0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » *** NAMAZ PLATFORMU *** » Hz. Peygamber'in (s.a.s.) Beden ve Ahlak Güzelliği

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
**safir*** su an offline **safir***  
Themenicon    Hz. Peygamber'in (s.a.s.) Beden ve Ahlak Güzelliği

16 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 24.03.2007
En Son On: 29.04.2007 - 23:09
Cinsiyeti: ----- 
Hz. Peygamber'in (s.a.s.) Beden ve Ahlak Güzelliği


Konumuzla ilgili kavramlardan en önemlisi sîret kelimesidir. Sîret lügatte, gidiş, hâl ve yürüyüş gibi manâlara gelir. Istılahta, Hz. Peygamber Efendimizin beden ve ahlâk güzelliği dahil, bütün söz ve davranışlarını, kısaca tüm yaşayışını ifade eder. Sîretin içinde, Hz. Peygamber Efendimizin Megazi, Delâil, Hasais ve Şemaili yer alır. Şemail, O'nun bedenî ve ahlâkî güzelliklerine denir ve O'nu tanıma ve tanıtma bakımından önemlidir.

Bir beşer olarak yaratılan ve her insan gibi yiyip içen, yatan, geçimi için çalışan Hz. Peygamber (s.a.s.), ama bütün bu hususlarda ve insanlarla ilişkilerinden Allah'a kulluğuna kadar hayatının her yönünde mükemmel bir örnek, bir nümûne-i imtisal ortaya koymuştur. Şemâil kitaplarında görüldüğü gibi, O, en güzel ve en mükemmel bir şekilde yaratılmıştır. Bu güzelliği ve kemâlâtı sebebiyle, bedeninin tavsifine süs, zinet manasına gelen Hilye ismi verilmiştir (Bayraktar 1990, 303). Bununla beraber O'nun bedeni ve uzuvları açlık, susuzluk ve darbelere maruz kalmak bakımından diğer insanlardan farksızdır. Peygamberimizin (s.a.s.) bedenî ve ahlâkî güzelliklerini çok kısa olarak yazdıktan sonra, bu hususta derli toplu olan Cevdet Paşa'nın tavsifini kaydedeceğiz.

Hz. Peygamber Efendimizin Beden Güzelliği
Peygamber Efendimiz (sallâllahu aleyhi ve selem), hulûkuyla olduğu gibi hilkatiyle de en mükemmel insandır. O'nun kemâlâtının bütününü bir başka insanda görmek mümkün olmadığından, fizyonomisinin mükemmelliği de peygamber olduğuna dair bir delil sayılmış ve diğer nübüvvet delilleriyle birlikte yazılmıştır. Mesela, Kâdî İyâz'ın eş-Şifâ bi Ta'rîfî Hukûki'l-Mustafâ adlı eserinde Hz. Peygamber'in bütün vasıfları ve halleri bir araya toplanmış ve bunlar bir anlamda O'nun peygamberliğinin delillerinden kabûl edilmiştir. Aynı şekilde Beyhakî de Delâilü'n-Nübüvve adlı eserinde benzer yaklaşımı sergilemektedir. Gerçi beden güzelliği, Hz. Peygamber'e has değildir. Meselâ, Yusuf (a.s.)'a güzelliğin tamamı verilmişti. Ashabdan Cerîr b. Abdillah'ın aynı bir yakışıklılığa sahip olduğu nakledilmektedir. Hz. Peygamber'e gelince: O, bu hususta da Hz. Yusuf (a.s.) dahil herkesin önünde idi ve bunun yanısıra ahlâk güzelliği ile de emsalsizdi. O'nun peygamberliğine delil olan, sadece bedenen değil, hem bedenen hem de ahlâken mükemmel olmasıdır.

Hz. Peygamber'in Ahlâk Güzelliği
Hz. Peygamber'in şemailinin ikinci unsuru, ahlâkıdır. Ahlâk, nefsin kuvvet ve vasıflarındaki normal bir özelliğe sahip olması anlamına gelen hulûk kelimesinin çoğuludur. Güzel ahlâk ise, ifrat ve tefritten uzak fazilet sayılan bir mertebedir. Gazap kuvvetinin fazileti şecaattir. Bu da, öfkelenip tavır alınması gereken yerde gerektiği şekil ve ölçüde tavır alma, yersiz öfkeden kaçınma, hakkı kabûl, anlatma ve savunma konusunda korku taşımama demektir. Şehevî kuvvetin fazileti iffettir. Aklî kuvvetin fazileti hikmettir. Bütün bu faziletler, Hz. Peygamber'de en mükemmel derecede bulunuyordu. Onları, bütün boyutlarıyla Şemâil telifatında görmekteyiz.

