0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » YILBAŞI....NOEL....YORTUSU..........

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 4 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  
Themenicon    YILBAŞI....NOEL....YORTUSU..........

1463 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2007
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
Cinsiyeti: Erkek 
"Yılbaşı kutlamaları!" ve İslâmî kimliğin muhafazası"

İslâmiyet; iman, ibadet-amel ve ahlâk esaslarıyla bir bütündür... Özellikle inanç mevzuunda parça-buçuk kabul etmez... İnanılması gereken esaslara bütün hâlinde inanmak zarûridir.

İslâm dîninin inanç, ibâdet ve muamelelerle alâkalı emir ve yasaklarına uyulmasının yanı sıra, tatbik edilmesi gereken bazı temel ahlâkî düsturları da vardır. Meselâ bunların en önde gelenlerinden biri; Müslüman’ın ferdî, âilevî ve ictimâî hayatın her safhasında bâtıl ve muharref (hükmü kalkmış, aslından uzaklaştırılmış) dinlerin mensuplarının, kısacası gayr-i müslimlerin örf, âdet ve an’ânelerine benzemekten şiddetle sakınıp uzak durmasıdır. ALINTI.... Halis ECE
**********************************************

BİR RÂHİBİN İTİRAFLARI...

Râhip Samuel Zwemmer şöyle diyor:

“Müslümanlar'ı vaftiz etmek için boş yere çabalayıp durmayalım. Başka yollar, başka çareler deneyelim. İslâm memleketlerinde girişeceğimiz faâliyetlerde; onlara, önce Hıristiyan âdet ve an‘ânelerini, Hıristiyan bayramlarını, Hıristiyan kültürünü, Hıristiyan ahlâkını aşılayalım...”

Demek ki Hıristiyanlık, bazılarının dediği gibi, dinî motiflerden arındırılmış sadece sevgi ve “hoşgörü”ye dayalı bir inanç sistemi değilmiş. Bilakis bu sözler, İslâm âleminin benliğini tahrîbe yönelik, ahlâkî ve dinî dejenerasyon faâliyetlerinin itici gücü olup, saf insanları kandırmak için anlatılan masaldan ibâretmiş. Bu sebeple, dünya ve âhiret yıkımına uğramamamız için, akıllıca hareket edip, sözde yılbaşı kutlamalarını, Noel babaları, Noel anneleri, baba hindileri, çam ağaçlarını biraz daha dikkatlice incelememiz gerekiyor herhalde...

Bakınız; Ayasofya yıllardır mahzûn ve mazlûm beklerken, eloğlu torun “vaftiz ettirmek” için, taa nerelerden Fener Rum Patrikhaneleri'ne geliyor. Aynı zihniyet İstanbul'u Kostantinopolis olarak görüyor ve hâlâ da başkenti kabul ediyor...

O bakımdan, “Aman dikkat!” diyoruz...

Batı taklitçiliğinin topuzunu kaçırmayalım. Aksi takdirde maddî ve mânevî geleceğimizi ipotek altına sokmuş oluruz.
****************************************************






--------------------------------------------------------------------------------
Yılbaşı neyimiz olur? Ramazan Bayramımız mı? Kandilimiz mi, Kurban Bayramı'mız mı?


Biz muharremlerle, martlarla başlayan yıllar da biliriz... ki, hiçbiri böyle şımarıklıkla, böyle ayyaşlıkla, böyle kumarbazlıkla açılmazdı. Hepsi efendi yıllardı.

Memleketimize, herhalde, Beyoğlu'ndan giren, Haliç'i atlayarak Fatih'lere, Aksaray'lara, sonra Rumeli'ye ve Boğaz'ı aşarak önce Kadıköy'lere, Moda'lara ve sonra Üsküdar'lara ve oradan Anadolu'ya geçen bu bunak neyimiz olur: Babamız mı, dedemiz mi, amcamız mı, yoksa Avrupalılıktan pirimiz mi?

