0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » TERÖRİZM VE MÜSLÜMANLAR

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
TERÖRİZM VE MÜSLÜMANLAR

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
TERÖRİZM VE MÜSLÜMANLAR

Bir dostum internet’e şöyle bir not düşmüş: “Tarihi savaşı kazananlar yazar... Yorumunu da onlar yapar...” Terörizme bulaşanlar, devlet terörü ile dünyayı kana bulayanlar, dünyanın çeşitli bölgelerinde terörist gruplar meydana getirmek suretiyle kanlı eylemler yapanlar ne yazık ki, terörü de, teröristi de kendileri belirliyorlar. Yani kendi vasıf ve suçlarını zulmettikeri insanlara yüklemek suretiyle işlemiş oldukları “terör suçu”ndan kurtulma yoluna gidiyorlar. Sanki onların bütün yaptıklarının ne olduğunu kimse anlamıyormuş gibi bir serbestliğe ve insancıl bir edaya sahipler.
Kendi süflî emelleri uğruna gözlerine kestirdikleri devletleri çökertmek, ya da güçsüz ve kendilerine bağımlı hale getirmek için terör estiren devletler...
Yine başka devletleri işgal etmek için önce halkını terörist ilan edip sonrada o insanların vatanlarını işgal eden devletler...
Demokrasi ve hürriyet götürme yalanı ile devletleri işgal eden ve işgal ettikleri toprakları kan, gözyaşı ve zulüm yuvası haline getiren devletler...
Piyon diktatörler vasıtası ile önce halklara zulmedenler, sonra da o ülkelerin halklarını zalim idarecilerden kurtarma adı altında birçok devleti işgal edenler...
Kendi kirli emelleri uğruna dünyayı kana bulayanlar ve her türlü zulmü insanlara reva görenler kendi teröristliklerini unutuyor, zulme, işkenceye, ve ölüme tabi tuttukları mazlumların kendilerini ve vatanlarını savunma haklarını kullanmalarını normal karşılayamıyorlar. Mazlum insanların kendilerini savunma hareketine “terörizm” ve o insanlara da “terörist” adını veriyorlar.
Bu katiller, yani devlet terörü ile dünyaya kan kusturanlar, utanmadan sıkılmadan insanların gözlerinin içine baka baka yalan söylemekten de çekinmiyorlar.

Müslümanlar Terörist mi?
Katil Dünya’nın gözünde bütün “müslümanlar terörist”tir(!) Sam Amcaları emredince, borazancıları hep bir ağızdan işte böyle bağırdılar. “Müslümanlar terörist”tir(!) Bir de buna uşaklar, reklamcılar ve satılık kalemler eklenince kendileri bile bu uydurdukları yalana inanır hale geldiler, ama; unuttukları bir şey vardı ortada. O zalimlerin kendi planlarına karşılık Allah Teâlâ’nın binlerce planının olduğunu hesaba katamadılar. Sonra ne kadar hesaba katmasalar da “Öyleyse dünya hayatına karşılık ahireti satın alanlar Allah yolunda savaşsınlar; kim Allah yolunda savaşırken öldürülür ya da galip gelirse ona büyük bir ecir vereceğiz (Nisa Suresi, Ayet 74) ilahi hüküm gereği Allah yolunda kendilerini savunan müslümanlar vardı. Katillerin oyunları bozuldu, ama; mazlumlar tek vücut olup işgalcileri vatanlarından sürüp çıkarma harekatına henüz girişemediler. Müslümanların savaşı bölge savunmalarından öteye gitmemesi için bir yanda işgalciler, öbür yanda ise Müslümanları idare edenler ve işbirlikçiler vargüçleri ile çalışıyorlar. En büyük silahları ise mazlumu suçlu göstermek.

Bu nasıl bir anlayış ki, devlet terörü uygulayanlar benim vatanıma saldıracak, ben kendimi savunmayacağım; savunmaya geçtiğim zamanda “terörist” ilan edileceğim.

Sevsinler bu modern dünyanın (!) modern anlayışlarını...

Bütün dünyayı karşıma alıyor ve soruyorum:

Müslümanlar hangi ülkeyi işgal ettiler ki, terörist ilan edildiler?

Müslümanlar hangi milleti soykırıma tabi tuttular ki, terörist ilan edildiler?

