0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » HIRİSTİYANLARIN GAZETESİNDEN PEYGAMBER EFENDİMİZE HAKARET!..

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 12 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
semi_1990 su an offline semi_1990  
Themenicon    HIRİSTİYANLARIN GAZETESİNDEN PEYGAMBER EFENDİMİZE HAKARET!..

21 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.09.2005
En Son On: 11.08.2006 - 22:27
Cinsiyeti: Erkek 
Danimarka basınında yayımlanan Hz. Muhammed karikatürleri, şimdi de Norveç basınında 'ifade özgürlüğü' adı altında yayımlandı.

OSLO - Danimarka basınında yayımlanan Hz. Muhammed karikatürleri, şimdi de Norveç basınında 'ifade özgürlüğü' adı altında yayımlandı.



Danimarka'da Jyllans-Posten gazetesinde yayımlanan ve tüm Müslümanlardan büyük tepki toplayan Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) ile ilgili karikatürler, Norveç'in Hıristiyan eğilimli 'Magasinet' adlı dergisinde 'ifade özgürlüğü' bahanesi altında yayımlandı.
Ekleme Tarihi: 31.01.2006 - 16:16
Bu mesajı bildir   semi_1990 üyenin diğer mesajları semi_1990`in Profili semi_1990 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
RuBAi su an offline RuBAi  
Hani nerde kaldi dinlerarasi diyalog???

274 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 10.05.2005
En Son On: 20.03.2007 - 21:42
Cinsiyeti: Bayan 
Dinler arasi diyalog deniliyordu, hani nerede???????? Nerde kaldi diyalogçular?? Heryerde diyalog naralari atiliyordu, neden simdi hiçbir tepki gelmiyorrr???
Bastan beri belliydi niyetleri..
Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v.), canimiz herseyimiz Peygamberimiz karikatürize ediliyor, ama nedense "HOCA EFENDI"nin sesi çikmiyor, diyalog denilince medya'da yer almayi biliyor nedense..telaşlı
KINIYORUM!!
Ekleme Tarihi: 03.02.2006 - 23:04
Bu mesajı bildir   RuBAi üyenin diğer mesajları RuBAi`in Profili RuBAi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
kadir zafer gül su an offline kadir zafer gül  
sessiz kaldıkça

8 Mesaj

Kayıt Tarihi: 04.12.2004
En Son On: 11.08.2006 - 15:20
Cinsiyeti: Erkek 
s.a.

biz müslümanlar sessiz kaldıkça dinimize saldırılar daha da artacaktır. Bir çoğumuz televizyonları karşısında duydu haberi ama sadece bakmakla yetindi. Artık direnme gücünü yitirmiş insanlar olarak kalkıp silkelenme vakti geldi. Biz yüce dinimizi yice peygamberimizi koruyamadıktan sonra yaşamanın veya ben müslümanın demenin hiçbir anlamı yoktur.Ne kadar kolay çıkıyor değilmi ağzımızdan Elhamdülillah Müslümanım. Ama lafta olmayalım. Gereken cevabı gerektiği şekilde verelim. Bu sessizliğe artık son verelim. Uyanalım. He oradan birkaç arkadaş çıkacaktır biz uyumuyoruz diyecektir. (siz gerçekten uyumuyorsunuz gözleriniz açık ama ayakta uyuyanlardansınız.) UYANMA VAKTİ GELDİ...
Ekleme Tarihi: 06.02.2006 - 14:11
Bu mesajı bildir   kadir zafer gül üyenin diğer mesajları kadir zafer gül`in Profili kadir zafer gül Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
_SeRKaN_ su an offline _SeRKaN_  
RE: Hani nerde kaldi dinlerarasi diyalog???

406 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 15.09.2004
En Son On: 21.11.2007 - 16:41
Cinsiyeti: Erkek 
Alıntı
Orijınalı RuBAi

Dinler arasi diyalog deniliyordu, hani nerede???????? Nerde kaldi diyalogçular?? Heryerde diyalog naralari atiliyordu, neden simdi hiçbir tepki gelmiyorrr???
Bastan beri belliydi niyetleri..
Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v.), canimiz herseyimiz Peygamberimiz karikatürize ediliyor, ama nedense "HOCA EFENDI"nin sesi çikmiyor, diyalog denilince medya'da yer almayi biliyor nedense..telaşlı
KINIYORUM!!



Kınıyorum...

Tebliğ yaptıklarını iddia edenler..

