle hazırladığı yavruyu elinden tutarak çöle doğru yürümeye başladı.

Bir müddet sonra tenha bir yerde, olduğu yeri kazmaya başladı. Bunu oyun zanneden çocuk da neşe içerisinde babasına yardım ediyordu, başına geleceklerden habersizdi. Baba, çocuğunun boş bulunduğu bir anda arkasından ittirdi kazdığı kuyuya.

Bu sırada çocuk babasın elini tuttu ve ‘Babacığım, babacığım’ diye ağlamaya başladı. Adam o kadar taş kalpliydi ki, bu yalvarmaya rağmen utanç içerisinde gezmektense üzerine düşen(!) bu görevi soğukkanlılıkla yerine getirmeyi tercih etti.”

Bir anda irkildi. Bu kadar zalim bir çağda yaşamadığı için kendisini çok şanslı hissetti. “Böyle bir işi yapmak zorunda kalsaydım ne yapardım?” diye düşündü. Vicdanı o kadar sızlamıştı ki, oturduğu yerden kalkarak pencereye doğru yürüdü.

Dışarıda okula yetişmeye çalışan çocukları gördü. Kızlı-erkekli, aceleyle okula yetişmeye çalışan çocuklar mutluydu.

Kendi kızı da büyüyecek, okula gidecekti. Bir an Asr-ı Saadeti düşündü. Efendimizle şereflenen bu asırda mahallesiyle, sokağıyla her yerde onun ve kutlu sahabesinin havası esiyordu. O yüzden bu atmosfere emanet edilen her çocuk şanslıydı. Yetişirken ve yaşarken dünyanın ve çevrenin kirinden rahatlıkla korunuyordu. Ya şimdi?

Görünür olmanın herşey demek olduğu ahir zamanda, genç olmak çağın kurtlarıyla yoldaş olmak demekti. Modernitenin işgal kuvvetlerinin öncüsüydü kızlar. O, işgal etmek istediği zihinleri kadınlar üzerinden uyuşturuyordu. İlgili ilgisiz her tanıtım kampanyasının promosyonu güzel, alımlı ve genç kadınlardı.
Kadınlar, hem hedef kitleydi, hem de pazarlanan ürünün cazibe aracıydı. Model olarak kurgulanan bol makyajlı, zayıf ve uzun boylu kızlardan biri olmak, nice genç kızın rüyasıydı. Onlara benzemek için her yol deneniyor, olmadıkça tarifi imkânsız acılarla yaşamaya çalışılıyordu.

Her türlü ‘izm’in idraklerde yeşermesi için dişilik hep ön safta sürülüyordu sahaya.

Amaçsızca dolaştı salonda. Beynini kemiren düşüncelerden sıyrılmak umuduyla televizyonu açtı. Bol gürültülü, herkesin herşeyi bildiği kadın programları vardı ekranda. Biraz seyretti. Kadınların televizyonda görünme adına yaptıkları maymunlukları görünce midesi bulandı. Çocuğu da büyüyecek, belki de bunları izleyecekti.

Narin bir çiçek gibi olan yavrusunu, yetiştirirken bunlardan nasıl uzak tutacaktı? Emanetinin, Emanet Edene yaraşır bir kul olması için değerlerin değersizleştiği bu çağda ne yapacaktı? Şarkıcı olmak için evden kaçan, sonra da tüketim malzemesi olmuş bir zavallının çığlıkları yankılandı kulaklarında. Herkes kızın ailesini sorumlu tutuyordu. Bu çağda onun isteklerine kulak vermediği için tek suçlu onlardı.

Çünkü genç görünümlü yaşlı teyzeler öyle söylüyordu. Bu çağda herkes özgür olmalı ve özgürce herşeyi yapmalıydı. Çağın gerisinde kalmış âdetlerle çocuk yetiştirince böyle oluyordu...

Nasıl bir çağda yaşıyordu ki, inançlar bu kadar gerisinde kalıyordu zamanın! Ama mezarlıkların her saniye dolmasına bir çare bulamamıştı çağın değerleri. Çocuğu terbiye etmek için ille de modern değerler kullanılmalıydı.

Sonra, modern yetiştirilen çocukları düşündü. Kariyeri için onurunu ayaklar altına almış, sahte başarılarla hayata tutunmaya çalışıyorlardı.

