0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » HAC VE HAYATIN ANLAMI

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
HAC VE HAYATIN ANLAMI

1686 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.07.2007
En Son On: 17.08.2009 - 12:01
Cinsiyeti: Bayan 
Hac; yöneliş ve hedef. Yani hem hareket, hem de hareketin yönü, ikisi birlikte. Her şey kendi benliğinden, yaşamından, bütün bağlardan sıyrılıp kopmanla yeniden başlıyor. Zaten kendi şehrinde sakin değil misin? Hac, sükûnetin gidişidir. Hayat, hedefi kendisi olan bir şeydir, yani ölüm! Soluk alıp veren, can taşıyan bir ölümdür, yaşayan ölüdür. Balçığın yaşamasıdır.

Hac: Haydi, ak git, akıcı ol.

Hayat, rutin bir harekettir. Kısır döngüdür. Saçma sapan tekdüzelikler ve anlamsız gel-gitlerdir. Peki ya işin aslı? Pratik sonuç yaşlanmak değil mi? Çürümek. Monoton ve eblehane bir sarkaç, gayesiz bir işkence...

Gündüz; geceye mukaddime, gece de gündüze.

Ölünceye değin hayat ipini kemire kemire kısaltan bu iki ak ve kara farenin eğlenceli, tekrarlana gelen oyununu seyre dalmıştır insan.

Yaşam? Bir tiyatrodur. Faydasız, anlamsız sabah ve akşamların bir gösterisidir. Tatsız, sonu gelmez bir oyundur.

Vaktin yoktur; hep zahmetler, koşuşturmalar, beklentiler vardır. Bulduğun ve ulaştığın tek zaman dilimi bir hiçtir, koftur, içsizdir, boş bir felsefe, nihilizm!

Ama Hac, bu eblehane cebre, tasalluta; bu kahrolası yazgıya karşı isyan etmedir. Bir sarkaç gibi savrulmuşluktan soyutlanıştır. Reddedilmişlik duygusundan, tüketmek için üretmek, üretmek için tüketmek anlayışından kurtulmandır.

Hac, ucu kaçmış bir ip yumağındaki gibi, senin de kendi ucunu bulup çözülmendir. Bu düğüm, tek bir "inkılab-ı niyet" ile açılır, ufukta belirir, yola koyulur. Dümdüz bir hatta yol alarak sonsuzluğa doğru, başka bir yöne doğru, O'nun yönüne doğru göç eder! Kendi evinden, Allah'ın evine, insanların evine göç et! Kim olursan ol şunu unutma!

Sen, insandın, Adem'in çocuğuydun, ama tarih, hayat, insanlık dışı toplumsal düzen seni değiştirdi, başkalaştırdı, kendinden, fıtratından uzaklaştırdı, seni sana yabancılaştırdı,

İnsandın, Allah'ın halifesiydin, Allah'ın sohbetdaşı idin, Allah'ın özel emanetçisiydin, tabiatın efendisi idin, Allah'ın yakınıydın. Sana Allah'ın ruhu üflenmişti. Allah'ın özel öğrencîsiydin, bütün isimleri Allah sana öğretmişti. Kalemle sana öğretti. Seni, kendine benzer şekilde yarattı. Seni yaratınca ödül olarak uzaktaki ve yakındaki bütün melekleri senin ayaklarına kapandırdı. Hepsini sana boyun eğdirdi. Yeri ve göğü senin güçlü ellerine emanet etti. Yanına geldi, kendi özel emanetini senin omuzlarına yükledi. Seninle sözleşti. Seni, senin toprağına gönderdi. Hakiki fıtratına kavuşturdu. Seninle evdaş oldu ve ne yapacağını görmek için seni gözetlemeye başladı.

Ama sen tarih rotasını önüne kattın, yola düştün. Allah'ın "emaneti" omzunda, sözleşmesi elinde, öğrettiği isimler kalbinde, ruhu, "varlığının" merkezinde...

"Asr" bütün sermayen ve sen ne iş işlersin? Bütün yaptığın sermayeden yemek! Yaşamının semeresi? Zarar etmek, üstelik kârdan zarar değil, sermayeden zarar, yani "hüsran". Ve o "Asra andolsun ki insan her dem zarardadır." Bunun adı da yaşamak! Sen, bugüne değin ne yaptın? Hep yaşadın!

-Elinde ne var? Sana ne kaldı?

-Kaybettiğim yıllar!

Ne oldu? Ey tanrının siması üzere olan! O'nun emanetinin sorumlusu! O'nun meleklerinin secde ettiği! Allah'ın yeryüzündeki halifesi.

Para oldun, şehvet oldun, işkembe oldun, yalan oldun. Vahşi oldun, kof oldun, içi boş oldun, bomboş! Değil mi, çamur dolu, başka bir şey değil! Başlangıçta pis çamurdan bir beden; "Hamaün Mesnun" değil miydin? Allah bu çamura sana kendi ruhundan üfledi! Nerede o ruh? Rabb'in canı? Ey çamur yiyici karga! Varlığım bu bataklıktan, yaşayışını bu balçık deryasından kurtar, kendini sahile at. Çürümüş beden, çamur cesedi!

Bu yüzkarası kentten, çiftlikten ve bayındırlıktan, yarımadanın güneşli sahrasına yönel. Kuru, kızgın kum çölleri üzerinden ve vahyin yağdığı gökyüzü altından geçerek, yüzünü Allah'a doğru çevir.

Ey kurumuş, sararmış, içi boş kamış! Gurbetten, sürgünlükten, yabancılıktan sızlan dur. Ey düşmanların eğlence aracı! Ey başkalarının dudaklarına hoş melodiler konduran kişi! Artık kendi sazlığına, öz kamışlığına yönel!


Ali Şeriati
Sonpeygamber.info
Ekleme Tarihi: 18.12.2007 - 01:00
Bu mesajı bildir   KaLBeNuR üyenin diğer mesajları KaLBeNuR`in Profili KaLBeNuR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1143 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56884 saniyede açıldı