0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » Umumi Kaideler geschlossen

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
yoktan su an offline yoktan  
Umumi Kaideler

1227 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.11.2003
En Son On: 16.03.2009 - 10:55
Cinsiyeti: Erkek 
Umumi Kaideler

Haram olan şeylerin ve davranışların hepsine birden şamil olan, hepsi için ayrı ayrı geçerli bulunan kaideler vardır; bunları aşağıdaki maddelerde toplanabilir:

1.Yasaklanmamış Herşey Mübah ve Helaldir:

"eşyada asolan ibahadır" şeklinde ifade edilen bu kaideye göre herhangi bir şey veya menfaati yasaklayan sahih nass bulunmaz veya bulunurda delaleti kat'i olmazsa haram hükmü de bahis mevzuu olamaz. İslam bilginleri bu kaideyi şu ayet ve hadislerden çıkarmışlardır.

"Yerde olanların hepsi sizin için yaratan O'dur" (Bakara 29)

"Göklerde olanları, yerde olanları, hepsini sizin buyruğunuz altına vermiştir" (Casiye 13)

"Allah'ın göklerde olanları da yerde olanlarıda buyruğunuz altına verdiğini, nimetleri açık ve gizli olarak size ihsan ettiğini görmez misiniz" (Lokman 20)

Selman-ı Farisi'den rivayet olunduğuna göre Rasulullah(asm)'dan, yağ, peynir ve yabani eşek etinin hükmü sorulmuş, O da şöyle buyurmuştur: "Helal, Allah'ın kitabında helal kıldığı, haram da Allah'ın kitabında haram kıldığıdır; hakkında bir şey söylemedikleri ise sizin için affedip serbest bıraktıklarıdır"

Ve şöyle buyurmuştur: "Allah bazı şeyleri farz kılmıştır; bunları kaçırmayın, bazı sınırlar koymuştur, bunları da aşmayın, bazı şeyleri haram kılmıştır, bunları işlemeyin, unutmaktan değil, size olan rahmetinden dolayı bazı şeyler hakkında da bir şey buyurmamıştır; bunları da soruşturmayın"

Bu ayet ve hadisler her şeyin insanlar için yaratılmış, onların istifadelerine sunulmuş olduğunu, haram ve yasak olan şeylerin istisnai olduğunu ve bunların da hikmetleri, hususi sebepleri bulunduğunu, hakkında nass bulunmayan veya aynı illeti taşımayan şeylerin haram olmadığını ifade etmektedir.

Hakkında nass olmayan her şey ve hareketin mübah oluşu ibadetler şamil değildir. Bu kaideye dayanılarak her mükellef, kendi uydurduğu ve istediği şekilde Allah'a ibadet edemez; çünkü Allah'a nasıl ibadet edileceği, O'nun hoşnutluğunun nasıl kazanılacağı akıl vasıtasıyla bilinemez, bu mevzuda ilahi beyana ihtiyaç vardır; şu halde "Allah'a ve yalnız Allah'a O'nun öğrettiği şekilde ibadet edilebilir."

2.Helal ve Haram Kılan Yalnız Allah'tır:

Sıfat ve mevkileri ne olursa olsun hiçbir kulun haram ve helal kılma selahiyeti yoktur; bu selahiyet yalnızca Allah'a mahsustur. Peygamberlerin bu mevzudaki ifadeleri Allah'ın iradesini ve hükmünü kullarına bildirmek ve açıklamaktan ibarettir.

Ayet mealinde şöyle buyurulur: "Dilinizi yalana alışmış olduğu için her şeye 'şu haramdır bu helaldir' demeyin, zira Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz.." (Nahl 116)

3.Harama Muhtaç Etmeyecek Kadar Helal Vardır:

İslam, insanların ruh ve bedenleri için faydalı olan ihtiyaç duyulan hiçbir şeyi haram kılmamıştır, haram kıldıkları ya sırf zarar, ya da -alkollü içecekler gibi- zararı faydasından çok olan şeylerdir. Allah dileseydi insanların muhtaç olduğu şeyleri de haram kılabilirdi. Çünkü mülk yalnızca O'nundur; kulun Rabb'ine itiraz hakkı olamaz. Ancak O, rahmetinin bir eseri olarak zararlı olanı haram kılmış ve onun yerini tutan, ona muhtaç etmeyen temiz ve faydalı şeyleri helal kılmıştır. Bu cümleden olarak:

Ok çekip fal bakmayı haram kılmış, bunun yerine istihare duasını koymuştur.

