Ekleyen |
|
|
Muhterem M-Fethullah Gülen Hocaefendi |
|
|
4 Mesaj
|
|
Kayıt Tarihi: 28.10.2003
|
En Son On: 13.07.2006 - 11:09
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Bazı hayatlar vardır,
kelimeler onları anlatamaz...
O, Allahtan utanan, kuldan utanan, kendinden utanan mahcup bir insan.
"Başında nur gibi duran bir sarık, üzerinde şık bir cübbeyle kürsüde kurulunca, nasıl böyle büyüyor, nasıl böyle elinin tersiyle maddeyi ötelere iterken önünde kulak kesilen cami cemaatini, Allah ve Rasulünün aşkıyla zirvelere alıp götürüyordu." Türk düşünce dünyasının duayenlerinden merhum Cemil Meric'in kızı Ümit Meriç Yazan Onu ilk kez bir perşembe gecesi ekranda gördüğünde böyle tanımlıyordu. Meric'in bu tanımı onu ilk defa gören birçok insanın tarifinden farklı değildi. Onunla ilk defa tanışmanın resmiydi bu. Gözyaşlarına hakim olamayışına tanık olmak, 14 asır öncesine götüren sesinin ritmiyle dalıp gitmek, onunla tanışmanın ilk adımıydı. Meriç gibi Türkiye'deki birçok insan Fethullah Gülen Hocaefendi'yi vaaz ve sohbetleriyle tanıdı. Anlattıklarıysa tanışma ve tanımanın çok ötesinde bir değere sahipti.
"Allah'ım vücudumu o kadar büyüt ki; cehennemi ben doldurayım, başkalarına yer kalmasın!"
Onun kürsülerdeki iki büklüm hali, imanı, ilmi hissiyatı ve beraberinde kürsülere sığmayacak kadar büyük idealleri, aksiyonu disiplini ve vefası, himmeti milleti olan ideal bir insanı anlatıyordu. Toprağına kurban olmuş bir vatan evladı, bir söz sultanı eline geçen her fırsatta Allah ve Rasulü'nün aşkıyla yanan insanların gönlüne gözyaşlarıyla su serpiyordu.
Ses ver yiğidim, ses ver!
Yoksa beni duymuyor musun?!
Tıpkı rüyalarda olduğu gibi diril, gel!
Beyaz atının üzerinde bir sabah erken;
Gözlerim kapalı ruhumda seni süzerken,
Tıpkı rüyalarda olduğu gibi diril, gel!
dizeleri adeta gözyaşlarının tercümesiydi. Evet, Fethullah Gülen hocaefendi yıllarca böyle seslendi beklediği yiğitlere. 65 yıllık hayat serüveni içinde sesi kimi zaman camilerde-öğrenci yurtlarında, kimi zaman da kahvehane sohbetleri ve kasetlerde yankılandı. Bu yankıların Anadolu insanının gönlünde makes bulması ise uzun zaman almadı. Dudaklarından dökülen her bir tavsiyeyi bir tohum misali bıraktı milletin bağrına; gün geldi Anadolu'nun dört bir yanında açılan yurtlar, üniversite hazırlık dershaneleriyle, gün geldi 50 ülkede açılan okullarla yeşerdi. Artık Türkiye bir başka bakıyordu geleceğine, Anadolu insanı umutluydu yarınlarından, çünkü bugün ismini dahi bilemediği birçok ülkede kendi bayrağı dalgalanıyordu. Çevresindekilere her defasında dünyaya açılıp Türkiye adına bir şeyler anlatmayı tavsiye etmişti.
"Gidin!" demişti; gidin! Çünkü geçmişte olduğu gibi bu gün de bu millete dünyanın ihtiyacı var. Gittiler! Anadolu'nun yiğitleri bağırlarındaki tertemiz tohumları saçmak için uzak diyarlara yelken açtılar.
Ve bir gün kendisi de gitti. 65 yaşındaki hasta kalbi Onu da çok sevdiği vatanından kopardı. Çevresindeki dostlarının ısrarına dayanamayarak tedavisi için Amerika'nın yolunu tuttu, ayrılırken iki kelime dudaklarında düğümlendi. Birisi vatan, diğeri ise gurbet..
Şimdilerde vatanından uzak kalmanın ızdırabı, kalbinin ritimlerini bozsa da hastalığından fırsat buldukça Allah ve Rasulünü, milletinin derdini anlatmakla teselli oluyor ve bu tesellisini sultanına takdim edecek bir şeyi olmayan bir garibin kırık testisindeki su misali sultanı olan Rabbi'ne takdim etmeyi bekliyor.
"Kırık testi", Gurbetteki yiğidin hediyesi!
|
Ekleme Tarihi: 22.06.2004 - 01:18 |
|
|
|
|
Hocamiz |
|
|
100 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 24.03.2004
|
En Son On: 05.07.2006 - 15:01
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Allah razi olsun kardes.