Bizim onlarla Amentumuz birdir diyenler..

Yapmayın bunların sizlerle bir diyalog kurma gibi niyetleri yok dediğimizde, bizi kendi cemaatlerinin düşmanı gibi görenler..

Müslümanların gördükleri zulüm karşısında göstermiş oldukları direnişleri islami terör diye nitelendirenler...

Biz onlarla diyalog kuruyor ve içlerine girip kültürümüzü yayıyoruz, Dünya barışını sağlıyoruz, dinler arası hoşgörüyü sağlıyoruz medeniyetler arası köprü kuruyoruz diye seminerler düzenleyenler, bahçeler kuranlar..

Bunlar bizim peygamberimizi kabul etmiyor, nasıl bunlarla diyalog kurabiliyorsunuz diye uyarmıştık.

İş şimdi hakarete geldi dayandı.

Kınıyorum...

Diyalogunuzu da, seminerlerinizi de, köprünüzü de, bahçenizi de
Ekleme Tarihi: 06.02.2006 - 15:59
Bu mesajı bildir   _SeRKaN_ üyenin diğer mesajları _SeRKaN_`in Profili _SeRKaN_ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Gast ibrahim asker  
allahım bize yardım et

Misafir

Kayıt Tarihi: 29.11.2024
En Son On: 21.11.2007 - 16:41
Cinsiyeti: ----- 
allahım mülümanlara yardım et peygamber efendimize yapılan alaksızlığı yanlarına bırakma ki o senin en sevdiğindir onu mekke müşriklerinden koruduğun gibi şimdide koru.o ki ümmetim ümmetim diye ağlar ben senin aciz bir kulunum elim kolum bağlı bana yardım et yarabbi müslümanlara yardım et bizi zalimlerin fitnesinden koru bize yardım et bize güç ver ya rabbi peygamber efendimizi çok seviyorum ya rabbi senin sevdiğini seviyorum zalimleri bize güldürme hz mehdiyi gönder ya rabbi sana muhtacım allahım islamiyeti hakim kıl ya rabbi
Ekleme Tarihi: 10.02.2006 - 14:48
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
yusuf2023 su an offline yusuf2023  
Karikatür edepsizliği ve üslûbumuz -1

34 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.08.2005
En Son On: 18.03.2006 - 14:39
Cinsiyeti: Erkek 
M. FETHULLAH GÜLEN
Karikatür edepsizliği ve üslûbumuz -1 (*)

Soru: Tarihin değişik devrelerinde farklı vasıtalarla yapıldığı gibi günümüzde de medya yoluyla Peygamber Efendimiz (aleyhissalatü vesselam)’a ve dinimizin esaslarına hakaret ediliyor ve bunun adına da “düşünce özgürlüğü” deniyor. Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar da değişik şekillerde tepkilerini ortaya koyuyorlar. Bu hâdiseleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Tepkilerin haklılık çerçevesinde kalması ve müspet netice verebilmesi için nelere dikkat edilmelidir?


Bir küçük başlangıçla bazı ülkelerde bunu yapanlar, -zannediyorum- bizde olduğu gibi radikal bir kesim. Bunlar, aşırı, müfrit, başka düşüncelere karşı saygısız, mutaassıp insanlar. Bu tip insanlar Danimarka’da da, Fransa’da da, Almanya’da da vardır. Bunlardan bazıları din kaynaklıdır. Daha doğrusu bu aşırılıklarını, dinî telakki ve kültürlerine bağlarlar. Bazılarında ırkî mülahazalara, bazılarında ise sadece İslam düşmanlığına bağlıdır ve İslam düşmanlığı çerçevesinde cereyan eder ve bir cephe oluşur. Bu, Türkiye’de de vardır.

Burada istidradî bir şey söyleyeyim: Elbette Danimarka’ya, Fransa’ya ve başka bir ülkede olursa onlara iyi veya kötü diyeceğim şey olur. Fakat onlar kalkıp bize, “Allah aşkına! Sizin gazetelerinizde Kur’an-ı Kerim’e çöl kanunu denmedi mi? O’na da Arap’ın Peygamberi denmedi mi? Teaddüd-ü zevcâtına dokunulmadı mı? Ahlak adına, evrensel insanî değerler adına mesajına karşı çıkılmadı mı? Ve O’ndan kurtulmayı bir yönüyle insanî bir kurtuluş saymadınız mı?” deseler zannediyorum bunlara karşı diyeceğimiz hiçbir şey olmaz. Bir de meselenin bu yönü var. Ve hâlâ kenarından, köşesinden O’na saygısızlıklar yapılıyor. O’nun izine, âsârına karşı hürmetsizlik irtikap ediliyor. Ve çokları da bunlara sükût edip geçiyor. Çokları da bu saldırıları, çağımız adına bir şey yapmış gibi göstermeye çalışıyorlar. Bu, istidradî bir meseleydi.

