0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » YEMIN

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
ilknurMerve su an offline ilknurMerve  
YEMIN

476 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.06.2005
En Son On: 20.08.2014 - 00:12
Cinsiyeti: Bayan 
s.a
bir sorum olacakti yemin hakkinda:
benim bir arkadasim tek basina okuldan bir erkek arkadasi ile alisverise gidecegini bana söyledi,bende cok kizdim olmaz gitme dedim,inat etti ,ona söz verdim sözümden dönemem dedi.bende o anki sinirimle vallahi gidersen senin erkek arkadasina (evlenmeyi düsünüyorlar)söylerim dedim.ayni anda pismanda oldum aslinda öyle yemin ettigime ama bi defa söylemistim bile.erkek arkadasi duysa aralari kesin bozulur biliyorum.dün o oglanla gitmisler alisverise.simdi ben ne yapacagim?arkadasina söyleyemem söylersem aralari benim yüzümden bozulmus olur ama yeminde ettim!!!!simdi ne olacak???
Ekleme Tarihi: 29.06.2005 - 15:35
Bu mesajı bildir   ilknurMerve üyenin diğer mesajları ilknurMerve`in Profili ilknurMerve Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
yoktan su an offline yoktan  

1227 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.11.2003
En Son On: 16.03.2009 - 10:55
Cinsiyeti: Erkek 
aleykum selam kardesim..

İçinizde bulundugunuz durumda yeminizi bozup keffaret ödeminiz en güzelidir.. cünkü eger yeminizi yerine getirir ve söylerseniz bir hayrın önüne engel koymus olucaksınız.. Bu tür durumlarda ortada olan durumdan en güzeli secilir.. sizin durumunuzda yemininiz bozmak ve keffaret ödemeniz gerekir.

Keffaret

Yemin keffareti; gücü yeterse bir köle azad etmek veya on fakiri sabahli aksamli doyurmak ya da on fakiri alisilmis biçimde giydirmektir. Kisi bu üçü arasinda muhayyerdir. Ama bunlara gücü yetmezse,pesi pesine üç gün oruç tutar. Orucun arasi hayiz dahil hiç bir özür sebebiyle kesilmez, kesilmesi halinde yeniden baslanmalidir. Yemin kefaretinin geregi ve bu sekilde ödenecegi Kur'ân-i Kerîm'le sabittir. Ve âyet gayet nettir. (Bkz. Maide, 5/89). Onun için konu ile ilgili görüs farkliligi yoktur

Bugün ki şartlarda köle uygulaması olmadıgı için siz ayette gecen ikinci yolu yapınız.. Çevreizde bulunan on yoksulu bir gün doyurmaktır.. ya da onların bir günlük ihtiyacını onlara vermektir..

eger buna imkanınız yoksa üç gün oruc tutmalısınız..

*********

Konu ile ilgili Maide Suresinin 89.cu ayetinin Elmalı Tefsirindeki yorumunu aktaralım..


89-Şimdi burada bir müşkil (mesele, problem) vardır. "Akidleri yerine getirin." emri, bütün akid (anlaşma) leri içine alır ve şüphe yok ki, yeminler de bu akidlerde dahil idi. Burada da "Allah'ın size helal kıldığı güzel şeyleri haram saymayın" buyurulmuştur. Şu halde bir kimse her hangi bir sebeple yemin eder ve bu yemin ile bir helali kendine haram etmiş olursa ne yapacak? Zira yemininde dursa "haram saymayın" anlaşmasını bozmuş olacak. Yemininde durmasa yemin akdini yerine getirmemiş olacak. İşte bu müşkülü halletmek için buyuruluyor ki: Allah, yeminleriniz içinde lağv olan kasem (yemin)lerle sizi sorumlu tutmaz. O, bir akid değildir. Yemin-i lağvin tarif ve tefsiri Bakara sûresinde geçmişti. (Bakara, 2/225) Ve fakat akdetmiş olduğunuz, yani "şöyle yapacağım, böyle yapacağım, yahut şöyle olursa şöyle edeceğim" şeklinde gelecekle ilgili olmak üzere kendinizi bağladığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bunlara "yemin-i mün'akide" (mün'akide yemin) denir. Mesela "Vallahi evlenmiyeceğim, vallahi karıma yaklaşmayacağım, vallahi yarın oruç tutacağım, yahut vallahi sigara içmiyeceğim" gibi yeminler mün'akidedirler. Bu gibi yeminler birer akid oldukları için yerine getirilmeleri lazım gelir. Getirilmezse Allah muâheze eder (cezalandırır). Bunlar ise iki türlüdür. Birisi günah olmayan bir şeye yemindir ki, bunun bozulması asla caiz değildir, büyük günahtır. Diğeri günah olan bir şeye yemindir ki, bunda sebat etmek bozmaktan daha günahtır. Ve bunun için ehven-i şerreyn (iki şerden daha hafifi) seçilip "Kim birşeye yemin eder sonra ondan başka daha hayırlısını görürse yemininin keffaretini versin, sonra o daha hayırlı olanı yapsın" hadis-i şerifi delaletince yeminin bozulması tercih edilir ve keffaret (dünyevî ceza) verilir ki, bu keffaret, hem yeminin bozulmasının bir cezası ve muahezesi, hem de ahirete ait cezadan kurtuluş için bir ibadettir. Bununla beraber keffaretin lüzumu yalnız bu kısma mahsus değildir. Öncekinde de vacibtir. Çünkü bozulması caiz ve daha uygun olan bir yemin akdinin bozulmasından dolayı muaheze demek olan keffaret (ceza) vacib olunca, bozulması asla caiz olmayan yeminin bozulmasından dolayı bu muahezenin öncelikle farz olacağı açıktır. Bu şekilde bütün keffaretlerde hem ceza, hem de ibadet mânâsı vardır. Ve herhangi bir mün'akide yemin bozulduğu zaman da dünyada bir keffaret ile cezalandırılır. Ve bu keffaret ile yukardaki müşkil (problem) halledilir.