|
Ekleme Tarihi: 18.10.2004 - 19:03 |
|
|
DOSTLARIN VEFASIZLIGI SOZ KONUSU |
|
|
148 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 03.08.2005
|
En Son On: 09.12.2012 - 09:54
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Ben şahsen dosttan, kardeşten, taraftardan gelip bana toslayan hadiseleri bütünüyle unutmak istiyor ve bunu gerçekleştirme gayreti, çabası içinde bulunuyorum. Fakat bazen oluyor ki, yeni oluşan ve gelip hassasiyet duvarlarına çarpan bir hadise, 25 yıldan beri olan ve hep unuttuğum, unutmaya çalıştığım hadiseleri bir kere daha hatırlatıyor. Tekrar unutmaya, tekrar affetmeye çabalıyorum. Zannediyorum işin en zor kısmı da işte burası. Tekrar unutmak ve tekrar affetmek. Halbuki dua dua Rabbime ne kadar yalvarmışımdır: “Unuttur bana bu olayları Allah'ım” diye. Ama demek ki, bir hikmete binaen, belki her unutma ve affetme gayreti, yeni baştan sevap kazanmamıza vesile olduğu için tam unutturulmuyor. Ben başımdan geçen şeylerin dedikodusunu yazsam Meydan Larousse kadar bir ansiklopedi meydana gelir. Fakat bence bunların hiçbir yararı yok. Gıybet kitabı yazmanın kimseye bir şey kazandıracağını zannetmiyorum. Hatta bazen imalı yollarla ve isim tasrih etmeden bunları konuştuğum da olmuştur. Onlar sonra deşifre edilmiş şekliyle önüme geldiğinde silip atmışımdır.
:(
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 16:28 |
|
|
GONULLULER HAREKATININ HOCASI |
|
|
148 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 03.08.2005
|
En Son On: 09.12.2012 - 09:54
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
İlk müşahedeme göre, devamlı olarak talebenin başında bulunmamda zaruret olduğu kanaatına vardım. 24 saat hiç uyumamam icap ediyordu. Talebenin umumi durumu bunu gerektiriyordu. Devamlı riyazattan bünyem iyice zayıf düşmüştü. Buna rağmen bir-iki saat uyku ile yetiniyordum. Bazan sabaha kadar beklediğim ve hiç uyumadığım olurdu. Geceleri birkaç defa banyoları, tuvaletleri ve yatakhaneleri dolaşır talebeyi kontrol ederdim. Bir taraftan talebe ile yakından ilgileniyor, diğer taraftan da gördüğüm gayr-i nizami durumları düzeltmeye çalışıyordum.
O sene tedrisat döneminin bitimine iki-üç ay kadar bir müddet vardı. Ve o sene öyle geçti.
Son sınıf talebelerinden birkaç asi çocuk vardı. Yaşları da büyüktü. Söz dinletmek mümkün değildi. Benden evvelki idareciler tarafından şımartılmışlardı. Başka çarem olmadığını anlayınca, bunlardan bir-ikisine güzel bir meydan sopası attım. Bir kısmı okulu bitirip gitti, diğerleri de kuzu gibi oluverdi.
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 16:33 |
|
|
|
148 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 03.08.2005
|
En Son On: 09.12.2012 - 09:54
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Uykum Gelmesin Diye
Tehzib-i ahlak derslerine giriyordum. Çocuklar hüngür hüngür ağlıyorlardı. Bir gün yatakhaneleri gezerken Halil Mezik Bey'i gördüm. Kendini boynundan üst kanepeye bağlamış. Ne yaptığını sordum. "Dünkü anlattıklarınızı düşünüyordum. Uykum gelmesin diye de kendimi bağladım" dedi. Gözümü doldurmuş bir talebe idi. Böyle olanlardan biri de İbrahim Kocabıyık'tı. Her ikisi de hazırlık okuyordu.
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 16:37 |
|
|
|
148 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 03.08.2005
|
En Son On: 09.12.2012 - 09:54
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Kime Bırakıyorsun?
Unutamıyordum o günleri ve tahta kulübemi. Unutacağa da benzemiyordum. Nasıl unutabilirdim ki, ben bu kulübeyle adeta ruhumun en mahrem sırlarını paylaşmıştım. Hele gözümün önünde tüllenen talebelerim. Onları son gördüğümde nasıl da mahzunlaşmış ve adeta o masum bakışlarıyla bana "Bizi kime bırakıyorsun?" diye yalvarmışlardı. Ah keşke, hiçbirini bırakmadan hepsini yanıma alabilseydim; fakat o zaman bu mümkün değildi.
Fakat bütün sıkıntım Kestanepazarı'ndan ayrılmadan ibaret değildi. Cemaat arasında esen tefrika fırtınası beni ciddi şekilde sarsıyor ve üzüyordu. Hemen hemen bütün Müslüman cemaatların durumu birbirinden pek farklı değildi. Hepsi veya ekserisi bir iç çöküntü geçiriyordu. Ve bu durum da beni ciddi şekilde mahzun ediyordu.
Hadiselerin kendine göre bir dili vardır. İçtimai hayatı anlamak isteyenler bu dili çok iyi bilmelidirler. Mazide meydana gelen ve ciğerleri parçalayan nice hadiseler var ki, yeniden tekerrür etmeye başlamıştı. Bu tekerrürün getireceği neticeleri kestirmek asla kehanet sayılmazdı. Türkiye günden güne bir askeri darbenin eşiğine doğru kayıyordu. 27 Mayıs'ı görmüş olanlar için, görünen tablo pek de iyimser değildi.