Kur’ân-ı Kerim'de Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.s.) ahlâkının çok büyük, çok yüce ve hayranlık verici olduğu bildirilmiştir (Kalem, 68/4). Peygamber Efendimiz de (s.a.s.) bir hadislerinde, “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” (Muvatta', “Hüsnü'l-Hulûk,” 8) buyurmuştur.

Peygamberimizin (s.a.s.) ahlâkı, Hz. Aişe'nin de bildirdiği gibi Kur’ân'dı (Müslim, “Salâtü'l-Müsafirin,” 139). O, bütün hayatını Kur’ân'a göre tanzim etmişti, yani yaşayan Kur’ân'dı. Peygamberimiz (s.a.s.), beşeri yönüyle de insanlığa örnekti. O, günah olmadığı takdirde, kolay olan işe öncelik verirdi. Meselâ, Peygamberimiz tek başına namaz kılıyorsa istediği kadar uzatır; cemaate imamlık yaptığında ise, kısa kıldırırdı ve böyle kıldırılmasını da tavsiye ederdi. Bunlar, O'nun ahlâkından sadece çok küçük bir kesit.
***********************************
Cevdet Paşa'nın Veciz Yazısı
**********************************
Peygamberimizin beden ve ahlâk güzelliğini anlatan en güzel eserlerden birisi Ahmet Cevdet Paşa’nın Kısâs-ı Enbiyâ adlı eserindeki Bazı Evsâf-ı Seniyye-i Muhammediyye başlıklı yazısıdır. Burada bu yazıyı kısmen sadeleştirerek vermeyi münasip gördük.

“Resûl-i Ekrem ve Fahr-i Âlem Muhammed Mustafa (s.a.s.) hazretleri hilkatçe ve ahlâkça Âdem oğlunun en ekmeli idi. Hep enbiyâ-i izâm (aleyhimusselâm) hazerâtının uzuvları kusursuz ve yüzleri güzel yüzlü olup, Habîb-i Hüdâ onların en güzeli idi.

“Mübarek cismi güzel, bütün azası birbirine uygun, endamı gayet münasip, alnı ve göksü ve iki omuzlarının arası ve avuçları geniş, boynu uzun ve ölçülü ve gümüş gibi saf, omuzları, pazuları ve baldırları kalın, bilekleri ve parmakları uzun, elleri ve parmakları dolgunca idi. Mübarek cildi ise ipekten yumuşak idi. Kemâl-i itidal üzere büyük başlı, hilâl kaşlı, çekme burunlu idi. Çehresi azıcık değirmi ve uzunca olup, şişman yüzlü ve yumru yanaklı değildi.

“Kirpikleri uzun, gözleri kara ve güzel, büyücek ve iki kaşının arası açık olup çatık kaşlı değildi ve iki kaşının arasında bir damar vardı ki, kızdığı vakitte kabarıp görünür idi.

“O Nebiy-yi Mücteba ezheru'l-levn idi. Yani, ne kireç gibi ak ne de kara yağız. Belki ikisi ortası gül gibi kırmızıya mail, beyaz, nurani ve berrak olup mübarek yüzünde nur parlardı. Gözlerinin akında dahi az kırmızılık vardı. Dişleri inci gibi parlak olup, söylerken ön dişlerinden nur saçılır, gülerken fem-i saadeti bir latif şimşek gibi ziyalar salarak açılırdı. Saçları ne pek kıvırcık ne de pek düz idi. Saçlarını uzattığı vakit kulaklarının memelerini geçerdi. Sakalı sık ve tam idi. Uzun değildi ve bir tutamdan ziyadesini alırdı.

“Âlem-i bekâya rıhlet buyurduklarında saçı, sakalı henüz ağarmağa başlamamış, başında biraz, sakalında yirmi kadar beyaz kıl vardı.

“Cismi nazîf, kokusu latîf idi. Koku sürünsün sürünmesin, teni ve teri en güzel kokulardan âlâ kokardı. Bir kimse O'nunla musâfaha etse, bütün gün O'nun rayiha-i tayyibesini duyardı ve mübarek eliyle bir çocuğun başını mesh etse, râyihâ-yı tayyibesiyle o çocuk, sair çocuklar arasında malûm olur idi.

