0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » Bacimin Örtüsü Batmakta Rezilin Gözüne...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Tarkan Yasar su an offline Tarkan Yasar  
Bacimin Örtüsü Batmakta Rezilin Gözüne...

75 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 29.01.2003
En Son On: 13.07.2006 - 12:20
Cinsiyeti: Erkek 
"Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne..."

Zulmün tarihini yazmaya hiç kimsenin gücü yetmez. Zalimin zalimliğini tarif etmek de, hiç bir kalemin kârı değildir. Tarih boyunca ne zalimler, ne hainler, ne kalleşler, ne kalleşlikler, ne ceberrutlar gelip yaptıklarının girdabına gömülmüşlerdir. Bugünküler de yarınkiler de elbette yaptıklarına gömüleceklerdir. Ancak, zulme ve zalimlere karşı olan duruşa göre de herkesin yeri belli olacak. Hem burada, hem de zalimlerin iman etmediği diğer tarafta!

Son yılların en çok konuşulan konusu, bila-ihtilaf müslüman kadının "başörtüsü"dür. Olur olmaz her yerde gadre uğrayan, olur olmaz her serserinin hakkında konuştuğu "ilâhî bir emir". Ve dünya müstekbirlerinin, her devirde olduğu gibi yanlarına "yardakçılarını" da alarak topyekün saldırdığı bir "ilâhî emir."

Allah`a, Kur`an`a, Resul`e, ahirete, cennete-cehenneme iman etmeyenlerin yaptıklarına şaşmıyoruz. Herkes kendi işini ve vazifesini yaparak ne olduğunu ortaya koyduğu gibi, onlar da sadece "tipik karakter"lerini, "tiynetler"ini ortaya koyuyorlar.

Burda söz konusu edeceğimiz daha çok, müslüman geçinerek (ki bizim onların İslam`lığına inanıp inamadığımız da ayrı bir hesap), saldırmaları. Hele Firavunluk makamına rütbe döşeyen efendileri bir şey dediler mi, bakarsınız ki hep birden alkış koparırlar. Kimisi TV ekranlarından, kimisi üniversite mahfillerinden (ki bunlar dalkavukların ünvanları oluyor), kimisi uluslararası konferanslarda, kimisi de kendilerine "ülufe" olarak verilen gazete-dergi vs. köşelerinden.

Dünyanın bir ucunda bir "büyük zalim" İslam`a mı saldırmış. Başlarla koro halinde o zalim/zalimlerin zulmüne titrek sesleriyle çığırtkanlık etmeye. Neden olmuş, sebebi nedir, haklı kimdir, haksız kimdir hiç farketmez. İşleri sadece çığırtkanlık ya...

Affınıza sığınarak, bir fıkrayı (özetle) anlatmama müsaade edin.

Bir gün iki büyük köpek karşılaşmış. Birinci köpek ikinci köpeğe sesleniyor:
-Benim babamın (veya dedemin) senin babandan bir kemik alacağı varrr.
Diğeri de aynı şekilde ona aynı şeyi yöneltiyor. Çevrelerinde, sağda solda dolaşıp bunları duyan finolar da:
- Var var var var. Var var var var diyerek çığırtkanlık yapıyorlar.
Tekrar affınıza sığınıyorum ama söyler misiniz, ne farkı var Allah`ınızın aşkına bunların yukarıdakilerden? Yorumun diğer boyutlarını, hayallerinize havale ediyorum.
...

AİHM (nasıl oluyorsa)`nin, Leyla Şahin`le ilgili vermiş olduğu temyiz kararı ile ilgili yapılan çığırtkanlıklara bakın. Akbabalar misali, leş kargaları misali çullandılar üzerine. Neymiş efendim, "dosya kapanmıştır!", "son karar verilmiştir!", "tartışma bitmiştir!" ve daha neler neler...

Yine söyleyin Allah`ınızın aşkına, kim hangi hakla, hangi dosyayı, hangi tartışmayı kapatıyor, hangi son kararı veriyor? Allah`ın emirleri ne zamandan beri, ondan habersiz olanlar tarafından tersi istikamette dikte edilir olurmuş?