Müslümanlar hangi milletin kadınlarına tecavüz ettiler ki, terörist ilan edildiler?

Müslümanlar hangi milletin kanını akıttılar ki, terörist ilan edildiler?

Müslümanlar hangi milleti esaret altına aldılar ki, terörist ilan edildiler?

Müslümanlar terörist değilse; 11 Eylül Dünya Ticaret Merkezi saldırısı ne?.. Ya El-Kaide... Ya diğerleri...” gibi homurtuları duyar gibiyim. Bu homurtularla müslümanların ve diğer dünya milletlerinin beyinlerini kemirenler, hakikati bildikleri halde hem korku, hem düşmanlık, hem de suçüstü olmalarının verdiği hırçınlık nedeniyle hep aynı borazanı öttürmeye devam ediyorlar.

Bush’un ve batı dünyasının yaptıklarını artık beşikteki bebekler bile biliyorlar. Fakat kraldan daha kral, hırsızdan daha hırsız, namussuzdan daha namussuz olanlar, bu katillere hizmet için olayların faillerinden daha da inat bir eda ile gerçekleri saklamakla hakikati ters yüz edeceklerini sanıyorlar.

Bilgi çağına damgasını vuran internet ile artık gizli kalan, raflarda tozlanmaya terkedilen hiçbir şey yok. Bugün, iki ayağı üzerinde yürümesini başaran herhangibir ferde ulaşmadan sansür edilemiyorsa veya silahlarla ve kanunlarla insanların yolu kesilemiyorsa, bilginin insanlara ulaşmasına başka türlü engel olamıyorlar.

Bush’un ABD halkını ve dünyayı nasıl kandırdığını, bütün İslam Alemi’ni işgal kararının ilk adımı olan Afganistan ve Irak’ın işgalini gerçekleştirebilmek için hangi yalan ve hilelere başvurduğunu öğrenmek, artık size bir tuşa basmak kadar yakındır. Yok ben onu arayacak kadar zamana sahip değilim diyorsanız, size daha basit bir yol gösterbilirim.

Arama motorlarından birine ingilizce olarak “Loose Change” diye yazın. Karşınıza ABD’nin ve batı dünyasının gerçek yüzlerini gösteren bir belgesel çıkacaktır.Bu belgeselde katiller ve zalimlerin 11 Eylül ve daha öncesinde neler yaptıklarını birbir göreceksiniz.

İnsanlıktan nasip alamadıkları için katilleri mazur görmek belki düşünülebilir, ama; insan olmalarının bilincinde olanlar neden susuyorlar? Neden seslerini yükseltip, katillere kim olduklarını hatırlatma görevini yapmıyor, zalimlere dur demiyorlar?

Müslümanları yönetme iddiasında olanlar... Alim olduklarını söyleyenler... Müslümanların önderleri makamında olanlar... Yazarlar, çizerler... Medyada arz-ı endamedenler neden gerçekleri söylemek yerine geyik muhabbeti ile zaman öldürüyorlar ki?

Allah Teâlâ’nın son Peygamberi Muhammed Aleyhi-s Selam Efendimizin emrettiği gibi; Bizler bir kötülük gördüğümüzde onu elimizle düzeltmemiz gerekiyor, onu yapamayacaksak dilimiz ile düzeltmemiz gerekiyor. Onu da yapamazsak, kalbimizle o kötülüğe ve o kötülüğü yapanlara düşman olmamız gerekiyor. Bu da imanın en zayıfıdır.

Zalimlere karşı kalbimizden düşmanlık beslememiz, mazlumlara karşı dostluk tohumlarının yeşermesine yol açacaktır. Bu mazlumlar birde müslüman olunca, durum daha da önemli bir sorumluluğu gerektirir. Yani “Müslümanlar ancak kardeştir” ilahi emrin gereği müslüman bir beldeye saldırılmasını kendimize yapılmış bir saldırı olarak görmemiz gerekir.

Fakat bu durumu bilen Allah Düşmanları, bizim topraklarımızdan işgal edebildikleri kadarını işgal etmiş ve kendi idareleri altına almışlar. Geri kalan topraklarımızı da 60 kadar devlete bölmüşler ve başlarına geçirdikleri satılık idarecilerin elleri ile kendilerine hizmet ettirme yolunu seçmişlerdir. Tahakküm altına girmeyenleri vatanlarını çalarak, katlederek, zulmederek hizaya getirmeyi tercih etmişlerdir.