Moda denilerek ve dişiliği ön plana çıkarılarak bütün hayvanî gözlerin önüne sürülen kızlar aklına geldi. Yaşları küçüktü, ama dünya denilen sahnede zamanın değerlerinin kölesi olmuşlardı ve çıkmaz bir sokakta yol alıyorlardı.
Nasıl birşeydi bu çağda kız babası olmak?

Herkesin dünya adına hesabının olduğu bu âlemde kızını nasıl yetiştirecek ve kime emanet edecekti?

Can sıkıntısı daha da arttı. Televizyonu kapattı hırsla ve ne yapacağını bilmeden ayağa kalktı. Kız babası olmak zordu bu çağda. Çocuğunu diri diri gömen babayla devrinin babalarını karşılaştırdı. Kızını toprağa gömen baba, bunu belki de yaşadığı zaman dilimlerinde kızının uğrayacağı sıkıntıların acısını görmemek için yapıyordu.

Ama şimdi kızının kariyerinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen ve hiçbir önlem almadan sokağa emanet eden devrin babaları ne kadar insaflıydı!

En önemlisi, kendisi ne yapacaktı?

Bu düşüncelerle âhir zamanda kız babası olmanın zorluğu mıh gibi kafasına çakıldı. Çaresizlik içinde ağzından dökülen dualarla Allah’a yakararak bu zor zamanda kendisinin ve ailesinin ve en önemlisi doğacak kızının doğru yoldan ayrılmamasını temenni etti.

Sessizce eşinin yanına vardı. İyi ki o vardı yanında. Kızının bu zamanda en büyük yoldaşıydı.

Ya annesi ve babası olmayan çocuklar ne yapacaktı?

Ali Dedeoğlu

Ekleme Tarihi: 10.01.2008 - 15:23
Bu mesajı bildir   MELIKSAH04** üyenin diğer mesajları MELIKSAH04**`in Profili MELIKSAH04** Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
DEMOKRAT su an offline DEMOKRAT  

371 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.08.2007
En Son On: 20.02.2008 - 12:39
Cinsiyeti: Erkek 
Bu düşüncelerle âhir zamanda kız babası olmanın zorluğu mıh gibi kafasına çakıldı. Çaresizlik içinde ağzından dökülen dualarla Allah’a yakararak bu zor zamanda kendisinin ve ailesinin ve en önemlisi doğacak kızının doğru yoldan ayrılmamasını temenni etti.

EN DOĞRU İŞİ YAPMIŞ DUA ETMİŞ...

ALLAH KIZ EVLATLARIMIZI BİZE BAĞIŞLASIN ALLAH YOLUNDAN VE PEYGAMBER S.A.V İZİNDEN AYIRMASIN...AMİN...

PAYLAŞIM İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM KARDEŞİM ALLAH RAZI OLSUN...
Ekleme Tarihi: 10.01.2008 - 15:37
Bu mesajı bildir   DEMOKRAT üyenin diğer mesajları DEMOKRAT`in Profili DEMOKRAT Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Güzel bir konu
ALLAH razi olsun Birde aynayi tersine tutarsak
Selam ve dua ile

