0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » M E A L » Yaşayarak ölmek Ya da ölümü yaşamak...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 7 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Ukab su an offline Ukab  
Yaşayarak ölmek Ya da ölümü yaşamak...

575 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.01.2007
En Son On: 05.02.2010 - 15:42
Cinsiyeti: Erkek 
Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur;

yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş kalelerde olsanız bile." (Nisa, 78)

Insan doğar, yaşar ve ölür. Fakat ölüm bir diriliştir insan için. Ölüm sevdadır, aşktır, tutkudur, yaşamaktır. Yeni dünyaları tanımak, yeni ufuklara açılmaktır. Ölüm fanilikten ebedîliğe ulaşmanın aracıdır.
Her gün biraz daha yaklaşırız ölüme. Geçen her gün, giden her an bizi ölüme biraz daha yaklaştırır. Attığımız her adım, ölüm için atılmış bir adım olarak çıkmaktadır karşımıza. Şu anda yaşıyorsak, hayatın içindeysek aynı zamanda ölümün de içindeyiz demektir. Hayat ve ölüm birbirini kuşatmış, birbiriyle bütünleşmiştir. Birbirine zıt iki farklı kutupmuş gibi görünmelerine rağmen iç içedirler. Biri olmadan diğerinin hiçbir anlamı yoktur. Yaşıyorsak, eninde sonunda öleceğiz; yaşamak, ölmek demektir. Öleceğini bile bile yaşayan tek varlık ise, insandır…
Ölüm, insan hayatının en mühim hâdisesidir. Kulluk ve imtihan için yaratılmış olan insanoğlunun, imtihan müddetinin sona ermesi ölümle noktalanır. Ölüm, gerçekleri görmek üzere imtihan uykusundan gerçek uyanıştır.
Ölüm, tesadüfî bir hâdise, bir yok oluş değildir. Mülk sûresinin ikinci âyeti, onun da tıpkı hayat gibi bir yaratılış, ilâhî irade ve takdirle meydana geldiğini belirtir:
"O Allah ki, amelce hanginiz daha güzeldir diye, sizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, üstündür, bağışlayandır." (Mülk, 2)
Yaşamınızın üç gün sonra sona ereceğini düşünün. Son üç gün… Hayatınızın o üç günlük tüm saniyelerini nasıl hasretle yaşadığınızı göreceksiniz. Hayata, kâinata, insanlara bakış açınız tamamen değişecek. Geçen her saniyenin, tekrarının mümkün olmadığını bildiğiniz için ve geçtiğinde pişman olmamak için en güzel şekilde yaşayacaksınız. Gördüğünüz her şeyde bir anlam, derinlik ve farklılık olduğunu; hiçbir şeyin boşu boşuna, bir oyun ve eğlence olsun diye yaratılmadığını anlayacaksınız. Ya o son nefesinizin geldiği an! O anda bir gün daha yaşayabilmek için neleri feda ederdiniz, hiç düşündünüz mü?
Dünyaya bir daha gelmeyeceğiz. Suyu bulmak için illa ki susuz kalmak zorunda değiliz! Eğer geleceğe gidip ölüm anını bir dakika yaşasaydık, hiç vakit kaybetmeden geriye döner, her tarafı alevler içinde olan bir insan gibi koşuşturur, artı yönde bir şeyler daha yapabilmek için çırpınırdık.
Evet, hayata bir daha asla gelmeyeceğiz. Geçen günleri bir tarafa bırakalım, şu içinde bulunduğunuz günü nasıl değerlendiriyoruz? Sabah kalktıktan sonra yapacak işler listemizi olumlu yönde doldurmak için ne kadar çaba sarf ediyoruz? Sahi siz hiç böyle bir liste oluşturdunuz mu kendinize? "Ben, bugün şunları yapacağım, dün tamamlayamadığım işleri bugün eksiksiz yapacağım…" diyerek bir plan oluşturdunuz mu kendinize? Ne yazık ki işlerimizi hep rastgele, oluruna bırakarak, sistemsiz ve plansız bir şekilde yapıyoruz. Oysa hayatta hiçbir şey gelişigüzel ve rastgele olmuyor. Bir gün kapınızı aniden çaldığında ölüm, ona:
"Ben daha hazırlanmamıştım, şimdi olmaz, git, ben hazır olduğumda gelirim." diyebilecek misiniz? Böyle bir gücünüz var mı?
20. yy.ın sonlarına doğru Elisabeth Kübler ve ekibi tarafından, ölmek üzere olan insanların son anlarındaki düşünce ve hislerini öğrenmek için yapılan en ünlü psikolojik çalışmalardan biri olan 'Ölüm ve Ölüm Düşüncesi' adlı araştırmadan şu sonuçlar çıkmıştır: "İnsanlar ölümü kabullenmek istemiyorlardı, ölüm ve ölüm düşüncesi yadsınıyordu. Ölüm, düşünülmek bile istenmiyordu. Hastaların çoğunluğu yaşamın son anı olan ölüme, özgür iradeleriyle bakmaktan kaçınıyorlardı. Ölümü düşünenlerin ise, depresyona, isyana, psikotik bozukluklara (gerçeği değerlendirme yetisi bozulan) ve daha birçok psikolojik rahatsızlıklara müptela olduğu ortaya çıkmıştır."