Şu manzaraya bir bakın:

Vatanları işgal edilen müslümanlar... Soykırıma tabi tutlan müslümanlar... Tecavüze uğrayanlar müslümanlar... Kanları akıtılanlar müslümanlar... Esaret altına alınanlar müslümanlar... Malları çalınanlar müslümanlar, ama; terörist ilan edilenler yine müslümanlardır.

Katil ABD, yanına kendisi gibi katilleri de toplayarak onbinlerce kilometre uzaktaki Afganistan’ı işgal edecek, ama; kendileri terörist değil de, topraklarını işgal ettikleri, her türlü zulmü ve aşağılıkları yaptıkları Afgan halkını terörist ilan edecekler.

Yine aynı katiller, bu kez Irak’ı işgal edecek, taş tüstünde taş, gövde üstünde baş koymayacaklar, ama; Irak halkını terörist ilan edeceklerdir.

Yıllar önce bir müftünün keçisi çalınmış, ama; ertesi gün bir gazete, “Müftü keçi çaldı” diye başlık atmıştı. Vatanları çalınan Müslümanlar, keçisi çalınan müftü kadar mazlum oldukları halde, kendilerini savunmaya kalktıkları için “terörist” ilan ediliyorlar. Dostumun “Tarihi savaşı kazananlar yazar... Yorumunu da onlar yapar...” dediği gibi, Teröristliği yapanlar onlar... Mazlum insanları terörist edenlerse yine onlar...

Terörist İlan Edilmemek İçin Ne Yapmalı?

Vatanları, emekleri, yeraltı ve yerüstü kaynakları çalınmış olan Müslümanlar ve diğer milletler “terörist” damgası yememeleri için ne yapmalılar?

Vatanları işgal edildiğinde işgalcileri güllerle karşılasalar...

Soykırıma tabi tutulduklarında katillere bu hizmetlerinden dolayı teşekkür etseler...

Kanları akıtılmak istendiğinde kurbanlık koyun gibi başlarını uzatsalar...

Tecavüze uğradıklarında bu tecavüzleri bir iltifat kabul etseler...

Esarete mahkum edilmeye boyun eğseler...

Kısacası bizler, bu katillerin bütün arzu, istek ve emellerini yerine getirsek, acaba “terörist” damgası yemekten kurtulabilir miyiz? Asla!.. Çünkü “terörizm suçlaması” onların ellerindeki tek silah. Düşmanlık yapmak istedikleri toplumları önce kötü göstermek, sonrada arkalarına topladıkları avaneleri ile beraber olup emellerini gerçekleştirmek onların işidir. Siz bu silahlarını ellerinden alırsanız, onlar akıllarını kiraya vermiş olan insanları nasıl kandıracak ve mazlum insanların üzerlerine saldırtacaklar? Dünya milletleri katillerin her istediklerini yerine getirmiş olsalar bile o damgadan kurtulamazlar. Katliamdan, zulümden, tecavüzden, itilip kakılmadan kurtulamazlar.

Bu “terörizm” silahı olmadan ABD ve Yahudiler yalnız başlarına Afganistan’a veya Irak’a saldırabilirler miydi? Bu “terörizm” silahı olmadan dünyada bir çok avanak idareciyi kandırıp onların askerlerini Afganistan’a veya Irak’a yığabilirler miydi? Asla!..

11 Eylül 2001’den sonra ABD, her ay düzenli olarak en az bir iki kez “Avrupa’da Müslüman teröristler eylem yapacaklar...” diye asılsız haberler yayınlatıyor Avrupa medyasında. Bu gibi haberlerin arkasından tutuklamalar ve Müslümanlara karşı saldırılar başlıyor. İslam Düşmanlığı doruk noktasına ulaşıyor.

“İslam tek millettir.” Ve “Küfür tek millettir.” Hükümlerini anlamaya çalışarak bakın bir de yeryüzünde vukû bulan olaylara...

