0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » KADIN & AiLE » Kur'an açısından Aile, Kadın-erkek ve AŞK

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
ihalis su an offline ihalis  
Kur'an açısından Aile, Kadın-erkek ve AŞK

6 Mesaj

Kayıt Tarihi: 10.10.2005
En Son On: 04.07.2006 - 06:47
Cinsiyeti: Erkek 


KADIN-ERKEK İLETİŞİMİNDE DENGE

KUR'AN'DA AŞK VE SEVGİYE BAKIŞ

"Hubb"aglasevme) kelimesi Kur'an'da 9 yerde geçmektedir. Bu ayetlerden yola çıkarak sevgi-aşk konusunu şu şekilde tasnif edebi liriz:

Allah Sevgisi-Aşkı:

"İnsanlardan bazısı Allah’tan başka şeyleri O'na denk tutar da onları Allah sever gibi sever!

İman edenlerin Allah'a olan sevgi-aşkları ise onlarınkinden çok daha şiddetlidir-fazladır" (2/165).

Sevgi-aşk çeşitleri:

Kadın sevgisi, evlat sevgisi, mal-mülk-para sevgisi:

"İnsanlara şu şehevânî duygular tezyin edildi: kadın sevgisi, evlat sevgisi, yığınla altın gümüş sevgisi, at sevgisi, hayvan sevgi si, ekin sevgisi. Aslında bunlar dünya hayatının geçici menfaatleridir. Güzel sonuç ise Allah katında olandır!" (3/14).

Beşerî sevgi-aşk:

"Şehirdeki bazı kadınlar dedi ki: Azizin karısı (Züleyha) delikanlının nefsini arzulamış, onun sevgisi kalbini yakıp kavurmuş Gö rüyoruz ki kadın sapıtmış-çıldırmış!" (12/30).

Hayır sevgisi-aşkı:

"Düşküne, yetime ve esire sevgi dolu yürekleriyle, severek (veya nefisleri adına malı sevdikleri halde) yedirirler" (76/8)

"Gerçek iyilik, mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere, kölelere vermek tir" (2/177).

Mal sevgisi-aşkı:

"Malı, yığmacasına aşırı seviyorsunuz!" (89/20) "Hayır sevgisine (mala) aşırı derecede-şiddetle düşkündür! (100/8).

Dünyalık sevgisinin hedefi:

"Ben hayır (mal-dünyalık) sevgisini Rabbimi anmak için istiyorum!" (38/32).

"Ehabbe" (Sever) fiilinde ve türevlerinde de şu anlamları buluyoruz

Allah'ın sevdikleri:

Tövbe edenler, temizlenenler: (9/108; 2/222), Muhsinler: (2/195; 3/134,148; 5/13), Muttakiler: (3/76; 9/4,7), Sabredenler: (3/146), Tevekkül edenler: (3/159), Adaletle hükmedenler: (5/42; 49/9; 60/8), Allah yolunda savaşanlar: (61/4), İmanlı, salih amel yapan, muttaki, muhsin (61/4).

Allah'ın sevmedikleri:

Kafirler: (3/32; 30/45), Küfürde ve günahta ısrar edenler: (2/276), Zalimler: (3/57,140; 42/40), Fesat: (2/205), Fesatçı: (5/64; 28/77), Kibirlenen (16/23), Haddi aşanlar: (5/87; 7/55), Aşırı gidenler: (2/190), Şımaranlar (28/76), Kendini beğenen, böbürlenen, övünen: (4/36; 28/76; 31/18; 57/23), Hain ve nankör: (4/107; 8/58; 22/38), Çok günahkar: (4/107), İsraf eden: (6/141, 7/31).

Allah'ın ve Rasulünün sevgisi ile onların yolunda mücadele etmek, bütün aileden, mal ve ticaretten, evlerden daha üstün gö rülmeli ve önde olmalı (9/24)

Allah'ı sevmenin ölçüsü, Peygamberimize uymak; Peygambere uymanın sonucu Allah'ın sevmesi ve bağışlaması: (3/31).

Allah'ın affı sevilir, buna ulaşmanın yolu: cömertlikten asla vazgeçmemek: (24/22).