Bu dosyanın kapandığı filan yok! Esasen kapanan hiç bir şey yok!

Biz ne insanların emirleriyle örtü takarız, ne de insanların her an değişebilecek kaypak düşüncelerinden dolayı çıkarırız. Hayat tarzımızı insanların heva ve heveslerine göre düzenlememişiz, onların heva ve heveslerinden dolayı da bozacak değiliz. AİHM de dahil herkes şunu çok iyi bellesin ki; bizler ancak Allah`ın emirleri doğrultusunda dinimizi öğrenir ve yaşarız. Bize kimse, ama hiç kimse Allah`ın emirlerine aykırı, Allah`a isyan anlamını taşıyabilecek ve sonucu ateş olan herhangi bir şeyi dayatamaz.

Tarih boyunca olduğu gibi; ya bu yolda devam ederiz veya bu yola kurban gideriz. Ateş çukurlarına da atsalar, testereyle ortadan ikiye de bölseler, kızgın kumların üzerinde yatırıp koca koca taşlar da koysalar, Ashabu`l-Kehf gibi mağaralara sığınmak zorunda bile bıraksalar, Hüseyn gibi, Zeyneb ve diğerleri gibi susuz da bıraksalar, Yezid gibi kafa da koparsalar, bilmem ne tipi tek hücreli cezaevlerinde tecrid de etseler, Ebu Gurayb`lere de tıksalar ve daha neler neler de etseler... Amaçları ümidlerimizi kırmaksa boşuna. Aksine ümidimizi daha da biliyorlar. Allah diyen mahrum kalmaz. Bizler imân etmişiz, bir avuç da olsak. Canlarımızı ve mallarımızı Allah`a satmışız, anlaşılmasa da. Ruhlarımızı şeytana satanlarda değiliz, şeytanın dostlarına satanlarda da değiliz. Yuh olsun şeytan ve yolundan gidenlere...

Hem, hangi primitif (ilkel) kafaların haddidir ki, istemediğimiz, bellemediğimiz bir şeyi, hele hele Allah`ın bize emrettiği herhangi bir şeyi terkettireceklermiş! Ya da men’ettiği bir sapıklığı kabul ettirecekmiş! Hangi firavunî, hangi müstekbir, hangi küstah, kısaca hangi şeytanî düşünce veya yapı(lardır) ki, inancımızla çelişen eylemleri bize kanun diye dayatacakmış! Her isteyen her istediğine hangi hak ve salahiyetle emir verebiliyor, hangi kuvvete dayanarak?

Bu nasıl insan hakları(!) mahkemesi ki (onlara hiçbir zaman inanmadım ya), insanın onurunu hiçe sayan kararlar alabiliyor!

Hem biz birilerinin hoşuna ve hesabına gelsin diye inanmamışız ki, birilerinin hoşuna ve hesabına gitmediği zaman terkedelim. Bizim Rabb`imiz Allah`tır, bu anlamda başka hiç kimseyi tanımaz ve kabul etmeyiz. Firevun`luğa, Nemrut`luğa soyunup bize Rab`lık taslamaya kalkışan kim ve ne olursa olsun, reddeder, karşı çıkar ve yüzlerine tükürürüz. Cezası şu veya bu olmuş farketmez! İpini koparan her serseri inanca sövebilecek, bu dahi "fikir özgürlüğü" olarak telakki edilecek, desteklenecek, savunulacak, hatta ve hatta teşvik edilecek; ama inancını , sadece inancını yaşayanlar ise mahkum edilecek, türlü işkencelere tabi tutulacak, kovuşturmaya tabi tutulacak, küstahça saldırılacak, tüm eğitim kurumlarından, işyerlerinden vesaire dışlanacak, hatta ve hatta polis kılığı altında vahşi duygularını tatmin edenler tarafından coplanacak, tekmelenecek, konuşmalarına dahi müsaade edilmeyerek ağızları kapatılacak... Yetmedi işkencehanelerde işkence edilecek!