:(
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 16:41 |
|
|
|
148 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 03.08.2005
|
En Son On: 09.12.2012 - 09:54
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Kamplarda geçen aylan, haftaları, günleri değil; bir tek gün, bir tek saatı dahi anlatmaya kalkışsak anlatamayız. Nasıl anlatabiliriz ki, o, bütün benliğimize sinen, derinlemesine ruhlarımızda yaşanan ve uhrevî hazlarıyla tasavvurlarımızı aşan hayatın tam cennetçesiydi.. Bahar bulutlan gibi üzerimizden gelip geçen her dakika başımıza geçmişten hatıralar yağdırır bizler de, bu mavi hülyalar içinde kendimizi geleceğin aydınlık yamaçlarına atar... Şanlı mazideki günleri, kendilerine has ışık, renk, desen, kostüm ve şivesiyle en canlı şekilde bir kere daha yaşar... Zaman zaman halihazırdaki güzellikleri; hatıraların renkleri, ideallerin ışıklarıyla daha da derin hisseder, hatta bazen birkaç dakika gibi en dar zaman dilimi içinde, duygu ve düşüncelerimizi sonsuzluğun, sınırsızlığın sardığını duyabilirdik...
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 16:44 |
|
|
|
148 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 03.08.2005
|
En Son On: 09.12.2012 - 09:54
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Her gece seherin bağrında ve üns esintileri içinde, su sesi, yaprak hışırtısı, kuş cıvıltısı, bazen de tatlı bir meltemle uyanır; ah u enin dinlemeye teşne seccadelere koşar ve berzah koridoru için hazırlayıp, gecenin koyulaştığı demlerde ışığına koştuğumuz meş'aleyi bir kere daha lebriz eder (hazırlar) sonra da imanlı gönüllerin kabirde haşri bekledikleri gibi, güneşin doğuşunu beklemeye koyulurduk....
Her sabah güneş, ağaçların dalları arasından sızarak, altın ve yakuttan çubuklarıyla yaprakların cümbüşünü başlarımızın üstüne salar... Gözlerimizin içine sokar; derken, en tatlı esintilerle, güneşli, neşeli pınl pınl bir yeni gün çadır ve çardaklanmızın içine dolar; dolar da bizleri en baş döndürücü rüyalar âleminde yaşatırdı.
Kuşluktan sonra o olgun ve herkesi kendi ruhuna çeken sımsıcak, oldukça ağır saatler bastırır ve hepimizi çamların, çınarların . bağrına iterdi. O incelerden ince rüzgarların dokunmasıyla ses veren yaprak hışırtıları arasında, çağrışımların (tedailerin) sergilediği zaman dilimlerinde dolaşır, yer yer sıcağın rahatsızlığından mırıldanan nefsin diliyle "Bu sıcakta harb u darbe çıkmayın!" vesveseleriyle sarsılır ve arkasından da "Ne olurdu, cehennem ateşinin daha sıcak olduğunu anlayabilselerdi!" soluklarıyla irkilir, toparlanır, kendimize gelir ve adeta sabahın serin, mavimtırak saatleri içinde bir başka alem, bir başka derinliklere açılır gibi olurduk.
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 16:45 |
|
|
|
148 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 03.08.2005
|
En Son On: 09.12.2012 - 09:54
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Böyle anlarda dünya ve dünyanın ukbaya bakan yamaçlarını mırıldanmak için şair, iç içe bu güzellikleri resmedip ebedileştirmek için ressam ve "tın tın" ahengiyle sermest olduğumuz tabii koroları duymak, onlara ses katmak için de mûsikişinas olmayı kimbilir kaç defa arzulamış, sonra da inlemişizdir...
İkindi sonrası o mavimtırak saatlerde, güneşin altın ışıklan yavaş yavaş erimeye yüz tutar.. Bizler de daha içli, daha derin akşamların mor saatlerini hissetmeye başlardık. Güneş elindeki san mendilini, çamların, çınarların üstünde bize sallarken, gurubu bütün tahassürüyle duyar, ürperir ve yavaş yavaş solan her şeyin çehresinde fena ve zevalin o titrek damgasını görür, tam "Ben batıp gidenleri sevmem" mülahazasıyla sarsılıp yıkılacağımız an, "Ben, boyun eğip, gözümü, gönlümü gökleri ve yeri yaratan Allah'a çevirdim" nefesleriyle yeniden toparlanır ve gecenin, insanları derin mülahazalara salan iklimlerinde dolaşmaya hazırlanırdık.
:(
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 16:47 |
|
|
NE OLURDU BIZDE O KAMPLARDA OLSAYDIK |
|
|
148 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 03.08.2005
|
En Son On: 09.12.2012 - 09:54
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
O sene imkanlar dardı. Bazı geceler fırtına çıkardı. Hasırları, gemici feneri gibi diker ve içinde kitap okumaya devem ederdik. Kitaplar guruplar halinde okunurdu. İlk kamp, tam gönlüme göre bir şey oldu. Herkes tesbihatı gürül gürül ezberledi. Talebenin bu halini gördükçe, kamplara olan ihtiyacı daha iyi hissettim; kamp düşüncemizin isabetine bir kat daha inandım.
Tesbihatın açıktan ve koro halinde yapılması o günlerden kalma bir adettir. Tabiatın bağrında ve tabiata karşı tesbihat cehri, kalb ve gönle karşı da hafi ve gizli olmalıdır, diye istidlal ediyordum
İlk kamp öylece fakirane ve gayet sade olarak ihya edildi. Gelenler de hep beğendiler. Ali Rıza Güven geldi. Kendi yanında çalışan adamları da hep gönderdi. Harem-i Şerif'in Emiri, Mahmut Mahdum da geldi. Çok beğendi. Ertesi sene yine geldi. Fakat biz kendine has urbası dikkat çeker düşüncesiyle geri çevirdik. Hacı Kemal, darıltıp gücendirmeden, münasip bir dille durumun nezaketini anlatmış, o da bize hak vererek geri dönmüştü. Hacı Ahmet Tatari de gelip de kampı sevenlerdendi.
