0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » HAK DOSTU

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Ônder23 su an offline Ônder23  
HAK DOSTU

569 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.10.2006
En Son On: 17.11.2016 - 13:20
Cinsiyeti: Erkek 
…Hakk dostu ruhunu Allah’a teslim edeceği an evlatlarını çağırır onlara şu tavsiyede bulunur(vakai Buhari Müslüm’de görüyoruz): Resulü ekrem(a.s.m.) anlatıyor, Der ki evlatlarım benim rabbime karşı yaptığım onu hoşnut edecek ve benim gönlüme itminan kazandıracak hiç güzel birşeyim yoktur. Bunu deyen Hakk dostudur. Bunu deyen tekyede ve zaviyede ömrünü geçiren insandır. Bunu deyen bir feryadında binlerce bülbülün nalanı gizli bulunan insandır. Gözünün tek kapsesinde ummanların çağladığı insandır.

Benim sevabım yoktur. Sevabım yoktur derken kul kendi küçüklüğü mevlanın büyüklüğü ölçüsünden meseleyi ele alıyor. Eğer Allah’ımın büyüklüğüne göre kulluk yapacak olursam vallahi hiçbir şeyim yoktur benim, işte onu anlatıyordu. Allah öyle büyük öylesine lutufkar öylesine ibadete müstehaktır ki insan soluk almadan ona kulluk yapsa ve sonra döse deseki vallahi bu Allah’a karşý benim kulluğum yoktur yeminide hanis olmaz o insan. Yoktur çünkü Allah o kadar büyüktür ki , onun kulluğu o deryada zerre kalır katre kalır.

Ben böylesine tepeden tırnağa cürümle alude mahiyetimle rabbimin huzuruna gitmeden hicap ederim, sıkılırım. Beni şimdi kabre koydukları zaman münkir nekirle beraber bakacak bana , neyle geldin deyecek buraya . Amelin kabri olan bu sandığa nasıl geldin deyecek bana. Ben istemem öyle gitmek . Peki ne istersin. Ben vefat ettim mi beni yakın , ondan sonrada külümü savurun saçıverin fezaya. Gidi versin sağa sola. Mevlam toplarsa ben de deyeceğimi bilirim. Resulü ekrem naklediyor gayibbin gözüyle kabirde durumunu müşahede edip söylüyor. Vefat eder Hintliler gibi evlatları bir yığın odunun üzerine koyup yakarlar, cayır cayır yanar. Kül olur, kül olur savrulur Hak’ın korkusundan. Mevlanın haşyetinden. Allah ferman eder ruhun bütün zerratın vücutla münasebeti temin ve tesis edilir. Onlarla ruh münasebet kurar. Kabirde onun beklediği gibi , korktuğu gibi Mevla-ı mutaale zuhur ediverir. Tecelli ediverir. Kulum sana bunu yaptıran ne idi. Allah’ım çok korktum. Korkumdu. Bende seni afv ettim. Ben benden bu kadar korkanı cürümü günahı içinde bırakmam. Hatiat ve seiat içinde bırakmam. Affettim der. Mümin muvazene ve muadele kuruyor. Kalbinde bu saygı varsa ümit var ol. Rahmetinden ümit edilir ki mevla seni afv edecektir.

Adres bırakacaksın , kendini tanıtacaksın, günde bir kaç defa hatırlatacaksın, bir kaç defa hatırlayacaksın, bir kaç defa adı cansızlara can getiren , kurumuş ölmüş kemikleri hayata kavuşturan, Hz. Muhammed (a.s.m.)’ın - adına da kurban olayım, tadına da kurban olayım, yazına da kurban olayım - adını anacaksın. Adının anıldığı yerde ölmüş şeyler hayata kavuşur. Anacaksın, sen anacaksın ki oda seni ansın orada. İşte bu anma bir adres bırakmadır. Ben ya Resulullah şu durumdayım , şuradayım demektir. Ben ki mücrimim. Ben ki günahkarım. Sen ki sultansın. Ben ki kapında hav hav ederim. Sen ki benimle av avlarsın. Lütfet beni de beraber götür. Ne hoş der: bu noktada hissi dahi olsa demeden geçemeyeceğim.

