0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » İbn-i Haldun

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
İbn-i Haldun

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Vefat günü olmasI sebebiyle ibn-i Haldun
ALLAH RAHMET EYLESiN

İbn-i Haldun kimdir-İbn-i Haldun hayatı,biyografisi
İslam Uygarlığı, orta çağın genel kültür durumuna bağlı olarak dini bir uygarlıktır. İslam Uygarlığı’nın yetiştirmiş iki önemli düşünürü, Türkistan’da 10. yy.da yetişmiş bir Türk filozofu olan Farabi ile, 14. yüzyılın sonlarına doğru Tunus’ta yetişmiş bir Arap düşünürü olan İbni Haldun’dur. Ortaçağ’ın sonunda yaşayan İbni Haldun, o devrin bütün zorluklarına katlanarak, devrin bütün mahrumiyetini yaşıyarak bu fırtınalı hayatın içinde büyük eserler vermiştir.
İbni Haldun, Endülüs’te yaşamış, Hatramutlu (Hıdırmutlu) Tunus’lu bir Arap ailesine mensuptur. 27 Mayıs Hicri 1332’de Tunus’ta doğmuştur. Eğitimini Tunus ve Fas Medreselerinde teoloji, fıkıh, mantık, edebiyat ve matematik öğrenerek tamamlamış ve genç yaşında siyasi ve idari hayata atılmıştır. Fas Sultanı’nın hizmetinde çalışırken siyasi iftiraya uğrayan düşünür hapse atılmış ve buradan ancak sultanın ölümü sonucu kurtulabilmiştir. Bundan sonra Endülüs’e giderek elçilik yapmış ve bu arada İspanya Kralı Alfonso’nun hayranlığını kazanmıştır. Kralın, İspanya’da yerleşmesi isteğini kabul etmiyen İbni Haldun, İspanya’dan ayrılarak tekrar Afrika’ya dönmüş, çeşitli Berberî ve Arap devletlerinde siyasi, idari, askerî görevler alırken biryandan da bilimsel çalışmalarda bulunmuştur. Bir ara devlet hayatından ayrılarak Mukaddime adlı eserini yazmış ve 1378’de Fas sultanına sunmuştur.
Yaradılışı bakımından aktif devlet hayatından uzak kalmayan İbni Haldun daha sonra Mısır’a yerleşerek kadılığa başlar. Fakat adalete düşkünlüğü, tarafsızlığı, siyasi etkilere koyma gücü yüzünden bazı kişilerin şikayet ve iftiralarına uğrar. Sultanın huzurunda yapılan duruşmada beraat etmişse de, gururu incinen düşünür kadılığı bırakarak, bir süre Kahire’de Camii Esher’deki müdderisliği ile yetinmiştir. O sırada Timurlenk Suriye’yi zaptetmiş olup, Şam’ı tehdit ediyordu. Kahire Sultanı devlet yetkililerinden birçoğunu ve bu arada İbni Haldun’u Timur’a gönderdi. Fakat İbni Haldun’un da bulunduğu bu heyet hapsedildi. Bir gece kaçmaya teşebbüs ettilerse de, başaramadılar. Timurlenk görüşmede İbni Haldun’dan Batı hakkında bilgi istedi. İbni Haldun, Timurlenk’e bir şark bir de batı tarihi yazdığını ve içinde kendisine ait sahifelerin de bulunduğunu söyledi. Timur o satırları okumasını ve yanlış varsa düzeltmesini istedi. İbni Haldun, Timur’un soykütüğünü okudu, hükümdar hayretler içinde kaldı. Bu bilgilerin kaynağını sordu, aldığı cevap üzerine hayran hayran İbni Haldun’u süzdü ve memleketine gidip gitmiyeceğini sordu. İbni Haldun bunu kabul etti. Fakat kütüphanesini getirmek üzere Kahire’ye gitmesi gerektiğini söyledi. Timurlenk, O’na ve arkadaşlarına müsaade etti, birkaç gün sonra Şam, Moğollar tarafından işgal ve tahrip edilmiş ve Mısır’a dokunulmamıştı. Böylece Mısır’ı yağma edilmekten kurtardığı için halk tarafından İbni Haldun çok sevilmiştir. Fakat, düşünür bir daha Timur’un yanına dönmedi. 1406 yılında 74 yaşında Kahire’de vefat etti. (1)
