0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » ÇOCUK EĞİTİMİ » Suç işleyen çocuklara ödül verin.

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Beyza su an offline Beyza  
Suç işleyen çocuklara ödül verin.

159 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 12.05.2005
En Son On: 10.03.2010 - 14:04
Cinsiyeti: Bayan 
Çocuğunuz, sizin istemediğiniz bir davranışı sergiliyorsa
reaksiyonunuz nasıl olur? “Önce konuşurum, sonra ikaz
ederim, hâlâ aynı davranışta ısrar ediyorsa ceza veririm”
mi diyorsunuz?


Sanırım suç işleyen bir çocuğa mükafat vermek çoğumuzun
başvurduğu bir yöntem değildir... Öyle ya, ‘mükâfat, güzel
davranışın karşılığında verilir’ diye biliyoruz. Aslında
bildiğimiz şey pedagojinin bugün ulaştığı nokta açısından
doğru. Ancak pedagoji biliminin yarın ulaşacağı noktaya
göre baktığımızda görüyoruz ki, suç işleyen çocuğa ceza
vermek çok da doğru değildir.


Çünkü ‘ceza’ dışa dönük bir terbiye metodudur ve
baskıcıdır. Ceza ile çocuk, iç dünyasında
kabullenmediğ i
bir davranışı, dış baskı ile kabul etmeye zorlanmaktadı r.
Vicdanda kabul görmeyen davranışlar samimi olmaktan
uzaktır. Bir davranışın çocuk tarafından kabul edilebilmesi
için, çocuğun iç dünyasında ve vicdanında o davranışın
kabul görmesi gerekir. Vicdanın kabul etmediği ve iç
dünyanın benimsemediği davranış çocuğun içte farklı, dışta
farklı kişilik sergilemesine sebep olabilir.


Çocuk, ceza korkusu ile, belki istediğiniz davranışı
sergiliyor olsa bile, üzerindeki ceza baskısı kalktığında,
yeniden ve belki de daha da ağırlaşmış bir yanlış davranışa
yönelebilir. O yüzden suç işleyen çocuklara ceza verirken
çok iyi düşünmek gerekir. Çocuklarda yanlış davranış
karşısında mükâfat verilmesi, ceza verilmesinden daha
olumlu sonuçlar doğurur.


8-10 yaşlarında bir çocuğunuz var. Evde misafirleriniz

olduğunda sizi misafirlere karşı hep mahcup ediyor. Siz ne
zaman konuşmaya başlasanız, kullandığınız cümleleri alaya
alarak ve eğip bükerek size karşılık veriyor. Ne kadar ikaz
etseniz de bu davranışından vazgeçiremiyorsunuz. Sanırım
sizinle böyle dalga geçen bir çocuğa mükafat vermek,
aklınızın ucundan bile geçmez değil mi? Örneğimizi biraz
daha zorlaştıralım. Siz dindar bir insansınız ve maneviyata
çok önem veriyorsunuz. Abdest alıp namaz kılıyorsunuz.
Namaz kılmak için ezan okuduğunuzda, çocuğunuz karşınıza
geçiyor ve ezan ile dalga geçiyor, dil çıkartıp “bö bö böö”
diyerek sizi tahrik ediyor. Ne yapardınız? Ezan ile dalga
geçen çocuğunuza, mükafat verir miydiniz? Vermezdiniz,
değil mi? Günümüz pedagoji bilimi de böyle bir çocuğun
mükafatı hak ettiğini söyler.


Ama tarihin sayfalarını geriye doğru çevirdiğimizde, bu

günün pedagoji bilimini çokça geride bırakan farklı bir
yöntemle karşılaşıyoruz.


Yukarıdaki örneğin bir benzerini, Peygamber Efendimiz
(sas)’de görüyoruz. Bir gün kendisi mescide doğru
ilerlerken, okunan ezan ile dalga geçen çocukları görür.
Çocuklar yol kenarındadır ve Peygamber Efendimiz
(sallallahü aleyhi ve sellem) onlara selam vererek
yaklaşır. Sonra ezan ile dalga geçen çocuğa “Ne kadar da
güzel sesin var.” der. Çocuk bir peygamberin karşısında
kendini muhatap olarak görünce şaşırır. Şaşkınlığını henüz
üzerinden atamadan, Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi
ve sellem) çocuğun saçlarını okşar ve “Mescitte de bu güzel
sesinle ezan okur musun?” diye sorarak onun elinden tutup
mescide götürür.


O çocuk o günden sonra mescitte müezzinlik yapmaya başlar.
İsmi Ebu Mansure olan bu Sahabe Efendimiz (ra),
mescitte
uzun bir süre müezzinlik yapar ve saçlarını ömür boyu
kesmez. Çokça uzayan saçlarını kesmesi konusunda tavsiyede
bulunanlara da öfkelenerek “O saçları kim okşadı bilmiyor
musunuz?” diyerek, Peygamber Efendimiz’e (sas) olan
muhabbetini dile getirir.


Yukarıdaki olayı analiz edelim: Suç işleyen bir çocuk var
ve ezanı hafife alıyor. Tıpkı kendi evimizde bizim
okuduğumuz ezan ile dalga geçen çocuk gibi. Bu suç
karşılığında Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve
sellem) nasıl davranıyor? Çocuğu yanına çağırmıyor, aksine,
onun yanına kadar gidiyor. Bu, çocuğa değer vermektir ki
“duygusal bir mükafat”tır. Arkadaşlarının yanında, çocuğun
sesinin ne kadar güzel olduğunu söylüyor. Bu ise ikinci
mükafattır ki buna da “sosyal mükafat” diyoruz. Daha sonra
çocuğun saçını okşayarak, üçüncü kez mükafat vermektedir.
Son
olarak da elinden tutarak onu mescide müezzin olarak
tayin etmektedir ki bu da dördüncü mükafattır.