İnsanoğluna ne olmuştu da ölümden yani hayatın bir parçasından bu kadar korkar hâle gelmişti? İnsanlar ölümden niçin bu kadar çok korkuyorlardı? Yaşıyorsak, mutlaka ölmeyecek miydik? Oysa ki, ölüm ve ölüm düşüncesi, insanı depresyona, bunalıma ve ruhsal sorunlara değil; gerçekleri görmesine, bu dünyanın ne anlama geldiğini anlamasına yardımcı olmalıdır.
İbn Ömer Radıyallahu Anhüma anlatıyor:
"Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm ile birlikte idim. Ensardan bir zat gelerek Aleyhissalâtü Vesselâm'a selâm verdi. Sonra da:
"Ey Allah'ın Resûlü! Mü'minlerin hangisi en faziletlidir?" diye sordu. Aleyhissalâtü Vesselâm:
"Huyca en iyisi!" buyurdular. Adam:
"Mü'minlerin hangisi en akıllıdır?" diye sordu. Aleyhissalâtü Vesselâm:
"Ölümü en çok hatırlayan ve ölümden sonrası için en iyi hazırlığı yapan. İşte bunlar en akıllı kimselerdir." buyurdular." De ki:
"Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıpbuluşacaktır. Sonra görüneni de görünmeyeni de bilen Allah'a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir." (Cum'a, 8)
İnsanoğlunun bu noktadan sonra yapacağı tek şey, bu olgunun güzel ve olumlu yönlerini görebilmektir. Hareketsiz olan, devamlı aynı yerde kalan her şey çürümeye mahkûmdur. Akan güzeldir, giden güzeldir. Bir ömür akıyor, her gün giden ömür güzel. Hayatta ne oluyorsa, o güzel. Belki de ölüm bunun için güzel… Çünkü o da hayatın bir parçası.
Bir insan düşün; en sevdiği bir varlıktan ayrıldığında nasıl da üzülür. Aradan belirli bir zaman geçtiğinde tekrar ona kavuştuğundaki sevinç ve mutluluk ise, kelimelerle ifade edilemeyecek kadar derûnidir. Öyleyse akla hemen bir soru gelmeli:
"Bizler ölümü bir "kavuşma" olarak değerlendiremiyor muyuz? Ondan korkma sebebimiz ne? İşte işin can alıcı noktası burada: İnsanın ölüme bile giderken başı dik ve gülerek gidebilmesi. Ölümü kucaklayıp Yüce Allah'a kavuşma arzusunun insanı yakabilmesi. Bunu başarabilmek ise, geçmeyen her anımızı, geçtiğinde üzülmemek için, Mevlâ'nın rızasını kazanabilmek için en iyi şekilde geçirmek.
Resûlullah Aleyhissalâtü Vesselâm, ölümün tefekkür edilmesini, sıkça hatırlanmasını tavsiye ederdi. Dünyaya olan bağlılıkların, sevgilerin fâni heveslerin yok olması ve ibret alınması için.
Her kâidenin bir istisnası vardır, bilirsiniz. İşte bu kâidenin istisnası da:
"Her canlı ölümü tadacaktır." (Enbiya, 35) âyeti kerimesidir. Hiçbir istisnası yoktur. Yaratılmışsan mutlaka ama mutlaka ölümü tadacaksın. Bu aynı zamanda "Her kâidenin bir istisnası vardır." kâidesinin istisna kâidesidir.
Dikkat ettiyseniz, Allahu Teâlâ ölümü "tatmak" diye nitelendiriyor. Ölümü tatmamızı istiyor bizden. Şöyle bir düşünün, insan daha çok güzel şeyleri mi tatmak ister; yoksa çirkin olan şeyleri mi? Mazoşist (acı çekmekten zevk alan) bir kişiliğe sahip değilseniz, "Güzel olanları" dediğinizden eminim. Yüce Yaratıcı ölümü tatmak şeklinde sunuyor bize. Öyleyse ölüm bir kez daha güzel.
"Sonra şükredesiniz diye, sizi ölümünüzden sonra dirilttik. "aglaBakara, 56)
Eğer hepimiz kendi ölümümüz üzerinde düşünerek bir başlangıç yapabilirsek, çevremizde ve dünyanın her yerinde meydana gelen "yıkıcı faaliyetler", "bozgunlar" "savaşlar" ve "şiddet hareketleri " yerini düzene, adalete, tamamlamaya, hoşgörüye ve barışa bırakacaktır. Özellikle son günlerde dünyanın hemen hemen her yerinde ortaya çıkan karmaşa ve huzursuzlukları, savaş planlarını bir de bu açıdan değerlendirelim.
"Gerçek şu ki, sen de öleceksin, onlar da öleceklerdir." (Zümer, 30)


EsSelam Aleykum...