Üç ay kadar orada kaldık. Bir gün de Mustafa Birlik'in çocukları ile Münteha Bacı geldiler. Onlara dışarıda bir çardak kurduk. Bize yemek yaptılar. Hulusi Ağabey ile Sungur Ağabey de kampa gelenlerdendi.
Kamptaki bütün işler bana bakıyordu. Ders okuturdum. Sonra da kalkar yemeklere bakardım. Bazen sütlaç da yapıyordum. Dağıtımını da yine kendim yapıyordum. Onun bile kendine bir zevki vardı. Sandalyaya oturur, kepçeyi elime alır, herkes elindeki tasıyla gelir, sıraya geçer, ben de "Bir kepçe halib, salli alel Habib" derdim. Sütlacını alan giderdi.
:(
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 16:49 |
|
|
İMANLI GENC NASIL YETISTIRILIR. |
|
|
148 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 03.08.2005
|
En Son On: 09.12.2012 - 09:54
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Disiplinli ama ruhaniyatlı insanlar yetiştirme tek gaye ve hedefimizdi. Bunun için kitapların okunması, tesbihatın gürül gürül icrası, Sünnet-i Seniyye'nin yaşanması, namazların tâ dil-i erkanla kılınması gibi hususlara dikkat ediyor; aynı zamanda onları disipline alıştırıcı bazı temrinatta bulunuyordum. Gece yürüyüşleri, gündüzleri koşular, yat-kalklar hep bu hedefe yönelikti. Bütün davranışlarda kalbî ve ruhî hayat aranıyor, ona ulaşmanın yolları araştırılıyor ve bütün bu işler bir disiplin içinde yapılıyordu.
Üç aya yakın bir müddet kampta kalacaktık. Halbuki talebelerin şevklerini her zaman zinde tutmamız gerekiyordu. Bu bir kamp için uzun sayılırdı ve kampın güzelliklerinin ülfetle kaynayıp gitmesinden endişe ediyordum. Onun için, şevki tazeleyecek yeni yeni şeyler bulmamız gerekiyordu. Çeşitli müsabakalar tertip ediyor, onları gruplara ayırıyor, bazen güreştiriyor, bazen çeşitli hedeflere koşturuyor, bazen taş attırıyor... Böylece günlerimiz şevkli ve bereketli geçiyordu...
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 16:52 |
|
|
GÜVENDAĞ DAHA YAZMA ARTIK TAMAM |
|
|
2687 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 13.08.2005
|
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
|
Cinsiyeti: -----
|
|
RİCA EDİYORUM PROVEKASYONLARA GELMEYELİM YAPACAKSAK ELEŞTİRİLERE HİZMETLE CEVAPVERİLSİN...VESSELAM
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 16:57 |
|
|
MEHMET KIRKINCI HOCANIN AGZINDDAN |
|
|
148 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 03.08.2005
|
En Son On: 09.12.2012 - 09:54
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Mehmet Kırkıncı Hocaefendi, risalelerden de dersler yapmaktadır. 1956 senesinde bir gün Fethullah Gülen'i de, kendisinin yapmış olduğu Çarşamba sohbetlerine isterse gelebileceğini söyleyerek davet eder: "1956'da tanıştık, 1966 yılına kadar beraber iman ve Kur'an'a ait hakikatleri okuduk. Bu süre içinde aramızda tatlı bir uhuvvet ve muhabbet teessüs etmişti. Onunla birlikte geçirdiğimiz zamanları tahattur ettikçe kendimi firdevsi bir saadet içerisinde hissediyorum. Hocaefendi, gençliğinde ilim ve hikmetin feyyaz bir âşığı idi. Hilkaten dürüst, halim, iffetli bir genç idi. Müşfik ve merhametli idi. Her nutku bir belagat ve fesahat şaheseriydi. Hocaefendi, bizden bin adım ileri attı. Hariçteki hizmetleri ile de milletimizin dışarıdaki itibarını artırdı. Bediüzzaman Hazretleri'nin 'Size kat'iyyen ve çok emarelerle ve kat'i kanaatimle beyan ediyorum ki, gelecek yakın bir zamanda, bu vatan, bu millet ve bu memleketteki hükümet, alem-i İslam'a ve dünyaya karşı gayet şiddetle Risale-i Nur gibi eserlere muhtaç olacak, mevcudiyetini, haysiyetini, şerefini mefahir-i tarihiyesini onun ibraziyle gösterecektir' sözüne masadak oldu."