Düpedüz saygısızlık...

Taassup her ülkede olur ve şimdiye kadar da çok olmuştur. Hususiyle Batı, demokrasi, cumhuriyet filan deriz de belki idarelerde, demokrasi, cumhuriyet, insan haklarına ve vicdan hürriyetine karşı saygı olmuştur. Böyle kabul edenler vardır da fakat damarlarında dünden bugüne tevarüs edegeldikleri bir taassup da vardır. Bu toplumların böyle olduklarını hesaba katarak münasebetlerinizi ona göre sürdürmeniz lazım. Bunları böyle kabul edeceksiniz. Kabul edip de hakaretlerine, tezyiflerine, tahkirlerine sükût mu edeceksiniz? Hayır o, ayrı bir mesele. Onu medenice cevaplayacaksınız. Meseleyi, diplomatik yollarla halletmeye çalışacaksınız. Belki Gandi’nin bir dönemde İngiltere’ye karşı yaptığı gibi yapacaksınız. Mallarına boykot yapacak, onların yerine başka milletlerin mallarını alacaksınız.

Zannediyorum Avrupa’daki Müslüman ve Türk nüfusunun çoğalması karşısındaki rahatsızlık farklı şekillerde hastalık gibi nüksetti bugüne kadar. Şimdi de böyle nüksediyor. İdarede veya basın yayında olan insanlar da bu başıboş çoğunluğun hissiyatına mümâşât yapıyorlar. Yani onların hoşuna gidiyor. Bizde bazı kimselerin, okuyucu veya seyircinin hoşuna gitsin diye televizyonlarda, gazetelerde, mecmualarda bu türlü şeylerden bahsettiği gibi orada da böyle oluyor. Belli ki onlar da tabanın hissiyatına mümâşât yapıyorlar. Bakıyorsunuz bir politika ortaya koyuyor, sonra da ondan vazgeçiyorlar. Çünkü taban onu istemiyor. Onlar da seçilmek istiyorlar. Taban o halleriyle onları seçmeyeceğinden onlar da o hissiyata mümâşât ediyorlar.

Siz sadece hoşgörü, diyalog, konumlara saygı diyen insanlarla karşılaşıyorsunuz, aldanıyorsunuz. Zannediyorsunuz ki hepsi öyle. Oysaki hepsi öyle değil. Pek çoğu mutaassıp, çok müsamahasız. Hatta onlara da böyle belki öfkeyle bakıyorlar. Nereden çıktı bu hoşgörü? Onlar da hoşlanmıyorlar bu türlü şeylerden. İşte o zavallı karikatürcü o hissiyata mümâşât yaptı. O hissiyatın isteğine göre orada büyük bir hata yaptı. Onların kullandıkları bu argümanları, bu yolu siz katiyen kullanamazsınız. Çünkü ona dinî kültürünüz mani. Onlar, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e saygısızca davranınca sadece saygısızlık yapmış olurlar. Fakat siz o saygısızlığın onda birini yapsanız, mesela diyelim ki Hıristiyan âleminin önemli bir kutsalı olan Hz. Meryem’e bir şey derseniz dinden çıkarsınız. Hz. Mesih’e bir şey derseniz dinden çıkarsınız. Aslî İncil’e bir şey derseniz dinden çıkarsınız. Mukabele-i bi’l-misil mümkün değil sizin için. O silahları hiçbir zaman kullanamayacaksınız. Onlar, sizin Efendiniz’e, Efendiler Efendisi’ne bir şey dedikleri zaman, siz kalksanız başka bir dünya için, Hz. Süleyman’a, Hz. Davud’a veya Hz. Musa’ya bir şey derseniz kâfir olursunuz.

