 |
|
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Ekleyen |
|
|
|
70 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 03.04.2008
|
En Son On: 31.08.2008 - 22:16
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
" Doğumsuz, ölümsüz, artmaz, eksilmez bir güzellik diyor Eflat'un aşk için. " Artmaz " kısmında külliyen yanılıyor üstat. Bir çoğalmadan ibarettir çünkü aşk, bir çoşmadan, kabarmadan, büyümeden ibarettir. Devamlı artmayan bir duygunun aşk olması ne mümkün?
Ahsenü'l - Kasas buyrulmuş Yusuf suresinde; aşkı anlattğı için bu sure. MEVLANA, " Zeliha o hâle gelmişti ki," diyor, "çörekotundan öd ağacına kadar her şeyin adı YUSUF'tu onun için. Yusuf'un adını başka adlara gizlemişti, mahremlerine bu sırrı söylemişti. Mum ateşte yumuşadı, dese; sevgili bize alıştı, yüz verdi demiş olurdu. Bakın ay doğdu, dese; söğüt dalı yeşerdi dese (...) ; başım ağrıyor, dese; başımın ağrısı geçti dese, hep ayrı manaları vardı bu sözlerin. Birini övse onu överdi, birinden şikâyet etse onun ayrılığını söylemiş olurdu. Yüzbinlerce şeyin adını ansa, maksadı da Yusuf'tu onun, dileği de..."
Ne din ne de yasalar yasaklamıştır aşkı; yürekler Allah'a aittir çünkü. Canların birbirinde kaynayıp erimesidir, canların can özünde yitirilmesi ve aranmamasıdır aşk. Parçalara böldükçe demiri, mıknatısî güçle bütün parçaların yine birbirlerini aramalarıdır. Arama gücünü yitiren, zayıflatan küçülten parçalar bırakır ancak birbirini kovalamayı. Taş içinde saklı olan ateştir aşk, bir kıvılcım çakınca kuşatır bütün evreni. Atom çekirdeği etrafında saniyede iki bin kilometrelik hızla dönen elektronların kârıdır bu. Kudretin ve ilâhî sanatın özündeki cevherden beşerî estetiğe akıp gelen ilhamdır o. Bir şehre Uşşak, bir köye Âşıklar adını vermektir. Aşk ki, şiirde " Su Kasidesi," mimarîde Selimiye, musikide Ferahfezâ'dır. Aşk, haddehanelerden dökülen ateş, nağmeye gebe sözdür. Aşk, meşktir.
Bir şeyin aşk olabilmesi için tutkulu olması, patolojik olması, anormal olması gerekir zannımca. Aşk bir bedenî hastalık olsaydı yalnızca, hastanelerde tedavi ederlerdi onu; oysa bimarhanelerde tımara çekilir aşk son ucunda.
İştahla yemek yerken hatırlayıp sevileni, yemek boğazda düğümleniyorsa; derin uykularda görülen rüyadan sonra bir daha uyku girmiyorsa gözlere; şen bir mecliste adı anıldığında onun, inziva engin bir boyut kazanıyorsa; hamasî bir söylevin tam ortasındaki bir kelime, bir cümle ne dediğini bilmezleştiriyorsa insanı; işte odur aşk. O ki, göz kapakları kapandığında karanlıkları son bulmuyorsa, ne cür'et aşktan söz edile!?...
Aşk şiidir, " şiir gibi"ye çıkar yolu. Mahlâs seçerken " Âşkî (aşkla ilgili, âşık)" sıfatını tercik edenler bilir aşkı. Hak aşığı diye eline bağlamayı alıp yürek yaralarını çığıranlar bilir aşkı.
Sevgi üzerine kullanılabilecek bütün mecazları üstüne alınmadır aşk. Aşk acıdır, hasrettir. Hicran ve hayrettir, firkat ve gurbettir. Gözyaşı ve ahtır; tazarru ve münacattır. Aşk ölümdür, can vermedir, kurban olmadır.
" Yalnızca bir türlü aşk vardır ama görüntüleri binlerce türlüdür," der bir bilge. Üç çeşidini söyleyelim biz:
Aşk Beşerîdir; şakayla başlar, sorumluluk getirir. Gözden girer, gönülde yaşar. Surete meyledenler ziyandadır.
Aşk platoniktir; sohbetle başlar, zahmet getirir. Zihinden girer, gönülde yaşar. Sîretini süslemeyenler yol şaşırır.
Aşk İlâhîdir; imanla başlar, vahdete götürür. Gönülde doğar, gönülde yaşar. Sırrı saklamayanlar, başını verir.
Gönül ki, Allah'ın evidir, aşkın her çeşidine itibar eder. Bütün milimetrekarelerinde aynı sevgili olmayan bir gönül aşkı bilir mi acep?!... Bir kuru yakınlaşmayı, ilgiyi, arzuyu aşk sanarak yaşanılan ömür adına vaveylâ ve vâ esefa!... Bir Cemal'e kul, bir Ahmet'e köle, Bir Leylâ'ya deli ve bir ışığa pervane olmayanın aşkı mı vardır, ya aklı mı vardır ki!...
Âlem bir aşk için yaratılmış ve "Aşk imiş her ne var âlemde !..." 
|
Ekleme Tarihi: 28.06.2008 - 15:52 |
|
|
|
1504 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 28.05.2008
|
En Son On: 07.08.2009 - 22:12
|
Cinsiyeti: Bayan
|
|
Gönül ki, Allah'ın evidir, aşkın her çeşidine itibar eder. Bütün milimetrekarelerinde aynı sevgili olmayan bir gönül aşkı bilir mi acep?!... Bir kuru yakınlaşmayı, ilgiyi, arzuyu aşk sanarak yaşanılan ömür adına vaveylâ ve vâ esefa!... Bir Cemal'e kul, bir Ahmet'e köle, Bir Leylâ'ya deli ve bir ışığa pervane olmayanın aşkı mı vardır, ya aklı mı vardır ki!...
|
Ekleme Tarihi: 28.06.2008 - 18:07 |
|
|
|
 |
|
Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
hasandeveli (43), Bayburtlu-Ercan (52), elcibey (55), TURAN (46), dolfin34 (52), kuscu38 (49), islamkizi_57 (34), rizwanbara (35), efsa (38), canocan (41), esat_7119 (40), efsane_18 (37), tartur (54), subocugu (42), Nihal (54), TiYILD (46), mehdi_aziz (48), cihad_gunes (39), F3THULL@H (43), ebru28 (48), suatguzel (42), wien_kenan (44), DIYAR29 (48), Si^a^ (38), Medline (45), Erdem79 (46), hayrullahbey (49), Mikail ÖZKURT (40), servett (53), karasahin28 (49), blnteksen (53), botan73 (44), beyzanur karaku.. (48), ramoxp42 (50), dehem (39), gedai (57), astagin (53), dervis (50), Can_Polat (44) |
|
|
|
 |
|
|