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 16:58 |
|
|
|
148 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 03.08.2005
|
En Son On: 09.12.2012 - 09:54
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Kırkıncı Hocaefendi, devam ediyor: "Bazen cumaları müftü efendiden izin alarak herhangi bir camide vaaz ederdi Hocaefendi. Sabahtan öğleye kadar risaleden bazı yerleri ezberler, kürsüye çıkar, kekelemeden konuşurdu. Bak ben kekeliyorum ama onda kekeleme yok. İşte onları ezberleye ezberleye kendine bir hal geldi. Öyle bir hafızası var ki, 1966'ya kadar beraber bulunduğumuz her şey hafızasında. Onun vaaz ve nasihatlari en duygusuz insanı bile heyecana getirip ağlatır. Dünya zevkleri onu hiçbir zaman aldatmadı. İbadetine düşkündü, geceleri teheccüd namazını kılar ve secdeye kapanarak bu millet için dua ederdi. Dalalet ve sefahat girdabına düşen, dini ve milli seciyelerini kaybeden gençlerimiz için ağlar ve necatları için halisane niyaz ederdi. İslamiyet'in neşr ve tebliğini farz telakki eder ve bunu ifaye çalışırdı. Bu çalışmasında da muvaffak oldu. Onun en bariz meziyetlerinden birisi de vatan ve milletini çok sevmesi idi. Kendisi için değil milleti için yaşar ve düşünürdü. O nedenle, onun hizmetlerini çekemeyenler, ona karşı olanlar memleketin, milletin dostu değil. Kendisine yapılan saldırılara rağmen azim ve sebatla, sabır ve tahammülle taviz vermeden davasını takip etti. Bir gün adaletin zulme, hakkın batıla galebe edeceğine inanıyordu. Fikir ve irfanla ve neşriyatla insaniyete hizmet etmeyi gaye edinmişti. Hoşgörü sahibi idi. Muhaliflerine bile katiyyen düşman nazarı ile bakmazdı. Hakikate muhalif hiçbir menfi harekette bulunmamıştır. Yüzlerce ve binlerce gencin fazilet ve irfanına vesile olmuştur. Bu ağır vazife, genç yaşta saçlarının ağarmasına sebep olmuştur."
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 17:00 |
|
|
|
148 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 03.08.2005
|
En Son On: 09.12.2012 - 09:54
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Kırkıncı Hocaefendi, devam ediyor: "Bazen cumaları müftü efendiden izin alarak herhangi bir camide vaaz ederdi Hocaefendi. Sabahtan öğleye kadar risaleden bazı yerleri ezberler, kürsüye çıkar, kekelemeden konuşurdu. Bak ben kekeliyorum ama onda kekeleme yok. İşte onları ezberleye ezberleye kendine bir hal geldi. Öyle bir hafızası var ki, 1966'ya kadar beraber bulunduğumuz her şey hafızasında. Onun vaaz ve nasihatlari en duygusuz insanı bile heyecana getirip ağlatır. Dünya zevkleri onu hiçbir zaman aldatmadı. İbadetine düşkündü, geceleri teheccüd namazını kılar ve secdeye kapanarak bu millet için dua ederdi. Dalalet ve sefahat girdabına düşen, dini ve milli seciyelerini kaybeden gençlerimiz için ağlar ve necatları için halisane niyaz ederdi. İslamiyet'in neşr ve tebliğini farz telakki eder ve bunu ifaye çalışırdı. Bu çalışmasında da muvaffak oldu. Onun en bariz meziyetlerinden birisi de vatan ve milletini çok sevmesi idi. Kendisi için değil milleti için yaşar ve düşünürdü. O nedenle, onun hizmetlerini çekemeyenler, ona karşı olanlar memleketin, milletin dostu değil. Kendisine yapılan saldırılara rağmen azim ve sebatla, sabır ve tahammülle taviz vermeden davasını takip etti. Bir gün adaletin zulme, hakkın batıla galebe edeceğine inanıyordu. Fikir ve irfanla ve neşriyatla insaniyete hizmet etmeyi gaye edinmişti. Hoşgörü sahibi idi. Muhaliflerine bile katiyyen düşman nazarı ile bakmazdı. Hakikate muhalif hiçbir menfi harekette bulunmamıştır. Yüzlerce ve binlerce gencin fazilet ve irfanına vesile olmuştur. Bu ağır vazife, genç yaşta saçlarının ağarmasına sebep olmuştur."
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 17:03 |
|
|
|
7 Mesaj
|
|
Kayıt Tarihi: 18.11.2005
|
En Son On: 19.09.2006 - 07:25
|
Cinsiyeti: -----
|
|
guvendag kardesim
hocaefendi ve yazdıkları ancak teblig amacıyla one surulebilirler.
kendilerini ispatlama gibi bir dertleri yoktur hiç.
hele forumlarda insanların gozune sokarcasına al bak hocaefendi neler soylemis demek gereksiz bence.
selamlar
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 17:14 |
|
|
|
148 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 03.08.2005
|
En Son On: 09.12.2012 - 09:54
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
AGABEY YAZINI YENI GORDUM TAMAM DAHA YAZMIYORUM.YANLIZ ENDISENIN SEBEBINI ANLAMAK ISTERDIM.HAKKINIZI HELAL EDIN DUA EDIN INSAALLAH.ALLAH RAZI OLSUN.:(
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 17:15 |
|
|
|
148 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 03.08.2005
|
En Son On: 09.12.2012 - 09:54
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
UYARILARINIZ ICIN TESEKKUR EDERIM .ALLAH RAZI OLSUN. SIZ YETERKI ISTEYIN AGABILER BENDE DAHA YAZMIYOM.HEPINIZI COK SEVIYORUM .DUA EDIN INSAALLAH.
