0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » Ebu Bekir, Ömer ve Osman’a düşman olan Rafizî’nin akîbeti!...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Ukab su an offline Ukab  
Ebu Bekir, Ömer ve Osman’a düşman olan Rafizî’nin akîbeti!...

575 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.01.2007
En Son On: 05.02.2010 - 15:42
Cinsiyeti: Erkek 
Küfe'de bir Rafızî vardı ve adı da Abdülmecîd bin Abdülgaffâr'di. Bu Rafızî, başta Ebu Bekir olmak üzere, Ömer ve Osman'dan nefret ediyor, onlara kin ve nefret besliyordu. Bir gün Cafer–i Sadık Kuddîse Sirrûhu hazretlerinin huzuruna gitti ve aralarında şöyle bir konuşma geçti.
Rafızî:
–Esselâmüaleyke ey Resûlullah'ın torunu. Sana bir soru soracağım. Resûlullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem hazretlerinden sonra en üstün olan kimdir?
Cafer–ı Sadık:
–Ebû Bekr–i Sıddîkdır.
Rafızî:
–Böyle olduğunu nereden biliyorsun.
Cafer–ı Sadık:
–Hak Sübhânehü ve Teâlâ ona, Resûlullahdan sonra, ikinci buyurdu. Üçüncüleri Allahü Teâlâ olan iki kişiden, ikincisi olmak kadar şeref olamaz.
Rafızî sorar:
–Hazret–i Ali Resûlullah'ın döşeğinde, kâfirlerden korkmadan yatmadı mı?
Cafer–i Sadık:
–Ebû Bekir–i Sıddîk, Resûlullah hazretleri ile mağaraya girmedi mi?
Rafızî:
–Eğer korkmasa idi, girmezdi. Allah–ü Teâlâ Resûlullah'a haber verdi ki, Ebû Bekir'e korkma, dedi.
Cafer–i Sadık:
–Onun korkusu, Resulullah idi ki, kâfirler onların nerede olduğu hakkında bir haber duyup, gelirler. Resul–i Ekrem–i üzerler diye endişe ediyordu. Görmez misiniz Ebû Bekir–i Sıddîk, kendi ayağını, mağarada bir deliğe koydu. Hatta yılan onu kaç defa ısırdı. O acıya katlandı. Ayağını kaldırmadı. Resûlullah'ı uyandırmamak için, hiç ses de çıkarmadı. Kendinden korksaydı, zehirlenerek, canını Resule feda etmezdi.
Rafızî:
–Mâide suresinde, “Rükû'da iken sadaka verirler” 58. âyet–i kerîme ile medh olunan Alîdir.
Cafer–ı Sadık:
–Bu ayetten önce, bir âyet–i kerîme vardır ki tahsîs rakamı ondan ziyâdedir. O Sıddîk şanındadır. “Allah–ü Teâlâ, mürtetler ile cihâd eden bir kavmi getirir. Allah–ü Teâlâ bunları sever,” ayet–i kerimesi, Ebû Bekir Sıddîk içindir ve daha çok yükseltmekdedir. Resûlullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem hazretlerinin, ebedi âleme göçmelerinden sonra, Araplar, dedi ki, “biz namaz kılarız. Amma zekât vermeyiz.” Ebû Bekir buyurdu ki, "Resûlullah'ın eda ettikleri zekât malından bir deve dizinin bağını vermeseler ve ondan eksik verseler, ben onlar ile toprak ve kum sayısınca olsalar da muharebe ederim."
Rafızî:
–Ya Cafer. Hazret–i Ali'nin şanı için, "mallarını, gece–gündüz, gizli ve göz önünde verenler" Bakara suresinin 274. ayeti gelmemiş mi?
Cafer–i Sadık:
–Sure–i Velleyl, Ebû Bekir–i Sıddîk'ın şanında nazil olmuştur. Şanını çok yükseltmekdedir. Zira Ebû Bekir–i Sıddîk kırk bin altın verdi. Kendisine bırakmadı. Bir kilime sarıldı. Cebrail aleyhisselâm geldi ve dedi ki, “Allah–ü Teâlâ buyurdu ki, ‘ben Ebû Bekir'den razıyım. O benden razı mıdır?’ Ebû Bekir–i Sıddîk, ‘ben Allah–ü Teâlâ'dan razıyım, razıyım, razıyım,’ dedi”.
Rafızî:
–"Hacılara su vermeği ve Mescid–i Haramı bina etmeği, iman etmekle ve Allah yolunda cihâd etmekle bir mi tutuyorsunuz. Hayır, böyle değildir..." Tevbe suresinin 20. ayet–i kerimesi Hazret–i Ali'nin şanını bildirmek için nazil olmadı mı?