Allah'ın imanı sevdirmesi ve yardımı: onunla kalbi süslemesi, küfrü, fıskı ve isyanı çirkin göstermesi: (49/7), Allah’tan başka gelip geçici olan hiç bir şey sevilmez: (6/76), Hapis, günahtan daha sevgili: 12/33), Allah, müminlerin sevdiği yardımı, zafer ve başarıyı gösterir (3/152, 61/13), İmana erenler temizlenmeyi severler: (9/108).

Allah ile insanın birbirini sevmesi: (5/54).

İnsanın insanları sevmesi: Ensar muhacirini sever (59/9); mümin, sevmeyenleri de sever: (3/119), Evlat sevgisi (12/8), insan, sevdiklerinden infak ederek insana olan sevgisini gösterir: (3/92), insanın insanı kurtarmasında sevgi yetmez, Allah'ın hidayeti gerekir: (28/56).

İnsanın imana karşı küfrü (9/23), hidayete karşı körlüğü sevmesi ve tercih etmesi: (41/17).

İnsanların dünyayı sevmesi, dünya hayatını ahiret hayatına tercih etmeleri: (14/3,16/107,75/20,76/27).

İnsanların günah işleri sevmesi: Fuhşiyatın yayılmasını sevenler: (24/19), Gıybet sevmek, ölü eti sevmek gibi: (49/12), yapmadıklarıyla övül meyi sevmek: (3/188).

İnsanların hayır işlerini sevmemesi: Nasihat verenlerin sevilmemesi: (7/79).

Yahudi ve Hristiyanların: Biz Allah'ın oğullarıyız ve sevgilileriyiz demesi: (5/18).

"Mahabbet" kavramı, Hz.Musa ile ilgili olarak sadece bir ayette geçer: "Benim nezaretimde yetiştirilmen için sana kendimden bir sevgi verdim" (20/39).

Ayetlerden anlaşılacağı gibi, insan sevgisini dört ana konuya yoğunlaştırabilmektedir: Allah'a, kendine, insanlara ve dünyalık diğer varlıklara.

Bu yönelişler, aynı zamanda hem olumlu hem de olumsuz olarak gerçekleşebilmekte ve ifrat tefrit yönleri olabilmektedir Sözge limi Allah sevgi sinin, İsrail oğullarında görüldüğü gibi, sadece kendi milletlerine tahsis edilmesi yanlış olduğu gibi, malın, kadının, dün yanın bir ilah gibi sevilmesi de bir o derece yanlış olmaktadır. Mal sevgisinin yaratılışta bulunması kabul edilebilir bir durumdur. Ne var ki bunun, cimrilik yapılarak insanların hayrına kullanıl maması kadar, israf edilmesi de doğru görülmemektedir. Allah'ı seviyorum diyen insanın, Peygamberini örnek alarak bir Müslümanlık yaşamaması uygun düşmemektedir.

Burada dikkat çeken ön önemli husus: İnsanın, eş, evlat ve mal sevgisi başta olmak üzere, bütün sevgilerinin çıkış noktası ola rak Allah sevgisini görmesi, sevdiklerini O'nun muhabbeti namına sevmesi konusudur. Bu temel atıldıktan ve hedefe Allah rızası konul duktan sonra, bütün sevgiler ve aşklar kötüye kullanılmaktan ve insana zarar verecek şekle dönüşmekten uzak kalmış olacaktır.

Kur'an'da beşerî aşk konusu, sadece Züleyha'nın aşırı ilgisi ve yönelişi şeklinde ele alındığı gözleniyor. Fakat bu konunun başlı başına, kıssaların en güzeli diye tanımlanan (12/3) bir sûrede ele alınması ve uzunca sayılabilecek bir bölümde, Züleyha'nın ve kadınların duygularının dile getirilmesi, konunun insan hayatındaki yerine parmak basması açısından ilgi çekicidir.

Kadının aşk duygusuna kapılması, sevgisini kontrol altına alamaması onu başka duyguları yaşama arzusu içine atmış, ölçü süzce davranışlar sergilemesine sebep olmuştur. Bunun sonucu olarak hem kendi onuru kırılmış, arzuladığı şeye ulaşamadığı gibi, in sanların gözündeki yüksek mertebe-den düşmüş, hem de iftira atarak, insanlık dışı bir davranışla masum bir insanın yıllarca hapiste kal masına sebep olmuştur.