Ve dinimizin evrenselliği buradan anlaşılıyor. İslam, -İbrahim Hakkı Hazretleri’nin üslubuyla- biri Adem, biri İdris, Nuh, Hud ile Salih, hem İbrahim, İshak, İsmail zebihullah dahi Yakup ile Şuayb, Zekeriya ile İsa, Musa ve diğer peygamberleri kabul ediyor. Bunların hepsi sizin için -bir yönüyle- müteal ve Allah’a en yakın olan varlıklardır. Bunlara yakın olmak, bunlara saygı duymak, Allah’a saygı duymak demektir. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem)’de mesele nasıl ifade ediliyor? Efendimiz’i seviyorsanız Allah’ı seviyorsunuz. Ve biz dualarımızda, “Allah’ım! Bize Zat’ını sevdir. Bizi Zat’ına yaklaştır ve sevdiklerine yaklaştır” diyoruz. Onlar, Allah’ın sevdikleri insanlar. Doğrudan doğruya Zat’ın tecellisi.. lâakal sıfat-ı sübhaniyenin tecellisi ile özel mahiyette, hususi donanımlı insanüstü varlıklar olarak gönderilmişlerdir. Bu, sizin için bir iman meselesidir. Onlardan uzaklaşınca, imandan uzaklaşmış olursunuz. Onlara bir şey deyince, imandan uzak kalırsınız. Dolayısıyla kültürünüz onların yaptığı o saygısızlığa, o terbiyesizliğe aynıyla karşılık vermeye müsaade etmiyor.

Öyle ise başka şekilde o meseleyi savmaya bakacaksınız. Onun adı düpedüz saygısızlıktır. Enbiya-ı izam’a itâle-i lisanda bulunma (dil uzatma) ve bir buçuk milyar insanın saygı duyduğu bir zata karşı saygısızca davranma.. o bir buçuk milyarın dışında da dünyada şahsi faziletiyle, meziyetiyle, iffetiyle, ismetiyle, fetanetiyle O’nu değişik zaviyelerden ele alıp tahlil eden, büyük gören -İşârâtü’l-İ’caz’da da kaydedildiği üzere- Bismark, Karlayl, Karel, Goethe gibi dünyada müstesna, mümtaz, herkesin böyle takdir ettiği bir zat hakkında nâseza, nâbecâ, yakışıksız sözler sarf etme çok alçakçadır. Bunlarda ölçü, kıstas, saygı ve terbiye hissi yok. Bu düpedüz bir küstahlık. Fakat o alanda sizin yapacağınız küstahlığın en küçüğü sizi dininizden eder, Allah’tan uzaklaştırır.

Müslümanların varlığını hazmedemiyorlar

Burada yine antrparantez bir şey ifade etmek lazım. O dine canımız kurban olsun ki, bizi hiçbir dinden etmiyor, içimizde her dine karşı saygı uyarıyor. Öyle bir din ki, bizi herkesle bütünleştiriyor, kapılarımızı herkese açmamızı emrediyor ve biz de herkese sadrımızı, sinemizi açıyoruz. Onlar, diş gösterip salya attıkları zaman bile biz nezahetimizden, nezaketimizden fedakârlıkta bulunmuyoruz. “Hayır bu, dişin sıkılıp sabredilmesi gerekli olan bir husustur. Bu mevzuda mukabele-i bi’l-misil (yapılanın aynıyla karşılık verme) kâfir olma demektir. Bir insan küfrü göze almadan onlara mukabelede bulunamaz” diyoruz. İşte bizim böyle zor bir durumumuz var.

Bir diğer husus da şu: Bazıları Müslümanların orada daha evvel başkalarının yaptıkları gibi şuurluca bir varlık göstermelerini hazmedemiyor. Temelde İslam’a karşı bir tavırları var. Bir de onlarda görülmeyen bir kast sistemi var, kendilerini âlî görüyorlar. Ayrıca bunların arkasında tahrike gelen insanlar var. Bunlar, merkebin üzerinde bir Piyer Martin’le ayaklanan, ordular teşkil eden toplumlardır. Her zaman kitle ruh haleti ile harekete geçebilecek saf yığınlardır. Dolayısıyla çok rahat tahrik edilebilir. Bir de, orada, yenilerde şuurluca oluşan İslami toplumdan rahatsızlar. Onlar, ona entegrasyon deseler de fakat bekledikleri o değildi. Çünkü ilk planda Avrupa’ya ister Mağrip ülkelerinden isterse Türkiye’den giden insanlar, işçi olarak gitmişlerdi. -Onların nazarında- bu cahil, aptal ve üçüncü sınıf insanlar nasıl olsa asimile olacak, bu nesil olmasa bile arkasından gelenler asimile olacaklardı. Çünkü bunlar cahildi. Onları da biz rahatlıkla kendimize benzetiriz diye düşünüyorlardı.