Erkeklere ipeği haram kılmış, bunun yerine keten, yün ve pamuk gibi elbiseler vermiştir.

Pis ve zararlı yiyecek ve içecekleri haram kılmış, bunların yerini sayısız temiz, leziz ve faydalı yiyecek ve içeceklerle doldurmuştur..

4.Harama Götüren Herşey Haramdır:

Kötü ve zararlı bir şeyi önlemenin en makul ve kesin yolu, sebepleri ortadan kaldırmak, vasıtaları yok etmektir. İşte İslamın haram mevzuunda tuttuğu yol da budur. Mesela zinayı haram kılmıştır. Maksat zina suçunun meydana gelmesi ve suçlunun haran işlediği için ceza görmesi değil, suçun işlenmemesidir. Bunun için de yalnız ceza kafi değildir; suça iten sebeplere inmek gerekir. Bundan dolayı İslamda bir taraftan evlenme kolay, boşanma mümkün kılınmış, diğer yandan aşırı açıklık, saçıklık, baş başa bulunma, müstehcen, tahrik edici resim ve müzik, gereksiz beraberlik.. yasaklanmış, haram kılınmıştır..

5.Haram Konusunda Hile de Haramdır:

Bir yolunu bularak, kitabına uydurarak veya ismini değiştirerek haramı işlemek, sorumluluğu kaldırmaz; aksine bu yollar ve çareler de haramdır. Rasul-i Ekrem (asm) "Ümmetimden bir grup başka bir isim koyarak şarabı helal sayacaktır" buyruğu ile buna işaret etmiştir. Müstehcen gösteri, eser ve hareketlere 'sanat' faize 'sermaye karı' demek bunları helal kılmaz.

6.İyi Niyet Haramı Meşru Kılmaz:

İslam'da niyete büyük önem verilir ve değer verilmiş "ameller ancak niyetlerle değerlenir" buyurulmuştur. İbadetlerin makbul ve muteber olması niyete bağlı bulunduğu gibi, alalade ve tabii işlerin ibadet sayılması da niyetle mümkün olmaktadır. Helal yoldan rızık kazanmak niyetiyle çalışmak, harama karşı nefsi dizginlemek maksadıyla eşi ile birleşmek -bu niyetler sebebiyle- ibadet sayılmaktadır.

Bütün bunların yanı sıra İslamın bir prensibi daha vardır. "Vasıtalar da gaye gibi meşru olacaktır" Maksada ulaşmak için her vasıtayı caiz gören makyevelist görüşü İslam kabul etmemiştir. Bunun tabii neticesi, iyi niyetle güzel bir netice elde etmek için de olsa haram işlemenin caiz olmamasıdır. Cami yapmak, hayır müessesi vücuda getirmek.. için kumar oynamak, hırsızlık ve faizcilik yapmak.. tecviz edilmemiştir (caiz görülmemiştir).

Peygamberimiz:

"Allah iyi ve temizdir; ancak temizi (helali) kabul eder, Allah Peygambere emrettiğini mü'minlere de emretmiştir" buyurmuştur..

Ayrıca ayette: "Ey Peygamber! Temiz ve helal olan şeylerden yiyiniz ve iyi işler yapınız; şüphesiz ben ne yaptığınızı bilmekteyim (Mü'minun 51).." "Ey İman edenler! Size rızık olarak verdiklerimden helal ve temiz olanları yiyiniz. (Bakara 172)"

"Haramdan mal kazanmış hiçbir kul yoktur ki bununla yaptığı tasadduk kabul edilsin ve nafaka harcamalarına bereket verilsin! Geride bıraktığı da yalnızca cehenneme yolculuğunda ona azık olur. Şüphesiz Allah kötüyü kötü ile silmez, aksine kötüyü iyi ile siler; nitekim pis de pis olanı temizleyemez" Hadisi de aynı hükmü teyid etmektedir.

