0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » K İ T A P / K Ü L T Ü R / S A N A T » KİTAP & DERGİ » DİRİLER KABRİ

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 14 mesaj mevcut
Ekleyen
Mesaj
ebu_hanzala su an offline ebu_hanzala  
DİRİLER KABRİ

395 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 26.12.2007
En Son On: 14.06.2008 - 17:49
Cinsiyeti: Erkek 
Küçük Bir Yanlışlık


"Şu balkon fena değil" diye geçirdi içinden. Kolayca tırmanabilirdi. Balkona açılan kapıyı açmak ise çok kolaydı. Çelik kapılarla uğraşmanın alemi yoktu. Akşama ke­şif için küçük bir tur, yeterli olacaktı.

Zengin bir semtte dolaşıyordu genç adam. Dikkat çek­mesin diye kıyafetine oldukça Özen göstermişti. Bu semtin birçok sakini akşam yemeği için dışarı çıkıyor, gece geç saat­lerde dönüyorlardı. Bu, bir hırsız için bulunmaz fırsattı.

"Fırsatları değerlendirmek gerekir" diye düşündü Ve­dat. Sanatını iyi icra ettiğine inanıyordu. Her şeyi hesaba kat­maya çalışıyor, olabilecek muhtemel aksiliklerin önlemini al­maya özen gösteriyordu. Yine de hiç umulmadık risklerle, sürprizlerle karşılaşmak her zaman mümkündü. Aslında za­ten mesleğin bizzat kendisi oldukça riskliydi. Birkaç kez en­selenmiş ve bir sefer iki ay kadar cezaevinde kalmıştı. Ceza­evi uzmanlaşma sürecine katkıda bulunduğu için iyi gelmiş­ti. Artık daha dikkatli, daha planlıydı. Ama şehrin polisi,

onu fişlemişti bir kere. Sanatını icra etmek için mekan değiştirmesi kanaatine varmış ve büyük şehre gelmişti. Burada kimse onu tanımıyordu.

"Çalışmak benim ruhuma aykırı" diye geçirdi için­den. "Ailem ısrarla bir işe girmemi istiyor."

Kibirli bir gülümseme yayıldı yüzüne. Gururla baktı ellerine. Kendisinde bu maharet varken ne diye çalışacaktı. "Varsın birileri çalışsın." Bu, aslında dünyanın kanunuydu. Tabii ki birileri çalışacak, birileri de yiyecekti. Herkes aynı oranda akıllı değildi. Zaten dünyada kerizler olmazsa akıl­lılar nasıl ekmek yiyecekti? Hem mesele bu kadar basit de değildi. Bu işleyiş dünya boyutunda bir şeydi. Bir çok ülke çalışıyor, ancak birkaç ülke rahat ve konfor içinde yaşıyor­du. Kimsenin de buna tepki gösterdiği yoktu. Demek ki ka­nun buydu.

"Hele bir akşam olsun" dedi içinden. Her zamanki gi­bi keyifli bir heyecan sardı bedenini. Son kez baktı çevresine. Cebindeki sigara paketlerinden en kalitelisinden bir si­gara çıkarıp yaktı. Sokağı terk ederken akşama kadar orta­lıkta görünmenin sakıncalı olacağını düşünüyordu.

Zaman su gibi geçti bilardo salonunda. Göz attığında, saatinin akrebi sekizin üzerine gelmek üzereydi. Kendinden emin hareketlerle çıktı salondan. Elinde tuttuğu otuz üçlü teşbihi cebine yerleştirdi. Gökte bir parça bile bulutun olmadığı hoş bir bahar akşamı başlıyordu. Derin birkaç so­lukla, temiz havayı çekti ciğerlerine. Sakin adımlarla yürü­meye başladı.