İstanbul'un Tepebaşı'ndan Adana'nın Tepebağı'na kadar her yeri bilen, her yere uğrayan bu moruk kimdir, necidir? Bir resmine bakarsanız Havarilere, öteki resmine bakarsanız Rasputin'e benzeyen bu iskambil papazı, aramızda nenin nesidir... Bunu hiç merak ettiniz mi? Siz bırakın da ben söyleyeyim onun kim olduğunu: O Haçlı Seferlerinden kalma bir kılıç artığıdır. O zaman silahla giremediği yerlere, şimdi beyaz sakalıyla saygılar ve sevgiler toplayarak girebiliyor. O evimize girerken eşeğini kapımızın halkasına bağlayan bir Piyer Lermit'tir... Kardeşlerini Mukaddes savaşa hazırlamaktan geliyor.

O, adıyla sanıyla bir misyonerdir ki, şu memlekette ocağına incir dikildikten sonra, kılığını değiştirmiş... Ve bizi avlamaya, kucağında getirdiği oyuncaklarla en can alıcı noktamızdan; çocuklarımızdan başlamıştır.

Bu cömertliğinin karşılığını istemeyecek mi sanıyorsunuz, fedakârlığının sebebini düşünmediniz mi? Bırakın onun hakkından ben gelirim: İşte sakalını çekince gördünüz... Sakalı elimde kaldı ve altından Lüsifer çıktı. Bilirsiniz ki casuslar da kıyafetlerini ekseriya böyle değiştirirler. Bu, mezar beğenmeyen hortlağa ya mezarını gösterin yahut bırakın: Haç'ında çarmıha gereyim onu. Tehlikeyi sezer de kendiliğinden gitmeye kalkarsa çıkarken ceplerini yoklamayı unutmayınız: Muhakkak bir şeyimizi çalmıştır.

Arif Nihat Asya

Fazilet Takvimi/31.12.2007

SELAM VE DUA................gül


Bu mesaj 3 kez ve en son maksat kelam olsun tarafından 29.12.2007 - 21:28 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 29.12.2007 - 21:25
Bu mesajı bildir   Maksat kelam olsun üyenin diğer mesajları Maksat kelam olsun`in Profili Maksat kelam olsun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Güzel bir konu ALLAH razi olsun kardes

Yılbaşı Toplumsal Bir İsyandır
Açıklık-saçıklık ve fuhuş: Noel ve yılbaşı gecesinde kadın-erkek açık kıyafetleriyle dans etmek, dinimizin ahlâk ve hayâ esaslarına aykırı olup haramdır. Ayrıca bu gecede eğlenmek adına yüzlerce genç kız bekâretini; hanımlar namus ve iffetini kaybediyor ve bunun dayanılmaz sonucu olarak fuhşun çirkef kollarına düşüyor. Bu tür manzaraları her yılın ilk haftasında gazete ve haber programlarından içimiz sızlayarak izliyoruz. Bu gecede; özellikle fuhuş ticareti yapanlar işbaşında oluyorlar. Kendilerine sermaye kazandırmak için kollarını sıvamış, adeta avının üzerine atlamaya hazır bir aç kurt gibi masum ve cehaletinin kurbanı hanım yavrularımızı bekliyorlar. İçki ve kumar: Bunlar, haddizatında hem dinî ve hem de millî hasletlerimizi kökten mahveden birer baş düşmanlardır. Zira içki ve kumar bütün kötülüklerin anasıdır. Yılbaşı gecesinde içki içmek ve kumar oynamak sanki bir matahmış gibi hareket etmek, o gün toplanarak içki ve sefahat âlemlerine dalmak, kumarın her çeşidiyle tam bir iflâs ve isyan bayrağı çekmek, kadınlı-erkekli, danslı-sazlı ve cazlı gayrı meşru ve gayrı-ahlâkî hareketlerle haram ve helâl demeden sermest olmak, insanlık ve Müslümanlık kurallarına sırt çevirerek bayağılaşmak ve adileşmek necib bir millete ve onun tarihine, bu vatan için canlarını feda eden atalarının ideallerine asla uygun düşmez. Müslümanların bu günkü halini şair ne güzel dile getirmiş:
Bir elde kadeh! Bir elde Kur’an!
Ne helâldır işimiz, ne de haram!
Şu yarım yamalak dünyada,
Ne tam kâfiriz, ne de tam bir Müslüman!
Müslümana:
“Sen Hıristiyan mısın?” diye sorsan darılır.
Amma yılbaşında hindi, kaz; yemesine bayılır…
Çam deviren hindici, nasıl mümin sayılır…
Bilmiyoruz çoğumuz ne edip yapıyoruz:
“Batı, Batı” diyerek, eyvah! Hep batıyoruz!

