0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Vermeyi öğrenmek

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 5 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
Vermeyi öğrenmek

1686 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.07.2007
En Son On: 17.08.2009 - 12:01
Cinsiyeti: Bayan 



KUR’ÂN’IN ÂYETLERİ, ideal insan tanımlarıyla doludur. İçimizdeki insanlık cevherini ortaya çıkarıp geliştirecek, bizi olgunlaştıracak ve Allah’ın rızasına eriştirecek olan bu âyetler, önümüze alabildiğine geniş bir yarışma ufku açarlar.

Bu yarışın bir alt sınırı vardır ki, Kur’ân, muhatabı olan her akıl sahibini bu sınırlara riayet etmekle yükümlü tutmuştur. İnanılması gereken şeylere inanmak, namaz ve zekât gibi farzları yerine getirmek, yasaklanmış olan şeylerden de kaçınmak suretiyle insan bu alt sınıra riayet etmiş olur. Bunun sonucu da, âyet ve hadislerin haber verdiği şekilde, bağışlanma ve Cennet ile ödüllendirilmektir.

Fakat bu hayatın sonucunu sadece birtakım yükümlülükleri yerine getirerek sorumluluktan kurtulmaktan ibaret görmez ve daha fazlasına talip olursak, Kur’ân’ın bize gösterdiği hedefler arasında, hiç tükenmeyecek feyizler, bereketler, yüce idealler buluruz. Zaten Kur’ân’ın ruhu da buradadır. O bize yüce hedefler göstermekte ve bu hedeflere ulaşmak için yeteneklerimizi seferber etmeye bizi teşvik etmekte, bizi açıkça bir yarışa çağırmaktadır. Yalnız bu yarış, dünya işlerindeki yarışlar gibi rekabete dayanan ve tek galibi olan bir yarış değildir.

Dünya hayatının yarışlarında bir kişi kazanır; diğerleri onun gerisinde kalır ve kaybeder. Allah’ın rızasını ve Cennette yüksek dereceleri kazanmak için yarışanlar ise, ne kadar çok olsalar ve ne kadar büyük ödüllere de erişseler, Allah’ın rahmet hazinelerinden hiçbir şeyi eksiltmiş olmazlar. Âlemlerin Rabbi, gökler ve yer kadar genişliklerdeki Cennetlerinde yarışın bütün galiplerini birden göz görmemiş, akla gelmemiş nimetleriyle sonsuza kadar ödüllendirir.

İşte, Âl-i İmrân Sûresinin 133. âyetinde, Yüce Allah bizi böyle bir ödül için koşuşmaya çağırıyor:


Rabbinizden erişecek bir bağışlanmayı ve genişliği göklerle yer kadar olup da takvâ sahipleri için hazırlanmış bir Cenneti kazanmak için yarışın.


Kimdir o takvâ sahipleri?

Bu âyetin devamında ve daha başka âyetlerde bu özellikler madde madde sayılmış; hangi davranışlarla insanların böyle bir dereceye erişebilecekleri bildirilmiştir. Biz, bugünkü konumuz itibarıyla, bu maddelerden birine kısaca değineceğiz:


Bollukta ve darlıkta Allah için harcayanlar.

Burada çıtanın daha yükseldiğini ve zekât deyince aklımıza gelen zorunlu bağışın daha yukarılarına konduğunu görüyoruz. Zekât, bilindiği gibi, Kur’ân’ın pek çok âyetinde imanın bir özelliği olarak ve namazla beraber sayılan son derece önemli bir emirdir. Bu emrin alt sınırı ise fıkıh kitaplarında ayrıntılarıyla incelenmiştir; genel bir ifadeyle belirtecek olursak, dinin “zengin” olarak tanımladığı bir kimse, malının kırkta birini yoksula bağışlayarak bu sorumluluktan kurtulur.

Bu âyette ise, Yüce Allah, bu alt sınırın hakkını veren ve daha da ötesine geçmek isteyen kullarına son derece geniş bir kapı daha açmakta ve onlara hedef olarak en yüksek Cennet mertebelerini ve kendi hoşnutluğunu göstermektedir. Eğer insan dilerse bu imkânı kullanır ve ömrünün her gününü, her saatini, her ânını, ebedî âlemlerde hiç tükenmeyen kazançlar sağlayacak yatırımlara dönüştürebilir; kelimenin tam anlamıyla, sürekli olarak iyilik üretmeye programlanmış bir hayır makinesi halini alabilir. İşte bunun bir anahtarı; yahut, sürekli şekilde iyilik ve güzellik üreten bir hayır makinesinin özelliklerinden biri:


“Bollukta ve darlıkta Allah için harcamak.”