Sokak sakindi. Birkaç dakikada bir geçip giden araba­lardan başka sessizliği bozan bir şey yoktu. Tespit ettiği evleri birer birer gözetlemeye başladı. İlk evin ışıkları yanıyordu. Yoluna devam etti Vedat. İkinci evin ışıkları kapalıydı. Üç katlı, bahçeli, lüks bir binanın üçüncü katıydı bu. Bahçe­ye yaklaştığında bir köpeğin havlama sesiyle irkildi. He­men uzaklaştı bahçeden. Yoluna devam etme kararı aldı. Keskin dişlerini göstererek hırlayan bir kurt köpeğinin ona hiçte dostça davranmayacağı belliydi. Bekçi köpekleri bü­yük tehlikeydi onun mesleği için. Aslında köpekleri saf dışı etmenin bazı yollarını öğrenmişti," ama belaya bulaşmanın gereği yoktu. Böyle girişimlerde her an işlerin ters gitme ih­timali söz konusuydu.

Sokağın sonlarına varırken umutları söner gibi oldu. Tam "şansımı başka yerde deneyeyim" diye düşünürken gözüne bir bina daha ilişti. İkinci ve üçüncü katlarda üst üs­te iki dairenin lambaları sönüktü. Üçüncü-kattaki dairede şansını deneyecekti.

Usulca süzüldü bahçe kapısından. Bahçede köpek bulunduğuna dair bir emare yoktu. "Şansım iyi gidiyor" dedi içinden. Binaya yaklaştı. Bir iki silkinip el-ayak bilek­lerini hareket ettirdi. Binanın dış kapısı kapalıydı. Bunun Vedat için bir önemi yoktu. Çünkü onun zaten kapıyı kul­lanmaya niyeti yoktu.

Balkonun parmaklıklarına tutunup kendisini yukarı doğru çekti. Sessizliğe azami özeni gösteriyordu. Birinci kattakiler işitmesin diye biraz da acele ile ikinci katın balkonuna tırmandı. Akrobatik hareketlerle parmaklığın üzerine çıkıp üst balkonun saçaklarını tutu. Üçüncü kata çıkması da kolay oldu. Bir dakikanın sonunda üçüncü katın balkonun­da nefesleniyordu. Sürat ve yeteneğiyle gurur duyuyordu.

Kapıya yanaştı. Dikkatle dinledi içeriyi, kimse yoktu. Kapı kolunu çevirince güldü içinden, "Şanslı günümdeyim". Ka­pı kilitli değildi. Gerçi kilitli olsaydı da pek bir şey fark et­mezdi. Bu tür kilitleri açmak Vedat'ın en fazla iki dakikası­nı alıyordu.

Kapı salona açılıyordu. İçeri girdiğinde gözleri ka­ranlığa alışsın diye bir süre durdu. Sonra süratle girişti işe. Kısa bir aramadan sonra evin yatak odasını buldu. Yükte hafif, pahada ağır şeyler, genellikle bu odalarda bulunurdu. Dikkatle çekmeceleri karıştırmaya başladı. Olabildiğince ortalığı dağıtmamaya özen gösteriyordu. Ortalık dağınıksa ev sahipleri hemen hırsızlığın farkına varırlardı. Ama dağı­nıklık göze çarpmıyorsa uyanmaları uzun sürebiliyordu.

