lopinavir ritonavir generique colchicine ivermectin kamagra lopinavir ritonavir bedranol bekunis dragees beloc cor beloc zok beloc benicar hct benicar benzoyl betagan betapace betaprol betnesol betnovate biaxin bilol comp bilol bimatoprost binaldan binordiol blocadren bocatriol bondronat bonidon boniva brand cialis brand levitra brand viagra brexidol buspar butohaler butovent bystolic cabaser calan sr calan calcijex calcium sandoz canasa canestene cardaxen plus cardaxen
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » DENEME TAHTASI » HAYATIN GÖRÜNMEYEN DERİNLİKLERİNDEN BİR ANLIK KALP ATIŞI

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 5 mesaj mevcut
Ekleyen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
HAYATIN GÖRÜNMEYEN DERİNLİKLERİNDEN BİR ANLIK KALP ATIŞI

1686 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.07.2007
En Son On: 17.08.2009 - 13:01
Cinsiyeti: Bayan 
Çok soğuk bir akşam üzeriydi, güneşin bulutların üzerinde batmaya başlamasıyla zevale gidişin izleri görünmeye başlamıştı. Anneannemden aldığım emaneti yerine ulaştırmak için tevekkül silahını kuşanıp caddeye fırladım. Kainatın kudretli padişahı olan Kadîr-i Zülcelal’in ismini alarak beş dakika sonra gelen ilk dolmuşa bindim. İçerisi kalabalık olduğundan ayakta kalmıştım. Tabii bu fırsatı değerlendirerek insanları seyre koyuldum.

Dolmuşun içinde Rabbimin cemalinin cilvelerini okuyabileceğim türlü türlü mizaçlarda insanlar vardı, tesettürlüsü, nur yüzlüsü, sakallısı, yaşlısı, genci. Sanki o çeşitlilik içinde bir Vahidiyet tecelli ediyordu. Ama onların arasında iki kişi vardı ki, çok ilginç bir tevafukla yanyana oturmuşlardı. Farklı iki dünyanın insanı gibiydiler. Halbuki ikisininde “Hâlık’ı birdi, Râzık’ı birdi....”

Cam kenarında, elinde işlemeli bastonu, başında nakışlı bembeyaz yemenisiyle, üzerinde çok eski bir pardüsesi olan, bu sade ve mütevazi görünüşünü nurlu ve mütebessim sîmasıyla tamamlayan doksan yaşlarında tatlı bir nine oturuyordu, vücudunun ihtiyarlığına rağmen ışıl ışıl parlıyordu ve kainatı hâkimiyeti altında tutan, zerreden şemse kadar herşeyi düzenleyip tertip ve tanzim eden bir yaratıcıya tevekkül etmenin verdiği güven ile çok heybetli bir duruşu vardı.
Hemen yanında da uzun boylu, iri yapılı, üzerinde deri mont, başında spor şapkası bulunan , yirmiiki yaşlarında bir genç oturuyordu. Kulağında kulaklık vardı, müzik sesinin yüksekliğinden hızlı bir parça dinlediği anlaşılıyordu. Ama yüz mimiklerinden, sanki semadan gelen ulvî sadaları, mevcudatın mütemadiyen yaptığı zikri ve bir radyo alıcısı gibi olan kalbine gelen manevi mesajları duymamazlıktan geliyor, dolmuşun motor gürültüsünü müziğin hızlı ritmiyle karıştırarak susturmaya çalışıyor gibiydi. Yüz hatlarında enaniyetin hakimiyeti ve dünyevîliğin gölgeleri, bakışlarının derinliklerinde gaflet ve ülfet perdesiyle örtülmüş sonsuzluk arayışları, hareketlerinden acziyetini ve fakriyetini insanlardan saklamak için dik durup büyüklenir gibi bir hali vardı.
Ben bu düşünceler yumağı içindeyken birden çalmaya başlayan cep telefonu ile kendime geldim. Telefon sesi, ayrı dünyaların insanlarına benzettiğim iki insandan biri olan gencin cebinden geliyordu.

Delikanlı, kasıla kasıla cebinden çıkardığı telefon ile konuşmaya başladı. O konuşurken yanındaki nine de büyük bir dikkatle onu seyrediyordu. Bunu farkeden delikanlı, konuşmasını bitirdikten sonra gururlanırcasına elindeki telefonu evirip çevirmeye başladı. Onun bu halini seyreden ninenin birden gözleri doldu, gözlerinden akan pırlanta gibi damlacıklar nurlu yanaklarına misafir oldu.

“Evladım” dedi nine, “bana elindeki telefonun özelliklerini anlatır mısın? Çok merak ettim de!” Birden afallayan gencin şaşkınlığı yüzünden okunuyordu. Bu kadar yaşlı bir insandan böyle bir soru geleceğini hiç beklemiyordu. Sonra kendini toparladı ve cevap verdi “tabii anlatırım ihtiyar” deyip böbürlenerek anlatmaya başladı. “Bu telefon şu anda üretilenlerin en iyisi, en pahalısıdır, hem de çift GSM şebekelidir. Çok uzun ömürlüdür, şarjı hemen bitmez, ayrıca uydular aracılığıyla dünyanın her yeri ile anında görüşebiliyorsun. Bir arayışta elli saat konuşabilme imkanın var” diye sözünü tamamladı delikanlı.
Sonra nine hafif tebessüm ederek delikanlıya döndü, “evladım bende de bir telefon var ki; taa doğduğum zaman verilmiş bana. Bu zamana kadar kullandım, bu güne kadar da hiç şarjı bitmedi, aslında şarjlı da değil. Onu yapan mühendis çok mükemmel yapmış. Hem bu telefonla, üzerinde yaşadığın dünyayı ve dünyanın içinde gezdiği galaksileri düzenleyen ve yöneten tek ve en büyük yöneticiyle, aramıza hiçbir aracı girmeden ve zaman sınırı olmadan konuşabiliyorum. Hem pahalı da değil çok düşük bir ücreti var” dedi.