Cafer–ı Sadık:
–"Mekke'nin fethinden önce, sadaka verip, cihâd eden ile, fetihten sonra veren ve cihâd eden bir değildir. Önce olanın derecesi daha yüksektir," Hadîd suresinin 10. ayet–i kerimesi ile Ebû Bekir–i Sıddîk medh olunuyor. Ebû Bekrin muhârebe etmesi önce idi ki, Ebû Cehil, Resûlullah hazretlerine vurmak istedi. Ebû Bekir–i Sıddîk, Ebû Cehil'e mâni oldu.
Rafızî:
–Ali, hiç kâfir olmadı.
Cafer–ı Sadık:
–Öyledir, lâkin Allah–ü Tebâreke ve Teâlâ hiç kimsenin, imanını, Ebû Bekir'in imanı gibi medh etmedi. "Muhacir ve Ensâr'ın önce gelenlerinden Allah–ü Teâlâ râzıdır. Onlara Cennette sonsuz nimetler vardır," Tevbe suresi 31. ayetinde "Doğru haber ile gelen ve Ona inanan için Cennette istedikleri her şey vardır" Zümer suresi 33. ayetinde, Allah–ü Teâlâ, Ebû Bekir–i Sıddîk'ın imanını medh etmektedir. Her ne vakit ki, Resûlullah Sallallahü Aleyhi ve Sellem vahy ile bir haber verse idi, "Kureyş, yalan söylüyorsun" derdi. Ebû Bekir–i Sıddîk hemen yetişip, "doğru söylüyorsun yâ Resûlullah," derdi.
Rafızî:
–"Uhud gazasında, şeytana uyup, dağılanlar..." İmran suresi 155. ayetinde, Allah–ü Teâlâ şikâyet etmiyor mu?
Cafer–ı Sadık:
–Ayet–i kerimenin sonunu oku. "Onların bu kusurlarını afv ettim" buyuruyor.
Rafızî:
–Hazret–i Ali'nin dostluğu farzdır. Şûrâ sûresinde, 23. âyetinde “Size islâmiyeti bildirdiğim ve Cenneti müjdelediğim için, bir karşılık beklemiyorum. Yalnız yakınım olanları seviniz.." buyruldu ki, bunlar, Alî, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin'dir.
Cafer–ı Sadık:
–Ebû Bekir'e dua etmek ve onu sevmek farzdır. Allah–ü Teâlâ, Haşr suresinin 10. ayetinde “Muhacirlerden ve Ensâr'dan sonra, kıyamete kadar gelen mü'minler, yâ Rabbî! Bizi afv et ve bizden önce gelen din kardeşlerimizi afv et derler" buyuruyor. Âlimler buyurdu ki, “Eshâb–ı kiramdan birini sevmeyen kimse, bu ayette bildirilen müminlerden olmaz. Bu duadan mahrum olur."
Rafızî:
–Resûlullah, "Hasan ve Hüseyin, Cennet gençlerinin üstünüdür. Babaları dahâ üstündür" buyurmadı mı?
Cafer–ı Sadık:
–Ebû Bekir–i Sıddîk hakkında bundan iyisini buyurdu. Babam Muhammed Bakırdan işittim. Ceddim İmam–ı Ali buyurdu ki, “Resûlullah'ın huzurunda idim. Başka kimse yok idi. Ebû Bekir ile Ömer geldi. Server–i âlem ve Seyyid–i veledi âdem; "Ya Ali! Bu ikisi, Peygamberlerden başka, Cennet erkeklerinin en üstünüdür."
Rafızî:
–Yâ Cafer! Âişe mi üstündür. Fâtıma mı üstündür?
Cafer–ı Sadık:
–Âişe Resûlullah'ın zevcesi idi. Onunla beraber olur. Fâtıma Hazret–i Ali'nin zevcesi idi. Oda onunla beraber olur. Allah–ü Teâlâ gadabı ve la'neti o Rafızî ve mübtedi' üzerine olsun ki, Resûlullah'ın, müminlerin annesi olan ezvâc–ı tâhirâtına ta'n eyler.
Rafızî:
–Âişe, Ali ile muharebe etti. Cennete girer mi?
Cafer–ı Sadık:
–Allah–ü Teâlâ Ahzâb sûresi, 53.ayetinde "Resûlullah'ı incitmeyiniz. Ondan sonra, zevcelerini nikâh ile hiç almayınız. Bunların ikisi de büyük günahtır." buyuruyor. Resûlullah vefât ettikten sonra da, ona saygı göstermek için, zevcelerine saygı lâzımdır.
Rafızî:
–Ebû Bekir'in hilâfetini, Kur'ân–ı azîmüşşânda bana göstermeğe kadir misin?