Fakat arzu ettikleri gibi olmadı. Onlar kendi aralarında orada organize oldular, iş sahibi oldular, güçlendiler, Avrupa toplumu haline geldiler. Düşünün ki Kıta Avrupası’nda 15-20 milyon Müslüman var. Türkler de bunların içinde. Diğer Avrupa kıtalarını da kattığımız zaman 30 milyona yakın Müslüman var. Bu, kocaman Avrupa’daki herhangi bir ülkeden çok büyük demektir. Bu nüfus onları korkutuyor. Bir de bazı Müslümanlar, şuurluca, ciddi, nüfusa prim veriyorlar. Bazı yerlerde Rumların ve Yahudilerin yaptıkları gibi bir çocuğunuz olduğu zaman şu prim, iki tane olursa şu prim, beş tane olursa şu, on tane bile olabilir. Onun mükâfatı daha büyük. Ellerinden gelse on çocuk doğuranı, sorgusuz, sualsiz, kabirsiz, mizansız, sıratsız cennete koyacağız diyebilirler. Şayet bazı Müslümanlar bu mülahazaya uyanmışlarsa, bu orada ciddi endişe uyarır. Sosyal coğrafya değişiyor demektir. Farklılaşıyor, yani orada farklı renkler oluşuyor. Siz her ne kadar o kültür içinde yetişseniz bile, yine kendi kültürünüzden bir kısım izlerle orada mevcudiyetinizi devam ettiriyorsunuz. Onlar entegrasyon diyorlar da öyle değil. Esas bekledikleri şey asimilasyon. Tamamen orada eriyip gidecek ve onlardan bir toplum haline geleceksiniz. Onların değerlerini kabul edeceksiniz.

Yakın tarihte çirkin bir şey daha ortaya atıldı. Bunlar, rastlantı değildir. Vicdan testi diye bir şey var. Değer denir mi onlara? Yoksa bu, değerlerden mahrumiyet midir? Bir değer yoksunluğu mudur, nedir? Şöyle sorular soruluyor: Bohemlik mevzuunda tepkiniz ne olur? Bağışlayın Don Juan gibi bir adam. Siz buna nasıl bakarsınız? Ve daha çirkini var. Sodom Godom halkının tavrı gibi. Siz bunu nasıl karşılarsınız? Açık müstehcenliği nasıl karşılarsınız? Falanı nasıl karşılarsınız, filanı nasıl karşılarsınız? Bâtılı tasvir, safi zihinleri idlal eder. Ben de uzak duruyorum ondan. Şimdi bunlar çirkin şeylerdir. Ben kendi değerler manzumeme saygılı hareket ediyorum. Ve benim için hayat çerçevesidir o ve ben onun içinde yaşıyorum. Sen bununla beni test edeceksin ve adına “vicdan testi” diyeceksin. Bunların hepsi olumsuz, bağışlayın hayvanî şeyler, hayvaniyet ve cismaniyete ait şeyler.. Ben kalb ve ruh hayatı arıyorum ve ona sıçramak istiyorum. Sen beni bohemliğe çağırıyorsun, cismaniyete çağırıyorsun. Test ediyorsun. Sen bu imtihandan geçersen şayet Avrupa toplumu içinde yaşama hakkını elde ediyorsun. Yoksa Türkiye’de bazı kimselerin fişlendiği gibi orada da aynen fişleneceksiniz. Siz tepkili insanlarsınız. Sizin bir yönüyle kendi kültürünüzle bağlı hassasiyetiniz, sinir sisteminiz değil, hassasiyetiniz.. bunlar felç edilecek. Siz hiçbir şeye tepki vermeyeceksiniz. Sinir sistemi ölmüş bir insan gibi iğne sokacaklar, çuvaldız sokacaklar, tepki vermeyeceksiniz. Böyle olmanızı istiyorlar. (*) Fethullah Gülen'in http://www.herkul.org 'daki konuşmasından derlenmiştir.
Ekleme Tarihi: 12.02.2006 - 14:26
Bu mesajı bildir   yusuf2023 üyenin diğer mesajları yusuf2023`in Profili yusuf2023 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
yusuf2023 su an offline yusuf2023  
Diyalog boşuna mı?

34 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.08.2005
En Son On: 18.03.2006 - 14:39
Cinsiyeti: Erkek 
HÜSEYİN GÜLERCE
Diyalog boşuna mı?