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 17:17 |
|
|
|
2687 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 13.08.2005
|
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
|
Cinsiyeti: -----
|
|
SADECE SAKINCALI OLMAYA BAŞLADI HELAL ET HAKKINI
|
Ekleme Tarihi: 22.11.2005 - 17:19 |
|
|
|
65 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 01.06.2006
|
En Son On: 05.11.2006 - 17:27
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Fethullah Gulen gibi bizden gorunup gencligin imanini calan,kufru hosgoren basortusune teferruat diyen.hiristiyanl;arda sehit olabilir diyen, amentunun sartlarini ikiye indiren bir sahsi burda ovmeyiniz .gittiginiz olu gozden geciriniz bu yol zamanin bedisi muceddidi bediuzzaman hazretlerinin yolundan cikmistir.Sizde helak olan 72 firka icine girmeyin.Fethullah guleni iyi inceleyin kulaktan dolma bilgilerle arkasina dusmeyin
|
Ekleme Tarihi: 05.06.2006 - 23:29 |
|
|
|
2687 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 13.08.2005
|
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
|
Cinsiyeti: -----
|
|
|
Ekleme Tarihi: 06.06.2006 - 09:43 |
|
|
|
2687 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 13.08.2005
|
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
|
Cinsiyeti: -----
|
|
goncalas kardesim
terbiyeye davet ediyorum terbiyeye nezakete haydi kardesim
fethullah gulen arkadaslar
mubarek bir insandir artik dil uzatmayin sebebi islamin güzelligidir o sahsiyetler
|
Ekleme Tarihi: 06.06.2006 - 09:45 |
|
|
|
1942 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 13.04.2003
|
En Son On: 27.01.2007 - 01:21
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
KENDİNİ BIRAKIP, BAŞKASI HAKKINDA KÖTÜ YORUM YAPANDAN DAHA ZAVALLI BİRİNE RASTLAYAMAZSINIZ UTANIYORUM
|
Ekleme Tarihi: 06.06.2006 - 10:51 |
|
|
|
179 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 15.04.2006
|
En Son On: 14.10.2009 - 11:39
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Sayın Fethullah Güleni çok severim. Tüm cemaatleri çok seviyorum. Pek çoğuna ziyaaret maksadıyla gidilmeli, sohbetleri dinlenmeldir. Sanıyorum ki, büyüklerimize dil uzatılıp iftira atılyor. Konuşulan bu sözlerin aynısını TV'dan kendi sesinden dinlemedikçe tüm büyük insanlar hakkında konuşuşlanları iftira olarak değerlendireceğim. Gazetelerde yazılanların bir kısmı yalanda olabilir.
|
Ekleme Tarihi: 06.06.2006 - 11:02 |
|
|
ÖZÜR DİLİYEREK BİR ŞEY SORMAK İSTİYORUM.. |
|
|
58 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 26.10.2005
|
En Son On: 02.01.2011 - 13:25
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
KENDİNİ BIRAKIP, BAŞKASI HAKKINDA KÖTÜ YORUM YAPANDAN DAHA ZAVALLI BİRİNE RASTLAYAMAZSINIZ UTANIYORUM
BİLİYORUM HADDİM DEĞİL KALKIPTA BİRİLERİNİ YERMEK AMA NE OLUR SÖYLEYİN BANA KUR'AN-I AZİM-ÜŞŞANIN EMRETTİĞĞİ BİR ŞEYİ NASIL OLURDA BİR ALİM TEFERRUAT DER ŞUAN ÜNİVERSİTEDEYİM ETRAFIMDA OKULUN BAHÇESİNE GELİP BAŞINI ACAN O KADAR KIZ KARDEŞİM VARKİ İÇİM YANI YOR
ALLAH RIZASI İÇİN CEVAP
|
Ekleme Tarihi: 06.06.2006 - 11:04 |
|
|
|
2687 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 13.08.2005
|
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
|
Cinsiyeti: -----
|
|
ARKADASLAR TEFERRUATLA ALAKALI BANA CD YI CIKARIN BUGUNDEN ITIBAREN BURADA ISTIFA EDIYORUM ANCAK RABBIMIN ADINA YEMIN EDIYORUM
VE BURADA GAZETE HABERLERINDEN DEGIL
ORADAN BURADAN DEGIL DELIL GETIRIN ART NIYETI BIRAKALIM
BEN CEVABIMI SADECE VE ASDECE HOCAMIN SAHSINDA BUTUN HIZMETIN HAKKINDA ARTNIYET TASINDIGI KANAATINDEYIM SOOZUM BURADAKILERE DEGIL SADECE BUTUN KARDESLERIME
SADECE VE SADECE ALLAH DOSTLARINI KARALAMANIZA IMANIMIN GEREGI HAZMEDEMIYORUM ARKADASLAR KIM OLURSA OLSUN
KIM:::ONEMLI OLAN BU
|
Ekleme Tarihi: 06.06.2006 - 11:09 |
|
|
|
58 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 26.10.2005
|
En Son On: 02.01.2011 - 13:25
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
NurBahcesi
hakkını helal et kardeşim ne demek istedğini anlamadım. ben sadece basit bir soru sordum.
baş örtüsü teferruat değil
okulun önüne gelip başını açmak aceba nisa süresindeki ayete ne kadar uyuyor?????????????????????????????
sadece cevap istiyorum. 6666 ayetten bir tekini bile inkar nelere sebeb olur biliyor musun????
|
Ekleme Tarihi: 06.06.2006 - 11:15 |
|
|
|
2687 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 13.08.2005
|
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
|
Cinsiyeti: -----
|
|
USTADIM CEVABIM SIZE DEGIL HELAL OLSUN TABII
BURADA COK YAZILDI IFADELERDE IZAH ETTIM ONEMLI OLAN CEMAAT DEGIL
ALLAHIM KONUSACAK O KADAR MEVZU VAR KI
O KADAR SAGLAM KALELERLE UGRASMAK BENI ÜZUYOR
Bu mesaj 1 kez ve en son NurBahcesi tarafından 06.06.2006 - 11:18 tarihinde değiştirilmiştir.
