0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SİYER-İ NEBİ » AHLAK

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
mehmet-54 su an offline mehmet-54  
AHLAK

221 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 03.04.2004
En Son On: 20.12.2007 - 00:45
Cinsiyeti: Erkek 

Yüce Ahlakı

Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-, yüksek ahlâkı tamamlamak üzere gönderilmiş, kendisinde en güzel ahlâk örneğinin bulunduğu, Kur'ân lisanıyla haber verilmiş bir Peygamberdir. Zâten ced'leri, beşerî kemâle eriştirmek ve doğru yola koymak ile görevli, hayatları kusursuz, gönülleri temiz, kalpleri günah lekesinden beri olan hidâyet dâvetçilerine ve mürşidlere bağlıdır. Bu mürşidlerin hayâtı her bakımdan insanlık hayatının en mükemmelidir.
Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-, kendisini Cenâb-ı Hakk'ın terbiye ettiğini söylemektedir. Bu ifâde Peygamberimiz'in ne büyük bir ahlâkî kemâlâta nail olduğunu gösterir. Çünkü O, söylediğini önce kendi nefsinde ve şahsında tatbik eden bir vaiz idi. Başkalarına îzah edip öğrettiği edeb ve ahlâkî umdelerini en mükemmel surette yaşardı.
Hayatının en mahrem sırlarına vâkıf olan zevceleri Hz. Âişe ve Hz. Hatice vâlidelerimizdir.
Hz. Âişe -radıyallahu anha-:
- O'nun ahlâkı Kur'andı" diyor.
Hz. Hatice -radıyallahu anha-da, ilk vahy anında heyecanlanan Resûl-i Zişân -sallallahu aleyhi ve sellem- 'ı, ahlâk ve meziyetlerini sayarak şöyle teskîn etmeğe çalışıyordu:
- Cenâb-ı Hakk seni asla mahcûb etmeyecektir. Çünkü sen yakınlık bağlarına saygı gösteriyor, borçluların borcunu veriyor, fukaraya yardım ediyor, misafirleri ağırlıyor, doğruları destekliyor, muhtaçlara yardımcı oluyorsun." (Buharı)
Şu âyeti kerîme O'nun şefkat ve merhametini dile getirmektedir:
"Sen kaba ve katı yürekli olsaydın onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi."agla66).
Yine Hz. Âişe -radıyallahu anha- validemiz O'nun hakkında:
Hz. Peygamber hiçbir kimseyi azarlamazdı, kendisine fenalık edenlere fenalıkla mukabele etmezdi. Kendisine yapılan fenalıklara göz yumar, faillerini affederdi. Bir kimse hakkında iki şıktan birini seçmek durumunda kalınca günaha düşmemek şartı ile en şefkatli olanı tercih ederdi. İlâhî emirlere isyan edenlere müstahak oldukları cezayı verirdi." (Buharî, Müslîm, Ebû Dâvud)
Allah (c.c.)'ın Resulü -sallallahu aleyhi ve sellem- hiç bir müslümanı ismiyle lanetlememiş, hiç bir kadını, köle, cariye, hizmetçi ve hayvanı dövmemişlerdir.
Hiçbir şahsın da haram olmayan isteğini reddetmemişlerdir. (Buharî, Müslim, Ebû Dâvud)
Hz. Ali -radıyallahu anh- , Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-'in amcazadesi ve damadı olup O'nun yanında büyümüş ve nübüvvetin başından Peygamberimiz'in irtihaline kadar 23 sene O'nunla beraber bulunmuş bir insandır. Bir gün, oğlu İmam Hüseyin -radıyallahu anh-, kendisinden dedesinin ahlâkını anlatmasını istemiş. O da şu cevabı vermiştir:
- "Hz. Peygamber, güleryüzlü, güzel huylu, nazik kalpli idi. Hiçbir vakit kaba ve sert huylu değildi. O'nun ağzından hiçbir müstehcen kelime çıkmazdı. Başkalarının hareket tarzını tenkid veya takbih etmez; sevmediği bir hareket veya durum karşısında birşey söylemez, böyle bir harekette bulunan adam kendi hareket tarzının tasvibini isteyecek olursa Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-, onu kınamadan, kalbini kırmadan bundan vaz geçirir yahut susarak muhatabına memnun olmadığını hissettirirdi."
Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- kendi hesabına üç şeyden sakınırdı:
1. Münâkaşa ve mücâdele etmekten,
2. Kimseye lüzumundan fazla söz söylemekten,
3. Kendisini alâkadar etmeyen işlerle meşgul olmaktan. Başkaları hesabına da üç şeyden sakınırdı:
1- Kimseyi tenkid etmezdi.
2- Kimseye hakarette bulunmazdı.
3- Başkalarının sırlarına muttali olmak istemezdi. (67).
Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-, bütün işlerini, bütün vazifelerini tâyin etmişler, teşbih velehlîl zamanlarını ayırmışlar, uyku ve istirahat, misafir ve ziyaretçilerin kabul saatlerini tesbit etmişlerdi.
Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- kimseye karşı hareket tarzını değiştirmezlerdi.
Şayet birisi O'nun arzu etmediği bir harekette bulunsa ona adıyla ihtarda bulunmazlar, "Bazıları şöyle yapar, böyle ediyor" derler, bu gibi sözlerle beğenmedikleri âdetleri tenkid eder, bu suretle kimseyi kırmadan, kimsenin kimseye karşı küçük düşmesine meydan vermeden nasihatlarda bulunurlardı.
Sahâbilerini göremediği zaman soruştururdu. Neden gelmediklerini, neden görünmediklerini insanlara sorup bilgi alırdı. Ashabını usandırmamaya azamî gayret gösterirdi. Hareketlerinde itidali tercih ederdi. Hak ve hukukta herkes onun nezdinde eşitti. Tek üstünlük sebebi vardı, o da takva idi. Kendisine yakın oturanlar ümmetinin en seçkinleri idi. Yanında derece bakımından en büyükleri birbirine yardım edenlerle birbirlerini koruyanlardı.



--------------------------------------------------------------------------------
Ekleme Tarihi: 02.01.2005 - 16:58
Bu mesajı bildir   mehmet-54 üyenin diğer mesajları mehmet-54`in Profili mehmet-54 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1543 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
husameddin (47), halk yolcusu (37), Habibetti21 (37), aysani (50), kardelen__571 (35), hasan_el_benna (42), aslanþamil (44), caylak ali osma.. (51), vural (50), mero (), ByNet (54), enginbey (49), veleye5 (28), yazitura (45), betulonur (41), NiSA (47), aliavlamaz (37), adler42 (46), 0730sahin (43), ercan58 (41)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 2.12255 saniyede açıldı