Danimarka merkezli karikatür provokasyonu, uluslararası bir krize yol açtı. Bu kriz, on yıldan beri hızlanan medeniyetler (kültürler ya da dinler) arası diyalog çabaları için ne ifade ediyor? Hıristiyan ve Müslüman dünya arasında tırmanan güven krizine bakarak “diyalog boşuna mı?” diye düşünmek mi gerekiyor?


Tam tersine bütün bu olanlar, din müntesipleri, farklı kültür ve inanç sahipleri arasındaki diyaloğun önemini bir daha vurguluyor. Nitekim Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ve AB Ortak Dış Politika ve Savunma Yüksek Temsilcisi Javier Solana’nın birlikte hazırladıkları çağrıda, “diyaloğun çok acil biçimde yenilenmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır” deniliyor.

Karikatür krizi, hem diyalog için alınması gereken yolun ne kadar zor ve zahmetli olduğunu, hem de bu konuda acele etmemiz gerektiğini ortaya koydu. Özellikle de “gönüllüler hareketi” diye ortaya çıkan ve dünyanın dört bir tarafındaki eğitim kurumları, kültür ve diyalog merkezleri ile kendimizi ve değerlerimizi bütün insanlığa anlatma gayretlerinin katiyen gevşememesi zarureti anlaşılmış oldu. Gidilen yerlerin, evrensel değerlerde buluşma ve sulh adaları oluşturma adına iyice tahkim edilmesi, hızla yeni sulh adaları hazırlanması meğer sanıldığından da önemliymiş. Meğer “medeniyetler çatışması” arzu edenlerin bir bildiği varmış. Her iki tarafta da kitleler meğer hazırlanan oyunlara ne kadar çabuk geliyormuş. Meğer hazırlanan oyunun, her iki tarafta da suflörleri aynı olan aktörleri varmış.

Bu oyunu ancak, diyalogda samimi olanlar acele ederlerse bozabilirler. Biz insanımız adına 90 ülkede 500 okulumuz var diye seviniyorduk. Şimdi keşke diyoruz sayıları hem de daha fazla ülkede 2.000 tane olsaydı.

Geçtiğimiz 23 Aralık’ta muhterem Fethullah Gülen’in bir ikindi sohbetini dinlemiştim. Acelecilik mevzuunda konuşuyordu. “Hizmetlerin, yapılan işlerin aculiyete (aceleciliğe) tahammülü yok” diyordu. “Bazen birkaç neslin ömrünü alır bu mesele” diyordu. “Yeni bir insanlığın oluşması hemen olacak bir iş değil, yaptığınız şey iman kazandırma, hakikat eri haline getirme, adanmış insan haline getirme. Yani kalbe müteallik şeylerle uğraşıyorsunuz. Siz öyle bir şeye talipsiniz ki, bu meselenin aculiyete tahammülü yoktur.” diyordu. Sonra da şu önemli hususun altını çiziyordu:

“Neticeyi elde etmede değil, vazifeyi yapmada aculiyet lazım. Size düşen vazife, Allah’ı anlatmak. O’nun adını yüceltmek, Allah’ın rızasını aramaktır. Allah buna bakar. İnsanların yüzde 80’inin imana gelmesi sonuçtur. Senin benim işimiz değil o. Vazifede acele edilmelidir. Diyalog mevzuu da öyle. Dünya ile daha çabuk münasebete geçmek lazım. Çok hızlı davranılmalı. Daha önce diyaloğu kendi hedefleri için kullananlar vardı, yine varlar. Ancak şimdi samimi diyalog taraftarları da var. Okullar açılması ve diyalog mevzularında aheste davranmak, ağırdan almak vefasızlık olur. Sizleri tanıyınca seviyorlar. ‘Daha önce neredeydiniz, neden geç geldiniz?’ diyorlar. ‘Sizlerle daha önce tanışsaydık şimdi babam da Allah’ı, Hz. Muhammed’i, Kur’an’ı biliyor olacaktı’ diye gözyaşı dökenler var. Gâvur demek kolay, vazifeyi yapmak zor...” Bu sözlerden bir buçuk ay sonra yaşadıklarımız, diyaloğun ve bu mevzuda acele edilmesi gerektiğinin önemini herkese en açık biçimde anlatmış bulunuyor.