“Doğduğu vakit dahi nazîf ve pak idi. Duyuları fevkalâde kavi idi. Pek uzaktan işitir ve kimsenin göremeyeceği mesafeden görür idi.

“Hep harekâtı mutedil idi. Bir yere azimetinde acele ve sağ ve sola meyletmeyip kemal-i vakar ile doğru yoluna gider; fakat sürat ve sühûlet ile yürür idi. Şöyle ki: âdeta yürür gibi görünür, lâkin yanında gidenler süratle yürüdükleri halde geri kalırlardı. Elhâsıl, en mükemmel ve müstesna surette yaratılmış bir vücûd-ı mesûd ve mübarek idi.”

Cevdet Paşa, devamla Peygamber Efendimizin şemailine dair şu özet bilgileri de vermektedir:

“Güler yüzlü, tatlı sözlü idi. Kimseye fena söz söylemez ve kimseye bed muamele eylemez ve kimsenin sözünü kesmez, mülayim ve mütevazı idi. Haşin ve kaba değildi. Fakat heybetli ve vakur idi. Beyhude söz söylemezdi. Gülmesi dahi tebessüm idi.

“O'nu ansızın gören kimse heybetinin tesirinde kalırdı. O'nunla ülfet ve müsahabet eyleyen kimse, O'nu can u gönülden seven bir kişi olurdu. Ehl-i fazla derecelerine göre ihtiram ederdi. Akrabasına dahi pek ziyade ikram eylerdi. Lâkin onları kendilerinden efdal olanlar üzerine takdim etmezdi.

“Hizmetkârlarını pek hoş tutardı. Kendisi ne yer ne giyerse, onlara dahi onu yedirir ve onu giydirirdi.

“Sahî (cömert) ve kerîm, şefik ve rahim, şeci ve halim idi. Ahd u va'dinde sabit, kavlinde sadık idi. Elhasıl, hüsn-i ahlâkça ve akl u zekavetçe cümle nâsa faik ve her türlü medh u senâya layık idi.

“Kitap okumamış, yazı yazmamış olduğu halde, avam ve havassın zahirî ve batınî umûrunda vaki olan hüsn-i tedbir ve tasarrufunu bir adam düşünse, O hazretin ne mertebe akl u fehm u zekâsı olduğunu derhal anlar. Zülümat-ı cehl içinde kalmış kabâil-i Arab arasında büyüyüp Cezîretü'l-Arab gibi bir ücra mahalde zühur eylemişti. Ümmî olduğu halde enfüs ü âfâkı envâr-ı ulûm u maarif ile münevver etmişti. Bir akl-ı selîm sahibi bütün bunları teemmül etse, bilâ tereddüt, O'nun dâvâ-yı nübüvvetini cezmen tasdik eyler.

“Yemede, giymede mikdar-ı zarûret ile iktifa eder ve ziyâdesinden kaçınırdı. Bulduğunu yerdi, bulduğunu giyerdi, doyuncaya kadar yemezdi. Üzerinde yatıp uyuduğu döşek, deriden mamul olup içi dahî hurma lifi idi.

“Az vakit içinde bunca fütûhâta mahzar olmuş ve vâridât-ı İslâmiye çoğalmış iken, dünya malına asla iltifat eylemezdi. Ganâimden kendisine ait olan emvalin ekseriyetini müstahaklarına sadaka edip, kendi taayyüşü için pek az bir şey alıyordu. Bu cihetle, bazen borçlanmaya mecbur oluyordu.

Ehl-i Beytinin ekseriyâ yedikleri, arpa ekmeği yâhut hurma idi. Dâr-ı Ukbâ'ya azîmetinde, en sevgili zevcesi olan Âişe (radıyallâhü anhâ) hazretlerinin hücresinde, biraz arpadan başka yiyecek yok idi ve zırhı bir Yahûdînin yanında merhûn idi ki, iyâlinin nafakası için otuz sâ' arpa ödünç alıp, zırhını rehin etmişti.”

Prof.Dr. İbrahim BAYRAKTAR
Ekleme Tarihi: 17.04.2007 - 22:48
Bu mesajı bildir   **safir*** üyenin diğer mesajları **safir***`in Profili **safir*** Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1685 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
selaattin (63), didabra (41), cem_80 (44), nadim (57), Ramazanoglu (55), hilal_celik (36), fehmi84 (40), Feyza (40), maleman (43), _berzah_ (39), Süley (44), tevatur (53), fendülüs (49), bilal1 (52), Suvarîi (55), enes8386 (42), NUHYILDIZ (49), Esra_01 (41)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.87856 saniyede açıldı