|
Ekleme Tarihi: 06.06.2006 - 11:17 |
|
|
|
179 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 15.04.2006
|
En Son On: 14.10.2009 - 11:39
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Alıntı Orijınalı NurBahcesiARKADASLAR TEFERRUATLA ALAKALI BANA CD YI CIKARIN BUGUNDEN ITIBAREN BURADA ISTIFA EDIYORUM ANCAK RABBIMIN ADINA YEMIN EDIYORUM |
Eğer ki Sayın Fethullah Gülen hocamın başörtüsüne teferruat dediğini kendi ağzından bunu söylediğini bana ispat ederseniz, istifa edeceğim. Gazete yaıları olmaz; çünkü eklemeler yapılıyor. Kendi ses ve görüntüsü ile bu sözü söylediğini ispatlayın demek istiyor!
Doğrusu da bu.
Belki iftira atılıyordur. Tam manasıyla görene kadar Hüsnü-zan edelim dostlarım.
|
Ekleme Tarihi: 06.06.2006 - 11:24 |
|
|
|
58 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 26.10.2005
|
En Son On: 02.01.2011 - 13:25
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
üstadlık sizin gibi değerli insanlar var iken bizim gibi güahkarlara düşmez
ama üniv. hergün o görüntüyü görmem beni bitiriyor.
sonuç olarak ben de nurcularda kalıyorum ama bu konuda muzdaribim. selametle
not: hatalarım için özür diliyerek hakkızı helal etmeniz istiyorum
|
Ekleme Tarihi: 06.06.2006 - 11:27 |
|
|
|
2687 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 13.08.2005
|
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
|
Cinsiyeti: -----
|
|
KIM OLURSA OLSUN
BATISINDAN DOGUSUNA
KUZEYINDEN GUNEYINE
HERKES HUCURAT SURESINE DAYANILARAK IFADE EDIYORUM
BIR ZAMANLAR ADIYAMANCI SEVMEM BU IFADELERI MAZUR GORUN
KARDESLERIM
BIR ZAMANLAR SULEYMAN--CI KARDESLERIM
MAHMUT HOCAMIN CEMAATI
KIM OLURSA OLSUN
KABUL GORMUS INSANLARIN HAKKINDA HALK DILINDE YAKISIKSIZSIZ
IFADELER KULLANILABILIR
BEN HEPSINE ÜZULUYORUM
HANI BIZ KARDESTIK
HANI KIMSEYE DIL UZATMAYACAKTIK SABAH ACTIM MESELA BIR KARDESIM
CEMAATLERE DIL UZATIYOR
DIGERI SALAVATI SERIFE DAGITIRKEN BIRAK ÖLSUN DIYOR NASIL OLSA ECEL GELECEKMIS
NE YAKISIKSIZ IFADELER ALLAHIM BIZLERE HEPIMIZE AHLAKI KURANIYE NASIP EYLE
MUBAREK HAKKIMI HELAL EDERIM ANCAK O MUBAREKLER DE VAR DUSUNELIM DUSUNELIM
Bu mesaj 1 kez ve en son NurBahcesi tarafından 06.06.2006 - 11:32 tarihinde değiştirilmiştir.
|
Ekleme Tarihi: 06.06.2006 - 11:31 |
|
|
|
11 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 15.07.2006
|
En Son On: 01.08.2006 - 16:47
|
Cinsiyeti: -----
|
|
Alıntı Orijınalı bayraklilar
Fethullah Gulen gibi bizden gorunup gencligin imanini calan,kufru hosgoren basortusune teferruat diyen.hiristiyanl;arda sehit olabilir diyen, amentunun sartlarini ikiye indiren bir sahsi burda ovmeyiniz .gittiginiz olu gozden geciriniz bu yol zamanin bedisi muceddidi bediuzzaman hazretlerinin yolundan cikmistir.Sizde helak olan 72 firka icine girmeyin.Fethullah guleni iyi inceleyin kulaktan dolma bilgilerle arkasina dusmeyin |
Kardeşim inş. yazıyı bilgisizlikten dolayı yazmışsındır,Hocaefendi teferruat dememiştir,prizma adlı eserde "furuat" olarak değerlendirmiştir Ehli sünnet itikadına uygudur
http://www.ravda.net/rf/include.php?path=forum/showthread.php&threadid=44147
Hristiyanlara şehit diyen ve amentüde ittifakımız var diyen bu konuyu kafanda çözmen için önce fıkhı öğrenmen gerek,ayrıca bu konudaki görüşler Hocaefendi ile Yeryüzüne gelmemiştir,Bediüzzaman Said Nursi Hz. ilede gelmemiştir,Ehli sünnet İmamlarının hepsi bu çizgide İçtihad yapmışlardır,Sanki din dışı bir şeymiş Ehli sünnet itikadına ters bişeymiş gibi lanse edilmesi binlerce insanı zan altına sokuyor...