Bu özellik, sadece âhiret ödülünün değil, dünya hayatındaki huzur ve mutluluğun da bir anahtarıdır. Zira Yüce Allah, insanı, almakla değil, vermekle huzur bulacak şekilde yaratmıştır. Onun içindir ki, kendilerini devamlı olarak almaya şartlandıranların hayatta doyuma ulaştıklarını göremezsiniz. Vermeyi öğrenenler ise, hayatın hazzını yakalamış kimselerdir; onlar en büyük zevklerini alırken değil, verirken yaşarlar.

Ve yine bu yüzdendir ki, maddeci medeniyetin insanları darlığa düştükleri zaman, ilk olarak hayırlarından kısıntıya giderler. Kur’ân’ın terbiyesi altında yetişen insanlar ise, böyle durumlarda hayır musluklarını daha da açarlar. Böyle yapmakla kendi insanî yeteneklerini inkişaf ettirerek en yüksek Cennetlere lâyık bir hal alırken, aynı zamanda, Yer ve Gökler Rabbinin rahmetine olan iman ve itimatlarını da bir kere daha göstermiş olurlar. Kendisi darda iken Rabbinin rahmetine güvenen ve kendi sıkıntısına aldırmadan başka kulların derdine Allah’ın rahmetinden derman yetiştirmeye çalışan insan kadar hangi şey Allah katında sevimli olabilir?

Allah, elbette ki, öyle kulların ümitlerini dünyada da, âhirette de boşa çıkarmaz.

Ümit Şimşek

Ekleme Tarihi: 05.09.2008 - 22:09
Bu mesajı bildir   KaLBeNuR üyenin diğer mesajları KaLBeNuR`in Profili KaLBeNuR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Dostlar su an offline Dostlar  

238 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.06.2008
En Son On: 24.04.2009 - 20:10
Cinsiyeti: Bayan 
:( ağlar Elinize Saglik Elinize Saglik
Ekleme Tarihi: 05.09.2008 - 22:23
Bu mesajı bildir   Dostlar üyenin diğer mesajları Dostlar`in Profili Dostlar Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
SuMeYRa su an offline SuMeYRa  

1576 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.11.2004
En Son On: 11.11.2012 - 22:24
Cinsiyeti: Bayan 

Veren el, alan elden üstündür..

Sadaga Rasulullah aleyhissalatu vesselem...


Ekleme Tarihi: 05.09.2008 - 22:43
Bu mesajı bildir   SuMeYRa üyenin diğer mesajları SuMeYRa`in Profili SuMeYRa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
KUTAY_ su an offline KUTAY_  

335 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 31.08.2008
En Son On: 22.03.2009 - 00:29
Cinsiyeti: Erkek 
Samimi ve ihlaslı bir şekilde, Allah'ın rızası dışında hiçbir amaç ya da karşılık gözetmeden infak etmek imanın göstergesidir. İnfak eden müminler pek çok ayette övülmüş ve müjdelenmişlerdir. Ancak Al-i İmran Suresi'nin 92. ayetinde infak etme konusunda çok ince ve önemli bir ölçü verilmiştir: "İyiliğe erebilmek için sevdiği şeylerden infak etmek". Ayette şöyle buyrulmaktadır:


Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir. (Al-i İmran Suresi, 92)

Ekleme Tarihi: 05.09.2008 - 23:58
Bu mesajı bildir   KUTAY_ üyenin diğer mesajları KUTAY_`in Profili KUTAY_ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  
RE:

1463 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2007
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
Cinsiyeti: Erkek 
Alıntı
Orijınalı SuMeYRa


Veren el, alan elden üstündür..

Sadaga Rasulullah aleyhissalatu vesselem...


gül
Ekleme Tarihi: 06.09.2008 - 16:17
Bu mesajı bildir   Maksat kelam olsun üyenin diğer mesajları Maksat kelam olsun`in Profili Maksat kelam olsun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1419 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
husameddin (47), halk yolcusu (37), Habibetti21 (37), aysani (50), kardelen__571 (35), hasan_el_benna (42), aslanþamil (44), caylak ali osma.. (51), vural (50), mero (), ByNet (54), enginbey (49), veleye5 (28), yazitura (45), betulonur (41), NiSA (47), aliavlamaz (37), adler42 (46), 0730sahin (43), ercan58 (41)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.92190 saniyede açıldı