Cami, ashab-ı kehfin köpeğinin durumunu serhişte ederek Resulü Ekrem (a.s.m.)’a dert yanar. Nasıl dert yanmayacaksın ki tabibul kulubtur. Kalplerin doktoru kalplerin hekimi odur. Benim kalbimi O tedavi etmezse kim tedavi edecek. “Ya Resulullah çibaşet çun sek ashabı kehf dahili cennet şevam der zimrei ashabi tu. O revas der cennet men der cehennem key revas o seki ashabı kehf men seki tu.” Nasıl olur ya Resulullah ashabı kehfin bir köpeği vardı. Onlardan ayrılmadığı için onlarla beraber cennete girecek. Senin de bir ashabın var ben de senin ashabının köpeğinim. Senin ashabın cennete girerken ben nasıl dışarıda kalırım. Bunu cami söyler. Allah lutf ederse , bize Allah Resullünün Ashabına, ashabı kehfe değil, köpek ederse siz bilmem kabul eder misiniz, ben cana minnet bilirim bunu, beni köpek ederse , arkasından gel gel derse bunu cana minnet bilecek koşa koşa sevinç ve sürur içinde cennete gireceğim. Cenab-ı vacibül vucud bizi cennete koysun , Cenab-ı vacibül vucud bizi cehennemden korusun. Bizi masum ve mahfuz buyursun (amin)

Yıkıldığın döküldüğün ümitlerin kırıldığı bütün kapıların kapandığı anda mevlaya teveccüh edecek ondan bekleyeceksin. Kapanmış kapılarını O açacaktır. Ümitsizliğini ümide O kalbedecektir. Bütün sana korku ve dehşet veren şeylerin, hadiseleri güler hale tebessüm eder hale o getirecektir. Cenabı Hakk kabirden daha karanlık gecemizi gündüz etsin inşallahu taala. Cennet asa baharlara ulaştırsın inşallahu taala. Rızasıyla payidar etsin inşallahu taala. Aklıma gelenleri geldikçe bu bayram dersinden mümkün olduğu kadar ben zihni ve fikri izhariyeden sakınırım.

Mümin işinin bittiği üstesinden kalkamayacağı hadiselerle karşı karşıya kaldığı, yıkıldığı, döküldüğü anda korktuğu haşyet ve saygı dolu bir kalbe sahip bulunduğu anda mevlaya teveccüh edecek. Ona teveccüh edecek. Başka kapı bilemediği ve bulamadığı için ona teveccüh edecektir.

Size çok naklettiğim bir hususu müsaadenizle nakledeyim. Nereye teveccüh edeceksin ki başka kapı yok. Nereye gideyim. Ne güzel der İbrahim Ethem :”İlahi abdukel asi etake ...” İlahi sana başkaldırmış kulun sana geldi. İsyan eden kulun sana geldi. Günahlarını itiraf ediyor ve sana dua ediyor. Eğer yargılar günahlarını afv edersen bu zaten senin işindir. Başka günah afv eden yok ki. Günahları sedreden başka yok ki. Settar yok ki. Ona gidilsin. Eğer ret edersen ben kime gideyim. Şimdi senin kapına geldim durdum. Bu kapının tokmağına dokunuyorum. Ya rahman diye sesleniyorum. Ta gaffar diye sesleniyorum. Ayıplarımın burada da orada da örtülmesi için sana yalvarıyor ya settar diyorum. Kovarsan benim derdime derman olacak yok ki. Hekim sensin. Tabip tabibi akdes sensin. Derdime derman sen olacaksın.