Diyaloğu istismar edenlere, insanlığın önündeki bu tek çıkış yolunu provokasyonlarla, tertiplerle dinamitlemek isteyenlere aldırmayalım. Sayın Gülen ne güzel ifade ediyor: “Başkalarını rencide etmeme hassasiyetiniz, sizin de rencide olmanızı önler.” Batı’nın bir kısım temsilcileri, kendi koydukları değerlere arkasını çevirse de biz kendimize yakışanı yaparak yolumuza devam edelim.
Ekleme Tarihi: 12.02.2006 - 14:29
Bu mesajı bildir   yusuf2023 üyenin diğer mesajları yusuf2023`in Profili yusuf2023 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
kartal1965 su an offline kartal1965  

43 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.02.2006
En Son On: 18.06.2006 - 18:22
Cinsiyeti: Erkek 
Bence batı ve hrıstiyanlar baştan beri diyalog konusunda samimi değillerdi,
Bu konuda samimi olan tek teraf müslümanlar olduğu gibi görünüyorlar.
hrıstiyanlar göründüğü gibi değiller.
Samimiyetlerini karikatür kıriziyle tam olarak ortaya koymuşlar.

Selam ve dua ile...
Ekleme Tarihi: 12.02.2006 - 14:39
Bu mesajı bildir   kartal1965 üyenin diğer mesajları kartal1965`in Profili kartal1965 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
RE: Hani nerde kaldi dinlerarasi diyalog???

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
Alıntı
Orijınalı RuBAi

Dinler arasi diyalog deniliyordu, hani nerede???????? Nerde kaldi diyalogçular?? Heryerde diyalog naralari atiliyordu, neden simdi hiçbir tepki gelmiyorrr???
Bastan beri belliydi niyetleri..
Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v.), canimiz herseyimiz Peygamberimiz karikatürize ediliyor, ama nedense "HOCA EFENDI"nin sesi çikmiyor, diyalog denilince medya'da yer almayi biliyor nedense..telaşlı
KINIYORUM!!




kardeslerim yukaridaki yazilar ve arama yaptigim yerdeki bir cok yazi uhuvveti bozmaktadir
lütfen daha ciddi ve anlayisli yazalim
bu konulardan bir tanesi örnek lüten yazarken 5 kere düsünelim

Ekleme Tarihi: 29.08.2008 - 23:41
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
kiyam_mesalesi su an offline kiyam_mesalesi  
RE: RE: Hani nerde kaldi dinlerarasi diyalog???

14 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.07.2008
En Son On: 30.08.2008 - 18:59
Cinsiyeti: ----- 
Alıntı
Orijınalı Abdullahbiri

Alıntı
Orijınalı RuBAi

Dinler arasi diyalog deniliyordu, hani nerede???????? Nerde kaldi diyalogçular?? Heryerde diyalog naralari atiliyordu, neden simdi hiçbir tepki gelmiyorrr???
Bastan beri belliydi niyetleri..
Alemlere rahmet olarak gönderilen Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v.), canimiz herseyimiz Peygamberimiz karikatürize ediliyor, ama nedense "HOCA EFENDI"nin sesi çikmiyor, diyalog denilince medya'da yer almayi biliyor nedense..telaşlı
KINIYORUM!!



Kınıyorum...

Tebliğ yaptıklarını iddia edenler..

Bizim onlarla Amentumuz birdir diyenler..

Yapmayın bunların sizlerle bir diyalog kurma gibi niyetleri yok dediğimizde, bizi kendi cemaatlerinin düşmanı gibi görenler..

Müslümanların gördükleri zulüm karşısında göstermiş oldukları direnişleri islami terör diye nitelendirenler...

Biz onlarla diyalog kuruyor ve içlerine girip kültürümüzü yayıyoruz, Dünya barışını sağlıyoruz, dinler arası hoşgörüyü sağlıyoruz medeniyetler arası köprü kuruyoruz diye seminerler düzenleyenler, bahçeler kuranlar..

Bunlar bizim peygamberimizi kabul etmiyor, nasıl bunlarla diyalog kurabiliyorsunuz diye uyarmıştık.

İş şimdi hakarete geldi dayandı.

Kınıyorum...

Diyalogunuzu da, seminerlerinizi de, köprünüzü de, bahçenizi de






dinler arası diyaloğmu????

hangi dinlerle?

Allah indinde tek din ve mübarek din islam değilmiydi?

diğer dinlerin reddiyesi verilmiyormu bu şekilde??

o zaman denilmiyecekmiydi dünyada tek din var oda İSLAMDIR!