Bu sözleri işiten genç çok heyecanlanmıştı, neden daha önceden böyle bir telefonun üretildiğinden haberi olmamıştı. Böyle mükemmel bir telefonun bu köylü görünüşlü ihtiyarda oluşu Onu iyice şaşkına çevirmişti. İçinden “nasıl olurda bu ihtiyar telefon kullanır, hem üstelik benimkinden daha iyi olur” diye düşünürken, nur yüzlü nine “sana bir suâl soracağım evladım” dedi ve hemen arkasından ekledi “sen o telefonla kimlerle görüşebiliyorsun, görüştüğün kişilerden cevabını alabiliyor musun?” Delikanlı babasının bürokratik yönden çok geniş bir çevreye hahip olduğunu düşünerek bir anda söze karıştı “ben bu telefonla cumhurbaşkanıyla başbakanla” hatta olayı abartarak “bazı yabancı ülkelerin yöneticileriyle bile görüşebilirim” dedi küçümseyen bakışlarla.Ama bir yandan da o mükemmel telefonu merak ediyordu.

Bu bakışlara ve sözlere biraz kızan nine, yüzündeki cemâlin tecellisi altında celâl yüklü bakışlarla delikanlıya dönerek “Peki O insanlar seni severler mi veya sen aradığın için sevinirler mi?” Nine bakışlarını cemalî tebessümler dönüştürerek “peki ya ailen? Onlar sen aradığın için sevinirle mi? Elbetteki çok sevinirler amaa şunu sakın unutma; o telefonu açtığın zaman avizenin karşısında kimsenin olmadığı birgün de gelecek, bütün sevdiklerin ve seni sevenler bu dünyadan gittiklerinde kimi arayacaksın?”
Delikanlının hareketleri yavaş yavaş değişmeye, durgunlaşmaya başlamış, o büyüklenip böbürlenmeler yerini, sakin, mütevazi ve mahçup bir halet-i ruhiyeye bırakmıştı. Artık bakışlarının derinliklerindeki gaflet perdesi yırtılmış, ruhunun sonsuzluk arayışını haykırıyordu. Bir yandan da çok etkilendiği, ninenin telefonunu merak ediyordu.

Ruhunu kemiren bu merak, dudaklarında hararetli bir soruya dönüşerek, yumuşak bir dille “nineciğim çok merak ettim nerede bu telefon?” dedi delikanlı. Gözyaşlarıyla yıkanmış yüzünü şefkatle delikanlıya dönerken, artık güçsüz kalmış titrek elleriyle dayandığı bastonunu kaldırarak delikanlının kalbine dayadı “işte burada evladım işte burada” dedi.

Evren Teke
hossada
Ekleme Tarihi: 16.12.2007 - 01:11
Bu mesajı bildir   KaLBeNuR üyenin diğer mesajları KaLBeNuR`in Profili KaLBeNuR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Forum Düzeni - imzaları göster
önceki konu   sonraki konu

Mesajlar Ekleyen Tarih
 HAYATIN GÖRÜNMEYEN DERİNLİKLERİNDEN BİR ANLIK KALP ATIŞI
KaLBeNuR 16.12.2007 - 01:11
 HAYATIN GÖRÜNMEYEN DERİNLİKLERİNDEN BİR ANLIK KALP ATIŞI
Ukab 16.12.2007 - 01:35
 RE:
akinzen 16.12.2007 - 02:31
 HAYATIN GÖRÜNMEYEN DERİNLİKLERİNDEN BİR ANLIK KALP ATIŞI
KaLBeNuR 18.12.2007 - 13:54
 HAYATIN GÖRÜNMEYEN DERİNLİKLERİNDEN BİR ANLIK KALP ATIŞI
.erdal. 20.12.2007 - 00:13

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 470 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
joseph (54), memoli1999 (56), ilyas53 (39), abisten (62), katre16 (45), yaffan (48), melikbey (60), SeLiM_66 (32), DuaDilencisi (44), M_e_r_y_e_M (51), ýmran daly.. (55), selcukk53 (42), yasin28 (49), kamil_0680 (44), ömer38 (46), ilhanbey (), y.naman (52), semih34 (43), **reis** (39), sergeantmental (51), akcay_79 (45), elzeyn (45), mazhar (37), EMANET (39), Vurgun1 (55), Melihat (39), übeyt (43), meral--53 (38), ali ozet (56), yetim (51), x_boncuk_x (36), visdöksan (44), cemile495 (48), hakikat_Tr (45), selimffm (47), ihlas2 (55), yasin_8 (37), melikezeynep (39), duygusalbiri (44), avar-2 (60), EFSANE10 (45), SADIK 55 (47), mudogan21 (45), mehmetsefa (43), SemOw (37), Huzeyfe-tul Yem.. (35), dinceral (47), ozcansasmaz (47), Huzur_Sokagi (44), dolunay_1 (46), beylerbeyi61 (60), tugra37 (55), EROL GÜNASLAN (61), fayza (45), xmahmut (37), Alaattin Enes (53), MÜCAHIDE : ) (36), saricicek (52), susuzyurek (46), Damla (35), rdagci (42), yakamoz79 (45), erbas (50)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.50303 saniyede açıldı