Yaklaşınca her sene, öz yurdumda yılbaşı:
Yapılır milletime Frenkçe türlü aşı!..
Buna, ağlar ağacı; hem toprağı, hem taşı:
Müslümanız (!) onlarla, Noel de yapıyoruz.
“Batı, Batı!” diyerek, eyvah! Hep batıyoruz!..
ALLAH Müslümanlara intibahlar versin! Âmin.
Bu gecede binlerce gencimizin eğlenme uğruna uyuşturucu ve içkiye müptela hale gelmeleri büyük bir faciadır. “Acaba tadı nasıl ?” merakı ile başlanan uyuşturucu ve içki belası daha sonra yuvaların yıkılmasına, insanların komaya girerek genç yaşta ölmesine kadar uzanan acı bir serüven haline geliyor. ALLAH Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Şarap, kumar, tapmak için dikilen taşlar (putlar), fal ve şans okları ancak şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının, uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumar yoluyla ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, ALLAH’ı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçtiniz değil mi?” (Mâide sûresi:90-91)
Ayet-i kerimede zikredildiği gibi içki-kumar bütün felaketlerin başlıca sebeplerinden ve ALLAH tarafından kesin olarak haram kılınan şeylerdendir. Kumarda evini, arabasını, bütün servetini ve hatta hanımını kaybeden kumarbazları duymuşsunuzdur. Kolay kazanma duygusunun verdiği heyecanla birçok kişiler yine bu gece büyük paralar kaybederek ve bunun sonucu olarak bunalıma girerek belki de canına kıymak için intihara kalkışacaktır. Adı ne olursa olsun şans oyunu niteliğinde olan, emek veya sermaye riski taşımayan, sonunda oynayana kazanç veya zarar getiren zar, oyun kâğıtları, müşterek bahis gibi her türlü şans ve talih oyunları, büyük olsun küçük olsun hepsi kumar sayılmaktadır. Çünkü dinimize göre helâl kazancın alın terine dayanması gerekir. Böyle bir oyunu başlangıçta para koymaksızın eğlence ve vakit geçirmek için oynamak da inceliklerini öğrenerek kumara yol açacağı ve kişide kumar töhmeti doğuracağı için caiz olmaz. Binaenaleyh Müslümanların bilmeden oynadığı ve bu sebeple durmadan günaha girdiği bir takım kumarlar vardır ki, bu oyunlar bilhassa yılbaşında oynandığı için izahına gerek görülmüştür. Şöyle ki:
A- Millî ve millisiz bütün piyango biletleri, eşya piyango biletleri kumar olup bunları almak, satmak kesinlikle haramdır. Bunlardan kazanılan para da gayr-ı meşrudur, haramdır. Faiz, kumar, rüşvet, piyango v.b. haram yolla elde edilen gelirin cami, okul yapımında kullanılması veya vakıflara bağışlanması dinimize göre caiz değildir. Haram kazanç ile hayır yapılamaz. Bunların resmî kurumlar tarafından tertip ve organize edilmesi, himaye görmesi veya bir kuruluşun, herhangi bir kurumun menfaatine olması onun dinen meşru ve caiz olduğu anlamına asla gelmez. Çünkü helal ve haram kılıcı sadece ALLAH Teâlâ’dır. Bu hükmü hiçbir kimse, hiçbir kuruluş ve hiçbir merci değiştiremez. Bunu inkâr eden kâfir olur. İnkâr etmeden uymayan da günahkâr olur.
B- Spor Toto, Spor Loto da bir kumardır. At yarışları ve diğer koşular birer sportif oyun oldukları halde, bunlardan hangilerinin kazanacağına dair girişilen paralı iddialar da yine birer kumardır.