Hak dostu sizin gibi böyle dinledikleri bir zatı dinliyorlar. Cenabı hak onları rüşte ve hidayete erdiriyor. Gözleri açılıyor. Hakikat bin oluyorlar. Eşyanın hakikatına ledünyatına nüfus peyda ediyorlar. Mahfuz levhaları seyreder hale geliyorlar. O mahfuz levhalardan birisinde kendilerini irşat eden zatın şaki olduğunu müşahede ediyorlar. Bir mürşit bir derviş düşünün ki etrafına bir sürü mürit toplamış. Muratları olan bu zat hakikate giden yolda onlara pişdarlık yapmış. Hakikatin berrak ve açık yüzünü onlara göstermiş. Ve sonra onlar ermişler tepeyi aşmışlar. Şahikaya çıkınca da ayla kamerle karşı karşıya gelmişler. İhraz ettikleri bu noktada bir de ne görsünler, şeyhlerini mürşitlerini, muratlarını cehennemlik görmüşler, talihsiz görmüşler, betbah görmüşler. Ve yavaş yavaş kopmaya şeyhi terk etmeye başlamışlar. Ama şeyhe hiç fütur gelmiyor. Tepenin dibinde gözüküyor. Çünkü Allah nazarında şaki. Ama hiç fütur gelmiyor. Başını kaldırmıyor secdeden. Ellerini indirmiyor duadan, nasıl indirsin ki yok başka kapı mevla şimdi bizi kovsa nereye gideceksin, Çıkamazsınız dışarıya. Bütün hükümranlık ona ait. Bütün anahtarlar ve kilitler onun elinde. Herkes gidiyor birisi kalıyor. O kalma işine sakat denir. O zata sıddık denir. Sıddık olmak çok mühimdir. Hz. Ebu Bekir’in makamıdır. Her şeye rağmen vefa gördüğünü terk etmeme. Bana bir kelime öğreten beni köle yapmıştır. Hayatımın sonuna kadar minnettarlığımı ona ifade ederim. Ona sadakat denir. Tek adam en sadık adam en sıddıktır. Dayanıyor sonuna kadar. Mürşidin Allah’ın kapısından kopmadığı gibi oda Mürşidin kapısından kopmuyor. Efendim nasıl sadık ben onu şaki de görsem bende öyle sadığım. Sadıka sadık gerek diyor. Bu sadık mürit kalınca çağırıyor bir gün.

Arkadaşlarında bir şey hissettim. Ne gördüler acaba. Söylemek istemiyor. Israr edince diyor ki hazret sizin şaki olduğunuzu müşahede ettiler. Ondan ayrıldılar. Tebessüm ediyor, acı bir tebessüm. Nasıl bir acı tebessümdür ki binbir ıstırabın namesi vardır onda. Ah diyor. Ben onu kırk senedir öyle görüyorum orda. Kırk senedir müşahede ediyorum. Kırk senedir mevlam beni cehennemlik yapmış müşahede ediyorum. Ama nereye gideyim. Israr ettim durdum. İşte o zaman rahmet ihtizaza gelmiştir. Gökler oynamıştır. Sa’d ibni Muaz’ın cenazesinde ihtizaza geldiği gibi. O esnada yazı silinip yerine said yazılmıştır. Bunu dedirtecektir mevla. Bunu gösterecektir mevla. İşte sen ve ben bizi boğan boğaltan buhrandan buhrana sevk eden, yığın yığın hacaletler günahlar altında inlerken dahi kapısına geldiğimiz zaman şekavedimizi Saadete tebdil edecek bir mevlanın mevcudiyetine inanarak gelirsek bütün seyiatımızı hasenata bütün hatalarımızı sevaba bütün günahlarımızı sevaba tebdil edecektir. Mahiyetimizi tebdil edecektir. Cenabı Hak bu lutfu bizlere lütfetmek suretiyle bizi afv etsin bayramımızı bayram etsin.

Alvar imamı … Hoş bir sözü vardı. “Mevla bizi afv ede bayram o bayram olur. Cürmü hatalar gide bayram o bayram olur. Gör ne güzel yiğit olur.” Bayram o bayram olacak şurada günahlarımızı atıp aşağıya inmiş isek şayet. Allah bayramımızı öyle bayram etsin. Seyranımızı öyle seyran etsin. Bizi afv-u keremine mazhar etsin inşallahu taala.[1]
Ekleme Tarihi: 20.04.2007 - 12:22
Bu mesajı bildir   Ônder23 üyenin diğer mesajları Ônder23`in Profili Ônder23 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1986 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ustam54 (64), hacabdey (65), ahmet38 (39), selam olsun (45), cilali61 (51), Gülü Sevin (43), miraç51 (45), MaviPIRLANTA83 (41), raul (34), Yarali-BosnaM (49), Rahmetullah (42), ismail hakk&yac.. (36), minikkusum (35), tuna_boyu (39), sumeyya66 (58), Yasemin_88 (36), yaratilmis (45), sada (43), NETZERO (39), ademyorulmaz (39), tasarý (49), asude82 (42), crane (43), sead26 (44), sniper7754 (47), aydýn28 (61), m.tayfun (35), ReisBey (54), merveofset (45)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.80457 saniyede açıldı