http://www.gencadam.net/
http://www.cevaplar.org/
adlı sitelerde istediğin soruya cevap veriyorlar,gerçekten öğrenmek istiyorsan kafana takılanları sorabilirsin
İslam adına yapılan hizmetleri alkışlamamız gerekirken bu tarz tutum ve davranışlar,Mümin olarak tanımladığımız karaktere uymuyor
vesselam
|
Ekleme Tarihi: 29.07.2006 - 23:56 |
|
|
|
12 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 17.04.2006
|
En Son On: 01.08.2006 - 16:11
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
benim yaşamda etkilenebileceğim hiç kimse ve hiç bir şey yok.yaşım henüz genç,buna ragmen hayatta çok şey gördüm,yaşadım,tattım.çokta acılar cektim,biz sıradan inanlar güçlülerin ve karar vericilerin insafında sağa sola savrulan yapraklar gibiyiz.eğer o yaprak kendini besleyecek iklim ve sığınak bulamazsa ufalanıp,dağılmaması işten bile değil.toplum denen yaratık birbirinden farklı kabul edilen kanatsız çekirge sürüsü, entellektüel yargılar, ruhsal algı yöntemlerinin bileşiminden çok kabullenmeler ve koşullanmalarla kuşanmış düşman, kıllı ve korkunç ve başedilmez, sıradanlığın muhafızı bu toplum tarafından ezildim,sıkıldım adate imanım alındı yerine kuru ideal ve duygular konuldu.taki Fethullah Gülen hocaefendiyi tanıyana keşfedene kadar.henüz nefismi tezyike edebilecek hiç bir oluşumu elde edebilmiş değielim,ama hocaefendi idol u beni o yöne tetiklemekte ve ruhumu adate özdeşleştirmekte.Allah ondan yüzbinkere razı olsun.eğer değerler anlaşılmıyacaksa herkes bu dünyada nasıl adalet,hak ve güç hakkını kendinde bulabilir ve isteyebilir.araştırın,büyük bir içtenlikle tanımaya çalışın.tanımayıp korkmak kötüdür. tanıdıktan sonra fikrimiz değişir diye korkan fikrine güvenmemektedir. yok ben bozulmam ama başkası bozulur diye düşünen idealist değildir. tembeldir. ben yapamıyorum bari eleştireyim diyenler,önce kendi inanç sistem ve değer dokularını tartsınlar.
|
Ekleme Tarihi: 30.07.2006 - 10:44 |
|
|
|
88 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 11.08.2006
|
En Son On: 17.11.2009 - 10:02
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
dinler arası diyologu o icat etmedimi?
|
Ekleme Tarihi: 22.08.2006 - 18:59 |
|
|
|
2687 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 13.08.2005
|
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
|
Cinsiyeti: -----
|
|
saldirmaktan öte baska isiniz yok mu hicbirinizin
oturun tesbihinizi cekin en iyisidir
dügmeye mi bastiniz bir yerlerden...
siz ilim adina mi konusursunuz
yoksa is olsun diye mi
meseleniz ne kimsiniz
tarikat ve tasavvuf ehli bu mevzularla ilgilenmez ama hakiki tarikat ehli--
siz ravdada gercek ravdaciya yakisir sekilde olamazmisiniz
geride kalan cok cok eski konulari hemde tarismaya acik degil fitneye mehal vermek icin yaziyorsunuz
yazik yazik yazik...
Bu mesaj 1 kez ve en son mesveret tarafından 22.08.2006 - 19:05 tarihinde değiştirilmiştir.
|
Ekleme Tarihi: 22.08.2006 - 19:05 |
|
|
|
1613 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 09.07.2006
|
En Son On: 12.03.2007 - 11:46
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
SELAMUN ALEYKUM ARKADASLAR FAZLA BIRSEY YAZMIYACAM AMA BENI HOCAEFENDI HAKKINDA YAZDIKLARINIZ COK UZDU YAZIK KESKE HOCA EFENDI GIBI DUNYADA 20 TANE DAHA OLSAYDI O ZAMAN DUNYA HUZUR VE BARIS ICINDE OLURDU YAZIK KIYMETINI BILMEYENLERE
|
Ekleme Tarihi: 22.08.2006 - 19:30 |
|
|
|
2683 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 24.09.2003
|
En Son On: 20.01.2007 - 12:07
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
Alıntı Orijınalı utaniyorum
KENDİNİ BIRAKIP, BAŞKASI HAKKINDA KÖTÜ YORUM YAPANDAN DAHA ZAVALLI BİRİNE RASTLAYAMAZSINIZ UTANIYORUM |
Ne güzel bir söz değilmi ?
|
Ekleme Tarihi: 22.08.2006 - 19:58 |
|
|
|
139 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 26.10.2005
|
En Son On: 27.07.2007 - 15:19
|
Cinsiyeti: Bayan
|
|
Ben bir garib ü âvâre,
Oldu kalbim pâre pâre,
Tutuldum o gülizâre
Arz eyleyin bunu yâre.
Dîvâne etti beni,
Böyle ağlattı beni.
Bilmez oldum sağ u solum,
Yitirmişim doğru yolum;
Gece-gündüz hep melûlum,
Bir bîçâre zayıf kulum..
Dîvâne etti beni,
Böyle ağlattı beni.
Gönül yaslı, gözler çağlar,
Bu hasret sînemi dağlar,
Kederli bahçeler bağlar;
İnliyor âhımla dağlar..
Perişân etti beni,
Böyle ağlattı beni.
Hayâl uçarken mestâne,
Uğradı yol gülistâne,
Ravza namlı bağistâne;
Sığmaz dünyada destâne…
Perişân etti beni,
Böyle ağlattı beni.
Bozup attı her fendimi,
Bilmez oldum ben kendimi;
Nâm u nişânı, erdemi
Mecnûnların budur demi..
Dîvâne etti beni,
Böyle ağlattı beni.
keske bizlerde onun gibi olabilsek:(
|
Ekleme Tarihi: 22.08.2006 - 20:00 |
|