C- Oynanan tombala, fırdöndü ve her türlü kâğıt oyunları ve neyine olursa olsun, hatta ucunda bir lokumuna veya bir çayına bile olsa, kumar kokusu bulunan tüm iskambil, dama, taş ve benzeri bilumum oyunlar kumardır. Hepsi haramdır. Hatta fukaha: Çocukların ceviz, badem ve yumurta oynamalarını bile kumardan saymışlardır. (Âlûsî, Tefsir, Bakara:219; Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, 2/765)
İşte bir Müslüman, böyle küresel bir isyan topluluğu içinde asla yer almamalı, bulunmamalıdır. Müslüman, müslümanca yaşamalıdır. Onun için biz o gün, diğer günlerden daha erken yatalım, ibadetimize daha düşkün olalım! Yatsı namazını camide cemaatle kıldıktan sonra hemen yatalım, bizim ışıklar sönsün. Geceleyin teheccüd namazına kalkalım o gün, dörtte, üçte… “Ya Rabbi! Bu kâfirlerin, bu cahillerin yaptığı ile benim hiçbir alâkam yok! Ben onlara hiç razı değilim, onlar gibi de yaşamadım ya Rabbi! İçimizden bir takım beyinsizlerin işlediği günah yüzünden, batıl işleyenlerin yüzünden bizi, hepimizi helak edecek misin?” diye dua edelim! Bol bol tövbe ve istiğfar edelim. Sabah namazında mutlaka camide olmaya dikkat edelim. Onların hiç bir şeyine uymamaya gayret edelim! Kimsenin Noel ve yılbaşı gecesini kutlamayalım; eğlencelerine, davetlerine katılmayalım; bu sebeple verilen hediyelerini almayalım; içkili-kumarlı, haramlı-günahlı toplantılardan şiddetle kaçınalım; evimize o geceye mahsus çerez, meyve almayalım; o gün için hindi kesmeyelim; odalarımıza, dükkân ve mağaza vitrinlerimize çam ağacı dikmeyelim, yılbaşı süslemesi yapmayalım… Gafil ve şaşkın ahalinin ıslah olmasına dua edelim. Çocuklarımıza bu gecenin yabancı âdeti olduğunu anlatalım, müslümanca yaşamayı vasiyet edelim, abdestli olarak erkence yatalım, asla radyo ve televizyon açmayalım. (İslâmî Radyo ve Televizyon olsa bile. Çünkü bir takım sözde İslâmî Radyo ve Televizyon kanallarının ne hale düştüğünü görüyoruz. Onlar başlangıçta ne güzel şeyler söylemişlerdi. Ahlâka, fazilete, edebe, terbiyeye uygun milli ve dini yayınlar yapacaklardı. Bu maksatla ne paralar toplandı; dindar Müslüman kadınların bileziklerini, yüzüklerini, mücevherlerini bile aparttılar. Sonunda manzara ortada.) Gece sahur vakti teheccüd namazına kalkalım, ALLAH Teâlâ’nın, bizi ve evlad ü ıyalimizi, nesil ve zürriyetlerimizi; küfürden, dalâletten, gaflet ve cehaletten korumasını; kahrına, gazabına uğratmamasını; hidayet üzere yaşatıp, iman-ı kâmil ile amel-i salih üzere can teslim etmeyi nasip buyurmasını, Ümmet-i Muhammed’e umumen rahmet eylemesini can u gönülden, ihlas ve gözyaşları ile talep ve niyaz edelim. Dinimize, iman ve irfanımıza, öz kültür ve pak âdet ve ananemize sımsıkı sarılalım ki dünyada ve ahirette felah ve necat bulalım.
Hiç belli olmaz. Rabbim korusun, ya o gece bir afet, şiddetli bir deprem olursa, halimiz nice olur? Şehadetsiz, onun başında murt gideriz. İnsanlar yaptıkları ve işledikleri haramlarla, tövbe etmeden giderse, işte onlarla haşr olacaklardır. ALLAH korusun. Rabbim, Sen büyüksün! Sen yücesin! Bizi ve tüm Müslüman kardeşlerimizi uyandır, hidayet ver. Amin!
ALINTI
Ekleme Tarihi: 29.12.2007 - 21:53
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  