7.Haram Şüphesinden Kaçınmak:


İslamın haram ve helal kıldığı şeyler apaçık ortadadır. Haram ile helal arasında bir de şüpheli saha vardır. Ya nassların sübut ve delalet cihetinden değerlendirilmesi, yahut da bir nassın bir şeye veya vakıaya uygulanması sırasında insanların zihinlerinde bazı şüpheli noktalar kalabilir. Takva, kişinin bu durumlarda şüpheliden uzak durmasını ve ihtiyata riayet eylemesini gerektirir. Aşağıdaki hadis bu mevzuda bir düstur mahiyetindedir.

"Helal apaçık belli, haram apaçık bellidir. Bunların arasında, halktan bir çoğunun, helal mi haram mı olduğunu bilmediği şüpheli şeyler vardır. Dinini ve namusunu korumak isteyen için bunları yapmayan selamettedir. Bunlardan bazısını yapan kişi ise haramı işlemeye çok yaklaşmış olur; nitekim korunun etrafında(hayvanlarını) otlatan kimse de koruya dalma tehlikesi ile burun buruna gelmiş olur. Dikkat ederseniz her hükümdarın bir korusu vardır; Allah'ın korusu da haram kıldığı şeylerdir."

8.Zaruretler Haramı Mübah Kılar:

Haram dairesini oldukça dar tutan İslam, hayatın beklenmeyen, tabii ve devamlı olmayan olayları, sıkıntıları ve icbarları karşısında bu çerçevenin de zorlanabileceğini nazar-ı itibare almıştır. Kullarına daima kolaylık gösteren Mevla, başı darda kalan, başka çare bulamayan müslümana, ölçüyü kaçırmamak üzere haramı yeme ve işleme ruhsatı vermiştir.

Boğazlanmadan ölmüş hayvan, kan, domuz gibi haram yiyecekleri zikrettikçe dört surede tekrarlanan.. istek göstermeksizin ve ölçüyü kaçırmaksızın başı darda kalan kimse üzerine günah yoktur; şüphesi Allah çok bağışlayıcı ve rahmet sahibidir.(Bakara 173) Ayeti bu esası vazetmektedir.

9.Haram, İslam Ülkesi Dışında da Haramdır:

Bazı muamale ve şeylerde haram-helal hükmünün, İslam ülkesi ile alakası bulunup bulunmadığı faiz, kumar gibi bazı fasid muamele ve yasak fiillerin, İslam ülkesi dışında caiz olup olmadığı üzerinde durulmuştur.

Bu konuda sıhhatli bir hükme varabilmek için öncelikle şu soruların cevaplandırılması gerekecektir:

a)İslam ülkesi neresidir.
b)İslam ülkesi hangi hallerde harp ve küfür ülkesine dönüşür.
c)Harp ve küfür ülkesinde faiz ve kumar gibi şeyler Müslümanlar asında mı, yoksa Müslüman ile kafir arasında mı caizdir?
Şimdi bu sorulara cevap verelim

a)Daha önce "İslam Ülkesi" olmamış, öteden beri Müslüman olmayan milletlerin hakim olageldikleri bir ülkenin, yahut da İslam ülkesi vasfını aldıktan sonra bu vasfı kaybetmiş bulunan bir ülkenin İslam ülkesine dönüşebilmesi için iki kriter üzerinde durulmuştur: Bazı İslam hukukçularına göre "idare ve hakimiyet" Müslümanların eline geçecektir; diğerlerine göre ise ülkede "İslami düzen" hakim olucaktır.

b)Bir kere İslam ülkesi vasfını kazanmış bulunan bir ülkenin bu vasfını kaybetmesini getirilen kriterler -yeniden kazanmaya göre- farklıdır. Bilhassa Moğol istilasından sonra İslam hukuk alimleri bu mesele üzerine eğilmişlerdir. Vardıkları neticeyi Hanefi ulamesından Bezzaz el-Kerderi'nin el Fetava el Bezzaziyye'sinden özetleyerer nakledelim:
Bugün kafirlerin elinde olan (eski İslam) ülkeler şüphesi İslam ülkeleridir.. Kafir idarecilerin idaresi altında bulunan memleketlerde Cuma ve bayram namazları kılmak caizdir.. kabul edilmiştir ki illetin (hükmün dayanağı olan vasfın) bir parçası kaldıkça ona dayalı olan hüküm de kalır. Bu ülkelerin Moğol istilasından önce İslam ülkesi olduğuna ihtilafsız olarak hükmetmiştik. Onların hakim olmalarından sonra da ezan, Cuma ve cemaatle namazın açıkca yapılması, şer'in (İslamın) gerektirdiği şekilde fetva vermek, hükmetmek ve öğretim yapmak, onların idarecilerinin itirazı olmadan yaygın bir şekilde yürütülmektedir. Bu ülkelere harp ülkesi (daru'l-harp) mesnedi ve delili yoktur. Halvani şöyle demiştir: "İslam ülkesi ancak küfür ahkamının yürütülmesi, İslamın hiçbir hükmü ile hükmedilmemesi, yerin harp ülkesine bitişik olması, orada hiçbir Müslüman veya zımminin güvenliğine sahip olmaması halinde harp ülkesine dönüşür. Bu şartların hepsi birden bulunursa daru'l-harp olur. Delil ve şartlar birbirine karşı gelir, çelişirse, ihtiyaten İslam yönü ağır basar, yani İslam ülkesi olarak kabul edilir."