Adı konmamış aşkların, patlamaya hazır bir bomba olduğu gerçeği dikkatimizi çekmektedir. Allah'a bağlantısı olmayan bu tür kalp fırtınaları, insanı bir tarafa savurabilir, nefis arzularına kaynaklık yapabilir ve insanı her türlü kötülüğün içine atabilir.

Masumiyet içindeki aşk ise, geçmişinde bir kökle Yaratıcıya bağlanır, gelecekte kurulması düşünülen aile gövdesiyle irtibatlan dırılır ve bu aşk, mutluluk meyvesi evlatlarla taçlandırılır.

Temel olarak aşk iki kısımda ele alınabilir.

1.Hakiki Aşk: Kalbi, kalbin hakiki sahibi olan Allah'a yöneltme, O'nun sevgisiyle yükleme ve süsleme...

2.Mecazi Aşk: İnsanın insana, dünyaya, dünyalıklara ve diğer varlıklara
duyduğu aşk, muhabbet ve ilgi...

İnsan sevdiklerini ve sevilmesi gerekenleri bir liste halinde alt alta yazsa...

Karşılarına da neden bu sırada, sözgelimi ilk üç sırada yer aldığının gerekçelerini saysa...

Hakiki Aşk'ın sahibi olan Rabbimizin ilk sırayı alacağında kuşku yoktur.

Çünkü geçmişte karşılıksız verdiklerinin tek sahibidir.

Ve gelecekte Rahmetiyle bol bol vereceklerinin de tek sahibidir...

Ve kalp Allah'ın nazar ettiği, doğrudan ve en yakından ilgilendiği insanın ana can merkezi durumundadır ve burası son derece MAHREM bir bölgedir...

Allah "Gayûr"dur.

Bu kelimeyi insan diline çevirirsek "Kıskançlık" olarak tanımlayabiliriz.

Biz sevdiğimiz birinin nasıl sadece bizim kalbimizde yer alıp kalmasını istersek, tabir caizse ve benzetmek olmasın, Cenab-ı Hak da sadece kendisine tahsis edilmesi gereken kalbin, kendisi hesaba katılmadan başkalarının işgaline açılmasına karşı ondan daha fazla gayrete gelmekte ve hoşnut olmamaktadır.

Bu da kalbin gerçek mutluluk kaynağından yoksun olması anlamına gelmektedir.

Kalp ancak Hakiki Aşk olan Allah aşkıyla iki dünya mutluluğuna ulaşabilir.

Mecazi aşklar ise insanı geçici dünyada bir müddet oyalar ve beraberinde pek çok tatsızlığı da getirir.

Hakiki aşk güneş gibidir. İnsanın bütün ruhunu okşar besler. Mecazi aşklar ise güneşin yansıdığı cam parçalarına benzer. Onlara saldıran ve sarılan bütün ruhi güzelliklerini paramparça edebilir.

Hakiki aşk orjinal cennet elbiseleri gibidir. Mecazi aşklar ise işportaya benzeyen eski püskü eşya gibi...

Sonuç olarak, önce Allah sevilmeli, kalbimin gerçek sahibi sensin demeli sonra, "Onun namına, O'nun muhabbeti hesabına" diğer sevilecekleri sevmeli...

Böylesi aşk insana acı ve ısdırap çektirmez.

Kalplerin hakiki mutluluğu ancak Allah (C.Csevinçli ile bağlantılı bir sevgi ile mümkün olabilir.
--------------------------------------

gelecek konu:

KUR'AN'DA ERKEK-KADIN ARASINDAKİ BAZI İLETİŞİM VE İLİŞKİ PRENSİPLERİ


Ekleme Tarihi: 14.10.2005 - 04:29
Bu mesajı bildir   ihalis üyenin diğer mesajları ihalis`in Profili ihalis Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1317 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
husameddin (47), halk yolcusu (37), Habibetti21 (37), aysani (50), kardelen__571 (35), hasan_el_benna (42), aslanþamil (44), caylak ali osma.. (51), vural (50), mero (), ByNet (54), enginbey (49), veleye5 (28), yazitura (45), betulonur (41), NiSA (47), aliavlamaz (37), adler42 (46), 0730sahin (43), ercan58 (41)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.93269 saniyede açıldı