Ahir zamanda genc olmak
Ahir zamanda genç olmak, bir bakıma, herşeyin maddeye indirgendiği bir çağda, maddenin olanca ağırlığı ve duygusuzluğu ile üzerine çöktüğü bir karabasan yaşamaktı. Lisede yahut üniversitede okuyan yahut şu veya bu işyerinde çalışan veyahut çalışacağı iş arayan bir genç, genç olarak heveslerin ve heyecanın zirveye tırmandığı bir süreci yaşarken, her gün bir üst modeli çıkan arabaların metalik ağırlığı altında eziliyordu meselâ. İnsanların araba modeli, gömlek markası ve beden ölçüsü ile değerlendirildiği bir zamandı yaşanan. Gençliği cinselliğe, genç kızlığı sarı saçlı beyaz tenli 1.70’lik manken görüntüsüne, delikanlılığı ise asgari 1.75’lik atletik bedene ve spor arabaya indirgeyen hakim anlayışın yol açtığı sorunların her biri, başlıbaşına bir inceleme konusuydu. O sorunların her biri, dünyanın her yerinde her gün binlerce, yüzbinlerce, hatta milyonlarca genci mutsuz ediyor; binlerce, yüzbinlerce aileyi kavga, öfke ve gözyaşı içinde mutsuzluğa sevkediyordu. Babası kendisine Reebok ayakkabı alamadı diye intihara yeltenen gençlerin olduğu bir dünyadaydık da, bu dünyanın bir ayakkabıyı uğrunda intihara teşebbüs edilecek hale nasıl getirdiğini analiz edebilmiş miydik? Oysa, birilerine kalsa, liseli Neşe’nin sorunu ‘kepek sorunu’ndan ibaretti. Filan şampuan üç artı bir formülüyle bu sorunu çözerdi. Genç dediğin, bir cep telefonuyla özgür olur, bir şişe kola’yla kolayca özgürlüğün tadını bulur, karşısındaki insana değil, arabasına veyahut blucinine aşık olurdu! Bırakalım ötesini; sadece bu örnekler dahi, ahir zamanda genç olmanın zorluğunu ilk elden bildiren işaretlerdi. Bütün bir toplumun şirkten yana durduğu bir zamanda hidayet üzere kalabilmiş Ashab-ı Kehf’in tamamının genç olması bir tesadüf müydü? Yoksa, şartlar ne kadar ağır, küfür, şirk ve şehevât ne kadar baskın olursa olsun, bunların üstesinden gelerek hakikati bulmanın imkânına, ve bu imkâna en yakın olanın herşeye rağmen gençler olduğuna dair bir ders, iz, işaret veya telmih yok muydu bu sûrede? Evet, vardı. İçtenlikle ve ısrarla aramayı sürdüren bir gencin en ümitsiz şartlarda dahi aradığını bulabileceğine dair bir ders, bu sûrede kesinkes vardı. Hem, Resûl-i Ekrem’in (a.s.m.) Deccal fitnesine karşı ümmetine bu sûreyi tavsiye buyurmasının elbette bir anlamı ve hikmeti olmalıydı. Bu ülkede, üzerine kapı kilitlense, kendisine deli muamelesi yapılsa dahi namazından vazgeçmeyen; ulaşabildiği ve ancak gizlice okuyabildiği kitaplar saklandığı yerlerden bulunup yakılsa dahi iman yolunda yolculuğunu sürdürebilen genç erkekler; üniversite kapısında binbir mihnetle yüzyüze kalabileceğini bildiği ve ailesinde tek bir mesture olmadığı halde Rabbinin rızasını gözeterek örtünebilen genç kızlar bulunuyor. Ahir zamanda genç olmak zor, biliyorum. Ahir zamanda mü’min genç olmanın daha kolay olmadığını da biliyorum. Ama doğuda batıda yaşanıp nazarımıza ilişen böylesi milyonlarca örnek, bize ‘zor’ olanın ‘imkânsız’ da olmadığını açıkça gösteriyor. Bin türlü engeli aşıp hakikati bulabilmiş her bir gence, ‘ahirzaman evliyası’ gözüyle bakalım istiyorum. Zira, ahir zamanda genç olmak, ateşler içinde olmaktır. Ahir zamanda mü’min genç olmak, ateşler içinde yanmamaktır. Ahirzamanda mü’min genç, ateşler içinde İbrahim misalidir açıkçası. Firavun sarayındaki Musa, çağın Züleyha’ları karşısında Yusuf misalidir. Ve, ateşler içinde İbrahim’i yakmayan, Firavun sarayında Musa’yı saptırmayan, Züleyha karşısında Yusuf’u kandırmayan sırra erildiğinde, ahir zamanda mü’min genç olmanın yolu elbette görülecektir.
Zafer Dergisi
Ekleme Tarihi: 10.01.2008 - 15:44
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1868 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
sefa46 (70), sa71bo (53), hacý46 (39), talathoca (68), volkanadar (46), abcesam (66), ~YaSeMeN~ (40), Yavuz Selim Hay.. (54), sezerarzumanogl.. (40), mhakanavci (43), mevlüt01 (43), ravza dila (41), cartel02 (43), CANBULUT (48), mbitis (39), nurkelebek (56), lokmanyavuz1959 (65), mke55 (40), Seymaa (51), veyselkarani (51), a_musab (38), uyuz (45), tugbil (60), Guldemet (49), Fatih Erus (38), Nedim06 (59), Yusra (36), a_Sena_a (49), abdullah acar (47), M HAKAN AVCI (43), kral (48)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.88773 saniyede açıldı