Ekleme Tarihi: 29.08.2007 - 02:35
Bu mesajı bildir   Ukab üyenin diğer mesajları Ukab`in Profili Ukab Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
SuMeYRa su an offline SuMeYRa  

1576 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.11.2004
En Son On: 11.11.2012 - 22:24
Cinsiyeti: Bayan 
"Her canlı ölümü tadacaktır." (Enbiya, 35) âyeti kerimesidir. Hiçbir istisnası yoktur. Yaratılmışsan mutlaka ama mutlaka ölümü tadacaksın. Bu aynı zamanda

"Her kâidenin bir istisnası vardır." kâidesinin istisna kâidesidir.


Dikkat ettiyseniz, Allahu Teâlâ ölümü "tatmak" diye nitelendiriyor. Ölümü tatmamızı istiyor bizden. Şöyle bir düşünün, insan daha çok güzel şeyleri mi tatmak ister; yoksa çirkin olan şeyleri mi



Mazoşist (acı çekmekten zevk alan) bir kişiliğe sahip değilseniz, "Güzel olanları" dediğinizden eminim. Yüce Yaratıcı ölümü tatmak şeklinde sunuyor bize.

Öyleyse ölüm bir kez daha güzel.
...........
Ey Güzel olan Ölüm...

Hayirli Gel... Zamanin mekanin Hayirli olsun geldiginde...

Emeginize Saglik, Mevla sizden Razi Olsun Ukab kardesim...


Ekleme Tarihi: 29.08.2007 - 09:37
Bu mesajı bildir   SuMeYRa üyenin diğer mesajları SuMeYRa`in Profili SuMeYRa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
~YaZGuLu~ su an offline ~YaZGuLu~  

595 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 10.05.2005
En Son On: 13.01.2009 - 15:02
Cinsiyeti: Bayan 
Allah(c.c) razi olsun Ukab kardesim....gül


Sümeyram..gül


Korkum Ölümden degil....Amelimden...:(


Ekleme Tarihi: 02.09.2007 - 18:17
Bu mesajı bildir   ~YaZGuLu~ üyenin diğer mesajları ~YaZGuLu~`in Profili ~YaZGuLu~ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
safak_vakti su an offline safak_vakti  

169 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.11.2005
En Son On: 20.04.2011 - 17:29
Cinsiyeti: Bayan 
Allah Razı Olsun

yuce rabbim son nefesimizde kelimei sehadet getirerek vermeyi nasip etsin.yuce rabbim merhamet etsin insaallah.
Ekleme Tarihi: 09.11.2007 - 17:05
Bu mesajı bildir   safak_vakti üyenin diğer mesajları safak_vakti`in Profili safak_vakti Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Esma-Sultan su an offline Esma-Sultan  
RE:

330 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.08.2007
En Son On: 18.09.2009 - 23:02
Cinsiyeti: Bayan 
Alıntı
Orijınalı safak_vakti

Allah Razı Olsun

yuce rabbim son nefesimizde kelimei sehadet getirerek vermeyi nasip etsin.yuce rabbim merhamet etsin insaallah.



in$aALLAH

AMIN

selam ve dua ile
Ekleme Tarihi: 09.11.2007 - 17:16
Bu mesajı bildir   Esma-Sultan üyenin diğer mesajları Esma-Sultan`in Profili Esma-Sultan Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
SuMeYRa su an offline SuMeYRa  

1576 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.11.2004
En Son On: 11.11.2012 - 22:24
Cinsiyeti: Bayan 
Alıntı
Orijınalı ~YaZGuLu~

Korkum Ölümden degil....Amelimden...:(





Amenna Nazligülüm....

Aynen söyledigin Gibi...



Ekleme Tarihi: 01.12.2007 - 21:37
Bu mesajı bildir   SuMeYRa üyenin diğer mesajları SuMeYRa`in Profili SuMeYRa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
ALLAH bütün mümin kardeşlerime hayırlı ve imanlı ölüm nasip etsin

http://www.youtube.com/watch?v=jpI-WR0TKZY


bu adresten ölüm anını seyredin

Ekleme Tarihi: 04.12.2007 - 23:19
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1895 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
YaHaMeS (39), ideal900 (47), Seher gülü (53), gözbebeðim (38), cemhan06 (45), sarikayamusa (45), kelamm (39), mkurban (40), isranur (41), kevserr (41), zemhari (52), omerkartal (54), salihaaydinoglu (43), Yasin57 (51), IslamExplorer37 (36), czenem (65), padem22 (39), Gülgüzeli (41), kucuk_ahmet (25), tesisat (44), mavi_maske (39), fakir58 (42), yasuaki01 (50), meryembebek (), hcryky (39), ymucur (43), hasno (46), rahmiz (40), bihter (54), nursen79 (45)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.93287 saniyede açıldı