Dinler arası diyaloğu çıkartmaya çalışanların tek bir amacı vardır oda islamın izzetini, papaların ellerini öperek, ayaklar altına almaya çalışmaktır. filistinde onca çocuk şehid edilirken, israilde bir şehadet timinin yaptığı operasyon sonucu yalnışlıkla ölen israili çocuğun yerinde olmak isteyenler asla islam dinine mensub olamazalar onlar ancak kendilerini kandırıyorlar.

konuya gelince


LA İLAHE İLALLAH MUHAMEDUN RESULULLAH
LA İLAHE İLALLAH İSA RUHULLAH
LA İLAHE İLALLAH MUSA KELİMULLAH
LA İLAHE İLALLAH İBRAHİM HALİLULLAH........

Ekleme Tarihi: 30.08.2008 - 10:50
Bu mesajı bildir   kiyam_mesalesi üyenin diğer mesajları kiyam_mesalesi`in Profili kiyam_mesalesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
ESKIDI BENCE BU KONULAR ANLADIGIMIZ KADARI ILE
ARTIK GINA GELDI

EL HAK BIZ DE ISLAMIZ BASKA DEGILIZ

KIM PAPANIN ELINI ÖPMÜS
ISITILIP ISITILIP AYNI KONULAR YAZIK COK YAZIK
DEFALARCA YAZILDI AMA ANLASILAN ANLAMAYAN VE IFTIRAYA DEVAM EDENLER VAR


KENDI KENDILERINE BIRAKIYORUM
Ekleme Tarihi: 20.11.2008 - 15:27
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
BETÜLSENA su an offline BETÜLSENA  
Themenicon    ZAN TAHMİN ÖNYARGI

64 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.03.2005
En Son On: 04.02.2013 - 00:06
Cinsiyeti: Bayan 
Arkadaşlar,insanları tanımadan yargılamak.önyargılı davranmak.bence çok yanlış.onlar hakkında yorum yapmak hem yanlış ve günah bence.

ben şahsen f.gülen hocaefendi dediğiniz kişiyi tanımıyorum.gazete tv. lerden falan biliyoruz az çok.
bir şey var ki hani nerde kaldı dinler arası diyalog sesi çıkmıyor da diyemeyiz çok yanlış .f.gülen ne düşünüyor nasıl yaşıyor.içi nasıl bir insan onunla aynı ortamda bulunmadık tanımıyoruz.kim olursa olsun ben sen o biz siz onlar tanımadıkça görmedikçe duymadıkça o şahsın fikrini bilmedikçe kimse suçlanamaz.sizcede öğle değilmi?

ALLAH'IM BİZLERİ DOĞRU YOLUNDAN AYIRMASIN.RABBİM EN DOĞRUSUNU BİLİR.
mevla görelim neyler neylerse güzel eyler.
Kuran'da zan ve tahminlere dayalı, doğru olmayan açıklamalar yapan insanların gafil insanlar olduklarına dikkat çeker:

"Kahrolsun, o 'zan ve tahminle yalan söyleyenler'; Ki onlar, 'bilgisizliğin kuşatması' içinde habersizdirler." (Zariyat Suresi, 10-11)

Allah başka bir ayette de insanların bilgileri olmayan konularda tartışmamalarını, bilmedikleri şeylerin arkasına düşmemelerini emreder:

"İşte sizler böylesiniz; (diyelim ki) hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hiç bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıp-duruyorsunuz? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz." (Al-i İmran Suresi, 66)
"Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur." (İsra Suresi, 36) ayetinde bildirdiği gibi, kişiyi büyük bir sorumluluk altında bırakabilir. aeo.


Bu mesaj 1 kez ve en son BETÜLSENA tarafından 25.11.2008 - 08:46 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 25.11.2008 - 08:44
Bu mesajı bildir   BETÜLSENA üyenin diğer mesajları BETÜLSENA`in Profili BETÜLSENA Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1675 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
mehmet-macit (39), yaser_ekinci (39), kalan (49), gulbeyaz_66 (35), rozerin (47), talias (50), gokay3406 (59), ihl43 (37), Müptela (40), wefalidost (37), hatice eyce (37), egitmenali (42), emran (41), mazo57 (59), nursel (42), meloþ (46), baltunbas (54), saklidiyar (51), nevzat (44), alitekcan (41), abraham (35), burhan724 (39), göcmen (47), Neyzen12 (50)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.72846 saniyede açıldı