c)Bir ülkenin İslam ülkesi olmadığına, harp ve küfür ülkesi vasfını taşıdığına kesin olarak hükmedilirse orada yaşayan Müslümanların iman, ibadet ve ahlak hayatlarında, haram- helal açısında bir değişiklik olmaz; bunlar ile İslam ülkesinde yaşayan Müslümanlar arasında -bu bakımlardan- bir fark yoktur. Harp ülkesinde işlenen suçların şer'i cezalarının aynı yerde verilip verilmeyeceği ihtilaflıdır. Bizim konumuz olan muamele ve eşyada haram-helale gelince:

İmam Ebu Hanife ve Muhammed'e göre kafirin malı, küfür ülkesinde dokunulmaz bulunmadığından faizli alış-veriş caizdir. Onlara göre bu bir akit değil, mübah olan bir mala, sahibi olan kafirin rızası ile ve aradaki ahde riayetsizlik etmeden el koymaktır. Şu halde o ülke kanunlarının izin verdiği ve anlaşmalara aykırı olmayan bu gibi muameleler caizdir.

Ebu Yusuf, Malik, Şafi'i ve Ahmed b. Hanbel'e göre bu da caiz değildir. Müslüman daru'l-harpte de olsa kafir ile faizli alış-veriş yapamaz.

Harp ve küfür ülkesinde bulunan iki müslümanın karşılıklı olarak faizli alış-veriş yapmaları ve diğer fasid (gayr-i meşru) muameleleri, bütün müçtehidlere göre haramdır, caiz değildir.

Bu kaideye pratik bir örnek vermek gerekirse şöyle diyebiliriz: Müslümanların Türkiye'de faiz yemeleri İslama göre caiz değildir. Müslümanlar Almanya ve benzeri ülkelerde de faiz yiyemezler; çünkü bu faizde Müslümanların da hissesi vardır; bankalarda Müslümanların da paraları vardır, faiz Müslümanlar arasında cereyan etmiş olur.



Umumi Kaideler

Haram, İslam Ülkesi Dışında da Haramdır
Helal ve Haram Kılan Yalnız Allah'tır
Harama Muhtaç Etmeyecek Kadar Helal Vardır
Harama Götüren Herşey Haramdır
Haram Konusunda Hile de Haramdır
İyi Niyet Haramı Meşru Kılmaz
Haram Şüphesinden Kaçınmak
Zaruretler Haramı Mübah Kılar
Yasaklanmamış Herşey Mübah ve Helaldir
Haram, İslam Ülkesi Dışında da Haramdır


Hayrettin Karaman - Günlük Hayatta Helaller-Haramlar

selam ve dua ile

gül gül gül
Ekleme Tarihi: 03.11.2004 - 22:17
Bu mesajı bildir   yoktan üyenin diğer mesajları yoktan`in Profili yoktan Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

geschlossen Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1821 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
burcunur (42), jihad soldat (43), alpakman (34), kerbela_34 (41), SpedeR (47), eminilhan (47), Glkc (36), mujdatciftci (35), aklima gelmedi (34), meraladem (39), heval yunus (34), muhammet ali (38), sosyolog983 (41), agus (44), müslüman cocuk (37), nakirev (42), enime (42), furkan_^^ (49), guller (44), sahdamar (41), metin uzun (42), abdulsamet (55), negative (39), homurhomur (51), snibsirm (44), husamaygor (37), estor (63), caykarali61 (43), aLi_osman (36), Avci_55 (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.71646 saniyede açıldı