Halbuki, Peygamber Efendimiz (sas), suç işlemiş bir çocuğun
davranışını değiştirmek için cezaya başvurmadı. Aksine art
arda dört defa mükafat verildi.


Teneke çalan çocuklar


Bir şahsın kapısının önünde bir grup çocuk teneke çalarak
gürültü yapıyorlardı. Mahalleli ne kadar müdahale ettiyse
de çocukları bu davranışlarından vazgeçiremediler. Bir gün,
önünde gürültü yapılan evin sahibi, dışarı çıkarak
çocukların yanlarına gitti. Onlarla konuşup bir anlaşma
yaptı. Bu anlaşmaya göre, çocuklar günün belirsiz
vakitlerinde gelip gürültü yapmayacak, aksine anlaştıkları
bir saatte gelecekler ve o saatte gürültü yapacaklardı.
Anlaşmaya göre yapacakları gürültü karşılığında ise bu
şahıstan para alacaklardı. Çocuklar bu
anlaşmadan memnun
oldular ve ertesi gün anlaştıkları saatte kapının önüne
geldiler. Tenekelere, ellerindeki sopalarla vurarak gürültü
yaptılar. Bir süre sonra, anlaşma yaptıkları şahıs kapıda
göründü. Çocukların yanına gelerek, anlaştıkları şekilde bu
gürültünün karşılığında belli bir ücret verdi.


Çocukları evlerine gönderdi. Çocuklar ertesi gün
anlaştıkları saatte yeniden kapının önüne geldiler ve
yeniden gürültü yaptılar. Şahıs yeniden çıktı ve çocuklara
anlaştıkları parayı verdi. Ancak adamın, her seferinde
evden geç çıkmasına kızan çocuklar, adamı ikaz ettiler ve
geç gelmemesini söylediler. Ertesi gün mutat saatte
çocuklar yine geldi ve gürültü yapmaya yeniden başladılar.
Çocuklar uzun süre gürültü yaptıkları halde, şahıs yine
gecikerek evden çıkıp çocukların yanına geldi. Çocuklara,
artık anlaştıkları parayı
vermekte zorlandığını söyledi.
Çocuklar ile yeni bir anlaşma yapmak istediğini belirtti ve
sordu:


“Acaba şu anda anlaşmış olduğumuz ücretin yarısını versem,
yine gelir misiniz?” Çocuklar, zaten paralarını geç teslim
eden şahsın bu teklifine kızdılar ve kabul etmediler. Zaten
bu iş için boşa zaman harcadıklarından bahsettiler. Diğer
çocuklar oyun oynayıp güzel vakit geçirirken, kendilerinin
bu iş için kenarda oturup saatlerce beklediklerini ve
şahsın yeni teklifini kabul etmediklerini ve bir daha da
buraya gelmeyeceklerini söylediler.


Bu örneği de incelediğimizde ceza karşısında davranışlarını
değiştirmeyen çocukların, mükafat aracılığı ile kötü
davranışlarının kontrol altına alındığına ve daha sonra da
tamamen ortadan kaldırıldığına şahit oluyoruz.


NEDEN CEZA VERİLMEMELİ?


Çocukların
işledikleri suç karşılığında mümkün oldukça ceza
verilmemelidir. Peki neden?


1- Ceza, çocuğun iç dünyasında ezilmişlik duygusu
oluşturabilir. Bu ezilmişlik duygusu ile çocuk, yanlış
davranışı devam ettirerek, kendisini cezalandıran şahsı
cezalandırmak isteyebilir.


2- Ceza, hırs doğurup bir başka kötü davranışın
tetikleyicisi olabilir.


3- İstediği bir davranışı ceza korkusu ile sergileyemeyen
çocuk, iç dünyasındaki istek ile dış dünyadaki ceza
arasında sıkışıp kalabilir. Bu ise çocuğun samimi
olamamasına sebebiyet verir.


4- Ceza, küçük yaşta “öfke ve nefret” duygularına sebep
olabilir.


“Ceza” dışa dönük bir terbiye metodudur ve baskıcıdır.
İstediği bir davranışı ceza korkusu ile sergileyemeyen
çocuk, iç dünyasındaki istek ile dış dünyadaki ceza korkusu
arasında sıkışıp kalabilir. Bu
da, çocuğun, sun’î ve samimi
olmayan davranışlar sergilemesine neden olabilir.
Ekleme Tarihi: 03.10.2006 - 20:50
Bu mesajı bildir   Beyza üyenin diğer mesajları Beyza`in Profili Beyza Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1719 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
EROLPARLAK (62), mehtap00 (49), desertlion (50), bora1907 (51), Albarlos (39), kalplerin_güne&.. (39), fenerlikiz (34), TAHA_06 (40), mayhan (37), 54recep54 (58), senem25 (50), ismail2 (64), _gülsime_1972 (52), tamirat (54), zulfi-kar (43), orhunugur (45), hacer03 (54), ravzagül2 (54), Malessudba (40), emin1974 (50), dadas-kardes (45), ankebuttt (38), mahçup_8.. (43), kartalx (54), ismailkurtca (45), [burhan] (38), vdemirci (44), yusuf_25 (44), AFFET_ALLAHIM (34), gulkaymak (), paris (39), tubekna (38), XKAFX555 (59), kenanomeroglu (72), BAYBORA YALCIN (51), beyzaa (47), ali can__25 (46), Miralay (56), ruemeysam (44), salih38 (41), beyce89 (35), tatarSaid (47), e.ziyanak (46), recepyilmazer (64), mehmet_t66 (39), canadali_Zeynep (48), garipsezgi (40), ya_garib_ya_yol.. (53)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.93995 saniyede açıldı