Gerektiğinde küfür milletleri topraklarımızı işgal konusunda bir araya gelebiliyorlar. En azından maddî ve manevî yardımları birbirlerinden esirgemiyorlar. Sonra gelsin işgaller, gelsin soykırım hareketleri... Bundan sonra da müslümanlar işgalciymiş gibi bir hava estiriliyor. Fakat kimse bana müslümanların savunma savaşından öteye gittiklerini söyleyemiyor.

Bu bağlamda bir dünya haritasını önünüze alarak, işgalci ülkeleri ve işgale maruz kalan ükleleri birbir sayabilirsiniz. Hem de devlet eli ile terörü suçunu işleyenlerle, masum oldukları halde “terörist ilan edilen ülkeleri ve halklarını da tek tek sayabilirsiniz.

İsterseniz sizler için bir dünya turuna çıkarak işgal edilen müslüman topraklarını tek tek saymaya çalışalım.

İşgal Edilen Topraklarımız:

Afganistan, ABD ve işbirlikçilerinin işgali altında.

Irak, ABD ve işbirlikçilerinin işgali altında.

Çeçenisten, Rusya’nin işgali altında.

Azarbeycan, Ermeniler’in işgali altında.

Doğu Türkistan, Çin’in işgali altında.

Keşmir, Hindistan’ın işgali altında.

Filistin, Yahudiler’in işgali altında.

Bosna, Sırbistan’ın işgali altında.

Sancak, Sırbistan’ın işgali altında.

Makedonya, Sırbistan’ın işgali altında.

Kosova, Sırbistan’ın işgali altında.

Kıbrıs, Rumlar’ın işgali altında.

Patani, Tayland’ın işgali altında.

Somali, ABD ve işbirlikçilerinin işgali altında.

Bunlar sadece aklımıza takılanlar... Dahası da var...

Suriye’nin Golan Tepeleri gibi kısmen işgal altında olan ülkeleri de saymadık burada. Ambargo ablukasına alınmış ülkelerimizden de hiçmi hiç söz etmedik.

Azınlık olarak bulunduğumuz ülkelerdeki durum da iç açıcı değil. Irak ve Afganistan gibi yerlerde her gün katliam yapan ABD, Avrupa ve diğer devletlerin, kendi ülkelerinde yaşayan Müslümanları el üstünde tuttuklarını mı sanıyorsunuz? Evleri yakılmak suretiyle katledilenlerden... Polis kurşunları ile susturulanlardan... Şikayet için polis karakoluna gidip cesedi geri gelenlerden... Mahkeme salonlarında katledilenlerden ne kadar haberimiz var?

Vatanları çalınanlar, imanlarını koruyarak tutarak vatanlarını kurtarabilirler, ama; imanları çalınanlar hem vatanlarını, hem de kimliklerini ebediyyen kaybetmiş olurlar. Avrupa’da integrasyon adı altında asimilasyon yapıldığını ve nesillerimizin yok edildiğini unutmayalım.

Sahi Guantanamo gibi gizli hapishanelerde ne kadar müslüman var? Bunlardan ne kadar katliama tabi tutuldular? Bu gayri hukukî tutuklamalarda esarete sürüklenenlerden kaç tanesinin ellerinde silah vardı ve kaç tanesi vatanlarını savunmaya çalışıyorlardı?

Bir de gizli işgale uğramış ülkelerimizden söz ettik. Yine hür devlet oldukları sanılan, ama; gerçekte gizli işgale uğramış devletlerimizin sayısı kaçtır. Topraklarımızın ne kadar işgal altındadır. Dahası altmış kadar ülkemizden kaç tanesi hürriyetine sahiptir?

Bu sorulara makul birer cevabımız yoksa ki; asla yok, o zaman da vazifemizi ifa için kolları sıvamak zorundayız. Allah yardımcımız olsun!

Selam ve dua ile...

ALINTI
Ekleme Tarihi: 04.11.2009 - 22:58
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1449 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
husameddin (47), halk yolcusu (37), Habibetti21 (37), aysani (50), kardelen__571 (35), hasan_el_benna (42), aslanþamil (44), caylak ali osma.. (51), vural (50), mero (), ByNet (54), enginbey (49), veleye5 (28), yazitura (45), betulonur (41), NiSA (47), aliavlamaz (37), adler42 (46), 0730sahin (43), ercan58 (41)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.93360 saniyede açıldı