Cafer–ı Sadık:
–Gösteririm. Hem Kur'ân–ı kerimde, hem Tevrât'da ve hem de İncil'de gösterebilirim. Kur'ân–ı kerimde olan şudur: En'âm suresi 165.ayetinde "Allah–ü Teâlâ sizi yeryüzünde halîfe yaptı" buyruldu. Nûr sûresi 55.âyetinde "Îmân eden ve emirlerimi yapanlarınızı, yeryüzüne hâkim kılacağımı söz veriyorum. İsrâîloğullarını halife yağdığım gibi, sizi de birbiriniz ardı–sıra halîfe yapacağım" buyruldu. Bu âyet–i kerîme gaybdan haber verip, Kur'ân–ı kerîmin, Allah–ü Teâlâ'nın kelâmı olduğunu ve dört halîfesinin meşrû; haklı olduğunu göstermektedir. Tevrat'ta ve İncîl'de, Feth sûresinin son âyetinde "Resûlullah ve onunla birlikte olanlar, birbirlerini her zamân ve çok severler ve her zamân kâfirlere düşmân olurlar!" bütün eshâb bildirilmekte ve Ebû Bekir'in şerefine işâret edilmektedir. Bu âyetin sonunda "Eshâbının misâlleri Tevrat'ta ve İncîl'de bildirildi..." buyuruyor. Babam, ceddim Ali bin Ebî Tâlib'den ve onun da Resûlullah hazretlerinden bildirdiği hadîs–i şerifte, "Allah–ü Teâlâ, hiçbir Peygamberine vermediği kerâmetleri bana verir. Kıyâmette mezârdan önce kalkarım. Allah–ü Teâlâ 'dört halîfeni çağır,' buyurur. 'Onlar kimdir, yâ Rabbî,' derim. 'Ebû Bekir'dir,' buyurur. Yer yarılıp, herkesten önce Ebû Bekir mezârdan çıkar. Sonra Ömer, sonra Osman, sonra Ali kalkar" buyruldu. Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyurdu: "Ben yer şak olup, dışarı gelenlerin evveli olurum. Allah–ü Teâlâ bana kerâmetlerden verir. O nesne ki benden önce Nebîlerin bir ferdine vermemiştir. Sonra Allah–ü Teâlâ buyurur. 'Yâ Muhammed, yakın getir o halîfeleri ki, senden sonra geldiler.' Ben dedim, 'onlar kimlerdir.' Buyurur, 'Ebû Bekir–i Sıddîk.' Benden sonra yer şak olup, Ebû Bekir kabrinden dışarı gelenlerin evveli olur. İki hülle giydirirler. Tâ gelip, Arş önünde durur. Ve hesâbıni az görürler. Ve arş önünde ayak üzerine dururlar. Ondan bir münâdî seslenir; 'Ömer bin Hattâb nerededir.' Onu getirirler. Cerâhetden kan revân olduğu hâlde gelir. Denir ki, 'yâ Ömer, bunu sana kim etmiştir.' 'Mugîre bin Şûbenin kölesi yapmıştır,' der. Ona da buyururlar. Arş önünde durur. Hesabını görürler. İki yeşil hülle giydirirler. Sonra Osman hazretlerini getirirler. Damarlarından kan revân olduğu hâlde gelir. Derler ki, 'bunu sana kim yaptı.' Der ki, 'filân yaptı'. Arş önünde durmasını buyururlar. Hesabı da kolay olur. İki yeşil hülle giydirirler.
Rafızî:
–Ya Cafer, bunlar Kur'ân–ı azîmde var mıdır?
Cafer–ı Sadık:
–Evet, okumadın mı, Allah–ü Teâlâ onlardan haber verdi. “Peygamberler ve bunların şâhidleri, hesâb için getirilir!" buyruldu. Zümer suresi 69. âyet–i kerîmesi “şahitleri getirilir," denildi. Yani Ebû Bekir ve Ömer ve Osman ve Ali'yi getirirler.
Rafızî:
–Ya Cafer! Bu zamana kadar ben onları sevmiyor idim. Şimdi pişman oldum. Eğer tövbe edersem, Allah–ü Teâlâ kabul eder mi?
Cafer–i Sadık Kuddise Sirrehü buyurdu ki:
–Çabuk tövbe et ki, se'âdetin alâmeti olsun. Eğer, Allah–ü Teâlâ korusun, o i'tikâd üzere dünyadan gitmiş olsaydın, senin dinîn boşa giderdi.


EsSelam Aleykum...

Ekleme Tarihi: 25.08.2007 - 00:49
Bu mesajı bildir   Ukab üyenin diğer mesajları Ukab`in Profili Ukab Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1394 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
husameddin (47), halk yolcusu (37), Habibetti21 (37), aysani (50), kardelen__571 (35), hasan_el_benna (42), aslanþamil (44), caylak ali osma.. (51), vural (50), mero (), ByNet (54), enginbey (49), veleye5 (28), yazitura (45), betulonur (41), NiSA (47), aliavlamaz (37), adler42 (46), 0730sahin (43), ercan58 (41)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.66751 saniyede açıldı