Aramalar sonuçsuz kaldıkça öfkelenmeye başladı Ve­dat. Her yeri aradığına kanaat edince bir sıkıntı kapladı kendisini. Bir şey bulamamıştı. Bir daha baştan itibaren gözden geçirmeye başladı aradığı yerleri. Canı sıkıldığı için tedbiri elden bırakmış, çekmeceleri boşaltmaya başlamıştı. Makyaj malzemelerinin bulunduğu tuvalet aynasının altın­daki ilk çekmecede bir anormallik olduğunu fark etti. Çek­mecenin dibi oynuyordu. Eliyle dibini ve yanlarını kontrol edince ek bir bölüm olduğunu anladı. Yan tarafa açılan kü­çük gizli bir çekmece daha... "Zekice bir düşünce" dedi içinden. Ama işte kendisinden kaçmıyordu. Çekmeceyi aç­tığında gözleri parladı. İki künye, iki kolye, yüzükler, küpe­ler hiç de fena değildi kendisi için. Cebinden çıkardığı po­şete Özenle yerleştirdi mücevherleri. Aynı özenle poşeti kat­layıp cebine koydu. Daha fazla aramasına gerek olmadığını düşündü. Odayı olduğu gibi bırakıp salona geçti. "Bir göz atmakta fayda var" diye geçirdi içinden. Dış kapının Önün­den gelen sesler, yüreğini hoplattı. Tehlikeli bir durum orta­ya çıkabilirdi. "Belki başka daireye gidecekler" düşüncesiy­le teselli olmaya çalıştı. Kapını zili, kanarya sesiyle ötmeye başlayınca irkildi Vedat. Hızla balkona koştu. Zili çalan ev sahibi olamazdı, ama yine de beklemek riskliydi. Balkonda derin birkaç soluk alıp, sakinleşmeye çalıştı. Geldiği şekilde aşağı inecekti: Etrafı gözleriyle dikkatle süzdü. Parmaklığa tutunup aşağı inmeye başladı. İkinci katın parmaklığına in­mek üzereyken, bir ses duydu. Gerçek miydi acaba? Kalbi hızla atmaya başladı. Hayır, kulakları yanlış duymuyordu. Polis araçlarının siren sesiydi duyduğu ve bu ses hızla yak­laşıyordu. Vedat, dondu kaldı öylece. Toparlanmaya çalıştı sonra. Ama tedbir ve soğukkanlılık yoktu artık davranışla­rında. Ayağını parmaklık demirine basıp ikinci katın balko­nuna inecekti, fakat kaygan bir yere basmıştı. Ellerini bırak­tığında bir ayağı da boşluğa düştüğünden dengesini kay­betti. Can havliyle saçağı tutmaya çalıştı, ama onu da başa­ramadı. Aşağı düştü. Düştüğü yerde zemin topraktı, ama kafasını alt katın saçağına çarptığı için kendinden geçti.

Ekleme Tarihi: 13.03.2008 - 15:36
Bu mesajı bildir   ebu_hanzala üyenin diğer mesajları ebu_hanzala`in Profili ebu_hanzala Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Forum Düzeni - imzaları göster
önceki konu   sonraki konu

Mesajlar Ekleyen Tarih
 DİRİLER KABRİ
ebu_hanzala 13.03.2008 - 15:36
 DİRİLER KABRİ
ebu_hanzala 13.03.2008 - 15:37
 DİRİLER KABRİ
ebu_hanzala 13.03.2008 - 15:40
 DİRİLER KABRİ
ebu_hanzala 13.03.2008 - 15:42
 DİRİLER KABRİ
ebu_hanzala 13.03.2008 - 15:43
 DİRİLER KABRİ
ebu_hanzala 13.03.2008 - 15:45
 DİRİLER KABRİ
ebu_hanzala 13.03.2008 - 15:46
 DİRİLER KABRİ
ebu_hanzala 13.03.2008 - 15:48
 şapka ve işkence
ebu_hanzala 13.03.2008 - 15:50
 Allah Bize Yeter
ebu_hanzala 13.03.2008 - 15:52
 ölüm daha güzeldir
ebu_hanzala 13.03.2008 - 15:54
 hangisi daha zararlı???
ebu_hanzala 13.03.2008 - 15:55
 Diriler Kabri (Günlük'ten)
ebu_hanzala 13.03.2008 - 15:57
 Ayak Sesleri
ebu_hanzala 13.03.2008 - 15:58

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1445 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
sema35 (54), ylmz74 (50), nurum94 (85), fatihg (30), hudaperest (35), mesut63 (61), bounburak (40), kördüðüm02.. (40), rifat erdem (56), s.uguz (22), berkecan (47), akatis (44), YKAKBABA (47), AnaChry (39), Zuehtue (), katremelek (46), BasriXX (44), xxLeylaxx (37), Ihlas84 (40), Abdurrahman H. (45), ensar1 (59), Kari al abdussa.. (36), Karer_M (38), faruk134 (59), m.metin (54), ybayar99 (57), KubraNur (44)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.71025 saniyede açıldı