Şimdi yemini bozmanın keffareti, ailenize yedirdiğiniz yemeğin çeşit ve miktarında orta bir şekilde on fakiri bir gün doyurmaktır. Bu iki şekilde olur: Birisi bir akşam, bir de sabah çağırıp yemek yedirerek karınlarını doyurmaktır ki, buna ibâha denilir. Diğeri de akşam sabah doyuracak kadar ellerine bir şey vermektir ki, buna da temlik ismi verilir. İmam-ı Âzam Ebu Hanife'ye göre bunun ölçüsü her fakir için bir fıtra (fitre) gibi buğdaydan yarım sâ (sâ = 2.917 kg. hububat ölçüsü), diğerlerinden bir sâ' dır. İmam Şâfiî'ye göre bir "müd" (1 müd = 832 gr.) dür. Yeminin keffareti ya böyle on fakiri doyurmak, yahut on fakirin kisveleridir. Kisve, dinen örtülmesi gereken yerleri örtecek bir elbise demektir. Bir rivayete göre de bir "sevb-i câm" (bütün bir takım elbise)dır. Veyahut bir rakabe, bir köle veya cariye insan azad etmek (hürriyetine kavuşturmak)tir. İmam Şâfiî, adam öldürme keffaretine kıyas ederek, bunun da mümin olmasını şart kılmış ise de, Hanefî imamları, adam öldürme keffaretinden başkasında, nassın (dînî delilin) görünüşüne (zahirine) göre müslüman olmayan köleyi de yeterli görmüşlerdir. Sözün kısası yeminin keffaretinde bu üçten biri vacibdir, tayininde ise mükellef serbesttir. Buna göre her kim bunlardan birini bulamaz, vermeye gücü yetmezse onun keffareti de üç gün oruçtur. İbnü Mes'ud Mushafında olduğundan bu üç günün fasılasız (ara vermeksizin) birbiri ardınca tutulması da vacibtir. İşte yemin ettiğiniz zaman yeminlerinizin keffareti budur. Bozulduğu zaman bu keffareti yerine getiriniz. Ve yeminlerinizi muhafaza ediniz. Yani önce her şeye yemin etmeyiniz. İkinci olarak, yemininizin şeklini iyi belleyiniz, ihmal ederek unutmayınız. Üçüncü olarak, günah olmayan ve bir hayrı yasaklamayan yeminlerde gücünüz yettiği kadar sebat ediniz, bozmayınız. Dördüncü olarak, bozduğunuz takdirde keffaretini de vererek yeminin şanını koruyunuz. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ve gelecekte daha beyan edecektir ki, şükredesiniz.

*******

Selam ve dua ile

gül
Ekleme Tarihi: 29.06.2005 - 18:47
Bu mesajı bildir   yoktan üyenin diğer mesajları yoktan`in Profili yoktan Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1489 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
husameddin (47), halk yolcusu (37), Habibetti21 (37), aysani (50), kardelen__571 (35), hasan_el_benna (42), aslanþamil (44), caylak ali osma.. (51), vural (50), mero (), ByNet (54), enginbey (49), veleye5 (28), yazitura (45), betulonur (41), NiSA (47), aliavlamaz (37), adler42 (46), 0730sahin (43), ercan58 (41)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.44570 saniyede açıldı