Farabi de dahil olmak üzere, İslam Filozofları siyasal nitelikteki eserlerini yazarken, kasten iki farklı anlama gelecek biçimde kaleme almışlardır. Gerçekten bu eserler dış görünüş ve anlatış biçimi ile dini tutuculuk içinde bulunan toplumun inanç, düşünce ve isteklerine uymakta, böylece tepkilere uğramaktan kurtulmakta idiler. Fakat yazarların herkesce benimsenen ve tekrarlanan açıklamaları ve yorumları, kendilerinin asıl maksatlarını aydın kişilere izah edebilecek nitelikte idi. İbni Haldun’u ise, öncekiler gibi böyle dolambaçlı yollara sapmadan yazma ustalığını ve başarısını gösteren bir kişi olarak görmekteyiz. Bunun sırrını, İbni Haldun’un, felsefi teolojik konuları önceleri bir yana bırakarak doğrudan doğruya tutucu zümrenin tepkisine sebep olmayan tarih ile uğraşmasında aramak gerek.(2) İbni Haldun’u sırf bir tarihçi ve tarih biliminin öncüsü kabul etmek doğru olmaz. Zira o “tarih” başlığı altında toplumun çeşitli sosyal ve siyasi problemlerini ele almış, bunları gözlemci ve eleştirici bir metot izliyerek izah etmiştir. O, tarih bilimi, tarih felsefesi adı altında çeşitli konuları incelemiştir.
İbni Haldun’u etkileyen, ister doğulu, ister batılı olsun herhangi bir düşünürden söz etmek oldukça güçtür. Mukaddime adlı eserinde her ne kadar “Yunan” ve “Rum”dan bahseden nakledilmiş bilgilere, Eflatun, Aristo’nun adlarına rastlanmaktaysa da, O, ne Aristo’yu, ne Eflatun’u n ede kendisi ile sık sık karşılaştırılan Thucydides’in eserlerini okuduğuna ait bilgi yoktur. Bir çok yerde Aristo’dan küçümseyici bir dille söz edişi de bu görüşü doğrulamaktadır. (3) Kendinden önceki İslam düşünürlerine ise ancak onları eleştirmek için değinmiştir. Örneğin, “Faziletli Site”sinden bahsederken Farâbi’yi sosyal gerçekliğin böyle ideal bir devlet göstermediğini söyliyerek açıkça eleştirmiştir. O halde Ortaçağ İslam dünyasında çoğunlulğu birer öğüt kitabı niteliğini taşıyan siyasi eserler ve bunların yazarları İbni Haldun’u hiçbir şekilde etkilememiştir.(4)
Kişiliğinde; bilim ve siyaseti bütünleştiren bu çok yönlü düşünür, tıpkı Aristo gibi, bu gün ayrı ayrı bilim dallarının işlediği çeşitli konularla ilgilenmiştir. Tarih felsefesinin ve siyasi sosyolojinin öncüsü olan İbni Haldun, siyaset, maliye, iktisat, şehircilik, müzik, mantık, demografi vs. gibi alanlara el attığından, tarihi maddeciliğe (materyalizme) kadar uzanan çeşitli modern görüşlerin ilk işaretlerine onun eserlerinde rastlamak mümkündür. Bu durum; İbni Haldun’un yaşadığı sosyal ve siyasal ortamın bütün özelliklerini kavraması, sosyal olay ve olguları gözleyip anlıyarak açıklamaya çalışması uğraşından kaynaklamaktadır.
Ekleme Tarihi: 22.02.2009 - 00:22
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 2123 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
sefa46 (70), sa71bo (53), hacý46 (39), talathoca (68), volkanadar (46), abcesam (66), ~YaSeMeN~ (40), Yavuz Selim Hay.. (54), sezerarzumanogl.. (40), mhakanavci (43), mevlüt01 (43), ravza dila (41), cartel02 (43), CANBULUT (48), mbitis (39), nurkelebek (56), lokmanyavuz1959 (65), mke55 (40), Seymaa (51), veyselkarani (51), a_musab (38), uyuz (45), tugbil (60), Guldemet (49), Fatih Erus (38), Nedim06 (59), Yusra (36), a_Sena_a (49), abdullah acar (47), M HAKAN AVCI (43), kral (48)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.67999 saniyede açıldı