1463 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2007
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
Cinsiyeti: Erkek 
Ecmain kardeşim ....

İnanki senin bu eklemen varya olmaz bu kadar da deyeceğim ....düsün Nedenmi inan

bu gün işyerinde yemekte arkadaşlarla bu günkü mevzumuzda buydu yahu amma tavafuk

oldu yahu nerdeyse konuştuklarımızda sende vardın deyeceğim yani bu kadar olur yahu..

......Çok güzel deyinmişsin ellerine sağlık....

selam ve dua ile...........gül
Ekleme Tarihi: 29.12.2007 - 22:04
Bu mesajı bildir   Maksat kelam olsun üyenin diğer mesajları Maksat kelam olsun`in Profili Maksat kelam olsun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
safak_vakti su an offline safak_vakti  

169 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.11.2005
En Son On: 20.04.2011 - 17:29
Cinsiyeti: Bayan 
NOEL VE YILBAŞI

Muhterem müminler:

Bugünkü hutbemizin mevzuu Noel ve yılbaşı kutlamalarının İslâmiyyette yeri olmadığına dairdir.

Bir milletin temeli ve kökleri, o ülke insanının milli-manevi değerleri,örf ve adetleri velhasıl irfan ve ahlakıdır Diğer bir tabirle milli ve dini kültürüdür. Maalesef son yıllarda ülkeyi sömüren zihniyetin temsilcileri basın ve medya yoluyla milli-manevi değer ve kültürümüzü imha yarışına girmişlerdir. Müslüman Türk aile yapısı dejenere edilmekte, kendi örf ve adetlerimiz yerine batının çürümüş ve kokuşmuş zararlı adetleri ikame edilmeye çalışılmaktadır. Bunlardan biri, hatta en önemlisi Noel ve yılbaşı kutlamalarıdır.

İbni Haldun merhum Mukaddimesinde ortaya koyduğu “ mağlup milletler galip ve fatih milletlerin örf, adet ve ananelerini taklit eder” teşhisi doğrudur Sözde aydınlarımız batı kültürüne tabi olarak batılıların temsilcisi hatta müdafii haline gelmişlerdir. Noel çılgınlıklarını teşvik etmektedirler.

Bir müslümanın kafirlerin adetlerini yılbaşı maskesi altında kutlaması, Allah korusun itikadi yönden onu tehlikeli uçurumlara iter. Zira yılbaşı ne niyetle kutlanırsa kutlansın bu adet Hıristiyanlara aittir. Yılbaşı kutlamaları kültür kandırmacası ve aşağılayıcı bir teslimiyet ile içimize sızmış habis bir virüsün urudur.

Muhterem Müslümanlar:

İslam dini yabancıların adetlerine özenti duymayı "Kim bir kavme benzerse oda ondandır” ve “Kişi sevdiğiyle beraberdir “ hadisi şerifleriyle set çekmiştir.

Hutbeme başlarken okuduğum ayeti kerimede Cenab-ı Hak mealen “Ey iman edenler Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar. İçinizde onları dost tutanlar onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu sevmez” buyurmaktadır.