Okullarda alınterleriyle, namus ve iffetleriyle birinciliği elde etmelerine rağmen "gasıplar" tarafından bırakın birinciliği verme, tüm hakları gaspedilecek! Sıfatları Prof. (insan onuruna saygılı olanlarını tenzih ederek), Dr., Rektör ve daha nice cafcaflı etiketleri olan bu aydınlık düşmanı acubelerine ve daha bir güruh inanç düşmanlarına kimsenin gıkı çıkmayacak! Bu nasıl bir dünyadır ki ayaklar baş olmuş, başlar da ayak! İnsanlığın sarhoş olması demek böyle olurmuş. Bundandır ki, ne dediğini, ne ettiğini bilmez bir hale gelmiş!

Beri tarafta dindar geçinen bir yığın alim taslağı. Bir zamanlar, dinden-dindarlıktan dem vuranlar, şimdilerde konjonktüre uygun başka başka mahal ve mahallelerde demokrasi müezzinliği yapıyorlar. Bir zamanlar büyük harflerle ve büyük puntolarla konuşan bu lafazanlar, nedense sesleri kesilmiş, sessiz ve arasıra minicik puntolarla İslam`ın kıyısından, köşesinden bahsediyorlar. Şayet bahsediyorlarsa!

Hergün kendilerine her türlü cefa ve cevrin reva görüldüğü bu iffet abidesi bacılarımızı gözden çıkarmışa benziyorlar. Kedi yavrusunu yiyeceği vakit, sıçana benziyor dermiş. Bunlar da türlü yakıştırmalarla, türlü oyunbazlıklarla güya din adına konuşur gibi yapıp, "örtünün aslında İslam`ın furu'atından sayıldığını, başı açık ta olunabileceğini, ille de okumak istiyorlarsa elbette ki örtülerini çıkarmaları gerektiğini" ve daha sayfalar dolusu "saray mollası" fetvaları ve teraneleri.

Siz de katıldıysanız onlara aynısı sizler içinde geçerli olmak üzre, Necip Fazıl Kısakürek`in diliyle sesleniyoruz:
Medeniyet söküp atmaksa baştaki ağı
Sizden daha medenî Afrika yamyamları
Eğer medeniyet açmaksa bedeni
Desenize, hayvanlar sizden daha medeni
...

Bir de "baba" diye nitelendirilen devletlüler. Partisinin cinsi ne olursa olsun, iktidara gelmezden önce "yaparız, ederiz" diye meydanlarda avaz avaz bağıranlar, her seferinde yapamaz edemez hale gelirler. Toplumda hafıza kaybıyla ma'lul olduğu için, her seferinde aynı saflıkla dinler ve "bir daha deneyelim" mantıksızlığıyla seçer. Hoş kimseden medet istediğimiz de yok amma, "inanç tüccarlığı" da yapmasınlar.

Şimdiki hükumet, bir çok yöncen geçmiş hkümetlerin hepsine göre yüz su ile yıkanmış da olsa durum böyledir.

Adam ta Kıbrıs`tan hızını alamıyor (üstelik Rumlara karşı olduğunu yıllar yılı yutturarak), bacımın "örtüsüne" dil uzatıyor.

"Bacımın iffeti batmakta rezilin gözüne
Acırım tükrüğe billahi, tükürsem yüzüne"

Daha ne diyelim....

(İktibas)

Vesselam...


Bu mesaj 2 kez ve en son Tarkan Yasar tarafından 30.01.2006 - 14:17 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 30.01.2006 - 14:16
Bu mesajı bildir   Tarkan Yasar üyenin diğer mesajları Tarkan Yasar`in Profili Tarkan Yasar Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1856 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
umut_627 (43), ONAY (49), meryem04 (43), mandev (57), Ali ÇATAL (60), henna (35), karetta (62), sýlairah.. (55), ^^bg^^ (62), JUBITER (54), BUGRA_55 (50), by_turkey (44), okyanuz (42), muhammetturhan (51), beyaz-gelincik (42), hasan_1424 (40), amine1 (40), mekund (49), cihad_53 (44), Seydihan (45)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.76678 saniyede açıldı