Alim ve evliyaullahın büyüklerinden olan İmam Rabbani Hz. Anlatıyor: Bir keresinde ölmek üzere olan bir hastayı ziyarete gittim. Kalbinin şiddetli zulmetler içerisinde olduğunu gördüm.

Ne kadar dua ve teveccüh ettiysem bu zulmet ondan kalkmadı. Nice teveccühten sonra anlaşıldı ki; bu zulmetler kendisinde gizli bulunan küfür

sebebiyledir. Bunun menşeide küfür ehli ile olan karşılıklı sevgi ve dostluğudur. Ve anladım ki bu zulmetlerin defi için teveccüh münasip değildir.

Çünkü onun bu zulmetten temizlenmesi cehennem azabına bağlıdır.

Noel ve yılbaşı kutlamaları her şeyden önce Hıristiyanlığın küfür kokan bir adeti olduğu için dinimize ve milli geleneklerimize aykırıdır.

Noel ve yılbaşı islamın yasakladığı, insanlığın düşmanı içki ve fuhşu teşvik ettiği için müminin imanına ve dinimize taban tabana zıttır.

Muhterem Müslümanlar:

İslam dini kafirlere benzemeyi şiddetle red etmiştir. Bu konuda çok hassastır. Şöyle ki:

İslamiyet güneşe tapanların tapınma zamanına denk gelmesin diye, onlara benzemeyelim diye güneşin doğuşu, batışı ve zevali vaktinde bir ibadet olan namazı bile yasaklamıştır. Bu vakitleri kerahet vakti olarak isimlemiştir.

Fıkıh kitaplarında; bir kimse beline papazların beline bağlamış olduğu zünnarı bağlarsa kafir olur diye yazmaktadır. Başka bir fetvada; Mecusilere uyup nevruzda onlar gibi onların yaptıklarını yapmak ve onlara tazim maksadıyla bir yumurta bile vermek küfürdür denilmektedir.[1]

Müslüman için yılbaşı, duvarı asılmış veya masa üzerine konmuş bir takvimin bitip yerine bir yenisinin konulmasını hatırlatmaktan başka bir şey ifade etmez. Çam süslemek, mum yakmak ,hindi kesmek,bu maksatla tebrikleşmek Müslüman’ın yapacağı iş değildir.

Muhterem müminler:

Yukarıda anlattıklarımızın ışığı altında şuurlu bir Müslüman’a düşen; kendini,ailesini ve çoluk çocuğunu o gecenin şerrinden korumak, o gece ile diğer geceler arasında bir farka sebebiyet vermemektir. Bu fark isterse o geceyi kutlamak niyetiyle alınan bir paket çekirdek olsun, isterse o gece için hazırlanmış programları televizyonda seyretmek olsun. Hutbeme bir hadisi şerif mealiyle son vermek istiyorum.“Ümmetimden bir grup yeme,içme,malayaniyat ve eğlence ile geceyi geçirir. Sonrada (sureten değilse de sireten) maymunlar ve hınzırlar olarak sabaha ulaşır.”[2]




[1] F. Hindiyye 4/342

[2] K. Sitte Muh. 12/325

(alinti)
Ekleme Tarihi: 29.12.2007 - 23:02
Bu mesajı bildir   safak_vakti üyenin diğer mesajları safak_vakti`in Profili safak_vakti Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1349 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
zelil-i hakisar (42), veritas1905 (42), skesman (49), karakiz06 (44), manayli (42), orhan86 (38), ezel (39), ezel1985 (39), tamteslim (47), esranur (40), Mavzer986 (41), Cicek06 (49), ay-isiginda-sak.. (38), dayi120 (), micnatis (45), celo1903 (43), 2ebu2 (52), a.yasin (49), fedakar (49), adnancaglayan (54), muco (41), Lear (43), MUSTAFA TIRA&TH.. (61), bu_rak (29), engizli (), meryem feyza (33), rkocabas (58), Mavilim (38), Kerimhan (40), BeYaZ vE sIyAh (33), halim (), trabzonlu (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.63643 saniyede açıldı